Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/978 E. 2019/196 K. 21.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/978 Esas
KARAR NO : 2019/196
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 31/10/2017
KARAR TARİHİ: 21/03/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında … adresinde bulunan tıbbi üretim tesisinin üretim ekipmanlarının temin ve tedariki, ekipmanların kurulumu ve gerekli izinlerin alınarak tesisin çalışır vaziyette teslimi konusunda sözleşme imzalandığını, dilekçesinde bildirdiği işlerin karşılığında müvekkiline, kaba inşaat maliyeti hariç üretim tesisinin toplam maliyetinin %20’si oranında müteahhitlik karının ödenmesinin kararlaştırıldığını, taralar arasındaki güven ilişkisine istinaden bu hususun yazılı bir hükme bağlanmadığını, müvekkilinin üzerine düşen edimlerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini ancak, yapılan görüşmelere rağmen davalının müteahhitlik karını ödemediği gibi müvekkili alacağının bir kısmını oluşturan KDV iadesinin de kendilerine ait olduğu iddiasıyla takip başlattığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davalıya ait üretim tesisinin kaba inşaattan sonraki toplam maliyetinin hesaplanarak bu tutarın %20’si oranındaki müteahhitlik karının faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında davaya konu üretim tesisinin yapımı ve çalışır vaziyette teslimi konusunda sözleşme imzalandığını ancak, işbu sözleşme uyarınca taraflar arasında üretim tesisinin maliyetinin %20’si oranında müteahhitlik karı ödeneceğine ilişkin hiçbir anlaşma bulunmadığını, davacı iddialarının dayanaksız olduğunu, davacının müvekkilinden alacağı bulunmadığını, davacı firmanın fatura bedellerine yansıttığı komisyon bedellerine karşılık yapılan ödemelerin sabit olduğunu, yapılan işin karşılığının fazlasıyla ödendiğini, aksine müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Dava; taraflar arasında yapılan 17/10/2012 tarihli sözleşme gereği yapılan işe ilişkin ödenmediği ileri sürülen %20 oranındaki müteahhitlik karının davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasında yapılan sözleşme her iki tarafında kabulünde olup, işbu sözleşme gereği işin yapılıp teslim edildiği ve iş bedelinin ödendiği konusunda taraflar arasında çekişme bulunmamaktadır. Davacı taraf, sözleşme gereği yapılan işe ilişkin taraflar arasındaki güven ilişkisine dayalı sözleşmede yazılı hükme bağlanmayan, üretim tesisinin (kaba inşaat maliyeti hariç) maliyetinin %20’si oranındaki müteahhitlik karının ödenmediğini ileri sürmüş; davalı taraf ise, dava konusu müteahhitlik karına yönelik taraflar arasında anlaşma bulunmadığını savunmuştur. Bu haliyle taraflar arasındaki uyuşmazlık, sözleşme gereği yapılıp teslim edilen üretim tesisinin (kaba inşaat maliyeti hariç) toplam maliyetinin %20’si oranında davacı yüklenicinin iddia ettiği müteahhitlik karı alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacı tarafın, iddia ettiği müteahhitlik karı alacağına ilişkin tüm delillerini sunması istenmiş; davacı taraf, taraflar arasında talep edilen müteahhitlik karı oranı konusunda yazılı anlaşma bulunmadığını bildirmiştir.
Kural olarak, eser sözleşmesi, zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Sözleşmenin kurulması için yazılı şekil şartı yok ise de davalı tarafından sözleşme ilişkisi inkâr edildiği takdirde yazılı delille ispata ilişkin kuralların gözetilmesi gerekir. 6100 sayılı HMK’nın 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya O’nun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura, ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Ayrıca yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ikrar, yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir. Tüm bu delillerle de sözleşme ilişkisi ispatlanmış değilse HMK’nın 200. maddedeki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir. Açık muvafakat olmazsa tanıkla sözleşme ilişkisi ispatlanamaz. Bunun da istisnası olan HMK’nın 202. maddeye göre senetle ispat zorunluluğu bulunan hâllerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir. Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir.
Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında; davacı yüklenici tarafça yapılıp teslim edilen üretim tesisine ilişkin taraflar arasında yapılan sözleşmede müteahhitlik karı alacağına ilişkin düzenleme bulunmadığı her iki tarafın da kabulünde olup, bu konuda taraflar arasında çekişme bulunmamaktadır. Davacı iddiasını, müddeabihin miktarına göre 6100 sayılı HMK’nın 200. maddesi gereği yasal kanıtlarla kanıtlayamadığı, davalı tarafça bu konudaki sözleşme ilişkisinin inkar edildiği, dinlenilmesi istenen tanık anlatımıyla davalının açık rızasının olmaması nedeniyle uyuşmazlığın niteliği gereği bu konudaki akdi ilişkinin kanıtlanamayacağı ve bilirkişi incelemesinin de sonuca etkili olmayacağı anlaşıldığından yasal delillerle kanıtlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 44,40 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 5.977,13 TL peşin harçdan mahsubu ile bakiye 5.932,73 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 26.950 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.