Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/908 E. 2019/1005 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2017/908 Esas
KARAR NO: 2019/1005

DAVA : Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi İstemine İlişkin
DAVA TARİHİ: 11/10/2017
KARAR TARİHİ: 12/12/2019

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin %20 oranında paya sahip ortağı olduğunu, müvekkilinin, şirketin çoğunluk hissedarları tarafından şirkette çalıştığı süreçte yıpratıldığını ve ardından şirketten ihraç edildiğini, müvekkili tarafından davalı şirketin feshi istemli olarak İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin… Esas sayılı dosyasından dava açıldığını; müvekkilinin bilgi alma ve inceleme hakkının cevapsız bırakıldığını, yönetim kurulunun hukuka aykırı olarak şirketi ve pay sahiplerini zarara uğrattığını, yönetim kurulu başkanının genel kurul izni olmaksızın aynı iş kolunda yeni bir şirket kurduğunu, şirket karının düşük gösterildiğini, şirketin ve müvekkilinin zarara uğratıldığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle şirketin denetlenmesi amacıyla özel denetçi atanmasını istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın kötüniyetli olarak dayanaksız iddialar ortaya atarak özel denetçi atanması talebinde bulunduğunu, davacının şirketten haksız ihraç edildiği yönündeki iddialarının gerçek dışı olduğunu, şirket genel kurul toplantısından önce şirket hesap ve kayıtları pay sahiplerinin incelemesine açık tutulduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
İddianın ileri sürülüş biçimine göre dava, TTK’nın 438 vd. maddelerinde düzenlenen özel denetçi atanması istemine ilişkindir.
Özel denetim istemi hakkına ilişkin TTK’nın 438.maddesi,”Her pay sahibi, pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğu takdirde ve bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların özel bir denetim ile açıklığa kavuşturulmasını, gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilir.” hükmünü; 439.maddesi ise, “Genel kurulun özel denetim istemini reddetmesi halinde, sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibari değeri toplamı en az bir milyon Türk Lirası olan pay sahipleri 3 ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesinden özel denetçi atamasını isteyebilirler.” hükmünü içermektedir.
Görüldüğü üzere, mahkemeden özel denetim isteme hakkının kullanılabilmesi için öncelikle bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılmış olması yasal zorunluluktur. Bunun yanında özel denetimle ancak, “Belirli olayların” özel bir denetimle açıklığa kavuşturulması istenebilir.
Bilgi alma ve inceleme hakkı ise, TTK’nın437/2.maddesinde düzenlenmiş olup buna göre, pay sahiplerinin bilgi alma veya inceleme istemlerinin genel kurulda, yönetim kurulundan şirketin işleri; denetçilerden denetim yapılma şekli ve sonuçları hakkında olabileceği; aynı maddenin 5.fıkrasında ise, bilgi alma veya inceleme istemlerinin, cevapsız bırakılması, haksız olarak reddedilmesi, ertelenmesi ve bilgi alınamaması durumunda şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesine başvurarak bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılabileceği düzenlenmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere, özel denetçi istemi hakkının kullanılabilmesi için öncelikle, TTK’nın 437.maddesinde düzenlenen bilgi alma ve inceleme hakkının yasaya uygun biçimde kullanılması ve belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasının istenilmesi yasal zorunluluktur.
Uyuşmazlığın niteliği itibarı ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden bilirkişi raporu alınmasına karar verilerek, dosya, ekleri ve getirtilen-sunulan belgelerle birlikte konusunda uzman bilirkişi SMMM …’na tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi tarafından düzenlenen 11/09/2019 tarihli bilirkişi raporunun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan bilirkişi kurulu raporunda özetle; davalı şirket ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, şirketin öz kaynaklarının 2015 yılı kaydı öz kaynaklarına göre %68 civarında artış gösterdiği, şirketin ticari borcunun olmadığı, davalı şirketin dava dışı … firması ile ticari ilişkisinin olduğuna ve yine dava dışı şirkete taşıt vb herhangi bir varlık aktarıldığına ilişkin tespit yapılmadığı, davalı şirket ile dava dışı şirketin farklı meslek gruplarında ve nace kodlarında faaliyet gösterdikleri yönünde görüş bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi raporu, gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, incelenen takip dosyası, alınan ve benimsenen bilirkişi raporu, toplanıp değerlendirilen delillere göre; davacı taraf, davalı şirket ve ortaklarının zarara uğratıldığını ileri sürerek özel denetçi atanmasını talep etmiş ise de; benimsenen bilirkişi kurulu raporunda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, incelenen ticari defter ve kayıtlara göre davalı şirketin öz kaynaklarının 2015 yılı kaydı öz kaynaklarına göre artış gösterdiği, şirket borcunun bulunmadığı; davalı şirket ile dava dışı … şirketinin farklı meslek gruplarında faaliyet gösterdikleri, anılan şirketler arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığı anlaşılmış; şirketten varlık aktarıldığı yönündeki davacı taraf iddiaları da kanıtlanamamıştır. Diğer yandan, yukarıda açıklandığı üzere TTK’nın 437.maddesi gereği bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılamadığına ilişkin dosyaya sunulmuş bir delil bulunmamaktadır. Bu haliyle davacı taraf isteminin, TTK’nın 438 ve 439.maddesindeki yasal koşulları taşımadığı kanaatine varıldığından davanın reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.

KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 44,40 TL karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 31,40 TL peşin harçdan mahsubu ile eksik kalan 13,00 TL harcın davacıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
3-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.725 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Taraflarca yatırılan gider avanslarından geriye kalanının karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, nitelik itibarı ile kesin olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı.

Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.