Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/708 E. 2019/195 K. 21.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/708 Esas
KARAR NO : 2019/195
DAVA : Tazminat – Menfi Tespit
DAVA TARİHİ: 26/03/2015
KARAR TARİHİ: 21/03/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesine verdiği daha sonra yetkisizlik kararı verilerek mahkememize gönderilen dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında imzalanan 23.07.2010 tarihli iş ortaklığı (bayilik) sözleşmesi kapsamında 60.000 USD bedelli teminat çeki ile gönderilecek ürünler karşılığında 64.000 USD bedelli çekin davalıya teslim edildiğini, davalının sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirmediğini, müvekkiline ürün göndermediğini, bu sebeple fiilen sözleşmenin sona erdiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davalıya teminat olarak verilen ve icra takibine konulan 60.000 USD bedelli çek nedeni ile borçlu olmadığının tespitine, akdin davalı tarafından yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan zarar ve mahrum kaldığı kazanç ve kar kaybı olarak şimdilik 10.000 TL maddi tazminatın, ayrıca 40.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesine verdiği daha sonra yetkisizlik kararı verilerek mahkememize gönderilen cevap dilekçesinde özetle; 23/07/2010 tarihli iş ortaklığı sözleşmesinin davacı ile dava dışı Alsancak Kopyalama ve Baskı Merkezi -… arasında akdedildiğini, davacının işbu sözleşmeye dayanarak hak talep edemeyeceğini, davacının ürün bedellerini sözleşmeye uygun şekilde ödememesi ve sözleşmeye aykırılık teşkil eden eylemleri nedeniyle sözleşmenin haklı nedenle sona erdirildiğini, davacı ile müvekkili şirket arasında imzalanan…A.Ş.Bayi Sözleşmesi’nin eki Ödeme ve Teminat başlıklı ek protokolün 3.maddesinde davacının cari hesabının alacak bakiyesi vermemesi halinde ileride doğacak alacaklarına mahsuben mal verilmesini talep edemeyeceğinin düzenlendiğini, bu nedenle davacının herhangi bir isim altında müvekkilinden tazminat talep edemeyeceğini, 60.000 USD bedelli çekin teminat çeki olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Dava; taraflar arasındaki sözleşmeye gereği taahhütlerin davalı tarafça yerine getirilmediği iddiasına dayalı uğranıldığı ileri sürülen maddi ve manevi zararların tazmini ile sözleşme gereği teminat amaçlı verildiği iddia olunan çekin iadesi-aksi takdirde çekten kaynaklı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı taraf, sözleşme gereği davalının üzerine düşen edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle kazanç kaybı ile maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürmüş ve davalıya teminat amaçlı verilen çekin iadesi – çek yönünden borçlu olunmadığının tespitini istemiş; davalı taraf ise, sözleşmenin tarafı olmadığını, çekin de teminat amaçlı verilmediğini savunmuştur.
Bilindiği üzere, kural olarak İİK’nın 72.maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davalarında borçlu olunmadığı ileri sürülmüş ise; alacağın varlığını ve miktarını kanıtlamak yükümlülüğü alacaklıdadır. Ancak, alacağın kambiyo senedine dayanması halinde bu genel kuralın istisnası olarak borçlu olunmadığının kanıt yükümlülüğü, iddiayı ileri süren borçlu taraftadır.
Yine tazminat istemine ilişkin yanlar arasındaki uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden; davaya dayanak ve konu yapılan yanlar arasındaki sözleşme gereği ileri sürülen iddia ve savunmalara göre davacının alacaklı olup olmadığının, varsa miktarının tespiti için taraflarca da delil olarak gösterilen bilirkişi kurulu raporu alınmasına karar verilerek, davacının delil olarak dayandığı kendi ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, bu yönden bilirkişi SMMM …tarafından düzenlenen 10/12/2018 tarihli bilirkişi raporunun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Talimat ile alınan bilirkişi raporunda özetle; incelenen davacı taraf ticari defter ve kayıtlara göre davalıya 61.710,53 TL borçlu olduğu, davacı tarafça keşide edilen 60.000 USD bedelli çekin teminat çeki olup olmadığı konusunda herhangi bir tespit yapılamadığı, raporda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere davacı taraf taleplerine konu ciro pirimi yada maddi tazminat kalemlerine ilişkin iddianın ispatı niteliğinde somut bilgi ve belgenin mevcut olmadığı bildirilmiştir.
Talimat ile alınan bilirkişi raporu gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun, itirazları cevaplar nitelikte ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, Mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, incelenen takip dosyası, talimat ile alınan ve benimsenen bilirkişi raporu, toplanıp değerlendirilen delillere göre; davacı tarafın delil olarak dayandığı kendisine ait ticari defter ve kayıtlara göre, takip ve dava tarihi itibariyle alacaklı değil, davalıya borçlu olduğu; aradaki sözleşme hükümlerine göre davacının sözleşmeden doğan borcu ödememesi nedeniyle davalının ürün göndermemesinin, dolayısı ile sözleşmeyi feshinin haklı nedene dayandığı; bu nedenle davacı tarafça maddi tazminat taleplerine yönelik iddianın ispatlanamadığı anlaşıldığından yasal delillerle kanıtlanamayan maddi tazminat istemlerine yönelik davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafın istemleri; sözleşmeye aykırılık hukuksal nedenine dayalı olup, uğranıldığı ileri sürülen maddi zararlar yanında manevi zararın da tazminine yöneliktir. Bilindiği üzere manevi zarar tazmini ancak, haksız fiil hukuksal nedenine dayandırılabilir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın kaynağı sözleşmeye dayandığından ve haksız fiile dayalı bir neden ileri sürülmediği gibi ispat de edilmediği; kaldı ki, az yukarıda açıklandığı üzere davalı tarafın sözleşmeden haklı nedenlere dayalı olarak döndüğü, dolayısı ile maddi tazminat isteminde bulunamayacak olan davacının manevi tazminat isteminde de bulunamayacağı kanaatine varıldığından, koşulları bulunmayan davacı tarafın manevi tazminat istemi de yerinde görülmemiştir.
Menfi tespit davasına dayanak yapılan iadesi veya borçlu olunmasının tespiti istenilen takip konusu çekin iddia edildiği gibi teminat amaçlı ve boş olarak davalı alacaklı tarafa verildiğinin kanıt yükü kendisinde olan davacı tarafça kanıtlanamadığı, dayanak sözleşmede bu yönde herhangi bir hüküm bulunmadığı, ayrıca davacının iddiasının ispatı yönünden yemin deliline de dayanmadığı anlaşılmış; HMK. 200 ve izleyen maddeleri hükümleri uyarınca yasal delillerle kanıtlanamayan menfi tespit davasının da reddine karar verilmiş, açıklanan nedenlerle aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 44,40 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 10.267,19 TL peşin ve tamamlama harcından mahsubu ile bakiye 10.222,79 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 34.145,43 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı , gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı.
Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.