Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/776 E. 2019/971 K. 02.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/776 Esas
KARAR NO : 2019/971

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 24/08/2017
KARAR TARİHİ : 02/12/2019

Yukarıda tarafları, konusu, esas ve karar numarası yazılı mahkememiz dosyasının yapıp bitirilen açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket tarafından davalıların yükleniciliğini yaptığı inşaata proje çizildiğini, Proje bedelinin eksik kalan kısmının tüm girişimlere rağmen ödenmemesi üzerine 08.07.2012 – 09.08.2012 – 09.09.2012 ve 10.10.2012 vade tarihli 4 adet bono düzenlenerek borcun takside bağlanmış olup alacağın tahsili için yapılan harici girişimler sonuçsuz kalmış ve borcun ödenmemiş olduğunu, bunun üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını, davalının itiraz ederek takibi durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Davalı ve davalı şirketi temsilen … sunmuş olduğu cevap dilekçesinde; dava konusunun, inşaat değil bir proje taahhüdü olduğunu, iş gereği müteahhide ait inşaat projesinin taşeron sıfatı ile kendi taraflarından davacıya yaptırılmış olduğunu, bu işin bedelinin de bizzat davacı tarafından kabul edildiği gibi davacıya nakden ödendiğini, ancak iş karşılığı tanzimi gereken faturanın davacı tarafından düzenlenerek tarafların tevdi edilmemiş olduğunu, sürekli taleplerine rağmen fatura tanzim edilmediğinden zorunlu olarak, taraflarınca fatura düzenlenerek iş sahibi kooperatife verildiğini, bu nedenle yapılan işin bütün vergi kdv sorumluluklarının uhdelerinde kaldığını, icra konusu olarak gösterilen ve dava konusu edilen bu alışverişin davacı defterlerinde bulunmadığını, 2012 yılı 8-9-10 ve 11 aylara ait belgelerini 5 yıla aşkın süre sonra icraya konu edilmeleri eşyanın tabiatına aykırı olmakla birlikte borçlu bulunmadıklarının bir başka kanıtı olduğunu, zaman aşımı yönünden de itirazları olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE : Davacı taraf delil olarak; İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, 4 adet senet aslı, müvekkili şirkete ait ticari defter ve kayıtlar, tanık, bilirkişi incelemesi, her türlü yasal delillere dayanmıştır.
Taraflar arasındaki ihtilafın; Davacının dayandığı, zaman aşımı senede dayalı olarak yapılan ilamsız takibe itiraz üzerine açılan davada senedin yazılı delil başlangıcı sayılıp sayılamayacağı, davacının davalı ile aralarındaki ilişkiye dayalı olarak açılan davanın zaman aşımına uğrayıp uğramadığı, davacının davalılardan alacaklı olup olmadığı, varsa alacak miktarı, alacağın likit olup olmadığı, ispat şekli ve ispat yükünün kimde olduğu noktalarında toplandığı görülmüştür.
Davalı tarafın zaman aşımı itirazında bulunduğu görülmekle, dava, zaman aşımına uğrayan bonodan dolayı temel ilişkiye dayalı olarak, bonoyu yazılı delil başlangıcı kabul edilerek, davacının yapmış olduğu takip nedeniyle, zaman aşımına uğramış olan bonoya dayalı alacağın genel zaman aşımı süresi olan 10 yıllık süreye tabi olduğu ve bu sürenin henüz dolmamış olduğu görülmekle, davalı tarafın zaman aşımı defi yerinde görülmediğinden reddine karar verildiği görülmüştür.
Takibin başlatıldığı İstanbul … İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyası getirtilmiş, yapılan incelemede; davacı tarafça davalı borçlu hakkında fatura ve cari hesap alacağına ilişkin ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük yasal süre içerisinde davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itirazı üzerine takibin durduğu ve yasal 1 yıllık süre içerisinde davacı tarafça, itirazın bertarafına yönelik dilekçede ileri sürülen nedenlerle eldeki davanın açıldığı görülmüştür.
Dosyanın teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle dosya mali müşavir bilirkişisi …’e tevdi edilmiş ve bilirkişi sunmuş olduğu raporunda: “Davacı tarafından incelemeye ticari defter sunulmamış olduğunu, davalı tarafından incelemeye ticari defter sunulmamış olup, incelemeye dava dışı firmaya tanzim ettiği faturalarını sunmuş ve iade almış olduğunu, davalı tarafından incelemede dava dışı … Tanzim edilen 28.12.2010 tarihli 63.122,74 TL ve 03.01.2011 tarihli 57.440,00 TL tutarında tanzim ettiği faturaları sunmuş olup, içerikleri 28/12/2010 tarih 17 fatura nolu sözleşme gereği yapılan proje hizmetlerine mahsuben 63.122,74 TL ve 03/01/2011 tarih 18 fatura nolu sözleşme gereği proje hizmetlerine mahsuben 57.440,00 TL olmak üzere toplam 120.562,74 TL proje hizmet bedeli faturalı olduğunu,
Davacı tarafından davalı aleyhine yapılan takipte dayanak olarak 02.05.2012 düzenleme tarihli 08.07.2012-09.08.2012-09.09.2012-10.10.2012 vadeli 8.840 TL.lik senetlere dayanılmış olduğunu, davacı davalıya yapılan proje hizmet bedelinden kaynaklı olarak davalılar ile aralarındaki temel ilişkiye dayanarak senetlerden alacaklı kaldığını bildirmiştir.
Davalı taraf davacı ile temel ilişkiyi kabul etmiş, ancak ödemelerin yapıldığını, davacının alacağına ilişkin faturaları düzenlemediğini, davacı kayıtlarında da bu hususta kayıt görülemeyeceğini beyan etmiştir. Bilindiği gibi bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illi ilişkiye dayanır. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. İşte bu gaye bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan ilişki “kambiyo ilişkisi” ismiyle anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu “kamoiyo taahhüdü”nde bulunmuş olur. Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl/temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır.
Mahkemenize konu takibin dayanağı bono zamanaşımına uğramış olduğundan hamilin, kambiyo hukukundan kaynaklanan haklarını yitirmiş olduğu görülmüştür.
Temel ilişkide davacı ve davalılar arasındaki işin bedeli, teslimi, ödemelerin tespitine yarar kayıt defter taraflarca ibraz edilmemiştir.
HMK kapsamında davacının alacağının dayanakları dosyada sureti bulunan kambiyo hukukundan kaynaklanan hakları yitirmiş senet dışında bulunmamaktadır.
Davacı iddiasını ispatlayacak mahiyette, Alacak talebinin ispatına yönelik başkaca delil bulunmamakla 8.840 TL tutar alacağın belirlenmesi yönünde incelemeye muktedir dayanak belge tespiti yapılması mümkün olmamıştır.
Bununla birlikte davalı tarafın davacı ile olan ilişkiyi ve davacının bildirdiği proje hizmetini aldığı cevap dilekçesinde mevcut olup, davalı beyanı kapsamında dosyada tespit edilmiştir.
Davalı ödemelerin yapıldığının davacının kabulünde olduğunu beyan etmiş isede davalı tarafından davacıya yapılan ödemeler ile ilgili bilgi belge sunulmamış, davalı kendi yükümlülüğü ile ilgili dava dışı 3.şahsa tanzim ettiği faturayı sunmuştur.
Davacının aldığı ödemeler ile ilgili bir beyanı kabulü de dosyada tespit edilememiştir. Davalının bildirdiği hususların hukuki tavsifine göre ödeme iddiası bulunduğu değerlendirilerek davalıdan ödeme belgelerinin sunulmamasına bağlı ispat külfetine ilişkin değerlendirme yapıldığında defa davalı ödeme belgesi sunmadığı durumda davacının talep ettiği tutarın ödeme iddiası kapsamında ödendiğinin ispata vesikaları bulunmadığından davacı talebinin kabulünde yine taktirin Sayın Mahkemeye ait olacağı görülmüştür.
Davacı Talebi Faizin İncelenmesi : Davacının bono tutarı kadar alacağının kabulü değerlendirildiğinde bono vadelerine göre takibe kadar ; Toplam 8.840,00 TL, 3.903,48 TL işlemiş faiz olduğunu,
Sonuç olarak: Davacı takibinin dayanağı bonolar zamanaşımına uğramış olduğundan hamilin, kambiyo hukukundan kaynaklanan haklarını yitirmiş olduğu, söz konusu bonoların dışında davacı tarafından bono bedelleri toplamı 8.840 TL alacak ile ilgili kayıt ,ticari defter ve dayanak sunulmadığı, davacının 8.840 TL alacağının tespit edilebileceği dayanakların bulunmaması sebebi ile alacak hususunda tespit yapılamadığı, bunun birlikte davalının davacı ile olan temel ilişkide proje hizmeti aldığı ve bedellerini ödediği, davacının fatura tanzim etmediği savunmasına bağlı, bu savunma ile ödemelerin ispatı arandığında davacının talebinin ödeme belgesi sunulmamasma bağlı kabulünde nihai hukuki tavsifin Sayın Mahkemeye ait olacağı belirlenmiştir. ” şeklinde rapor sunmuştur.
Dava: İtirazın iptali davasıdır.
Tüm dosya kapsamında, davacı tarafından, davalıların yükleniciliğini yaptığı inşaata proje çizildiğini bu sebeple 4 adet bononun davalılar tarafından düzenlenip verildiğini vade tarihinden itibaren 3 yıldan fazla geçtiğinden ödenmeyen senet bedelleri nedeniyle genel haciz yoluyla takip başlatıldığını, borç miktarı senetler ile belirli olmasına rağmen davalının itiraz ettiğini belirterek davanın kabulü ile itirazın iptaline karar verilmesini talep ettiği, davalının ise iddia edilen hukuki ilişkiyi kabul ettiği, bedelin davacı tarafa nakden ödendiği belirtilerek davanın reddi talep edildiği anlaşılmıştır.
Öncelikle zaman aşımına uğramış kambiyo senedine dayalı alacak talebinde, davaya konu senetler adi senet değil delil başlangıcı niteliğindedir ve bu hususta ispat yükü davacıda olup tanık dahil her türlü delille iddiasını ispat edebileceğinin kabulü gerekmektedir. Ancak; davacı tarafından iddia edilen hukuki-temel ilişki (proje çizimi) davalı tarafça da kabul edilmiş, senetlerdeki imzanın davalılara aidiyeti kabul edilmiş ve kararlaştırılan bedelin nakden ödendiği belirtilmiş olduğuna göre bu durumda artık ispat yükü davalı tarafa geçmekte olup davalının bu hususta hiçbir delil sunmadığı anlaşılmıştır. Bu sebeple alınan bilirkişi raporunda da itibar edilen ve hesaplanan asıl alacak ve faiz miktarı üzerinden davanın kısmen kabulü ile İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 8.840,00 TL asıl alacak ve 3.903,48 TL işlemiş faiz üzerinden talepnamedeki koşullarla devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine ve alacak belirlenebilir ve likit olduğundan kabul edilen dava değeri olan 12.743,48 TL üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüne,
İstanbul … İcra Dairesinin …esas sayılı dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 8.840,00 TL asıl alacak ve 3.903,48 TL işlemiş faiz üzerinden talepnamedeki koşullarla devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alacak likit olduğundan 12.743,48 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gerekli 870,51 TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 217,74 TL harcın mahsubu ile bakiye 652,77 TL harcın davalılardan alınarak Hazineye irat kaydedilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 217,74 TL peşin harç, 31,40 TL başvuru harcı, 4,60 TL vekalet harcı, 7,25 TL vekalet pulu ve 933,30 TL teblgta/posta/bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.194,29 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak hesap olunan 1.193,67 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 6,54 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.