Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/6 E. 2020/786 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/6 Esas
KARAR NO :2020/786

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:11/07/2005

BİRLEŞEN
….ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: … Esas

DAVA: Alacak
DAVA TARİHİ: 19/06/2006

BİRLEŞEN
….ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: … Esas

DAVA: Kayıt Kabul
DAVA TARİHİ: 20/06/2007
KARAR TARİHİ: 26/11/2020

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı asıl ve birleşen davaların mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müflis şirket yönetiminin davalı … A.Ş.’ne, aralarında imzalanan 31/12/1985 tarihli hisse senetlerinin satış ve devir sözleşmesi ile borçlandığını, bu borcunun T. … A.Ş. tarafından sonradan imzalanan 16/09/1987 tarihli inşaat sözleşmesi ile bu banka nezdinde doğmuş ve doğacak alacaklarının bir bölümünün davalı bankaya temliki karşılığında taahhüt edildiğini, bu temlik ile taahhüdün anılan 31/12/1985 tarihli sözleşmede belirlenen borcun yine aynı sözleşme koşulları çerçevesinde itfa edilmesi ile sınırlı olduğunu, bu olgulara karşın davalı … 31/12/1985 tarihli sözleşme gereğince alacağının tamamını tahsil ettiği halde, bu kez … A.Ş.’den toplam 23.614.893,77 TL’yi sözleşme koşullarını lehine çarpıtmak yolu ile tahsil ettiğinin öğrenildiğini ileri sürerek fazlaya ait haklar saklı kalmak üzere şimdilik 100.000 TL’nin davalı bankanın fazla tahsilat yapmaya başladığı tarihlerden itibaren senet avansı kredilerine uygulanan temerrüt faizi üzerinden davalı bankadan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle talebini 25.000.000 TL’na yükseltmiştir.
İşbu dava dosyası ile birleşen …. Ticaret Mahkemesi’nin… esas dosyasında ise, davacı vekili, varlığı sonradan öğrenilen 801.674,37 TL alacağa mahsuben 100.000 TL’nin fazla tahsilat yapıldığı tarihten davalı bankadan senet avansı kredilerine uygulanan temerrüt faizi işletilmesi yolu ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Tasfiye Halinde T. … vekili asli müdahale dilekçesinde özetle; müflis şirketin 31/12/1985 tarihli hisse senetlerinin devir ve satışı ile ilgili sözleşme uyarınca …’na borçlu olduğunu, bu sözleşmeye göre … A.Ş.’ne ait hisse senetlerinin satış bedelinin 46.200 TL olarak belirlendiğini, sözleşmenin imzalanmasıyla bu bedelin 1.000 TL’lik kısmının nakden ve defaten ödeneceğinin kararlaştırıldığını, müvekkili bankanın …’yla taraf olduğu tek sözleşmenin 16/09/1987 tarihli sözleşme olup, bunun inşaat sözleşmesi niteliğinde olduğunu, sözleşme kapsamında başlanan inşaatlardan elde edilen hasılat payının sözleşme hükümlerine göre paylaşıldığını, ancak inşaatların müteahhitler tarafından bitirilmemesinden dolayı alıcıların açtığı davalardan zarar gördüklerini, bankanın bunu finanse ederek satışa sunduğu bağımsız bölümler nedeniyle …’nın 16/09/1987 tarihli sözleşmeye dayanarak açtığı davalar ve icra takiplerinden bu bankaya 24.691.590,93 TL ödemek zorunda kaldıklarını bildirerek, bu miktarın ödeme tarihinden avans faizi ile birlikte …’ndan tahsiline karar verilmesi istenmiş, müflis … A.Ş. yönünden ise 16/09/1987 tarihli sözleşme nedeniyle müvekkili bankadan alacaklı olmadıklarının tesbitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili asıl ve birleşen dosyalar yönünden cevap dilekçesinde özetle; davanın 31/12/1985 tarihli sözleşmeye dayanılarak açıldığını ve bu sözleşmenin 1993 yılında sona erdiğinin ileri sürüldüğünü, davacı yanın 1993 yılında sona erdiğini beyan ettiği sözleşmeye dayalı olarak açılan bu davanın zaman aşımına uğradığını bildirerek öncelikle bu yönden reddinin gerektiğini, kaldı ki müflis şirket iflas masasının açtığı davalarda … A.Ş ‘den alacaklı olduklarının belirtilmesine göre yine usuli itiraz olarak davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı, 31/12/1985 tarihli sözleşmenin 16/09/1987 tarihli sözleşme ile revize edildiğini ve bu borcun ödenmesinin … (…) tarafından müvekkili bankaya karşı garanti edildiğini, … Bankasının müvekkili bankaya garanti ettiği hasılat paylarını ödememesi üzerine alacakların tahsili yönünden bu banka aleyhine icra takibi ve davalar açıldığını, bu yollar izlenerek alacakların tahsil edildiğini, davacı iflas idaresinin … A.Ş nezdinde doğmuş ve doğacak alacaklarının bir bölümünün 31/12/1985 tarihli sözleşme gereği hisse senedi alım ve devri nedeniyle borçlarına karşılık temlik edildiği yönündeki iddiasının gerçek dışı olduğunu, gerek bu sözleşme gerekse 16/09/1987 tarihli inşaat sözleşmesi kapsamında davacının … A.Ş nezdinde doğmuş ve doğacak alacaklarının bir bölümünün müvekkilleri bankaya temlik edildiği yolunda bir hüküm bulunmadığı, ayrıca davacı iflas idaresinin …’ndan alacaklı olduğuna ilişkin belge sunmadığını, müvekkilleri bankanın …’na yaptığı tahsilatların 16/09/1987 tarihli inşaat sözleşmesi uyarınca …’nın müvekkilleri bankaya ödemeyi mustakilen yüklendiği, %6.42’lik satış hasılat payına mahsuben yapıldığı, bu olgunun yargı kararlarıyla da sabit olduğunu, anılan tahsilatların dayanağının 16/09/1987 tarihli inşaat sözleşmesi ve mahkeme kararları olduğunu, davacı iflas masasının bu miktarlar üzerinde herhangi bir talep hakkı var ise bu hakkını müvekkilleri bankadan değil koşulları oluştuğunda 16/09/1987 tarihli inşaat sözleşmesine göre … Bankasından talep edebileceğini, 31/12/1985 tarihli sözleşmeden doğan alacağın …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyadan tamamen tahsil edildiği şeklindeki iddianın gerçek dışı olduğunu, davacı iflas idaresinin bu sözleşmeden kaynaklanan ve müvekkilleri bankaya olan taahhütlerine yerine getirmediğini, … Bankasını ödediği tutarların 16/09/1987 tarihli inşaat sözleşmesiyle müvekkilleri bankanın bu alacağına garantör olmasından kaynaklandığını ileri sürerek asıl ve birleşen davanın reddini savunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sonrasında 17/04/2014 tarih, … Esas, … sayılı kararla asıl ve birleşen davanın kabulüne, asli müdahil tarafından açılan davanın, müflis şirket yönünden dava şartı yokluğundan usulden reddine, davalı banka yönünden kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiş, verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 28/05/2015 tarih, 2014/10503 Esas, 2015/7231 sayılı kararıyla; “1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş bulunmasına göre, davacı müflis … İnş. AŞ ve asli müdahil … vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı, davalı … ile aralarında 31.12.1985 tarihli hisse devir sözleşmesi imzalandığını, bu borcun asli müdahil … tarafından imzalanan 16.09.1987 tarihli inşaat sözleşmesi ile müteahhit davacı payından % 6,42’lik kısmın … tarafından davalı …’na hisse devri bedeli olarak ödenmesinin taahhüt edildiğini, ancak sözleşme hükümleri çarpıtılmak suretiyle fazladan ödeme yapıldığını ileri sürmüş, davalı taraf ise …’nın ödemelerinde fazlalık bulunmadığını, belli bir döneme ilişkin olarak talep ettikleri payın mahkeme kararları ile kesinleştiğini, yine …’nın açtığı menfi tespit davasının reddedildiğini savunmuş, mahkemenin daha önceden davanın kabulüne dair verdiği karar Dairemizce … kayıtları, kuvvetli delil mahiyetindeki kesinleşen mahkeme ilamları, bu kararlara dayanak bilirkişi raporları incelenip neticesine göre bir karar verilmesi gerektiğine işaret olunarak bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra … tarafından verilen cevap ve alınan bilirkişi raporunda davalının % 6,42’lik payına göre 11.028.525,12 TL alacağı bulunduğu, …’nın 22.868.936,57 TL anapara ödemesi yaptığı, 11.840.411,45 TL fazla ödemede bulunulduğu, bu miktara göre de 24.181.742,39 TL faiz alacağı bulunduğu belirtilmiş, mahkemece asıl davada talep gibi 25.000.000 TL’na, birleşen davada ise 100.000 TL’na hükmedilmiştir. Oysa, davalı taraf … tarafından ödenen miktarın tamamının anapara borcu olmadığını, % 6,42’lik payın geç ödenmesinden dolayı işlemiş faizlerin de içinde bulunduğunu, daha önceden … hakkında açtıkları davada alınan ve kesinleşen ilamların dayanağı bilirkişi raporlarının nazara alınmadığını, …’nın kendi iç yazışmalarında da fazla ödeme yapılmadığının belirtildiğini rapora karşı itirazlarında savunmuş, nitekim … Bütçe ve Mali İşler Daire Başkanlığı ile Hukuk Müşavirliği arasındaki 28.05.2001 tarihli yazışmalarından yapılan ödemelerin önemli bir kısmının işlemiş faiz olarak ödendiği, yine … ile … arasında kesinleşen kararlara ilişkin davalarda alınan bilirkişi raporlarında ödemelerin büyük kısmının geç ödemeden kaynaklı işlemiş faizden kaynaklandığı anlaşılmakta olup, daha önce …’nın … aleyhine açtığı menfi tespit davasının ve bu davada bilirkişi raporu ile davalıya fazla ödeme yapılmadığı yönündeki belirlemelerin de nazara alınmadığı böylece, Dairemizin bozma ilamına uyulduğu halde, bozma gereklerinin yerine getirilmediği sabittir.
Bu itibarla, mahkemece Dairemizin bozma ilamında belirtildiği üzere … tarafından davalıya yapılan ödemelerin ne kadarlık kısmının anapara, ne kadarlık kısmının faiz ve diğer masraflardan kaynaklandığı kesinleşen mahkeme ilamları, icra dosyaları, …’nın iç yazışmaları nazara alınıp belirlenerek, davalıya % 6,42’lik paya mukabil fazla ödeme yapılıp yapılmadığı denetime elverişli olacak şekilde tespit edilerek neticesine göre bir karar vermek gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
3-Öte yandan, kabule göre de davalının fazla ödeme yaptığı tutar olarak belirlenen miktara işlemiş faiz eklenip, belirlenen toplam tutara 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 104/son maddesinde düzenlenen ve emredici kural niteliğinde bulunan “Faize faiz yürütülmesi yasağı” ilkesine aykırı olarak tekrar faiz yürütülmesi de doğru olmamıştır.” neden ve gerekçesiyle mahkememiz kararı bozulmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmuş, yargılamaya devam olunmuştur.
Bozma sonrası …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… esas sayılı dosyası, mahkememiz dosyası ile birleştirilmiş; davacı vekili birleşen bu dosyadaki dava dilekçesinde özetle;
davalı müflis şirketin 31.12.1985 tarihli ”Hisse senetlerinin Satım ve Devri Sözleşmesi”nin hisse senedi borçlusu olduğunu, 16.09.1987 tarihli sözleşmenin de müteahhide ve yine hisse senedi borçlusu konumunda bulunduğunu, müvekkili bankanın arsa maliki, davalı şirketin müteahhit … A.Ş’nin de hisse senetleri alacaklısı sıfatıyla taraf oldukları, 16.09.1987 tarihli sözleşmenin 4. maddesinde göre, ”iş bu anlaşma ile yapımını üstlendikleri altyapı ve inşaatın plan ve projesine uygun bir biçimde, inşaat ruhsatına uygun olarak teknik şartları karşılayacak şekilde anahtar teslimi inşa edeceklerdir” 5.b maddesinde de, ”konut ve işyerlerinin pazarlanması ve satışı …tarafından yapılacaktır. Satış hasılatının tamamı …tarafından tahsil edilecektir. c. maddesinde de ”müteahhitler projenin uygulandığı tüm parseller üzerinde yapılacak inşaatın satış hasılatının %88’ini alacaklardır. Ancak bu orandan tüm inşaat hasılatının %6,42’sine tekabül eden kısmının … A.Ş’ye ait olup, bu meblağın o … tarafından … A.Ş’den satın alınmaları sebebiyle yaptıkları 31.12.1985 tarihli sözleşmeden doğan satış bedeli karşılığı olarak … A.Ş’ye ödenmesini, … (Tasfiye Halinde …) ve müteahhitlerin kabul ettiklerini” kararlaştırıldığını, buna göre 1985 tarihli sözleşmenin tarafı olan … A.Ş’nin hisse senedi satışından kaynaklanan alacağının, 1987 tarihli sözleşmede müteahhit olduğu belirtilen davalı şirketin elde edeceği hasılat payından kesilerek ödeneceğini ve yapımına başlanan bağımsız bölümlerin satışından elde edilen hasılat payının taraflar arasında paylaştırıldığını ve … A.Ş’ye davalının %88 oranındaki hasılat yapından kesilerek ödendiğini, davalı şirketin akde aykırı davranarak müteahhitlik edimini ifa etmediğini, bu nedenle … A.Ş tarafından 16.09.1987 tarihli sözleşmeye dayalı olarak …. ATM’nin … E. sayılı dosyasında dava açıldığını ve anılan mahkemece davanın kabul edildiğini, müvekkili banka tarafından mahkeme ilamları ve yapılan icra takipleri nedeniyle toplamda … A.Ş’ye 24.691.590,93 TL’nin ödenmek zorunda kalındığını ileri sürerek bu bedelin her bir ödemenin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ve sıra cetvelinin buna göre düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen bu dosyadaki davalı müflis iflas idare memuru vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı bankanın … Bankasına halefiyeti nedeniyle müvekkilinin … A.Ş’ye 31.12.1985 tarihli sözleşmeden kaynaklanan borcunu 16.09.1987 tarihli sözleşme feshedilmesi, proje ve müteahhit olmaması ve arsaların satılması halinde bile ödemeyi taahhüt ettiğini, davacının iddiasının aksine müvekkilinin müteahhitlik edimini ifa etmemesi gibi bir durumun söz konusu olmayıp davacının ve müvekkilinin bu işleri 3. kişilere devri hususunda mutabakata vardıklarını, buna göre inşaat işlerinin %95’inin yeni yüklenicilere devredildiğini ve bu sözleşmelerde de, müvekkili şirkete ayrılan hasılat payından … A.Ş’ye olan borcunun ödeneceğinin kabul edildiğini ve davacının ilk birkaç hasılattan müflis şirkete düşen paydan … A.Ş’ye ödeme yaptığını daha sonra tüm ödemeleri durdurduğunu, davacının kendi kusurlu ve kasıtlı davranışları sonucunda lehine bir sonuç elde etmesinin mümkün olmadığını, nitekim … A.Ş tarafından açılan davalarda davalı konumunda olan … A.Ş’nin asıl savunma nedenlerine başvurmadığını ve borç miktarını yükseltecek şekilde geçersiz savunmalarda bulunduğunu, dava konusu edilen miktarın içinde davacının kusuruyla ödemek zorunda kaldığı faiz, yargı harç ve giderleri ve müvekkiline kefaletleriyle ilgisi olmayan miktarında bulunduğunu, müvekkilline borçlu olduğu halde aynı zamanda kefil olduğu 46.200 TL’yi ödemeyerek müvekkilinin alacağı varken borç yükü altına sokulmaya çalıştığını, hukuken bu davranışın korunamayacağını ileri sürerek öncelikle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, olmadığı takdirde davacının 46.200,00 TL’den sorumlu olduğunun gözetilmesine ve haksız davanın esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
Hükmüne uyulmasına karar verilen bozma ilamında işaret edildiği üzere T…. tarafından davalıya yapılan ödemelerin ne kadarlık kısmının anapara, ne kadarlık kısmının faiz ve diğer masraflardan kaynaklandığı; kesinleşen mahkeme ilamları, icra dosyaları, …’nın iç yazışmaları nazara alınıp belirlenerek, davalıya % 6,42’lik paya mukabil fazla ödeme yapılıp yapılmadığı hususunda bozma öncesi rapor veren bilirkişi kuruluna tevdi edilmiş, bu yönden bilirkişiler bankacı …, YMM … ve Prof. Dr. … tarafından düzenlenen 30/04/2018 tarihli raporun, taraf vekillerinin beyan ve itirazları ile birleşen … ATM… Esas sayılı dosyasına ilişkin iflas masasına kayıt ve kabulü gereken bir alacağın bulunup bulunmadığı, varsa miktarının tespiti için aynı heyetten alınan 26/03/2019 tarihli ek raporun; bu kez birleşen … ATM… Esas sayılı dosyası yönünden alınan rapor denetime elverişli olmadığı anlaşıldığından, tarafların itirazları kapsamında iflas masasına kayıt ve kabulü gereken bir alacağın bulunup bulunmadığı, varsa miktarının tespiti amacıyla rapor veren bilirkişi heyeti ve heyete eklenen İcra İflas Hukukundan kaynaklanan nitelikli hesaplamalar konusunda uzman bilirkişi Prof. Dr. … tarafından düzenlenen 21/08/2020 tarihli ek raporun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan 26/03/2019 ve 21/08/2020 tarihli ek raporlarda özetle; asıl dava yönünden; asil müdahil T…. A.Ş.tarafından dava tarihi itibariyle davalı bankaya 100.000 TL asıl alacak ve 140.833,83 TL faiz olmak üzere toplam 240.833,33 TL’lik fazla ödeme yapıldığı, ayrıca 03/04/2006 ıslah tarihi itibariyle bu tutara ilave olarak 2.605.937,96 TL asıl alacak ve 1.837.123,21 TL faiz olmak üzere toplam 4.443.061,27 TL’lik fazla ödeme yapıldığı; bu nedenle 25.000.000 TL’lik talebin tespitleri aşan kısmının yerinde olmadığı;
Birleşen … ATM’nin… Esas sayılı dosyası yönünden; asıl davadaki talepleri aşan bir alacak söz konusu olmadığından birleşen dosyadaki 100.000 TL’lik alacak talebiyle, asli müdahil T…. A.Ş.’nin esas dosyada hesaplandığı şekilde borçlu olmaması nedeniyle, borçlu bulunmadığının tespiti yönündeki taleplerin yerinde olmadığı;
Birleşen …. ATM’nin… Esas sayılı dosyası yönünden; davacı T…. A.Ş.’nin davalı Müflis … …A.Ş. adına … A.Ş.’ne yaptığı ödemelerin sözleşme edimi mahiyetinde değil de davacı zararına ve davalı müflis yararına ödemeler olarak kabulü halinde 46.200 TL veya 1.817.206,57 TL olarak masaya kaydı talebinin mahkemenin takdirinde olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Alınan 26/03/2019 ve 21/08/2020 tarihli bilirkişi kurulu ek raporları gerekçeli, denetlenebilir, Yargıtay bozma ilamında işaret edilen eksikliği giderecek yeterlikte, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamı, bozma sonrası alınan ve benimsenen bilirkişi kurulu raporları ve toplanıp değerlendirilen tüm delillere göre;
Asıl dava yönünden: Asıl davadaki talep; 16/09/1987 tarihli inşaat sözleşmesiyle davalıya ödenmesi kararlaştırılan %6,42’lik davacı yüklenici payından, … tarafından davalıya yapılan fazla ödemenin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce daha önce verilen 17/04/2014 tarihli karar; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 28/05/2015 tarihli ilamı ile, … tarafından davalıya yapılan ödemenin ne kadarlık kısmının ana para, ne kadarlık kısmının faiz ve diğer masraflardan kaynaklandığının belirlenerek, davalıya %6,42’lik paya mukabil fazla ödeme yapılıp yapılmadığının denetime elverişli olarak tespit edilmeden karar verilmiş olması neden ve gerekçesiyle bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma ilamı gereği, daha önce rapor düzenleyen bilirkişi kurulundan alınan 26/03/2019 tarihli gerekçeli ve denetime elverişli ek raporda; … tarafından davalıya 1987 tarihli sözleşmeyle kararlaştırılan %6,42’lik paya mukabil toplam 2.705.937,96 TL’lik fazla anapara ödemesinde bulunulduğu, ayrıca bu miktarın 100.000 TL’sine 140.833,83 TL ve kalan 2.605.937,96 TL’sine 1.837.123,21 TL faiz ödemesinde bulunulduğu dayanak belgelerle tespit edilmiştir.
Davacının davalıdan talep edebileceği alacak, 16/09/1987 tarihli inşaat sözleşmesi ile payına düşen %6,42’lik kısmı aşan ve … tarafından davalıya ödenen ana para olup; yukarıda açıklandığı üzere alınan 26/03/2019 tarihli denetime elverişli olan ve bu nedenle mahkememizce de benimsenen bilirkişi kurulu ek raporunda, fazla yapılan ana para ödemesinin toplam 2.705.937,96 TL olduğu belirlenmiştir. Bu durumda fazla yapılan ana para ödemesinden asıl dava ile ilk başta talep edilen 100.000 TL’sinin, 643,08 TL’lik kısmının fazla ödemenin yapıldığı 30/04/2003 tarihinden, 99.356,92 TL’lik kısmının yine fazla ödemenin yapıldığı 30/04/2003 tarihinden ve kalan 2.605.937,96 TL’lik kısmının ise ıslah tarihi olan 03/04/2006 tarihinden itibaren avans faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline; bu miktarları aşan istemin fazla yapılan ana para ödemesi olmaması nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyası yönünden: Birleşen bu davada davacı tarafın istemi; asıl davadaki talepleriyle ilintili olarak varlığı sonradan öğrenilen ve asıl davada talep ettikleri miktardan davalıya yapılan 801.674,37 TL fazla ödemeye ilişkin alacağa mahsuben 100.000 TL’nin, fazla tahsilatın yapıldığı tarihten itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ilişkindir.
Asıl davadaki gerekçelerle benimsenen 26/03/2019 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda dayanaklarıyla tartışılıp değerlendirildiği üzere; ödenmesi kararlaştırılan %6,42’lik davacı payını aşan ve asıl davada tespit edilen miktar dışında, davalıya yapılan fazla bir ödemenin bulunmadığı, dolayısı ile birleşen bu davaya ilişkin davacı taraf isteminin yerinde olmadığı kanaatine varıldığından, birleşen bu davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyası yönünden: Birleşen bu davada davacı tarafın istemi; dava dışı …’nca davalının 21/12/1985 tarihli sözleşmeden kaynaklı hisse senedi borcu olarak ve 16/09/1987 tarihli sözleşmeye dayalı olarak kendilerinden tahsil edilen 24.691.590,93 TL’nin davalı müflisin iflas masasına kayıt ve kabulüne ilişkin olup; davacı, 16/09/1987 tarihli inşaat sözleşmesinin tarafı konumundadır.
Uyuşmazlık; davacı tarafça anılan nedenle dava dışı …’na yapılan ödemenin davalı müflis şirketin iflas masasına kayıt ve kabulünün mümkün olup olmadığı, mümkünse miktarının ne kadar olması gerektiği noktalarındadır.
16/09/1987 tarihli sözleşme ile, 31/12/1985 tarihli hisse senedi satışından dolayı davacının dava dışı …’na olan borcunun, hisse senedi satışından kaynaklanan borç ile sınırlı tutulduğu anlaşılmaktadır. 31/12/1985 tarihli hisse devir sözleşmesi ile kararlaştırılan borç tutarı ise 46.200 TL olup, davacı 16/09/1987 tarihli sözleşme ile bu borcun ödenmesini taahhüt etmiştir.
Yüklenici davalının, arsa sahibi davacıyla aralarındaki inşaat sözleşmesinden kaynaklı yüklenicilik borcunu ifa etmemesi ve 04/12/1992 tarihinde iflas etmesi nedeniyle, müflis şirketin borcu olarak dava dışı …’nca davacıdan tahsilat yapıldığı dosya kapsamı ile sabittir. Yapılan bu tahsilattan dolayı davalının sorumluluğu, hisse senetlerinin karşılığı olarak borçlanılan 46.200 TL ile sınırlı olup, bu miktar üzerindeki tahsilatlardan dolayı sorumlu tutulabilmesi için davalının kusurunun bulunması gerekir. Ne var ki davacı tarafın dava dışı bankaya yaptığı bu miktarı aşan talebine konu ödemeler; 28/05/2015 tarihli Yargıtay bozma ilamı sonrası alınan 26/03/2019 ve 21/08/2020 tarihli bilirkişi kurulu ek raporlarında tespit edildiği üzere, 46.200 TL’Lik ana para dışındaki davacının temerrüdüne karşılık yapılan ilave ödemeler ile fazladan yapılan diğer ödemelerdir. Diğer bir anlatımla; 46.200 TL’lik ana para borcunu aşan davacı ödemeleri; davalıya yüklenebilecek bir sebepten (kusurdan) kaynaklanmamaktadır. Dolayısı ile 46.200 TL’lik ana para borcunu aşan miktar yönünden yapılan davacı ödemelerinden dolayı davalının sorumluluğuna gidilemez. Bu nedenlerle 46.200 TL’lik yapılan ana para borcu ödemesinin, İİK’nın 235/2.md gereğince davalı müflis şirketin iflas masasına davacı alacağı olarak kayıt ve kabulünün gerektiği kanaatine varıldığından bu miktar yönünden birleşen bu davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Asli müdahil tarafından açılan dava hakkında Mahkememizce daha önce verilen 17/04/2014 tarih, … Esas, … sayılı kararda ayrıntılarıyla tartışılıp değerlendirildiği üzere; müflis …. A.Ş. yönünden derdest dava nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden; davalı banka yönünden kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Asıl Davanın Kısmen Kabulü ile,
a)Davanın açılışanda talep edilen 100.000,00 TL’nin 643.08 TL’sine 31/03/2003 tarihinden, 99.356,92 TL’sine 30/04/2003 tarihinden itibaren ve
b)Islah ile talep edilen 2.605.937,96 TL’nin ıslah tarihi olan 03/04/2006 tarihinden itibaren uygulanacak avans faizi ile birlikte davalı … A.Ş’den alınarak davacıya ödenmesine,
c)Davacının asıl davada fazlaya ilişkin istemlerinin reddine,
d-Alınması gerekli 184.842,62-TL karar ve ilam harcının 337.510,00-TL peşin ve ıslah harcından mahsubu ile geriye kalan 152.667,38-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine (bozma öncesi… Esas sayılı dosyada hesaplanan 222.750 TL bakiye karar harcı davalı tarafından yatırılmış olduğundan, mahkememiz kararı kesinleştiğinde ve talep halinde bu miktarın davalıya iadesine),
e-Davacı tarafça yatırılan peşin ve ıslah harcından mahsup edilen 184.842,62 karar ve ilam harcının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
f-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 112.531,88 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
g-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 311.565,62 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
h-Davacı tarafından yapılan, bozma öncesi 14.036,20 TL, bozma sonrası 2.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 217.50 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 16.253,70 TL’nin kabul ve red oranına göre 1.759,26 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
ı-Davalı tarafından yapılan 259,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 230,97 TL’sinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
2-Asıl Dava ile Birleşen ….ATM.nin… Esas Sayılı Davasının Reddine,
a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 1.350,00 TL peşin harçdan mahsubu ile bakiye 1.295,60 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine (bozma öncesi… Esas sayılı dosyada hesaplanan 891,00 TL bakiye karar harcı davalı tarafından yatırılmış olduğundan, mahkememiz kararı kesinleştiğinde ve talep halinde bu miktarın davalıya iadesine),
b-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 13.450,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
3-Asli Müdahilin Taleplerinin Reddine,
4-Birleşen ….ATM.nin… Esas Sayılı Dosyasında Açılan Davanın Kısmen Kabulü ile,
a-46.200,00 TL’nin davalı müflis şirketin iflas masasına bu davanın davacısı alacağı olarak kayıt ve kabulüne,
b-Birleşen bu dosyadaki davacının fazlaya ilişkin istemlerinin reddine,
c-Alınması gerekli 54,40-TL karar ve ilam harcından 13,10-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 41,30-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
d-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin harç 13,10 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
e-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 4.080 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
f-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 4.080 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
g-Davacı tarafından yatırılan 13,10 TL başvuru harcı, 2,20 TL vekalet harcı, 7.550,00 TL bilirkişi ücreti ve 143,50 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 7.708,80 TL’nin kabul ve red oranına göre 14,42 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı. 26/11/2020

Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı