Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/754 E. 2020/716 K. 11.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/754 Esas
KARAR NO:2020/716

DAVA:İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:17/08/2017
KARAR TARİHİ:11/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan istirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekşen hain darbe girişiminden hemen sonra T.C. Cumhurbaşkanı’nın yaptığı çağrı üzerine kendisine ait … plakalı araçla meydanlara çıktığını, bir süre sonra … … – … İlçe Teşkilat binası önüne gitmeye karar verdiğini, bu bölgeye giderken park halindeki araçlardan birinin aniden yola çıkması nedeniyle maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazadan hemen sonra kendisinin araçtan indiğini, ancak olayın şokunu üzerinden atmaya çalışırken kazanın sesine çok sayıda insanın tepki göstererek kendisine bağırmaya başladığını, insanların üzerine yürüyerek kendisini darp etmek istediğini, müvekkilinin o sırada tek başına olması nedeniyle oluşan kalabalıktan korktuğunu ve can güvenliğini sağlamak amacıyla aracını olduğu yerde bırakarak kaza yerinden ayrıldığını, davalı sigorta şirketi tarafından meydana gelen kazada zarar gören araç maliklerine hasar tazminatı ödendiğini, davalı sigorta şirketi tarafından müvekkilinin kaza mahallinden ayrılmış olduğu gerekçesiyle Trafik Sigortası Genel Şartları’nın B.4. maddesi uyarınca müvekkiline dava dışı araç sahiplerine ödenen tazminatları ödemesi hususunda talep yazıları gönderildiğini, müvekkilinin can güvenliği olmadığı gerekçesiyle olay yerinden ayrıldığını davalı şirkete bildirilmesine rağmen davalı sigorta şirketi tarafından müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, tebligatın muhtara tebliğ edilmesin üzerine müvekkilinin takipten haberdar olamadığını ve takibe itiraz süresini kaçırdığını, böylece takibin kesinleşmesi üzerine cebri icra tehdidi altında kalan müvekkilinin …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına istinaden 05/06/2017 tarihinde davalı şirket vekilinin banka hesabına haricen 31.800,00-TL. tutarında ödeme yapmak zorunda kaldığını, anılan meblağın müvekkilinden tahsil edilmesinin tamamen haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek ve dilekçede sunulan diğer nedenlerle 31.800,00-TL.’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ve müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi ve ekleri davalı şirkete 11/09/2017 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın, davalı şirket tarafından yasal süresi içerisinde davaya karşı cevap verilmemiş ve davalı taraf mahkememizce münkir olarak kabul edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davalı sigorta şirketi tarafından davacı sigortalısı aleyhine 15/07/2016 günü meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında davacının çarptığı araçlar için sigorta şirketi tarafından 3. kişilere ödenen hasar bedelinin, davacının kaza sonrası olay mahallini terk etmesi nedeniyle sorumlu olduğu gerekçesiyle davacıdan rücuen tahsiline yönelik olarak …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile girişilen ilamsız icra takibi nedeniyle davacı yanca cebri icra tehdidi altında davalıya ödendiği iddia edilen 31.800,00-TL.’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline yönelik istirdat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; sigortalı davacı araç sürücüsünün, kazadan sonra olay mahallini terk etmesinin haklı bir sebebe dayanıp dayanmadığı, kaza yerinin davacı tarafından terk edilmesi nedeniyle kaza nedeniyle ödenen hasarın poliçe teminatı kapsamında olup olmadığı ve davacı tarafından cebri icra baskısıyla davalı şirkete ödendiği bildirilen bedelin davacıya iadesinin gerekip gerekmediği noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası, trafik sigortası poliçesi, … plakalı aracın ruhsatı, trafik kazası tespit tutanağı, ehliyet, kaza ve araç fotoğrafları, hasar dosyaları, banka ödeme dekontu, sigorta şirketi tarafından gönderilen yazılar ile bu yazılara verilen cevaplar, kargo bedelleri, tanık beyanı, bilirkişi incelemesi, Yargıtay kararları, yemin ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır. Davalı taraf ise herhangi bir delil bildirmemiştir.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası celbedilerek incelenmiştir. İcra takip dosyasının incelenmesinden; davalı sigorta kooperatifi (S.S … Kooperatifi) vekili tarafından 05/12/2016 tarihinde davacı … aleyhine, 29.600,00-TL. sigorta poliçesi – asıl alacak, 299,24-TL. işlemiş faiz (%9 kanuni faiz) olmak üzere toplam 29.899,24-TL. üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, takipte borcun sebebi olarak 25/10/2016 faiz başlangıç tarihli 29.600,00-TL. tutarındaki 2682318 nolu belge (Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası – Olay Yerini Terk Etme. … plaka sayılı araç)’ın gösterildiği, alacaklı vekili tarafından 05/06/2017 tarihinde icra dosyasına borcun haricen tahsil edildiğine ve dosyadaki hacizlerin kaldırılmasına dair beyanda bulunulduğu, 06/06/2017 tarihinde ise haricen tahsil harcının yatırılarak dosyanın kapatılmasının talep edildiği görülmüştür.
Davalı sigorta şirketine müzekkere yazılarak hasar dosyası celbedilmiş ve mahkememizce incelenmiştir.
Davacı vekili tarafından dava dilekçesi ekinde sunulan … A.Ş. … Şubesi’ne ait 05/06/2017 işlem tarihli banka dekontundan da anlaşıldığı üzere, davacı … tarafından davalı sigorta vekilinin banka hesabına; açıklama kısmına …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosya borcuna istinaden ödeme yapıldığı yazılmak suretiyle ve icra baskısından dolayı ödeme yapıldığı belirtilip tüm dava hakları saklı tutulmak kaydı ile 31.800,00-TL. tutarında ödeme yapıldığı sabittir.
Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan tanık listesinde isimleri bildirilen tanıkların adresleri mahkememizin yetki alanı dışında bulunduğundan, tanıkların bulundukları mahal mahkemesine talimat yazılmış ve yazılan talimatla ilgililerin celbedilerek tanık sıfatıyla dinlenmeleri talep edilmiştir.
…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Talimat sayılı dosyasında 25/02/2019 tarihinde ifade veren tanıklardan … ifadesinde özetle; “…Olay günü kazaya karışan … plakalı aracın kendisine ait olduğunu, kazanın 15/07/2016 günü darbe gecesi saat 02:00 sıralarında meydana geldiğini, … Caddesinden çıkıp … istikametine doğru yavaş yavaş ilerlerken … binası önüne geldiğinde orada bir kalabalığın olduğunu görerek yavaşladığını, arkadan ise bir aracın hızlı olarak gelmekte olduğunu gördüğünü, bu aracın arkadan kendi aracına çarptığını, yolun ortasında kalmamak için aracını sağa çektiğini, bu sırada çarpan aracın şoförünü görmediğini ve nerede olduğunu da bilmediğini, zaten kalabalık olduğu için telaş içerisinde ne olduğunu dahi anlamadığını, daha sonra polislerin olay yerine geldiğini ve tutanak tutulduğunu, polis gelene kadar kaza yapan aracın şoförü olduğunu söylemediğini ve kendisinin de kalabalıktan korktuğunu…” beyan etmiştir.
…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Talimat sayılı dosyasında 25/02/2019 tarihinde ifade veren tanıklardan … ise ifadesinde özetle; “…Davacının arkadaşı olduğunu, kaza anını görmediğini, olay günü davacının kendisini aradığını, kaza yaptığını ve gelip kendisini almasını söylediğini, söylediği yere gittiğinde davacıyı … metro istasyonundan aldığını, sorduğunda davacının kendisine kaza yaptığını, kazanın … binası önünde gerçekleştiğini, 15 Temmuz gecesi olduğu için kaza yerinin kalabalık olduğunu, arabadan inince kalabalığını kendisinin üzerine yürüdüğünü ve küfür ettiğini, bu nedenle korkup kaçtığını söylediğini, daha sonra beraber … karakoluna gittiklerini ve ifade verdiklerini ancak darbe gecesi olduğu için emniyet güçlerinin yoğun bir şekilde çalıştığını, daha sonra olay yerine polislerin gittiğini, olay yerine kendilerinin de gittiğini, gittiklerinde aracın olay yerinden kaldırılmış olduğunu gördüğünü…” beyan etmiştir.
Deliller toplandıktan ve davacı tarafça bildirilen tanıklar talimatla dinlendikten sonra dava konusu uyuşmazlığın çözümü teknik bilgi ve uzmanlık gerektirdiğinden, mahkememizce 25/09/2019 tarihli duruşmada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilerek, dosya kusur uzmanı, sigorta uzmanı ve makine mühendisinden oluşan 3 kişilik bilirkişi kuruluna tevdi edilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından tanzim edilerek 27/07/2020 tarihinde ön bürodan dosyaya sunulan 22/07/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle; “…Davacı …’in 16/07/2016 tarihinde gece 03:30 sıralarında kendi sevk ve idaresindeki … plakalı ve davalı … Kooperatifi’ne Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası poliçesi ile sigortalı aracıyla seyrederken … … İlçe Başkanlığı yakınında hakimiyetini kaybederek önce dava dışı sürücü …’e ait … plakalı araca çarptığı, … plakalı aracın bu çarpmanın etkisiyle savrularak bu kez yolun sağında park halindeki dışı …’a ait … plakalı hususi otomobile çarptığı, bu çarpmanın etkisiyle ötelenen … plakalı otomobilin de yolun sağında park halinde bulunan dışı … adına kayıtlı … plakalı araca çarptığı, kaza sonucu davaya konu hasarın meydana geldiği, kaza sonrasında maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı düzenlendiği, kaza mahallinin yerleşim yeri içinde bulunan bir cadde olduğu, kaza sırasında vaktin gece olduğu, kaza sonrası düzenlenen trafik kazası tespit tutanağındaki anlatımlara ve tutanakta mevcut krokiye göre, davacı sürücü …’in olay yerini terk ettiğinin anlaşıldığı, kaza akabinde kaza yerindeki ilk tespitlere göre düzenlenen 16/07/2016 tarihli, … kaza sıra nolu ve krokili madde hasarlı trafik kazası tespit tutanağında kazanın oluşumunda … plaka sayılı aracın kaza sonrasında firar eden ve kimliği tespit edilemeyen sürücüsünün (davacı …’in) 2918 sayılı KTK.’nun 84-g maddesinde belirtilen“ şeride tecavüz etme” asli kusuruna istinaden ve 56/1-a maddesindeki uşerit izleme ve değiştirme kurallarına riayet etmemek’ kural ihlali sebebiyle kusurlu olduğunun ifade edildiği, diğer sürücüler ile ilgili olarak herhangi bir kural ihlali kodlamasında bulunulmadığı, yapılan değerlendirmeye göre davacı sürücü …’in … plakalı otomobili ile anılan yolda dağınık dikkat halinde ve kontrolsüz bir şekilde seyrettiği, seyri sırasında gerekli dikkat ve özeni göstermediği, önce yolun sol şeridinde seyreden … plakalı otomobile, daha sonra da savrularak yolun sağında park halindeki … plakalı otomobile çarptığı, davacı sürücü …’in, tedbirsiz, dikkatsiz, trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili özen yükümlülüğüne, şerit izleme ve şerit değiştirme kurallarına ve aracın hızının mevcut şartlara uygunluğunu sağlama zorunluluğuna aykırı şekilde hareket ettiği, bu hatalı sevk ve idaresinin, kazanın meydana gelişine yol açan yegane etken olduğu ve kazanın meydana gelmesinde tam etkili bulunduğu, diğer araç sürücülerinin ise kazanın meydana gelişinde etkili olacak nitelikte hatalı bir davranşlarının bulunmadığı, dava konusu kazada hasar gören … plakalı … marka …Drive tipteki 2012 model araçtaki hasara ilişkin parça ve malzeme toplamının 27.194,04-TL., işçilikler toplamının 2.405,96-TL. olduğu, araçtaki toplam hasarın 29.600,00-TL. olduğu, aracın kazadan önceki değerinin 70.000,00-TL. olduğu, araçtaki hasarın aracın değerine yaklaştığı hususu dikkate alındığında aracın tamirinin ekonomik olmadığı ve pert-total sayılması gerektiği, aracın kazadan sonraki hasarlı haliyle sovtaj değerinin ise 40.400,00-TL. olduğu, dolayısıyla araçtaki gerçek hasar miktarının 29.600,00-TL. olduğu, anılan hasar miktarının davalı şirketçe ilgili araç malikine ödendiği, davalı şirketin davacıdan talep edebileceği toplam maddi zararın 29.600,00-TL. olduğu, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasındaki kapak hesabına göre davalı şirketin davacıdan talep edebileceği toplam maddi zararını 31.800,00 TL. olduğu, davacı malik ve sürücü … ‘e ait … plakalı 2012 model … marka aracın davalı … Kooperatifi tarafından dava konusu 16/07/2016 tarihli kaza tarihini de kapsayacak şekilde ZMSS (Trafik) poliçesi ile sigortalı olduğu, poliçenin kaza tarihi itibariyle araç başına maddi zarar limitinin 31.000,00-TL. ve kaza başına maddi zarar limitinin 62.000,00-TL. Olduğu, dava konusu kazada zarar gören … plakalı araç sahibi tarafından yapılan müracaat üzerine davalı … tarafından yapılan ekspertiz sonucunda … plakalı araç sahibine 29.600,00-TL. tutarında tazminat ödendiği, davalı …’nın davacı sigortalı …’e gönderdiği 30/12/2016 tarihli rücu talep yazısında kaza sırasında davacıya ait … plakalı araç sürücüsünün olay yerini terk etmiş olması sebebiyle, alkol ve ehliyet tespiti yapılamadığı, bu nedenle Trafik Sigortası Genel Şartları’nın B.4 maddesi uyarınca ödenen tazminatın rücuen ödenmesinin talep edildiğinin anlaşıldığı, davalı … tarafından zarar gören araç sahibine ödenen 29.600,00-TL. tazminatın rücuen tahsili amacıyla davacı sigortalı aleyhine icra takibi yapıldığı, davacı tarafından 05/06/2017 tarihinde … kanalıyla …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına tüm fer’ileri ile birlikte toplam 31.800,00-TL. ödendiği, ZMSS (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nın B.4.f maddesine göre bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde ödemede bulunan sigortacının sigortalıya rücu edebileceği, hukuki ve nihai karar tamamen mahkemeye ait olmak üzere dava konusu trafik kazasında … plakalı araç sürücünün kaza sırasında alkollü olduğunu gösteren bir alkol raporunun dosyada mevcut olmadığı, kazaya münhasıran alkol nedeniyle sebebiyet verildiği hususunun kanıtlanamadığı, ekspertiz raporunda buna ilişkin herhangi bir beyan ve tespitin yer almadığı, olay gecesi yaşanan darbe olaylarının etkisi ile öfke içerisindeki kalabalığın davacının üzerine yürümesi karşısında davacı …’in kalabalıktan korkarak can güvenliğini sağlamak amacıyla aracını bırakması ve aracını bırakarak kaza yerinden ayrılmış olmasının doğal karşılanması gerektiği, bu nedenle davalı …’nın davacı sigortalıdan rücuen talepte bulunmasının mümkün olmadığı ve icra yolu ile tahsil etmiş olduğu 31.800,00-TL.’yi davacıya iade etmesi gerektiği…” yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulu raporu davalı sigorta şirketi vekiline 05/08/2020 tarihinde tebliğ edilmesine karşın, davalı sigorta şirketi vekili tarafından HMK.’nun 281/1. maddesindeki 2 (iki) haftalık süre ve yine HMK.’nun 104. maddesinde göre adli tatilde uzayan 1 (bir) haftalık uzayan süre geçtikten sonra 14/09/2020 tarihli dilekçe ile bilirkişi kurulu raporuna itiraz edilmiştir.
HMK.’nun 281/1 maddesine göre; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.” HMK.’nun 281. maddesinin gerekçesinde ise maddede rapora itiraz için taraflara tanınmış bulunan 2 haftalık sürenin kesin süre olduğu ve hak düşürücü bir nitelik taşıdığı ifade edilmektedir. Dolayısıyla, taraflar bu süre içerisinde bilirkişi raporuna karşı itirazlarını dile getirmezlerse bilirkişi raporu itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşir, yani itiraz etmeyen taraf artık rapora itiraz olanağını tümüyle kaybeder. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da bilirkişi raporuna yasal süresi içinde itiraz edilmemesi halinde diğer taraf yönünden usulü müktesep hakkın doğacağı belirtilmektedir.
Dosyada alınan bilirkişi kurulu raporunun toplanan delillere, tüm dosya kapsamına ve somut olayın oluşuna uygun olduğu anlaşılmış; yargısal denetime ve hüküm kurmaya elverişli nitelikte bulunduğu saptanarak rapor mahkememizce de benimsenmiştir.
Sigortacının rücu hakkı, 2918 Sayılı KTK.’nun 95/2 maddesinde düzenlenmiş olup, anılan maddede; “Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMMS) Genel Şartları’nın “ZARAR GÖRENLERİN HAKLARININ SAKLI TUTULMASI VE SİGORTACININ SİGORTALIYA RÜCU HAKKI” başlıklı B.4/f bendinde; “Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,” hükmü yer almaktadır. Buna göre, “bedeni hasar”a neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde sigorta şirketinin zarar gören 3. kişilere ödediği tazminatı sigortalısına rücu hakkı bulunmaktadır. Buna göre; sigortalı araç sürücüsü olay yerini terk etmişse, olay yerini terk sebebinin tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu bir hal sebebine dayanması gerektiği aşikardır. Özetle; ZMMS Genel Şartları’nın B.4/f bendi kapsamında sigorta şirketinin sigortalısına rücu edebilmesi için iki sebebin birlikte ve bir arada bulunması gerekmektedir. Bunlar: 1-Meydana gelen trafik kazasının “bedeni hasar”a neden olması, 2- Sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk sebebinin ZMMS genel şartları B.4/f bendi kapsamında “tedavi” veya “yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme”, “can güvenliği nedeniyle uzaklaşma” gibi zorunlu hallerden birine dayanmasıdır.
Dosyada talimatla dinlenen tanıklardan aynı zamanda hasara uğrayan aracın da sürücüsü olan …, 25/02/2019 tarihli ifadesinde, olay anında kazanın meydana geldiği … ilçe binası önünde yoğun bir kalabalık bulunduğunu, arkadan gelen aracın kendisinin aracına arkadan hızla çarptığını, polislerin olay yerine daha sonra geldiğini ve tutanak tutulduğunu, mağdur durumda olduğu ve kusuru olmadığı halde polisler gelene kadar kaza yapan aracın kendisine ait olduğunu dahi söyleyemediğini, kendisinin de kalabalıktan korktuğunu beyan etmiştir. Olay günü insanların yaşadığı paniğin, hain darbe girişimine gösterilen kitlesel öfkenin ve toplumsal gerilimin ne düzeyde olduğu, hasara uğrayan ve mağdur konumundaki araç sürücüsünün beyanından bile kolayca anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı sürücünün oradaki kitlenin öfkesinden korkması ve paniğe kapılarak olay (kaza) mahallini terk etmesi mahkememizce son derece makul ve haklı kabul edilerek olay yerini terkin haklı nedene dayandığı kanaatine varılmıştır.
Somut dosyada; davacı sigortalının kaza sonrasında kalabalıktan korkarak kaza mahallini terk ettiği hususu tartışmasızdır. Davalı sigortalı … plakalı araç sürücüsünün dava dışı kişilere ait araçlara çarpmak suretiyle meydana gelen trafik kazasının maddi hasara neden olduğu, kazada herhangi bir bedeni hasarın sözkonusu olmadığı, kaldı ki davalı sigortacının da böyle bir iddiasının bulunmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davalı sigorta şirketinin kaza sonucu oluşan maddi hasar nedeniyle 3. kişilere ödediği hasar bedelini sigortalısı olan davacıdan talep etme hakkının bulunmadığı, sigortalısına sadece koşulları var ise bedeni hasara ilişkin hasarlardan dolayı rücu edebileceği açıktır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 12/03/2018 tarihli, 2017/1533 Esas ve 2018/2192 Karar sayılı ilamı ile yine Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 07/06/2017 tarihli, 2016/10786 Esas ve 2017/6498 Karar sayılı ilamlarında da belirtildiği gibi; olay yerini terk, tek başına gerçekleşen rizikonun teminat dışı olmasını gerektirmez. 6102 sayılı TTK.’nın 1409/1. maddesine göre; sigortacı sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumludur. Aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise; sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortacıya aittir. Somut olayda, yukarıda açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketinin sigortalısı olan davacıya rücu edebilmesinin şartları mevcut olmadığından, aynı zamanda davalı sigorta şirketi rizikonun teminat dışı kaldığını ispat edemediğinden, davanın kabulüne ilişkin olarak aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; 31.800,00-TL.’nin ödeme tarihi olan 05/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 2.172,26-TL. karar ve ilam harcından 543,07-TL. peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 1.629,19-TL. harcın davalıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.770,00-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 31,40-TL. başvuru harcı, 543,07-TL. peşin harç, 4,60-TL. vekalet harcı, 2.250,00-TL. bilirkişi ücreti ve 251,40-TL. tebligat gideri olmak üzere toplam 3.080,47-TL. yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/11/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır