Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/748 E. 2018/1001 K. 15.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/748 Esas
KARAR NO : 2018/1001
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 15/08/2017
KARAR TARİHİ : 15/10/2018
Yukarıda tarafları, konusu, esas ve karar numarası yazılı mahkememiz dosyasının yapıp bitirilen açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesi ile; takibe konu 64.900,00 USD’lık faturanın 22.000,00 USD’lık kısmının daha önce iş başlangıcında avans olarak ödendiğini, bakiye 42.900,00 USD alacağın tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, müvekkilinin alacağının diğer 64.900,00 USD’lık faturadan dolayı ise İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, efektif satış kuru esas alınarak takip yapıldığını, davalının icra dosyalarına… E. sayılı dosya için de icra harç ve masrafları ve vekalet ücreti de bulunduğunu, bu ödemeler sonucunda takip tarihindeki kur ile son ödeme tarihindeki kur farkından dolayı müvekkilinin karşılanamayan alacağının 17.500,84 TL olduğunu, takip tarihi ile ödeme tarihi arasında kur farkından dolayı doğan alacağın şimdilik 10.000,00 TL’nın takip tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile; Davacı faturadan doğan alacakları için İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E. ve… E. sayılı dosyaları ile icra takibi başlattığını, Y.P cinsi alacaklarda alacaklının 2 seçimlik hakkı bulunduğu TBK 99 m. ile hüküm altına alındığı, alacaklı oldukları olayda seçimlik hakkını fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılması yönünde kullanırsa, tahsil tarihine kadar alacağın Y.P. üzerinden takip edilmesi gerektiği, alacaklı bu alacağına 3095 sayılı yasanın 4/a m. hükmü uyarınca 1 yıl vadeli Y.P. cinsi mevduata uygulanan faizi ile birlikte talep edebileceklerini, alacaklı tercihini takip talebindeki kur üzerinden TL çevirip TL olarak takip yapmak şeklinde kullanmışsa, takip tarihindeki TL Karşılığına işleyecek temerrüt faizi İle birlikte talep edebileceğini, davacının seçimlik hakkını TL’den yana kullandığı, faizini de bu seçimlik hakkı yönünde talep ve tahsil ettiği için artık kur farkı talebinde bulunamayacağı belirtilerek, davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Davacı taraf delil olarak; Faturalar, icra dosyaları, kur çıktısı, bilirkişi incelemesi vs. Delillere dayanmıştır. Davalı taraf delil olarak; İcra dosyaları, Yargıtya kararları, bilirkişi incelemesi ve ikamesi mümkün her türlü yasal delillere dayanmıştır.
Dosyanın teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle, dosya hesap uzmanı bilirkişi Mehmet Erdem’e tevdi edilmiş ve bilirkişi sunmuş olduğu raporunda; Davacı, Y.P cinsi alacağını takip talebinde TL cinsi olarak talep etmiş olduğu gözönüne alındığında, dönüşü olmayan bir yola girilmiş olduğundan, takip tarihi ile ödeme tarihi arasında doğan herhangi bir kur farkından söz edilemeyeceğinin kabulü halinde, davacının kur farkı talebinin yerinde olmadığının gündeme getirilebileceğini, diğe yandan takip talebinde istenilen asıl (anapara) alacak, işlemiş faiz, icra harç ve masrafları ile vekalet ücreti dahil icra md’nün kapak hesabına göre zaten tahsilde edilmiş olduğunu, dolayısıyla davacıya ödenecek herhangi bir ad altında borcun kalmamış bulunduğuna dair rapor sunmuştur.
Dava: Dava; Alacak davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilafın; davacının, davalıdan kur farkından kaynaklı alacağı olup olmadığı, varsa miktarı noktalarında toplandığı görülmüştür.
Bilirkişi tarafından sunulan, dosya kapsamı ile uyumlu ve ve itibar edilen bilirkişi raporunda; davacı tarafın inceleme günü ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmeyip sadece 07.09.2016 tarih, 3581 seri nolu ve 64.900,00 USD’lık fatura ile 07.09.2016 tarih, … seri no.lu 64.900,00 USD tutarında 2. bir fatura olmak üzere iki adet fatura ASLI kasa evrakı olarak ve ayrıca birde sipariş teyit formunun sunulmuş olduğunu, bunların dışında başkaca herhangi bir ticari defter ve/veya bir belge sunulmamış olduğunu, davacının dosya içeriğinden anlaşıldığı kadarıyla VİP araçları iç dizayn işleriyle iştigal etmekte olup, davalıya ait 2 adet taşıt aracının iç dizaynı için 110.000,00 USD+KDV’ye anlaşma sağlanmış olduğun, bu bedelin %20’sinin peşin ve kalan %80’lik kısmının ise fatura tarihinden itibaren 60 gün içinde ödeneceği kararlaştırılmış olduğunu, İstanbul…İcra Müdürlüğünün 07.11.2016 tarih ve … E. sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi açıldığı ve davalı şirkete ödeme emri gönderilmiş olduğu, asıl alacak 205.224,13, işlemiş faiz 0,00 olmak üzere toplam 205.224,13 TL olduğunu, takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek %10,5 oranında avans faizi, icra harç ve masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte TBK’nun 100 m. hükmü uyarınca tahsili talebi olduğu, kur: 07.11.2016 takip tarihindeki TCMB gösterge niteliğindeki efektif satış kuru 3,1637 TL x 64.900,00 USD=205.224,13 TL üzerinden takip açılmış olduğunu, davacının Y.P cinsi (USD) faturadan doğan alacağını 07.11.2016 takip tarihinde TCMB gösterge niteliğinde yayınlamış olduğu efektif satış kuru üzerinden TL’ye çevirmek suretiyle icra takibi açmış olduğunu, İstanbul …İcra Müdürlüğünün 07.11.2016 tarih ve … E. sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi açıldığı ve davalı şirkete ödeme emri gönderilmiş olduğunu, asıl alacak 135.722,73, işlemiş faiz 0,00 olmak üzere toplam alacağın (TL cinsi alacak)135.722,73 olduğunu, takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek %10,5 oranında avans faizi, icra harç ve masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte TBK’nun 100 m. hükmü uyarınca tahsili talebidir. KUR; 07.11.2016 takip tarihindeki TCMB gösterge niteliğindeki efektif satış kuru 3,1637 TL x 42.900,00 USD=135.722,73 TL üzerinden icra takibi açılmış olduğunu, Y.P cinsi (USD) faturadan doğan alacağını 07.11.2016 takip tarihinde TCMB gösterge niteliğinde yayınlamış olduğu efektif satış kuru üzerinden TL’ye çevirmek suretiyle icra takibi açıldığını, davalı tarafın ticari defter ve delillerinde 6102 Sayılı TTK.m.64 ve VUK.182 gereğince mecburi olan yukarıda tabloda belirtilen 2016 ve 2017 yılı ticari defterlerinin tutulduğu, işbu defterlerden 2016 ve 2017 yılı Yevmiye ve Kebir defterinin Gelir İdaresi Başkanlığı nın 1 Sıra nolu elektronik defter tebliği gereğince elektronik ortamda e-defter olarak tutulduğu, 1 sıra nolu e-defter tebliği gereğince Ocak ayı beratlarının açılış tasdiki, Aralık ayı beratlarının kapanış tasdiki yerine geçtiği, Ocak ve Aralık ayı beratlarının süresinde alındığı, Yevmiye ve kebir defterlerinin birbirini teyit eder şekilde tutulduğunu, davalı yanın sunduğu 320 nolu satıcılar hesabı cari hesap ekstresine göre, davacı 2 adet faturadan dolayı davalıya 411.486,24 TL’lık mal ve hizmet satışı yapmış olup, davalının cari hesaptan dolayı toplam 411.486.24 TL ödeme yapmış olduğunu, bu durumda cari hesabın kesilmesi sonucunda bakiye borç/alacak kalmadığını, davalının kendi kayıtlarına göre davacıya ödenecek her hangi bir borcu kalmadığının anlaşılmış olduğnuu, taraflar arasındaki ticari ilişkide de; taraflar arasında mal ve hizmet satışının ifa edilip edilmediğinin tartışmalı olmadığını, bu nedenle de mal ve hizmet teslimine ilişkin bir değerlendirme yapılmasına hacet kalmadığını, cari hesap özetinde/ekstresinde kayıtlı olan fatura ve/veya ödemelerin davalının ticari defterlerinde yevmiye madde numarası verilmek suretiyle tek, tek kayıtlı olduğunun görüldüğünü, basiretli bir tacirin borç ve alacaklarının ticari defterlerinde kayıtlı olması gerektiğini, bu bakımdan davalı alacağını/borcunu kendi ticari defterlerine usulüne uygun olarak kaydetmiş, ibraz edilen muhasebe kayıtlarının da denetime açık olduğu ve kayıt sisteminin açıklık ilkesi ve muhasebe standartlarına uygun olduğunu, taraflar arasında tanzim edilen herhangi bir alım-satım yada kur farkını düzenleyen yazılı bir sözleşme bulunmadığını, diğer yandan daha önce kur farkı faturası adı altında herhangi bir emsal ödeme kaydına da rastlanılamamış olduğunu, davacının tanzim ettiği mal ve hizmet satış faturaları USD cinsi üzerinden düzenlenmiş olup, diğer yandan icra takipleri ise TL cinsinden açılmış olduğunu, davacının şayet TL cinsi yerine USD cinsi alacak üzerinden icra takiplerini başlatmış olsaydı, bu kez 3095 sayılı yasanın 4/a m. hükmü uyarınca, o yabancı para cinsi 1 yıl vadeli mevduata kamu bankalarının uyguladığı en yüksek faizi ile birlikte tahsilini talep edebileceğini, bu davada davacının tercihini Y.P. cinsi alacaktan dolayı/yana değil, TL Cinsi alacak yönünde kullanmış, dolayısıyla davacı tercihini TL cinsi alacaktan yana kullanmış olduğu için artık dönüşü olmayan bir yola girmiş olup, takip talebindeki TL cinsi talepten dönülüp Y.P. cinsi alacağa geçilmesi ve/veya bu yönde bir tercihte bulunulmasının artık mümkün gözükmemekte olduğunu, somut olayda davacının TL cinsi tercihi nazara alındığında, icra takip tarihi ile fiili ödeme tarihi (alacağın tahsil tarihi) arasında doğabilecek kur farkından söz edilemeyeceği gibi, haliyle talepte edilmesinin mümkün olmadığını, Emsal YHGK 03.06.1998 T. 1998/11-299 E. ve 1998/380 s. K.”23.11.1990 tarihinde yürürlüğe giren 3678 sayılı Yasanın 29. mad. ile B.K 83. m. bir fıkra eklenerek; yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklının, bu borcunu vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre TL. ile ödemesini isteyebileceği ve aynı kanunun geçici 1. m. göre 23.11.1990 tarihinden önceki ilişkilerden doğan ve halen görülmekte olan yabacı para ve faiz alacaklarına ilişkin davalar hakkında bu hükmün uygulanamayacağı belirtilmiş olduğunu, -Emsal Yargıtay 12.HD: 08.05.2007 tarih, 2007/6900 E. ve 2007/9369 s. K: ” Alacaklı vekilinin takip talepnamesinde B.K’nun 83. Ve 84 m. hükümlerinin saklı olduğunu açıkladığı tespit edilmiştir. Alacaklı vekilinin ayrıca, takip talebinde asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizinin uygulanmasını istediği görülmektedir. Bu beyan adı geçenin B.K 83/2 m. tercihi borcun vade tahhindeki rayice göre TP ile ödenmesi yönünde kullandığını gösterir. Zira alacaklının hem tahsil tarihindeki kur farkını istemesi ve hem de ticari temerrüt faizinden yararlanması mümkün değildir denilmektedir.
Tüm dosya kapsamı beraber değerlendirildiğinde; davacının takip talebinde yabancı para cinsi alacağını Türk Lirasına dönüştürmek suretiyle, yabancı para cinsi alacaktan vazgeçip tercihi Türk Lirası cinsi alacaktan yana kullanmış olması nedeniyle artık davacının kur farkı talebinin yasal mevzuat bakımından dayanaksız kalmış olup, bundan vazgeçmiş sayılacağının kabulü gerekir. Bu halde; takip tarihi ile ödeme tarihi arasında doğan herhangi bir kur farkından söz edilemeyeceğine, davacının kur farkı talebinin yerinde olmadığının anlaşıldığına ve diğer yandan takip talebinde istenilen asıl alacak, işlemiş faiz, icra harç ve masrafları ile vekalet ücreti dahil icra müdürlüğünün kapak hesabına göre zaten tahsil edilmiş olduğununda anlaşılmasına göre davacıya ödenecek herhangi bir borcun kalmamış olduğuna kanaat getirilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
-Davanın reddine,
-Alınması gerekli 35,90 TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 170,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 134,88 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
-Davacının yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
-Davalı tarafça yapılan 4,60 TL vekalet harcı 7,25 TL vekalet pulu olmak üzere toplam 11,85 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap oluna 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalı
Hakim …
¸e-imzalı
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.