Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/928 E. 2018/1275 K. 31.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/928 Esas
KARAR NO : 2018/1275
DAVA : Tazminat (maddi ve manevi tazminat)
DAVA TARİHİ: 17/10/2017
KARAR TARİHİ: 31/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; dilekçede açıklanan sebeplerle, taraflar arasındaki eser sözleşmesinin haksız fesih sebebiyle TBK 484 ve devamı maddeleri uyarınca ileride arttırma hakları saklı kalmak kaydı ile yapılan İş bedelinden 15.000 TL, kaçırılan iş fırsatlarından dolayı 15.000 TL, proje tasarım ve telif bedeli olarak 15-000 TL, uygulama kontrollük bedeli olarak 15.000 TL ve mahrum kalınan kar bedeli olarak 10.000 TL olmak üzere maddi tazminatın ve uğradığı hakaret İle mesleki itibarsızlık nedeniyle 50.000 TL manevi tazminatın davalıdan dava tarihinden İtibaren hesaplanacak yasal faizi İle birlikte tahsiline ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dilekçede açıklanan sebeplerle öncelikle dava yetkisiz mahkemede açıldığından yetki itirazlarının kabulü ile davanın İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, esas yönünden ise haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 23/03/2018 tarihli dilekçesinde; taralarınca yetki itirazında bulunulmuş olmakla birlikte, davacının da 06/02/2018 tarihinde dilekçeler aşaması bittikten sonra sunduğu beyan dilekçesinin 4. beddinin sonunda “eser sözleşmesinden dolayı görevli mahkemenin de Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu açıktır.” beyanında bulunduğunu, görev kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında öne sürülmesi mümkün olduğundan ve mahkemecede resen nazara alınması gerektiğinden görev hususununda incelenerek tarafların beyanları doğrultusunda öncelikle görevsizlik kararı verilmesini, talep etmiştir.
Mahkememizce 26/09/2018 tarihli celsede, taraf vekillerine davacının tacir olup olmadığına ilişkin beyanda bulunmaları ve buna dair belgelerini sunmaları veya celbi gereken yerleri bildirmeleri için süre verilmiştir.
Davalı vekili 03/10/2018 tarihli dilekçesinde; taraflarınca yapılan araştırmada davacının şuan ticaret sicilda kayıtlı olarak gerçek kişi tacirlik sıfatının mevcut olmadığını, İTO’da yapılan sorgulamada, “… Tasarım Uygulama … -…- …” isimli gerçek kişi tacir firmalarının iptal firma hükmünde olduğunu, ticaret sicil gazetesinde yaptıkları sorgulamada ise …’in 09/05/2007 de tescil edilen karar gereği Ticarete terk kararı verdiğinin görüldüğünü, davacının tacir sıfatının bulunmadığını, 6102 sayılı TTK’nun, 6762 sayılı TTK’dan farklı olarak mutlak ticari davalar haricindeki ticari davaları, ticari iş kriterine göre değil, ticari işletme kriterine göre belirlediğinden davanın asliye ticaret mahkemesinde açılabilmesi için dava konusunun her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili olması gerektiğini, karşı taraf tacir değilse davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesinde olduğunu beyanla görevsizlik kararı verilerek dosyanın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 04/10/2018 tarihli dilekçesinde; müvekkilinin 01/10/1996 yılında Mitasu Mimarlık Tasarım Uygulama ünvanlı bir firma kurarak dekorasyon tasarım, resim ve fresco işleriyle ilgilendiğini, daha sonra bu firmadaki faliyetlerini durdurduğunu ve SGK’dan sanatçı statüsü ile emekliye ayrıldığını, müvekkilinin halen TTK anlamında bir tacir ünvanının bulunmadığını, kendisinin yüksek ressam ve fresco uzmanı olup, bu kapsamda hizmet sunduğunu, yüklenicilik yaptığını beyan etmiştir.
İddia ve savunma kapsamları ile tarafların yukarda açıklanan dilekçeleri kapsamları ve sunulan deliller ve emsal Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2014/5349 E. -6155 K.sayılı 28/10/2014 tarihli kararı birlikte değerlendirilmiştir.
Dava TBK’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. TTK’nun 4(1.) maddesinde ticari davalar tanımlanmış ve sayılmıştır. Bu maddeye göre her iki tarafında ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, aynı maddenin a,b,c,d,e ve f bendlerinde sayılan davalar ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için ya tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğması, ya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması, yada anılan mahkemede 6 bent halinde sayılan mutlak ticari davalardan olması gerekmektedir. Tarafların biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından sözedilemez. Dava konusu olayda davalı şirket tacir ve uyuşmazlık ticari işletmesi ile ilgili olmakla birlikte davacı tarafın tacir sıfatı bulunmamaktadır. Esar sözleşmesinden kaynaklanan hukuk davaları TTK’nun 4 (1.) maddesinde altı bent halinde sayılan mutlak ticari davalardan bulunmadığı gibi bu davaların mutlak ticari dava olduğuna ve ticaret mahkemelerinde görüleceğine dair özel bir yasa hükmüde yoktur. Açıklanan tüm bu sebeplerle iş bu dava açısından mahkememiz görevli olmadığından davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine ilişkin aşağıdaki gibi karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-HMK 114/1-c bendi gereğince mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince usulden reddine,
2-HMK 20. md gereğince süresinde talep halinde dosyanın İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3- Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, HMK 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde harç ve yargılama giderinin ve gider avansının harcanmayan kısmının mahkememizce karar altına alınmasına,
Dair; HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır