Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/683 E. 2019/958 K. 27.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/683 Esas
KARAR NO : 2019/958

DAVA : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/07/2017
KARAR TARİHİ : 27/11/2019

Davacı vekili tarafından mahkememizde açılan İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıdan olan alacağı nedeni ile almış olduğu bononun İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine konu edildiğini, davalının icra takibine yasal süresi içerisinde itiraz ederek takibin durmasına neden olduğunu, icra takibine konu bononun zamanaşımına uğradığını, ancak yargılama sırasında dinlenecek tanıkların beyanları ve toplanacak delillerle taraflar arasındaki temel ilişkinin varlığını, takibe konu yazılı delil başlangıcı niteliğindeki bonodan doğan müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunu ve borcun davalı yanca ödenmediği ispat edeceklerini, davalı tarafın itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, takibe konu bononun yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğunu, taraflar arasındaki temel ilişkinin tanık dahil her türlü delil ile ispatının mümkün olduğunu, davalının davacıya olan borcunu halen ödemediğini, talep edilen alacağın likit olduğunu davalının itirazının iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından aleyhe sunulan bilgi ve belgeleri kabul etmediklerini, davacı tarafın taleplerinin zamanaşımına uğramış olduğunu, müvekkili davalının davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacının taleplerinin tamamen karşılıksız maddi menfaat sağlama amacına yönelik olduğunu, davacı tarafça temel ilişkiye dayanılarak borcun doğduğu iddia edilmiş ise de bu iddianın soyut ve asılsız olduğunu, müvekkili aleyhine başlatılan icra takipte işletilen faizini fahiş oranda olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi halinde davacının sebepsiz yere maddi menfaat elde etmiş olacağını ve dilekçede belirttiği diğer nedenleri ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava; zamanaşımına uğramış bonoya dayalı olarak başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptaline ilişkin itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası, bilirkişi incelemesi, yemin ve tanık ve her türlü belge kayıt ve sair delillere dayanmıştır. Davalı taraf ise delil olarak; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası, e-mail yazışmaları, resmi ya da özel kurum/kuruluşlardan celbedilecek her türlü bilgi ya da belge, bilirkişi incelemesi, banka kayıtları, tanık ve yemine dayanmıştır.
Mahkememizce davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası icra takip dosyası aslı celbedilerek dosya içerisine alınmıştır. İcra takip dosyasının incelenmesinden; davacı … Şti. tarafından davalı…A.Ş. aleyhine 05/04/2017 tarihinde, borcun sebebi olarak 17/02/2010 vade tarihli zamanaşımına uğramış bono ve temel ilişkiye dayalı alacak gösterilmek suretiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, örnek 7 nolu ödeme emri ve dayanak belge suretlerinin davalı borçlu şirkete 12/04/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı şirket vekili tarafından yasal süresi içerisinde 18/04/2017 tarihinde takibe itiraz edildiği, icra müdürlüğü tarafından 19/04/2017 tarihli kararlı takibin durdurulmasına karar verildiği, davacı tarafça 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde 21/07/2017 tarihinde itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlamak yükümlülüğü davacı tarafa ait olduğundan, bu kapsamda taraflarca bildirilen deliller toplanmış, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmış ve davaya konu takibe dayanak teşkil eden 17/02/2010 vadeli, 3.500-USD meblağlı bono aslı getirtilerek mahkememiz kasasına alınmıştır. Ayrıca davacı ile dava dışı …A.Ş. arasında akdedilen 02/04/2017 tarihli temlikname de mahkememiz incelenmiş ve mahkememiz kasasına alınmıştır. 02/04/2017 tarihli temliknameye göre takibe konu yapılan bonodan doğan alacaklar dava dışı …A.Ş. tarafından davacı şirkete temlik edilmiştir.
Dava, zamanaşımına uğramış olan bonoya ve temel borç ilişkisine dayanarak başlatılmış olan ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı taraf icra takip dosyasında ve dava dilekçesinde davalıya borç para verdiğini bildirerek temel ilişkiye dayanmıştır. TTK.’nun 661. maddesi uyarınca zamanaşımına uğramış bir bonodaki alacak temel ilişkiye dayanılmak suretiyle talep edilebilir. Zamanaşımına uğramış olan bono, alacaklı lehine yazılı delil başlangıcı niteliğindedir. O ilişkiden doğan bir alacağın bulunduğunu ve alacak miktarını kanıtlama yükümlülüğü de davacı tarafa aittir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04.04.2007 tarihli; 2007/18-153 Esas ve 2007/183 Karar sayılı kararında da benimsendiği gibi “zamanaşımına uğrayan ve imzası inkar edilmeyen bono, temel borç ilişkisi bakımından yazılı delil başlangıç niteliğindedir.” Türk Medeni Kanununun 6. maddesi hükmü uyarınca, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Dava konusu bonoda davacı lehtar davalı keşideci konumunda olduğundan taraflar arasındaki temel borç ilişkisinin varlığı tanık dâhil her türlü delille kanıtlanabilir. Yerleşik Yargıtay kararlarına göre; bu gibi durumlarda davacı alacaklı alacağını, temel ilişkiye bağlı olarak her türlü delille ispatlayabilir. HMK.’nun 202. maddesine göre senetle ispatı gereken bir konuda yazılı delil başlangıcının varlığı halinde tanık dinlenebilir. Nitekim emsal nitelikteki Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 12/02/2019 tarihli; 2017/17272 E. ve 2019/990 K. sayılı kararı da bu yöndedir.
Davalı taraf takibe dayanak bonoya dayalı olarak daha önce Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile dava dışı … Şti. tarafından müvekkili aleyhine icra takibi yapıldığını, bahsedilen takip dosyasının derdest olduğunu belirterek derdestlik itirazında bulunmuş ise de davacı ile dava dışı … A.Ş. arasındaki temliknameye göre derdest olduğu iddia olunan takip dosyasına konu edilen bononun zamanaşımına uğraması (kambiyo vasfı kalmaması) nedeniyle bu takipte Bakırköy …İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı kesinleşmiş kararı ile icranın geri bırakılmasına karar verilmiş olduğundan ve temlikname gereğince ciro edilen bonodan kaynaklı alacak hakları bonoyu ciro eden davacıya devredilmiş olduğundan, ortada davalı tarafa iddia edildiği gibi derdest bir takip dosyası bulunmadığından davalının bu yöndeki itirazlarına mahkememizce itibar edilmemiştir.
Davacı taraf, dava konusu icra takibinde davalı ile arasındaki temel borç ilişkisine dayalı olarak icra takibi başlatmış ve dava konusu bonoya belge olarak dayanmıştır. Temel ilişkiye dayanılarak alacak talep edilmesi halinde zamanaşımı da temel ilişkiye göre belirlenir. Davacı alacaklı alacağını temel ilişkiye bağlı olarak her türlü delille ispat edebileceğinden, mahkememizce davacının bildirmiş olduğu tanıkların dinlenmesine karar verilmiştir. Davacı tanıkları 21/03/2019 tarihli duruşmada mahkememizce dinlenmiştir.
Dosya tanıklarından … beyanında özetle; 2010 yılı Ocak ayında işyerinde çalışırken numuneleri göstermek için patronu … Bey’in odasına girdiğinde orada sonradan isminin… olduğunu öğrendiği kişinin kendisinin de bulunduğu ortamda acil nakde sıkıştığını, 3.500-USD doları nakit ihtiyacı olduğunu ve … Bey’e kendisine borç verip veremeyeceğini sorduğunu, …Bey’in de kendisine geri ne zaman ödeyeceğini sorarak muhasebeyi aradığını ve 3.500-USD dolar istediğini, kendisinin gözü önünde ona bu parayı teslim ettiğini ve karşılığında da 3.500 dolarlık bir bono imzalattığını belirtmiştir.
Dosya tanıklarından … ise beyanında özetle; kendisinin …’de satın alma görevlisi olarak çalıştığın, patronu …’a numuneleri göstermek için odasına uğradığında sekreter tarafından … isimli bir arkadaşının geldiğinin söylendiğini, kendisinin yanında … isimli kişinin çok sıkışık olduğunu söyleyerek 3.500 dolar nakit istediğini, bunun üzerine patronunun kendi durumunun da sıkışık olduğunu belirterek kısa sürede geri ödemesi kaydıyla borç verebileceğini söylediğini ve kendisinin huzurunda … Bey’e 3.500 dolar teslim ettiğini, karşılığında ise 3.500 dolarlık bonoyu imzalattığını, bu olayın yaklaşık 9 -10 yıl önceki bir olay oluğunu söylemiştir.
Mahkememizce davacının davalıdan takipte talep edebileceği miktarın hesaplanması bakımından dosya nitelikli hesaplamalar konusunda uzman emekli icra müdürü bilirkişi …’ye tevdi edilmiştir. Bilirkişi tarafından düzenlenen 23/07/2019 tarihli raporda özetle; “davalı borçlunun takibe konu zaman aşımına uğramış 17.02.2010 vade tarihli bonoya istinaden 3.500,00-Dolar (5.269,95-TL.) asıl alacak, takip tarihine kadar 3095 Sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işlemiş 947,75 Dolar (1.472,03-TL.) faiz olmak üzere toplam 4.447,75 Dolar (6.696,98-TL.) borçlu bulunduğu, davacı alacaklının takip tarihi itibariyle 496,47-Dolar (747,53-TL.) fazla faiz isteminde bulunduğu belirtilerek hesaplama yapılmıştır.
Dosyadaki tüm deliller, bilirkişi raporu ve dinlenen tanık beyanları birlikte değerlendirilmiştir. Dinlenen tanıklar tarafından; davalı şirket yetkilisi …’in davacı şirket sahibi …’den iş yerine gelerek borç para istendiği, davacının da davalıya ödünç olarak 3.500-USD para verdiği, verilen borç karşılığında ise bono aldığı görgüye dayalı olarak bizzat görülmüştür. 6100 sayılı HMK.’nun 255. maddesine göre; aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır. Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz. Bu nedenle; davacı tarafın iddiasını ve alacağını tanık beyanı ile ispatladığını kabul etmek gerekmiş, davalı ile davacı arasında elden borç alma nedeniyle doğmuş bir alacak – borç ilişkisinin mevcut olduğu; uyuşmazlığın taraflar arasındaki temel ilişkiye dayalı alacağın ne olduğu ve alacak miktarı hususunda olduğu,takip tarihi itibariyle davalının davacı tarafa 3.500,00-USD asıl alacak, 947,75-USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.447,75-USD tutarında borçlu bulunduğu anlaşıldığından, davalının bu miktara yönelik itirazının haksız olduğu ve İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptalinin gerektiği kanaatine varıldığından, davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasındaki 3.500,00-USD asıl alacak, 947,75-USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.447,75-USD’ye ilişkin itirazın iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı kanunun 4489 sayılı kanun ile değişik 4/a maddesi gereğince Devlet bankalarınca 1 yıl vadeli USD mevduat hesabına uygulanan en yüksek faiz uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, kabul edilen para alacağı likit ve belirlenebilir olduğundan, itiraz da haksız olduğundan kabul edilen miktar üzerinden davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Ayrıca davalı taraf zamanaşımı def’inde bulunmuş ise de; dosya kapsamından davacı tarafın davalıya ödünç para verdiği, karşılığında dava konusu zamanaşımına uğrayan bonoyu teslim aldığı, davalının ödünç aldığı parayı davacıya geri ödemediği, davacının temel ilişkiye dayanarak talepte bulunduğu, somut davada dayanılan temel ilişkinin tabii olduğu zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği anlaşılmıştır. Ödünç (karz) sözleşmesine dayanarak para vermiş olan kimsenin açtığı dava TBK.’nun 146. (BK.’nun 25.) maddesi uyarınca 10 (on) yıllık zamanaşımına tabidir. 27/11/2019 tarihli duruşmada mahkememizce; dava konusu alacağın ödünç sözleşmesinden kaynaklı olarak tanzim edilmiş bononun kıymetli evrak niteliğini kaybetmesi nedeniyle adi alacak vasfına büründüğü, taraflar arasındaki temel ilişkinin iade edilme tarihi belirli bir ödünç para ilişkisine dayandığı bu hususta 10 yıllık zaman aşımı geçerli olduğu gerekçesiyle davalı tarafın zaman aşımı itirazının reddine karar verilmiştir.

KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki 3.500,00-USD asıl alacak, 947,75-USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.447,75-USD’ye ilişkin itirazın iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı kanunun 4489 sayılı kanun ile değişik 4/a maddesi gereğince Devlet bankalarınca 1 yıl vadeli USD mevduat hesabına uygulanan en yüksek faiz uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davalının %20 icra inkâr tazminatına sorumlu tutulmasına,
3-Alınması gerekli 1.075,94-TL karar ve ilam harcından 299,92-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 776,02-TL’nin davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 299,92 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/1 maddesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.725,00-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/2 maddesi uyarınca hesap ve taktir olunan 1.811,18-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yazılı olan toplam 1.011,00-TL. yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 906,73-TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avanslarından geri kalanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine
Dair; HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

Yargılama Gideri Dökümü:
31,40 -TL başvuru harcı
4,60 – TL vekalet harcı
750,00 TL bilirkişi ücreti
225,00 TL tebligat ve posta ücreti
+___________________________
Toplam 1.011,00 -TL’nin kabul ve red oranına göre 906,73-TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.