Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/887 E. 2020/210 K. 03.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/796 Esas
KARAR NO : 2020/209

DAVA : Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2017
KARAR TARİHİ : 03/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin uzun yıllardır “otopark işletmeciliği”, “oto tamir servisi”, “oto yıkama” ve “… gıda” gibi birçok sektörde faaliyet gösteren, onlarca personel istihdam eden, gerek iş hayatlarında gerekse de sosyal hayatlarında saygın ve itibarlı tacirler olduğunu, müvekkillerinden…, davalı bankanın… Şubesine ticari kredi başvurusunda bulunduğunu, bu başvuru üzerine davalı banka müvekkiline 57.000,00.-TL miktarlı kredi limiti tanımladığını ve tanımlanan bu kredi limiti çerçevesinde 06.03.2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşmede diğer müvekkili …’ın müteselsil kefaletinin bulunduğunu, müvekkili…, söz konusu kredi ilişkisi çerçevesinde 09.12.2015 tarihinde 25.000,00 TL tutarında 24 ay taksitli ticari kredi kullandığını ve vadesinde taksitlerini ödemesine rağmen davalı banka müvekkillerinin imzalanan sözleşme hükümlerinin ihlalettiklerinden bahisle … Noterliğinin 08.12.2016 tarih ve… yevmiye numaralı ihtarnamesi ile müvekkillerinin kredi hesaplarını kat ettiğini, devamında bu haksız ve hukuka aykırı hesap kat ihtarnamesine dayalı olarak İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin… D.İş ve 22.02.2017 tarihli ihtiyati haciz kararı aldığını, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından müvekkilleri aleyhine başlattığı icra takibi dosyasından bu ihtiyati haciz kararını infaz ettiğini, 09.03.2017 tarihinde ise müvekkillerinin ikamet adresine fiili haciz işlemi için geldiğini, müvekkilerinin davalı bankaya gecikmiş herhangi bir borçlarının olmadığını haciz mahallinde bulunan davalı banka vekiline ısrarla beyan etmiş olmalarına karşın, müvekkillerinin ikamet adresinde bir kısım ev eşyaları fiilen haczedildiğini, davalı bankanın haksız ve hukuka aykırı iş, işlem ve eylemleri nedeniyle müvekkillerinin hem maddi hem de manevi zarara uğradığını, davalı bankanın haciz işlemlerine devam ettiğini ve müvekkilinin adına kayıtlı … plakalı araç müvekkili… ile oğlu…’ın 12.03.2017 tarihinde İstanbul’dan Tekirdağ istikametine yaptıkları seyahat esnasında saat gece 22:00 civarında Selimpaşa Meydanın’da Trafik Polislerince yapılan kontrollerde davalı bankanın haksız ve hukuka aykırı olarak koydurduğu yakalamalı haciz şerhi nedeniyle yakalandığını, araca el konulmuş ve araç saat: 22:44’ te Gaffaroğlu Yediemin Otoparkına çekildiğini, bu nedenle müvekkillerinin ticari ve sosyal itibarı bu seretle de zedelendiğini, müvekkinin araçlarının kayıtlarındaki yakalamalı haciz şerhleri nedeniyle yaklaşık on gün boyunca ticari faaliyetlerini davam ettirememesi nedeniyle şimdilik tespit edilebildiği kadarıyla 16.000,00.-TL (fazlaya ilişkin talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla) iş ve kazanç kaybı olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle müvekkilerinin uğradığı iş ve kazanç kaybı ile yapılan masraflara ilişkin toplam 16.565,90.-TL maddi zararın davalı bankadan tazminine, müvekkilerinin uğradıkları ticari ve sosyal itibar kaybı, yapılan tüm haksız ve hukuka aykırı işlemler nedeniyle uğradıkları mağduriyetler, üzüntüler, ızdıraplar, korku, elem ve manevi zararların telafisi adına… için 100.000,00.-TL, … için 100.000,00TL olmak üzere toplam 200.000,00.-TL manevi tazminatın davalı bankadan tazminine, yargılama masrafları ile dava vekâlet ücretinin de davalı banka üzerine yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; huzurdaki davanın haksız ve mesnetsiz olup davanın reddi gerektiğini, müvekkili banka ile davacılar arasında delil anlaşması yapılmış olup, uyuşmazlıkların çözümünde banka defter ve kayıtlarının esas alınacağı hükme bağlandığını, borcun ödeneceğinin beyan edilmesi üzerine bir kısım hacizler kaldırılmış olup, kaldırılan hacizler için yeniden talep hakları saklı tutulduğunu, dosyada halen taşınmaz üzerindeki hacizlerinin devam ettiğini, davacılar tarafından bizzat icra dairesine gidilerek, ihtiyati haciz aşamasında yatırılan ve prensip gereği karşı tarafın uğraması muhtemel zararını tazmin amacı taşıyan teminatın alacaklı müvekkiline iadesine muvafakat ettiklerini,hesap kat ihtarnamesine itiraz edilmediğini, bu doğrultuda İİK 68/b maddesi uyarınca hesap özetinin kesinleştiğini, Genel Kredi Sözleşme hükümlerine uyulmaması sebebiyle hesaplar kat edilerek, davacılara Noter kanalı ile hesap kat ihtarnamesi ve ekli hesap özeti tebliğ edildiğini, borçlular tarafından yasal sürede itiraz edilmeyen hesap kat ihtarnamesi ile muhteviyatı da kesinleşmiş bulunmakta olduğunu, dava konusu icra takibi ise işbu kesinleşen hesap kat ihtarnamesi esas alınarak başlatıldığını, icra takibinin itirazsız kesinleştiğini, müvekkili bankanın alacağı ve icra takibi sonrası yapılan ödemeler, bilirkişi incelemeleri ile ispata kavuşacağını, davacıların tazminat talep ette haklarının bulunmadığını, maddi tazminat taleplerinin dayanaktan yoksun olduğunu, davacılar ile müvekkili banka arasında manevi bir bağ bulunmamakta olduğunu, manevi tazminat talebinin tamamen dayanaksız olduğunu, bütünüyle maddi çıkarlara yönelik olarak kurulan işbu ticari ilişkinin arzu edildiği şekilde sona ermemesi sonucunda üzüntü, kırgınlık, acı, elem vb. duygular yaşanması makul görünmediği gibi, öyle ise dahi hukukta alacaklı tarafından başlatılan ve daha sonra kesinleşen icra takibinde yapılan icrai işlemler sebebiyle borçlu tarafından hissedilen kötü duyguların manevi tazminat ile giderilmesi gibi bir müessese bulunmamakta olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilafın; davalı banka tarafından haksız şekilde icra takibi yapıldığı iddiası ve yakalamalı haciz şerhi konulan aracın trafikten men edilmesi, banka hesaplarına bloke konulması sonucu iş ve kazanç kaybı olduğunu, bu nedenle uğradıkları iddia edilen 16.595,00 TL maddi ve 200.000,00 TL manevi tazminat taleplerinden davalı bankanın kusuru bulunup bulunmadığı noktasında olduğu anlaşılmıştır.
Davalı banka ile davacı kredi borçlusu… arasında 06/03/2015 tarihli 57.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesinin imzalanmış olduğu, diğer davacı … ‘ın sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzalamış olduğu anlaşılmıştır. Bu sözleşme kapsamında davacı kredi borçlusu… ‘ a 08/12/2015 tarihinde 24 ay vadeli aylık %1,38 Faiz oranlı 25.000,00 TL tutarında Ticari Kredi kullandırılmış olduğu tespit edilmiştir.
Davalı banka davacı borçlulara … Noterliğinden keşide edilen 08/12/2016 tarih … nolu ihtarnamesinde, kat tarihi 06/12/2016 itibariyle 17.186,45 TL nakdi kredi alacağının 24 saat içinde ödenmesi ihtarında bulunulduğu, iş bu tebligatlar davacılara 12/12/2016 tarihinde tebliğ edildiği, verilen 24 saatlik mehil süresi sonucunda davalıların 14/12/2016 tarihinde temerrüde düşürüldüğü görülmüştür.
Mahkememizce davaya konu edilen İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyası, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyasının UYAP sureti ile SGK’ ya yazılan müzekkere cevabı celp edilip incelenmiştir.
Mahkememizin 12/09/2018 tarihli celse beş nolu ara kararı gereğince, iddia, savunma, toplanan deliller ve banka kayıt ve defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak Bankacılık Konusunda Uzman Mehmet Haznedar ile Yard. Doç. Dr. … seçilmiş, adı geçen bilirkişilere dosya ve tüm ekleri 15/10/2018 tarihinde tevdiği edilmiş, bilirkişi heyetince sunulan 06/12/2018 tarihli rapor ile 10/01/2020 tarihli ek raporunun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda özetle; davacıların taraflar arasındaki sözleşmede belirlenen 9.,10. ve 11.taksitlerini vadesinde ödenmeyerek temerrüde düştükleri, davalı tarafından gönderilen hesap kat ihtarnamesinin taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak gönderildiği, icra takip tarihi itibariyle davacının 22.015,91 TL alacağının bulunduğu, bu nedenle davacıların zarar talebinin yerinde olmadığı görüşünde bulunulmuş, yine aynı heyetçe alınan ek raporun tetkikinde önceki bilirkişi raporundan ayrılmayı gerektirecek bir durum olmadığı, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin Genel İşlem Koşullarına ilişkin düzenlemelere yer verildiği, davacının talep ettiği yakalamalı haciz şerhleri nedeniyle yaklaşık 10 gün boyunca ticari faaliyetlerini devam ettirememesi nedeniyle 16.000,00 TL kazanç kaybı, 140,00 TL Otopark ve Çekici Ücreti ile 96,30 TL Posta Masrafı talep etmiş olup, kazanç kaybının nasıl oluştuğuna ilişkin somut delil sunulmaması nedeniyle açıklamaya muhtaç olduğu kanaatiyle görüş bildirilmiştir.
İddia, savunma, toplanan deliller, takip dosyası kapsamı, bilirkişi raporlarının kapsamı tümüyle birlikte değerlendirilmiş, alınan bilirkişi raporu gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamının ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi heyet raporları birlikte değerlendirilmesinde; taraflar arasındaki sözleşmenin 27. maddesi uyarınca davalı banka kayıtlarının delil olacağı belirtilmiştir. Bu kayıtlara göre, davacıların sözleşme uyarınca belirlenen 9., 10. ve 11. taksitlerini vadesinde ödenmeyerek temerrüde düştükleri ve 06.12.2016 tarihi sonrası da 12., 13. ve 14. Taksit ödemelerinde temerrüdün devam ettiği tespit edilmiştir. Davacılar tarafından da anılan taksitlerin süresi içinde ödenmiş olduğuna ilişkin herhangi bir delil sunulmamıştır. TBK. m. 100 hükmü uyarınca yapılan ödemelerin öncelikle faiz ve giderlere mahsup edilmesi gerektiği de açıktır. TBK. m. 112 hükmüne göre: “Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararım gidermekle yükümlüdür.” Bütün bu hususlar dikkate alındığında, davalı tarafından başlatılan icra takibinin usulüne uygun olduğu, icra takip tarihi itibariyle 22.015,91 TL alacağının bulunduğu, davacıların zarar talebinin yerinde olmadığı sonucuna varılarak davacının davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 54,40-TL karar ve ilam harcının, 3.698,41-TL peşin yatırılan harçtan düşümü ile geriye kalan 3.644,01-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 23.609,61-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır