Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/987 E. 2020/965 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/987 Esas
KARAR NO:2020/965

DAVA:Kayıt – Kabul
DAVA TARİHİ:12/10/2011
KARAR TARİHİ :24/12/2020

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin … A.Ş’nin … Şubesi’nde hesapları olduğunu, banka sahipleri ve personelinin hileli davranışları sonucu bankanın içi boşaltıldığı için müvekkillerinin mevduatlarından mahrum bırakıldıklarını ve bugüne kadar da kendilerine herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı banka yetkilileri ve sahiplerinin off shore hesapları üzerinden sanal olarak transfer gösterip mevduatları kendi şirketlerinde kullandıklarını, bankanın içini de bu şekilde boşalttıklarını, bu nedenle bir kısmının yargılanarak ceza aldığını, müvekkillerinin devlet güvencesinde olan bir bankaya yurt dışında kazandıkları paralarını yatırarak memleketlerine döviz girdisi sağlamak düşüncesi ile hareket ettiklerini, bankanın off shore bankacılığı ile içinin boşaltılacağını bilebilecek durumda olmadıklarını, … kapsamında sigortalı olan banka fona devredildiğinden beri …’nin mevduatın off shore hesaplarına aktarılmasını gerekçe göstererek ödeme yapmadığını, …’nin fonksiyonunun banka müşterisinin kendisinden kaynaklanmayan riskleri sigorta etmek olduğunu aksi halde mevduatın sigorta edilmiş olmasının bir anlamı olmayacağını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkillerine ait 43 adet Euro hesabının her birinden şimdilik 100 Euro olmak üzere 4.300 Euro ile 3 adet Dolar hesabının her birinden şimdilik 100 Dolar olmak üzere 300 Dolar’ın hesapların açıldığı tarihten itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet itirazında bulunmuş, davacılar tarafından dava konusu alacak talebiyle ilgili olarak iflas masasına alacak kayıt başvurusunda bulunulmadığını, bu hususun dava şartı olduğunu , davacıların … nezdinde hesap açtırdığını, müflis banka ile … Ltd’nin ayrı tüzel kişiliğe sahip olduğunu, davacıların her iki bankada hesap açmış olmaları nedeniyle uygulamayı iyi bildiklerini, bilerek ve isteyerek mevduatı off shore bankasına gönderdiklerini, dava konusu hesapların müvekkili banka nezdinde bulunmadığını ileri sürerek davanın usul ve esastan reddini savunmuştur.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; görev ve husumet itirazında bulunmuş, off shore hesap bedellerinin tasarruf mevduatı niteliği bulunmadığından müvekkilinden talep edilemeyeceğini, davacıların havale işlemlerini özgür iradeleri ile gerçekleştirdiklerini, her iki banka uygulaması ve işleyişini iyi bildiklerini, dava konusu mevduatların sigorta kapsamında olmadığını ileri sürerek davanın usul ve esastan reddini savunmuştur.
Davalı … A.Ş., husumet itirazında bulunmuş, off shore bankalarda açılan hesaplar ve bu bankalara gönderilen havalelerin mevduat sigortası kapsamında olmadığını ileri sürerek davanın usul ve esastan reddini savunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sonrasında 14/01/2014 tarih ve … sayılı kararla davanın, davalı … yönünden idari yargının görevli olması nedeniyle yargı yolu yokluğundan, davalı … A.Ş. yönünden dava şartı yokluğu ve husumetten, davalı …. A.Ş. yönünden ise, husumet nedeniyle reddine karar verilmiş, verilen karar davacılar vekili ile katılma yoluyla … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 14/10/2015 tarih, 2015/9857 Esas, 2015/10525 sayılı kararıyla; “1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillere gerektirici sebeplere göre, davacılar vekilinin davalı …’ne yönelik tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, … vekilinin husumete yönelik tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince ise, iflastan sonra açılacak davalarda davalı müflisin hak ve menfaatlerinin korunması iflas idaresine ait olduğundan müflisin iflas idaresine tebligat yapılarak davaya devam edilmesi gerekmektedir. Mahkemece, davalı müflis şirkete dava dilekçesinin tebliği üzerine İflas İdaresi vekili tarafından vekaletname sunulup, cevap dilekçesi verildiğine ve İİK’nın 226. maddesi uyarınca dava takip edildiğine göre bu noksanlık giderilmiş ve husumet İflas İdaresi’nce benimsenmiştir. Bu durumda, mahkemece davaya …’ne yönelik olarak devam edilmesi gerekirken davanın husumetten reddi doğru olmadığı gibi, İİK’nın 236’ncı maddesi uyarınca iflasın kapatılmasına kadar masaya alacak yazdırmak mümkün olup, masaya kayıt davası açılması için iflas idaresine başvuru yapılması da bir ön şart değildir. Davacının masaya başvurusu olmadığına göre doğrudan dava açmasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığından dava şartı yokluğundan reddi de doğru olmamış, bu nedenle, kararın davacılar yararına bozulması gerekmiştir.
4- … vekilinin davacı …’na yönelik temyiz itirazlarının, yukarıda (3) no’lu bentte açıklanan bozma sebep ve şekline göre, şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. ” neden ve gerekçesiyle mahkememiz kararı bozulmuş, bu kez davalı Müflis T…. İflas idaresi vekilinin karar düzeltme isteminin de reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmuş, yargılamaya kesinleşmeyen yönlerden devam olunmuştur.
Davacı tarafça davalılar …. A.Ş.’ye yönelik açılan dava hakkında Mahkememizce 14/01/2014 tarih ve … sayılı Kararıyla davalı … yönünden idari yargının görevli olması nedeniyle yargı yolu yokluğundan; davalı …. A.Ş. yönünden ise husumet nedeniyle reddine ilişkin verilen karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşıldığından, bu davalılara yönelik açılan dava hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davacı … tarafından davalı Müflis … A.Ş.iflas idaresine karşı açılan kayıt-kabul davası yönünden yapılan yargılama:
…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih, …Karar sayılı kararıyla davalı … … ….’nin iflasına karar verilmiş ve verilen karar 20/04/2006 tarihinde kesinleşmiştir.
Bilindiği üzere İİK 235/1.maddesi uyarınca iflas masasına bildirilen alacağın, iflas idaresince kısmen veya tamamen kabul edilmemesi üzerine alacaklı sıra cetvelinin ilanından itibaren 15 gün içinde kayıt kabul davası açabilir. Bu süre hak düşürücü süredir. Alacaklı tebligata yarar adresini iflas idaresine bildirmiş ve tebliğ için gerekli masrafı vermiş ise, kayıt kabul davası sıra cetvelinin tebliğinden itibaren 15 gün içinde açılabilir. Masraf vermeyen alacaklıya İİK 234/2.maddesi uyarınca yapılan tebligat, bilgi verme mahiyetinde olup, sürenin bu tebliğden itibaren işleme imkanını vermez.
Somut olayda; davalı bankanın … tarihinde iflasına karar verildiği, iflas masası tarafından düzenlenen sıra cetvelinin … tarihinde … Gazetesinde ve … tarihinde … Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği görülmüştür. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacı, müflis bankanın iflas masasına 08/08/2005 tarihinde alacak kaydı başvurusunda bulunmuş, sözkonusu başvuru iflas idaresince 04/10/2006 tarihli kararla reddedilmiştir. Bu durumda adı geçen davacının …. ATM’nin … Esas sayılı dosyasında daha önce açmış olduğu alacak davası, kayıt-kabul davasına dönüşmüş olup; davacı bu davayı takip etmediğinden 31/12/2007 tarihli kararla davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Bu durumda müflis şirkete yönelik açılacak kayıt-kabul davasının en son yapılan ilan tarihinden itibaren 15 günlük yasal sürede yapılması zorunludur. Sözkonusu süre hak düşürücü süre olduğundan ileri sürülmese dahi mahkememizce kendiliğinden dikkate alınması gereklidir.
Davacı taraf, sıra cetvelinin son ilan tarihi olan … tarihinden itibaren 15 günlük yasal süreyi geçirdikten sonra 12/10/2011 tarihinde diğer davacılarla eldeki davayı açmış olduğundan, davalı müflis şirkete yönelik açılan dava bu davacı yönünden süresinde değildir. Açıklanan nedenlerle anılan davacı tarafça süresinde açılmayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı … dışındaki diğer davacılar tarafından Müflis … A.Ş.İflas İdaresine karşı açılan kayıt-kabul davası yönünden yapılan yargılama:
Dava, İİK’nın 236.md.kapsamında açılan kayıt-kabul davası olup; hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında vurgulandığı üzere, iflasın kapatılmasına kadar masaya alacak yazdırmak mümkündür. İflas masasına karşı kayıt-kabul davası açmak için öncelikle iflas idaresine başvuru yapılması bu dava için ön şart değildir. Bu nedenle davacıların, iflas masasına kayıt başvurusunu yapmadan eldeki davayı açmalarında yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Davacılar eldeki dava ile, davalı banka sahipleri ve personellerinin hileli davranışları sonucu bankanın içinin boşaltılmak suretiyle, banka nezdindeki hesaplarında bulunan mevduatlarından mahrum bırakıldıklarını ileri sürerek zararlarının tazminini talep etmişlerdir.
İddianın ileri sürülüş biçimine göre eldeki davada alacağın varlığını ve miktarını kanıtlama yükümlülüğü davacılara ait olup; kayıt-kabul davalarında talep döviz cinsinden olsa dahi varlığı halinde kaydı gereken alacağın, iflasın açıldığı tarih itibariyle döviz kuru üzerinden TL’ye çevrilerek TL karşılığının tespiti yasal zorunluluktur.
Davacıların davalı müflis bankanın iflas masasına kaydı gerekli bir alacaklarının bulunup bulunmadığının, varsa miktarının tespiti için bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş; davalı banka kayıtları, getirtilen-sunulan belgelerle birlikte dosya konusunda uzman bilirkişi bankacı SMMM …’a tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi tarafından düzenlenen 01/04/2019 tarihli raporun; davalı vekilinin itirazı üzerine ve iflasın açıldığı tarih itibariyle her bir davacı yönünden ayrı ayrı masaya kayıt ve kabulü gereken TL cinsinden varsa alacak miktarının hesaplanması için aynı bilirkişiden alınan 16/12/2019 tarihli ek raporun ve yine davalı vekilinin itirazı üzerine alınan 07/09/2020 tarihli ek raporun dosya arasında olduğu görülmüştür.
En son alınan 07/09/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı müflis şirketin … iflas tarihi itibariyle, davacı … …’nun 4.670.319,02 TL, davacı …’nun 9.404,92 TL, davacı …’nun 151.871,17 TL, davacı …’nun 10.674,38 TL, davacı …’nun 186.200,34 TL, davacı …’ün 8.658,12 TL, davacı … …’nun 55.012,19 TL, davacı … …’nun 151.182,21 TL, davacı …’nun 388.913,67 TL, davacı …’nun 40.190,40 TL, davacı … (…)’ın 46.348,81 TL, davacı …’nun 5.539.129,42 TL alacağının bulunduğu bildirilmiştir.
En son alınan 07/09/2020 tarihli bilirkişi ek raporu; daha önce aynı bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ve ek raporlara nazaran daha gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun, itirazları cevaplar nitelikte ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, daha önce alınan rapor ve ek rapora göre daha üstün tutulmak suretiyle … dışındaki diğer davacılar yönünden mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi sonucunda; davalı müflis bankanın sahipleri ve personelinin hileli davranışları sonucu bankanın içinin boşaltılmak suretiyle, banka nezdinde hesapları bulunan davacıların mevduatlarından mahrum kalmaları nedeniyle alacaklarının müflis bankanın iflas masasına kaydının gerektiği, eldeki davanın da iflas tasfiyesi kapatılmadan açıldığı anlaşılmış olup;
En son alınan bilirkişi ek raporunda dayanak ve gerekçeleriyle açıklandığı üzere davalı müflis şirketin … iflas tarihi itibariyle davacı … …’nun 4.670.319,02 TL, davacı …’nun 9.404,92 TL, davacı …’nun 151.871,17 TL, davacı …’nun 10.674,38 TL, davacı …’nun 186.200,34 TL, davacı …’ün 8.658,12 TL, davacı … …’nun 55.012,19 TL, davacı … …’nun 151.182,21 TL, davacı …’nun 388.913,67 TL, davacı …’nun 40.190,40 TL, davacı … (…)’ın 46.348,81 TL alacağının bulunduğu anlaşıldığından benimsenen bilirkişi ek raporunda tespit edilen bu miktarların davalı müflis şirketin iflas masasına adı geçen davacı alacakları olarak kayıt ve kabulüne ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davacı … tarafından açılan davanın hak düşürücü süre nedeniyle REDDİNE,
2-Diğer davacılar tarafından davalı Müflis … A.Ş’ye yönelik açılan DAVANIN KABULÜ ile;
a-4.670.319,02 TL’nin davacı … … alacağı olarak,
b-9.404,92 TL’nin davacı … alacağı olarak,
c-151.871,17 TL’nin davacı … alacağı olarak,
ç-10.674,38 TL’nin davacı … alacağı olarak,
d-186.200,34 TL’nin davacı … alacağı olarak,
e-8.658,12 TL’nin davacı … alacağı olarak,
f-55.012,19 TL’nin davacı … … alacağı olarak,
g-151.182,21 TL’nin davacı … … alacağı olarak,
ğ-388.913,67 TL’nin davacı … alacağı olarak,
h-40.190,40 TL’nin davacı … alacağı olarak,
ı-46.348,81 TL’nin davacı … (…) alacağı olarak davalı müflis şirketin iflas masasına KAYIT VE KABULÜNE,
3-Diğer davalılar …. A.Ş’ye yönelik açılan dava hakkında mahkememizce daha önce verilen karar yasa yolu denetiminden geçerek kesinleştiğinden bu davalılara yönelik açılan davalar hakkında Yeniden Karar Verilmesine Yer Olmadığına,
4-Alınması gerekli 54,40 TL karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 168.15 TL harçtan mahsubu ile bakiye 113,75 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara (davacı … hariç) iadesine,
5-Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 4.080 TL vekalet ücretinin davalı müflis şirketten alınıp davacılara (Davacı … hariç) verilmesine,
6-Davacılar tarafından başlangıçta yatırılan 18,40 TL başvuru harcı, peşin harçtan tahsil edilen 54,40 TL karar ve ilam harcı, 14,50 TL vekalet ücreti, 4,57 TL vekalet pulu, 1.500 TL bilirkişi ücreti, 668,30 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 2.260,17 TL yargılama giderinin davalı müflis şirketten alınıp davacılara (davacı … hariç) verilmesine,
7-Davacılar tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
Dair; davacılar vekili ile davalı müflis şirket iflas idare vekilinin yüzlerine karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 24/12/2020

Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı