Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/875 E. 2020/104 K. 03.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/875 Esas
KARAR NO : 2020/104

DAVA : Tenfiz
DAVA TARİHİ : 02/10/2017
KARAR TARİHİ : 03/02/2020
Yukarıda tarafları, konusu, esas ve karar numarası yazılı mahkememiz dosyasının yapıp bitirilen açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin Belçika’da faaliyet gösterdiğini, davalı…Ltd. Şti. tarafından çeşitli tarihlerde müvekkili şirketten malzemeler sipariş ettiğini, ticari faaliyetlerde bulunulduğunu, bunun karşılığında müvekkili şirketten düzenlenmiş 26/05/2015 tarihli … fatura nolu 34.850,00 Euro tutarında faturanın davalı şirket tarafından ödenmediğini, borcun ödenmemesi üzerine, müvekkili şirketin …Mahkemelerine dava açtığını, açılan davada toplam 36.385,77 Euro’nun davalı şirket tarafından müvekkili şirkete ödenmesine karar verildiğini, kararın 13.10.2016 tarihinde kesinleştiğini, kesinleşme şerhinin davalı şirkete tebliğ edildiğini, davalı tarafça ödeme yapılmadığını, davalı şirkete noterlikten borcun ödenmesine ilişkin ihtarın tebliğ edildiğini, buna rağmen ödeme yapılmadığını, kararın Türkiye’de icra edilebilmesi için tenfizi gerektiğini, iş bu davanın açılmasının zorunlu olduğunu, davalı şirket aleyhine verilen ve kesin hüküm haline gelen … Mahkemesinin kararının Türkiye’de icra edilebilmesi için tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, davacı tarafın eksik harç yatırdığını, yabancı mahkeme kararında hükmedilen toplam 36.385,77 EURO’nun ödenmesini müvekkili şirketten talep ettiği Beşiktaş … Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesine, Beyoğlu … Noterliğinin… yevmiye numaralı ihtarnamesiyle cevap verildiğini ve yabancı mahkeme kararının tenfiz şartlarını açıkça taşımadığını ihtar ettiğini, müvekkili şirketin Belçika’da yapılan ilk ve tek duruşmaya davet edilmesine ilişkin tebligatın söz konusu duruşmadan 12 gün sonra tebliğ edildiğini, yabancı mahkeme kararının birinci paragrafının davalı tarafın duruşmaya katılmadığı ayrıca kendisini bir vekil ile de temsil ettirmediği şeklinde olduğunu, müvekkilinin 02/09/2015 tarihli mezkur duruşmaya katılmamasının nedeninin o tarih itibariyle yabancı mahkemede derdest olan davanın varlığından dahi haberdar olmadığını, dava konusu olayda yabancı mahkemenin müvekkilinin hukuki dinlenilme hakkını açıkça ihlal ettiğini, tenfizi istenen yabancı mahkeme karar tarihinin 16/09/2015 olduğunu, müvekkiline yapılan 14/09/2015 tarihli ilk tebligattan sadece 2 gün sonra olduğunu, somut olayda Belçika hakiminin Hukuki veya Ticari Konularda adli ve Gayri adli Belgelerin yabancı memleketlerde Tebligine dair Sözleşmenin 15/1 maddesinde düzenlenen usule açıkça aykırı davrandığını, davanın basit yargılama usulüne göre yürütülmesi ve bu doğrultuda gerekli ara kararın oluşturulmasını, eksik harcı tamamlaması için davacı vekiline süre verilmesini, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasını, dava konusu yabancı mahkeme kararının 5718 sayılı Kanunun 54/1 maddesinin (c) ve (ç) bentlerindeki şartları açıkça taşımıyor olması sebebiyle davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Davacı taraf delil olarak; Yabancı Mahkeme ilamının onanmış kesinleşme şerhli aslı, Yabancı Mahkeme İlamının onanmış kesinleşme tercümesinin aslı, Beşiktaş … Noterliğinin 03/09/2016 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarı, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2012/16942 Esas, 2012/17837 Karar nolu 28/11/2012 tarihli kararı ve her türlü yasal delillere dayanmıştır.
Davalı taraf delil olarak; yabancı mahkeme tarafından davalıya yapıla 14/09/2015 tarihli tebligat ve içeriğindeki evrak, yabancı mahkeme tarafından davalıya yapılan 29/02/2016 tarihli tebligat ve içeriğindeki evrak, davalının davacıya gönderdiği cevabi ihtarname, Yargıtay 15. H.D. Kararı ve hertürlü yasal delillere dayanmıştır.
Davalı tarafın eksik harç yönünden itirazları bulunduğu görülmekle; davanın niteliği itibariyle maktu harca tabi olduğu, bu nedenle de eksik harcın bulunmadığı, davalı tarafın itirazı yerinde görülmediğinden reddine karar verildiği görülmüştür.
Davalı tarafın mahkememizin görevine itirazda bulunduğu görülmekle; Yasa uyarınca, mahkememiz görevli olduğundan, davalı tarafın görev itirazı yerinde görülmediğinden reddine karar verildiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki ihtilafın; Tenfizi talep edilen karar yönünden, tenfiz şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı görülmüştür.
Dava; Tenfiz davasıdır.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesinde davacı taraf…Ticaret Mahkemesinin … dava numaralı 16/09/2015 kesinleşme tarihli kararının tenfizini talep etmişse de; anılı yabancı mahkeme kayıtları incelendiğinde davalı tarafa 02/09/2015 tarihli ilk duruşma gününün 14/09/2015 tarihinde, 16/09/2015 tarihinde verilen kararın ise 29/02/2016 tarihinde tebliğ edildiği, kararın çevirisi okunduğununda da davalının duruşmaya katılmadığının belirtildiği görülmüştür. Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler Genel Müdürlüğüne yazılan müzekkerede Türkiye ve Belçikanın Ticari Konularda Adli ve Gayri Adli Belgelerin Yabancı Memleketlerde Tebliğine Dair …Sözleşmesine taraf olup olmadıkları sorulmuş, yazı cevabında her iki devletin de taraf olduğu belirtilmiştir. İlgili sözleşmenin 15. Maddesinde “Bir dava dilekçesi veya aynı nitelikte bir belge, işbu Sözleşme hükümleri gereğince, tebliğ edilmek üzere yabancı memlekete intikal ettirildiğinde, davalı mahkemeye gelmediği taktirde: a) Belgenin talep edilen devlet topraklarında oturan kimselere tebliğ edilmek üzere hazırlanmış ve o memleketin tebligatla ilgili mevzuatına uygun bir şekilde tebliğ edilmiş olduğu veya, b) Belgenin, işbu Sözleşmede öngörülen başka bir usulle davalıya veya ikametgahına tebliğ veya tevdi olunduğu ve bu hallerden her birinde tebliğ veya tevdi keyfiyetinin davalının savunmasını hazırlaması için yeteri kadar vakit bırakacak bir tarihte tebliğ veya tevdi edilmiş bulunduğu tebeyyün etmedikçe, hakim kararı ertelemek zorundadır.” denilmektedir. Ayrıca yabancı mahkeme kararlarının Türkiye’de tenfiz edilebilmesi için MÖHUK.nun 54 maddesinde sayılan belli koşulların bulunması gerekir. Bu koşullardan biri de maddenin ç fıkrasıdır: “O yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk Mahkemesine itiraz etmemiş olması” dır. Milletlerarası usul hukukunda yargılama genel olarak lex fori’ye tabi olduğundan kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren (yabancı) mahkemeye çağrılma, orada temsil edilme şeklinin hukuka uygun olup olmadığı o yer kanununa göre tespit edilecektir. Ancak, MÖHUK tenfiz hakiminin bu husustaki inceleme yetkisini aleyhine tenfiz istenen şahsın (davalının) itirazına bağlı tutmuştur. Davamızda davalının da bu yönde itirazları mevcuttur. Yukarıda da belirtildiği üzere duruşma günü davalıya duruşma tarihinden sonra tebliğ edilebilmiş, esasen maddi anlamda bu davalının davadan haberdar olmadığı ve davaya karşı da savunma yapamadığı bu sebeple davalının evrensel ve bütün hukuki normların üstünde ve hem ferdi hem de kamusal nitelikte bir bir hakkı olan savunma hakkının ve adil yargılanma hakkının elinden alındığı anlaşılmıştır. Usulüne uygun yargılama yapılmadan verilen yabancı mahkeme ilamının da kamu düzenine aykırılık teşkil ettiği ve kamu düzenine aykırılığın da tenfiz şartı olması nedeniyle tenfiz şartlarının gerçekleşmediği kanaatine varılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Reddine,
2-Alınması gerekli olan 54,40 TL maktu karar ve ilam harcından 31,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 03/02/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.