Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/780 E. 2023/213 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/780 Esas
KARAR NO : 2023/213

DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/08/2017
KARAR TARİHİ : 21/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı arasında 01.01.2007 tarihinde “…” başlıklı bir Bayilik Sözleşmesi akdedildiğini, işbu sözleşme ile müvekkiil şirket, davalı … tarafından … araçlarını Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde satmaya yetkilendirildiğini, söz konusu sözleşmeyle müvekkili şirket … marka araçları satmak üzere …’tan almayı, bunları … markasının standartlarına uygun şekilde mağazalar kurarak müşterilere satmayı ve satış sonrası servis hizmeti vermeyi üstlendiğini, davalı şirket ise müvekkili şirkete … marka araçları satmayı üstlendiğini, huzurdaki davanın konusu, davacı ile davalı arasındaki bu bayilik ilişkisi kapsamında davalı tarafın sözleşmeyi ihlâl eden hukuka aykırı davranışları sonucunda müvekkilinin uğramış olduğu müspet zararın tazmini istemini kapsamakta olduğunu, müvekkili şirketin … bayiliğini almasını müteakip … markası araçlarının bölgedeki satışları ve tanıtımı büyük bir başarıyla gerçekleştirildiğini, ayrıca bu çalışmaların gerçekleştirilmesi için müvekkili şirket tarafından bayilik sözleşmesinin başlangıcından itibaren yaklaşık on milyon Türk Lirası değerinde yatırım yapıldığını, beş sene boyunca bayilik sözleşmesinin başarılı ve her iki taraf için de kârlı bir şekilde devam ettirilmesine rağmen 2012 yılında müvekkili şirket yöneticileri … Genel Müdürlüğü’ne çağırılmış ve … yöneticileri müvekkili şirketten sözlü olarak derhal …/… Bayiliğini bırakmasını istediğini, söz konusu talep müvekkili şirket tarafından yüksek düzeyde yatırım yapıldığı ve yatırımların halen sürdürüldüğü gerekçesi ile reddedildiğini, zira bayiliğin bırakılması talebinin dile getirildiği toplantı tarihinde, davalı şirketin de bilgisi dahilinde olduğu üzere müvekkili şirket … merkez showroom ve servisinin inşaatını devam ettirmekte olduğunu, müvekkil şirkete yatırımlarını sürdürmesi için ilgili projeleri onaylayan yazılar gönderdiğini, sonrasında da müvekkili şirketin kararlı bir şekilde bayiliği sürdürmesi üzerine, aşağıda açıklanan şekilde bayiliği bu kez “müvekkil şirketin bayiliği bırakacağına dair yazı hiç yokmuş gibi” bu kez olağan yoldan feshettiğini, davalı şirket fesih beyanının gerekçesi olarak mesnetsiz şekilde davalı şirketin sözlü ve yazılı uyarılara rağmen bayilik sözleşmesindeki standartlara uyum sağlamadığını, pazar payının emsal bölge ve Türkiye ortalamalarının altında kaldığını ve davalı şirketin bu yönde geliştirici faaliyetinin bulunmadığını, (…) ileri sürdüğünü, söz konusu mesnetsiz ve müvekkil şirketin başarı ve emeğini hiçe sayan iddialara dayanarak yapılan fesih ihbarı neticesinde süresiz şekilde yapılmış olan bayilik sözleşmesi 2016 yılının hemen başında sona erdiğini, sözleşmenin bu tarihte sona ermesi, müvekkili şirketin … Bayisi olduğu 2007 yılından itibaren yapmış olduğu yatırımların değeri göz önünde tutulduğunda oldukça erken bir tarih olduğunu, müvekkil şirket, yaptığı yaptırımların bir kısmından kâr etmek bir yana, bedelini dahi henüz amorti edemediğini, bu sebeple, açıklanan şartlar altında yapılmış bulunan feshin haksızlığı ve kötü niyetli olduğu, hukuken korunmasının mümkün olmadığının açık olduğunu, taraflar arasındaki sözleşme (bayilik) ilişkisinin devam ettirileceği yönünde müvekkiline verilen güvene aykırı olarak, çelişkili davranış yasağının ve hakkın kötüye kullanılmasının adeta kürsü örneğini oluşturacak bir şekilde gerçekleştirilen sözkonusu haksız fesih sonucunda müvekkilinin uğramış olduğu müspet zararın tazmininin zorunlu olduğu kuşkuya yer vermeyecek derecede açık olduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, taraflar arasında 01/01/2017 tarihinde akdedilen ” … Markalı Motorlu Araçların Satışı ve/veya Yedek Parçalarının Dağıtımı” başlıklı bayilik ve yetkili servis sözleşmesinin davacı tarafça 31/12/2015 tarihi itibariyle olağan yoldan feshedilmesi ve bu bağlamda fesih hakkının kötüye kullanılması nedeniyle, müvekkilinin davacının olağan fesih hakkını kötüye kullanmasından doğan müspet zararının belirsiz alacak davaları kapsamında 10.000,00 TL lik kısmının tahsiline, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirket tarafından md.59.1.(a) hükmüne dayanılarak sözleşmenin feshedildiği davacı şirkete bildirildiğini, feshinin yürürlüğe girmesinden yaklaşık bir yıl sonra ise dava müvekkili şirket aleyhine ikame edildiğini, huzurda açılan iş bu davanın haksız ve yersiz olduğunu, bayi tarafından 01/01/2014 tarihinden geçerli olmak üzere bayilik sözleşmesi tek taraflı olarak geri dönüşsüz biçimde feshedildiğini, bayi tarafından beklenen performans hedefleri tutturulamadığını, … tarafından bayilik sözleşmesi tek taraflı olarak feshedildiğinden tazminat hakkının bulunmamakta olduğunu, bayinin 19/02/2013 tarihli e posta iletisini dayanak göstererek fesih iradesinin formaliteden ibaret olduğunu iddia etmesi kabul edilemeyeceğini, zira e posta … şirket yetkilisi tarafından gönderildiğinden geçerliliğinin bulunmamakta olduğunu, müvekkili şirket iyi niyetle bayilik sözleşmesine uygun olarak olağan fesih hakkını kullandığını, bayi tarafı fesih döneminde de bayilik sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ihlal etmeye devam ettiğini, … tarafından 01.01.2014 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere bayilik sözleşmesi feshedildiğini, davacı tarafın bu fesih bildirimini zorla veya baskı altında imzaladığına ilişkin iddialarının kabul görmesi basiretli bir tacir sıfatı altında düşünüldüğünde mümkün olmadığını, bu fesih sürecinde, sonradan bayinin fesih iradesini geri çekmesi durumunda dahi fesih koşulları gerçekleşmişken bayisini zor durumda bırakmamak adına dürüstlük kuralı ve iyi niyet prensipleri çerçevesinde olağan fesih hakkını kullanan …’ın fesih iradesinde haklı olduğu tartışmasız olduğunu, sonrasında fesih döneminde vuku bulan derhal fesih hakkını dahi kullanmayan iyiniyetli bir tacir için somut olay bakımından sergilediği tavır karşısında, kendi iradesiyle ticari ilişkiyi sonlandıran diğer taraf davacının iş bu davayı ikame etmede haksız olduğu ve tazminat hakkı olmadığı ortada olduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz ikame edilmiş huzurdaki davanın reddine, yargılama masrafları ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesinin feshi nedeni ile uğranıldığı iddia edilen müspet zararların tahsiline yönelik tazminat davasıdır.
Taraflar arasında 01/01/2007 tarihinde süresiz olarak ” … … MARKALI MOTORLU ARAÇLARIN SATIŞI VE/VEYA SERVİS VE/VEYA YEDEK PARÇALARIN DAĞITIMI İÇİN BAYİLİK SÖZLEŞMESİ ” imzalandığı, davalının Beşiktaş 18. Noterliği’nin … tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile aralarında imzalanan bayilik sözleşmesinin ihtarnamenin tebliğinden itibaren 24 aylık sürenin sonunda feshedileceğinin ihtar edildiği, davacı tarafından sözleşmenin feshi nedeni ile uğranıldığı iddia edilen müspet zararların tahsili için eldeki davanın anlaşılmıştır.
Yargıtay HGK ‘nun 07/06/2022 tarihli 2020/3-688 esas ve 2022/846 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; müspet zarar, borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki farktır. Diğer bir anlatımla müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. (Tandoğan, Hâluk: Türk Mesuliyet Hukuku, İstanbul 2010, s. 426- 427; Yılmaz, Ejder: Hukuk Sözlüğü, Genişletilmiş 5. Baskı, s. 591).
Sözleşmenin 59.1.a maddesinde ;
” Taraflardan biri diğer tarafa en az yirmi dört (24 ) ay önceden yazılı ihbarda bulunarak işbu sözleşmeyi tazminatsız olarak her zaman feshedebilir. Fesih, ihbarın tebellüğ edildiği veya edilmiş sayıldığı tarihten itibaren yirmi dört aylık sürenin son gününde yürürlüğe Girer.” hükmüne yer verildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafından sözleşmenin, davacınında kabulünde olduğu üzere 59.1.a maddesine dayanılarak feshedildiği, maddede açıkça bu madde uyarınca yapılan fesihlerin tazminatsız olarak yapılacağının taraflarca kararlaştırıldığı ve davacının sözleşmenin açık hükmü gereği tazminat talebinde bulunamayacağı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. KARAR : Gerekçesi yukarıda yazılı kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının 170,78-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 9,12 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
21/03/2023

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır