Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/795 E. 2021/556 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/795 Esas
KARAR NO:2021/556

DAVA:İtirazın İptali (Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:06/09/2017
KARAR TARİHİ:01/07/2021

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında yapılmış … İli, … İlçesi, … Köyü … parselde kayıtlı taşınmazda kurulu akaryakıt + LPG istasyonunun … markası altında işletilmesi amacıyla 31/05/2015 tarihli 5 yıl süreli Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi ve aynı tarihli Bayilik Protokolü imzalandığını, taraflar arasında kurulmuş bayilik ilişkisinin davalı tarafça süresinden önce haksız olarak fesh edildiğini; yapılan ihtara rağmen bayi davalı tarafından borçların ödenmediğini, müvekkili şirketin cari hesap alacağının tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasından başlatılan takibe haksız itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği nedenlerle itirazın iptaline, davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya bakmada yetkili mahkemenin … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu; müvekkilinin, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi kapsamında akaryakıt alımından kaynaklı davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, eldeki davada talep edilen alacağın davacı tarafça tek taraflı olarak hukuka aykırı şekilde düzenlenen ve cari hesaba işlenen iki adet faturadan kaynaklandığını, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin müvekkili tarafından haklı nedenle fesh edildiğini, davacı şirketin kusurundan kaynaklandığını, cezai şart talebinde bulunulamayacağını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuş; davacının kötüniyet tazminatına mahkumiyetini talep etmiştir.
Takibin başlatıldığı, …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası getirtilmiş, yapılan incelemede; davacı tarafça davalı borçlu hakkında davaya dayanak Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi gereği bayilik ilişkisinden kaynaklı cari hesap alacağının tahsili amacıyla ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük yasal süre içerisinde davalı borçlunun yetkiye, borca, faiz oranına ve tüm fer’ilerine vaki itirazı üzerine takibin durduğu ve yasal 1 yıllık süre içerisinde davacı tarafça, itirazın bertarafına yönelik dilekçede ileri sürülen nedenlerle eldeki davanın açıldığı görülmüştür.
Dava; taraflar arasında yapılmış Akaryakıt Bayilik Sözleşmelerinin davalı bayii tarafından feshi nedeniyle, bayilik ilişkisinden kaynaklı cari hesap alacağının tahsili amacıyla davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Davalı tarafça icra dairesinin ve mahkememizin yetkisine itiraz edilmiş ise de; takip ve davaya dayanak taraflar arasındaki Akaryakıt Bayilik Sözleşmesinin 54. maddesinde İstanbul Mahkemeleri ile İcra Dairelerinin yetkili kılındığı öngörülmüş ve anılan yetki sözleşmesinin HMK 17.maddesine göre geçerli olduğu anlaşıldığından, davalının icra dairesinin ve mahkememizin yetkisine yönelik itirazları yerinde görülmemiştir.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlamak yükümlülüğü davacı tarafa aittir.
Yanlar arasındaki uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden; davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarının tespiti için bilirkişi kurulu raporu alınmasına karar verilmiş, taraf ticari defter ve kayıtları, getirtilen-sunulan belgelerle birlikte dosya bilirkişiler SMMM … ve akaryakıt ve sektör uzmanı …’e tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 01/10/2019 havale tarihli bilirkişi kurulu raporunun; tarafların beyan ve itirazı üzerine aynı heyetten alınan 13/11/2019 havale-alındı tarihli ek raporun; yine taraf vekillerinin beyan ve itirazı üzerine bu kez bilirkişiler SMMM …, akaryakıt sektör uzmanı … ve nitelikli hesaplama ve sözleşmeler konusunda uzman …’den alınan 27/01/2021 tarihli raporun ve kurumlar vergisi beyannameleri dikkate alınmak suretiyle talep edilen cezai şartın davalının ekonomik yönden yıkımına sebebiyet verip vermeyeceğinin tespiti yönünden bilirkişi SMMM …’dan alınan 18/05/2021 tarihli raporun dosya arasında olduğu görülmüştür.
İlk heyetten alınan rapor ve ek raporda özetle; taraflar arasında yapılmış bayilik sözleşmesi kapsamında, bayilik protokolü 3.2.3 maddesi gereğince davacının üzerine düşen edimi yerine getirmediği, sözleşme şartı 60.000 TL + KDV ciro pirimi tutarının davalıya ödenmediği, banka teminat mektubunun davalı tarafça davacıya teslim edilmediği,
Davacı tarafın üzerine düşen edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle teslim edilmeyen teminat mektubuna ilişkin davacı taraf 50.000 USD cezai şart isteminin yerinde olmadığı,
Yine davalının LPG bayilik sözleşmesi imzalamadığına ilişkin 50.000 USD cezai şart isteminin, davalının sözleşme tarihinden önce veya sonra LPG Bayilik Lisansı olmadığından ve bu nedenle bu edimin yerine getirilemeyeceğinden dolayı yerinde olmadığı;
Taraflar arasındaki bayilik protokolünün 4.maddesi gereği, bayilik sözleşmesinin davalı tarafça süresinden önce feshi nedeniyle davacının davalı bayiden 182.480 TL (50.000 USD’lik istem) cezai şart talep etme hakkının bulunduğu; taraflar arasındaki cari hesaptan kaynaklı, taraf ticari defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan 23.779,87 TL alacaklı olduğu; takip tarihi itibariyle davacının davalıdan (bu iki alacak kalemleri toplamı) 206.259,87 TL alacaklı olduğu bildirilmiştir.
Son heyetten alınan raporda özetle; taraflar arasında 31/03/2015 tarihli 5 yıllık süreli Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi ve Bayilik Protokolü imzalandığı, işbu sözleşmenin davalı bayi tarafından haksız nedene dayalı olarak süresinden önce feshedildiği, bu nedenle protokolün 4.maddesi gereği haksız fesihten kaynaklı davacının davalıdan 50.000 USD cezai şart alacağına hak kazandığı, işbu cezai şart alacağının TL karşılığını içeren 10/04/2017 tarihli ve 182.480 TL’lik cezai şart fatura tutarının cari hesapta istenebileceği;
Banka teminat mektubunun davacıya teslim edilmemesinden dolayı talep edilen cezai şart istemi yönünden, davacının davalı bayiden teminat mektubunun kendisine teslimini talep etmediği, buna rağmen davalıya sürekli ürün teslim ettiği, bu suretle davacının bu haktan vazgeçtiği yönünde haklı güven uyandırdığı, sözleşmenin uygulanmaya başlamasından uzunca bir zaman sonra teminat mektubunun teslim edilmediği gerekçesiyle cezai şart talep etmesinin çelişkili davranış oluşturduğu, kaldı ki davacı tarafça teminat mektubunun teslim talebini içeren ihtarname çekilmediği, başka bir ifadeyle davalının borcunu ifasında temerrüde düşürülmediği, bu nedenlerle işbu cezai şart isteminin yerinde olmadığı;
Davalının LPG Bayilik Sözleşmesi imzalamamasından dolayı talep edilen cezai şart istemi yönünden, davalının borcunu ifasında temerrüde düşürülmediği, dolayısıyla bu yöndeki cezai şart isteminin yerinde olmadığı;
Takip tarihi itibariyle cezai şart fatura tutarı (haksız fesihten kaynaklı) ile birlikte cari hesaba dayalı olarak davacının davalıdan toplam 206.259,87 TL alacaklı olduğu bildirilmiştir.
Cezai şartın davalının ekonomik yönden yıkımına sebebiyet verip vermeyeceğinin tespiti yönünden en son alınan bilirkişi raporunda; davalı şirketin 2015 yılından önce ve halende bilançolarını sürekli zararla kapattığı, 2017 yıl sonu itibariyle birikmiş zararlarının 4.296.694,63 TL olduğu, 2018 yılında ise hiçbir faaliyetinin olmadığı, cezai şartları kaldırabilecek boyutta olmadığı, davalının yıkımına neden olabilecek boyutta olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi kurulu raporları ve ek raporları, gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun, itirazları cevaplar nitelikte ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, tarafların rapora yönelik itirazları yerinde görülmemiş, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları ile incelenen takip dosyası, alınan ve benimsenen bilirkişi kurulları rapor ve ek raporları, toplanıp değerlendirilen delillere göre; taraflar arasındaki Akaryakıt Bayilik Sözleşmesinin ve Bayilik Protokolünün, davalı bayi tarafından süresinden önce feshedildiği, sözleşmenin feshinin benimsenen bilirkişi raporlarında dayanaklarıyla açıklandığı üzere haklı nedenlere dayanmadığı;
Benimsenen bilirkişi raporunda dayanak ve gerekçeleriyle açıklandığı üzere sözleşmenin davalı tarafça süresinden önce haksız feshi nedeniyle protokolün 4.maddesi gereği davacının davalı bayiden cezai şart isteme hakkının bulunduğu; davacı tarafın diğer cezai şart istemleri yönünden, davalının borçlarını ifasında temerrüde düşürülmediği, bu nedenle teminat mektubunun teslim edilmemesi ve LPG Bayilik Sözleşmesi imzalanmamasından kaynaklı davalıdan cezai şart talep edilemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Bu kapsamda benimsenen bilirkişi kurulu raporları ve ek raporlarında açıklandığı üzere, davacının davalı bayiden, taraf ticari defter ve kayıtlarına göre cari hesaba dayalı olarak 23.779,87 TL, sözleşmenin davalı bayi tarafından süresinden önce sonlandırılması nedeniyle 182.480 TL (davacı tarafça cezai şart faturasına konu alacak miktarı) cezai şart alacağının bulunduğu ancak, en son alınan bilirkişi raporunda açıklandığı üzere, hesaplanan bu cezai şartın davalının ekonomik yönden mahvına sebebiyet verdiği anlaşılmış olup, ödenmesi gereken ceza miktarından TBK’nın 182/3.md gereğince takdiren %25 oranında indirim yapılmıştır.
Sonuç olarak, benimsenen bilirkişi raporları ile tespit edilen alacak miktarından haksız fesihten dolayı cezai şart istemine indirim uygulanmak suretiyle hesaplanan 136.860,00 TL cezai şart ve 23.779,87 TL cari hesap alacağı olmak üzere toplam 160.639,87 TL’ye yönelik davalının vaki itirazının yukarıda açıklanan nedenlerle haksız olduğu ve İİK’nun 67.maddesi gereğince iptalinin gerektiği, davacının bakiye isteminin yine yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde olmadığı anlaşılmış; cari hesaba ilişkin alacak likit ve bu miktara yönelik itiraz haksız olduğundan kabul edilen bu alacak üzerinden davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine; cezai şarta ilişkin alacak likit olmadığından ve kesin miktarı yargılama sonucu belirlendiğinden davacının cezai şarta ilişkin icra inkar tazminatı istemi ile reddedilen miktar yönünden alacaklının kötü niyetinin kanıtlanamamış olması nedeniyle, davalı-borçlu tarafın kötü niyet tazminatı isteminin reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın Kısmen Kabulü ile,
1-Davalı borçlunun ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyasında talep ettiği toplam alacak miktarından takdir olunan 136.860,00 TL cezai şart ve 23.779,87 TL cari hesap alacağı olmak üzere toplam 160.639,87 TL’ye yönelik itirazın iptali ile takibin bu miktar yönünden talepnamedeki koşullar ile devamına,
2-İtirazın iptaline karar verilen ve likit olduğu anlaşılan 23.779,87 TL üzerinden %20 oranında hesaplanan 4.755,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
3-Davacının fazlaya ilişkin istemlerinin reddine,
4-Koşulları oluşmadığından davalı tarafın tazminat isteminin reddine,
5-Alınması gerekli 10.973,30-TL karar ve ilam harcından 8.338,26-TL peşin ve icraya yatan harcın mahsubu ile geriye kalan 2.635,04-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
6-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin ve icraya yatan harç 8.338,26 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 19.210,79 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
8-Davalı kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 31.383,40 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvuru harcı, 4,60 TL vekalet harcı, 4.700 TL bilirkişi ücreti ve 231,30 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 4.967,30 TL’nin kabul ve red oranına göre 1.634,25 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 01/07/2021

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı