Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/808 E. 2018/529 K. 23.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARARIDIR.
ESAS NO : 2017/808 Esas
KARAR NO : 2018/529
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/07/2015
KARAR TARİHİ : 23/05/2018
Davacı vekili tarafından mahkememizde açılan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında düzenlenen sözleşme uyarınca müvekkilinin … adresinde bulunan fabrikasının elektrik enerjisi ihtiyacının davalı tarafından karşılandığını ve davalının 20/06/2006 – 28/09/2010 tarihleri arasında müvekkiline elektrik faturası düzenlendiğini, anılan dönemde davalı tarafından her ay elektrik faturasına yansıtılmak suretiyle tahsil edilen kayıp kaçak, sayaç okuma, perakende satış hizmet, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedelleri ve bu kalemlere ilişkin %2 TRT payı tutarlarından HMK 107 ve ilgili maddeleri uyarınca fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak koşulu ile şimdilik 5.000 TL’nin davalıdan alınarak taraflarına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; öncelikle zamanaşımı ve husumet itirazında bulunduklarını, huzurdaki davanın muhatabının EPDK olduğunu, müvekkilinin dava konusu uyuşmazlık nedeniyle sorumluluğu bulunmadığını, davanın EPDK’ya karşı idari yargıda açılması gerektiğini, davacının ödediği bedellerin faturalardan belli olduğunu, bu itibarla belirsiz yada kısmı alacak davası açmasının usul hukukuna aykırı olduğunu, tarifelerin uygulanmasının lisans sahibi şirketlerin 15/04/2015 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6639 sayılı yasanın 18.md hükmüne göre de düzenleme yapma yetkisinin EPDK’da olduğunu, müvekkilinin yıllara göre kayıp yaşadığı kaçak elektrik yüzdelerinin verildiğini, bu oranlar doğrultusunda faturalarda kayıp kaçak bedelinin tahsil edildiğini, keyfi bir uygulama olmadığını, davacı tarafın ödemelerini yaparken ihtirazi kayıt öne sürmediğini, serbest irade ile ve ihtirazi kayıt konulmadan ödenen bedelin geri istenemeyeceğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 23/06/2016 tarihli celsede; cevap dilekçesini tekrarla aynı zamanda 6719 sayılı yasa kapsamında davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.
Mahkememizce 23/06/2016 tarihinde … E. … K. Sayılı kararı ile, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunun 17.maddesine 6719 sayılı kanunun 21.maddesiyle eklenen 10.fıkra hükmü ve 6719 sayılı kanunla 6446 sayılı kanuna eklenen geçici 20.madde hükmü dikkate alınarak davanın bu nedenle reddine karar verilmiş, kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesinin … E. … K. Sayılı 14/06/2017 tarihli kararı ile ”… mahkemece; 30.03.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğü giren 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununda, (davanın açılmasından sonra 17.06.2016 gün ve 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren) 6719 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler kapsamında davanın reddine, karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın tüm, davacı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim bedelinin istirdatı istemine ilişkindir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. Sayılı kararı ve Dairemiz kararları ile Anayasanın Vergi ödevi Başlıklı 73. maddesindeki “… Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır…” şeklindeki düzenlemeye göre; kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK Kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığı, bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak (elektrik enerjisinin hırsızlanması) bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesininde şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Ne var ki, uyuşmazlıkla ilgili yargılama sırasında 17.06.2016 Tarih 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren geçmişe de etkili 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı kanunun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe de etkili olarak sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde EPDK.nun Kanundaki yetkileri genişletilerek yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen;
Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü,
Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Her dava, açıldığı tarihteki fiili ve hukuki sebeplere ilişkin koşullara göre hükme bağlanır. Ne var ki, dava açıldıktan sonra meydana gelen bir olay nedeniyle dava konusunun ortadan kalkması ve tarafların, davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmaması gibi hallerde işin esası hakkında infaz kabiliyeti olan bir hüküm kurulmamaktadır.
Yukarıda açıklanan bu yasa değişiklikleri birlikte değerlendirildiğinde; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan bedeller ile ilgili olarak açılan (ve halen derdest olan) davalar, (açıklanan yasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesiyle birlikte) konusuz kalmıştır.
Buna göre mahkemece, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yeni yasa nedeni ile konusuz kalan dava hakkında, karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm kurulması gerekirken, davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
3-) Bu noktada bir diğer uyuşmazlık konusu ise, davalının, davanın açılmasına sebebiyet verip vermediği, bu bağlamda davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlıklı 331.maddesinin 1.fıkrasında; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği düzenlenmiştir. Bu durumda mahkemenin yargılamaya devam ederek dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespit etmesi ve tutumuyla dava açılmasına sebep olan tarafı yargılama gideri ile mahkum etmesi gerekmektedir.
Bir tarafın, dava açıldığı andaki mevzuata veya içtihat durumuna göre davasında veya savunmasında haklı olup da, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun hükmü veya yeni bir içtihadı birleştirme kararı gereğince davada haksız çıkmış olması halinde, yargılama giderlerine mahkum edilemeyeceği kuşkusuzdur.
Burada önemle vurgulanmalıdır ki, bir kimseye diğer tarafın dava giderlerinin yükletilmesinin nedeni, o kimsenin diğer tarafın gider yapmasına haksız olarak sebebiyet vermiş olmasıdır. İşte bu nedenledir ki, dava açıldığı anda haklı durumda bulunan tarafın, yargılama sırasında meydana gelen mevzuat değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden sorumlu tutulması olanaklı değildir(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.11.2009 günlü ve … E.-… K. sayılı ilamında da aynı ilkeye yer verilmiştir.).
Somut olayda, davacı tarafın dava açıldığı tarihteki mevzuat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve …Esas … K. Sayılı kararı ve Dairemiz kararları gereği içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, bu kapsamda kayıp kaçak ve diğer bedellerin tahsilini talep edebileceği dikkate alındığında, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliği ya da içtihadı birleştirme kararı gereği davanın kabul edilmemesi nedeniyle haksız çıkmasına rağmen yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı kuşkusuzdur.
Bu durumda; dava açıldıktan sonra hasıl olan yasa değişikliği nedeniyle, davacının dava açmasında haksız sayılamayacağı cihetle; konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, davacı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmesi ve yapmış olduğu diğer yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline dair hüküm kurulması gerekirken, davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri takdir edilmemiş olması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın tüm, dava tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, SONUÇ: Yukarıda Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA… ” şeklinde karar verilmiş, usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmuştur.
Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp kaçak, dağıtım, sayaç okuma, perakenda satış hizmeti, iletim bedellerinin istirdatı istemine ilişkindir.
17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü,Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Yukarıda açıklanan bu yasa değişiklikleri ve emsal Yargıtay …Hukuk Dairesi’ nin… E….K. Sayılı kararı birlikte değerlendirildiğinde; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan bedeller ile ilgili olarak açılan (ve halen derdest olan) davalar, (açıklanan yasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesiyle birlikte) konusuz kalmıştır.
Açıklanan bu sebeplerle dava konusuz kalmış olmakla esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacı taraf davanın açıldığı anda ki mevzuata ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklıdır. Yani davaya konu bedelleri tahsil eden davalı taraf davanın açılmasına sebebiyet vermiştir. Bu itibarla, dava açıldığı tarihte yapılan yasa değişikliği henüz ortada bulunmadığından dava tarihi itibariyle davacının dava açmakta haklı olduğu anlaşılmaktadır. Dava açıldıktan sonra hasıl olan yasa değişikliği nedeniyle davacının dava açmasında haksız sayılamayacağı cihetle ve uyulmasına karar verilen Yargıtay bozma ilamı kapsamı dikkate alınarak davacı yararına maktu vekalet ücreti taktir edilmesi ve yapmış olduğu diğer yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatına varılmıştır.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Dava konusuz kalmış olmakla esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gerekli 35,90-TL karar ve ilam harcından 85,39-TL peşin harcın eksiltilmesi ile geriye kalan 49,49-TL eksik harcın davalıdan tahsiline,
3-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 67,70-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 145,00-TL yargılama gideri olmak üzere toplam 212,70-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf vekil ile temsil olunduğundan Yargıtay .. Hukuk Dairesi’ nin … E. … K. Sayılı kararı da dikkate alınarak 2.180,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip
¸e-imzalıdır
Hakim
¸e-imzalıdır