Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/575 E. 2020/971 K. 25.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/575 Esas
KARAR NO:2020/971

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:16/06/2017
KARAR TARİHİ:25/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08/02/2017 tarihinde … Bulvarı, … Mahallesi istikametinde karşıdan karşıya geçmekte olan müvekkiline davalı firari sürücünün sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpmasıyla meydana gelen kazada müvekkilinin ağır bir şekilde yaralandığını, çarpan araç sürücüsünün ehliyetsiz ve duyumlarına göre yaşı küçük olduğu için müvekkilini kaza mahallinde olduğu gibi bırakıp kaçtığını, halen de bulunamadığını, ehliyetsiz ve yaşı küçük olan birinin büyük dorseli bir aracı gece vakti kullanmasının davalı şirketin sorumluluğunda olduğunu, kaza nedeniyle müvekkilinin eskisi gibi çalışamadığını ve ağır işlerde çalışma durumunun olmadığını beyanla beden gücü kaybı nedeniyle tazminat tutarları tam olarak belirleninceye kadar şimdilik 500,00-TL. tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden olay tarihinden itibaren işletilecek en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte müvekkiline ödetilmesine, ayrıca müvekkilinin kazadan dolayı acı, üzüntü ve endişeye kapıldığını, eskisi gibi yürüyememe sıkıntısı çektiğini beyanla 90.000,00-TL. manevi tazminatın araç sahibi ve aynı zamanda aracın işleteni olan davalı şirketten alınarak müvekkiline ödetilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin de davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan … A.Ş. (…A.Ş.) vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza tespit tutanağına göre müvekkili şirket tarafından sigortalanan aracın herhangi bir kusurunun bulunmadığını, dava konusu olayla ilgili olarak ceza soruşturma dosyasındaki tüm delillerin, ifade tutanaklarının, tanık beyanlarının ve bilirkişi raporunun teminini, ceza dosyası ve varsa kusur durumunu gösteren bilirkişi raporu celp edildikten sonra kusur durumlarının tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmesini, maluliyet iddialarının değerlendirilebilmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesi’ne gönderilerek maluliyet raporu alınmasını, kusur durumu ve maluliyet belirlendiğinde ise dosyanın hesaplama amacıyla aktüer siciline kayıtlı uzman bir bilirkişiye tevdi edilerek rapor alınmasını, dava konusu olayda işleten tarafından yapılan taşımanın ticari nitelik taşımaması ve dava konusu olayın haksız fiil teşkil ettiği de gözetilerek ticari faize yönelik davacı taleplerinin reddi gerektiğini beyan ederek, davanın reddine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … … A.Ş. (kısaca … … A.Ş.) vekili ise cevap dilekçesinde özetle; mevcut davanın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görev alanına girmediğini, mahkemenin görevsiz olduğunu, öncelikle bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, esasa yönelik olarak ise davacının kaza sonrası vermiş olduğu ifadesinde kimseden şikayetçi olmadığını belirttiğini, davacının beyanlarından dava konusu olayın tamamen kendi (davacının) kusuru ile meydana gelmiş olduğunu, müvekkili şirketin bu olaydan dolayı sorumlu tutulmasının mümkün bulunmadığını, davacının manevi tazminat talebinin ise haksız ve talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu ileri sürerek ve dilekçesinde belirttiği diğer nedenlerle davanın reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte davacı …’nun soyadı … olup, UYAP sisteminden alınan Nüfus Kayıt Örneği’ne göre davacının soyadının … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas, … Karar, 07/08/2020 kesinleşme tarihli kararına göre … olarak düzeltildiği görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; 08/02/2017 tarihinde meydana gelen yaralanmalı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; trafik kazası tespit tutanağı, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın… Soruşturma sayılı dosyası, tanık beyanı, bilirkişi incelemesi, hastane raporları ve kayıtları, mahkemece alınacak kusur ve maluliyet raporları, Yargıtay kararlar ile diğer her türlü delile dayanmıştır.
Davalılardan … A.Ş. vekili delil olarak; … nolu trafik sigorta poliçesi, ceza soruşturma ve kovuşturma dosyası, Trafik Sigortası Genel Şartları, Yargıtay kararları, hasar dosyası, kusur, maluliyet ve zararın tespiti yönünden yaptırılacak bilirkişi incelemeleri ile diğer her türlü kanuni delile dayanmıştır.
Davalılardan … … A.Ş. vekili ise delil olarak; … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın… Soruşturma sayılı dosyası, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma sayılı dosyası, araç takip sistemi kayıtları, tanık beyanı, keşif, yemin, bilirkişi incelemesi ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Mahkememizce davanın esasına girilmeden önce öncelikle davalılardan … … A.Ş. vekilinin görev itirazı değerlendirilmiştir. Şöyle ki; dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereğince her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır. Huzurdaki dava; yaralanmalı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, davalılardan sigorta şirketi dava konusu kazaya neden olduğu ileri sürülen … plakalı aracın zorumlu trafik sigortacısı konumundadır. Diğer davalı şirket (… … A.Ş.) ile kazaya aracın maliki ve işletenidir. Davalılardan sigorta şirketi, dava konusu kazaya neden olan aracın ZMSS poliçesini düzenleyen sigorta şirketi olduğundan ve Sigorta Hukuku 6102 sayılı TTK.’nun 6. kitabında 1401 ve devamı maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise aynı kanunun 1483 ve devamı maddelerinde düzenlendiğinden ve TTK.’nda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle huzurdaki dava, TTK 4/1-a maddesi gereğince mutlak ticari davalardan olduğundan, davalılardan … … A.Ş.’nin göreve yönelik itirazları mahkememizce yerinde görülmemiş ve işin esasına girilmiştir.
Mahkememizce 12/03/2018 tarihli duruşmada; davacının dava dilekçesinde “aracın sürücüsü firari meçhul” şeklinde bildirdiği davalıya karşı açmış olduğu davanın işbu dosyadan tefriki ile mahkememizin ayrı bir esasına kaydının yapılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce taraflarca bildirilen deliller toplanmış, davacının kaza sonrası tedavi gördüğü hastanelere müzekkereler yazılarak, davacıya ait tedavi belgeleri, raporlar ve grafilerinin dosyamıza gönderilmesi sağlanmış, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın… Soruşturma numaralı dosyası UYAP üzerinden celp edilerek dosyaya kazandırılarak incelenmiştir. Sonrasında dosya kusur raporu düzenlenmek üzere ATK Trafik İhtisas Dairesi’ne, maluliyet raporu düzenlenmek üzere ATK … İhtisas Kurulu’na gönderilmiştir.
ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 13/11/2018 tarihli kusur bilirkişi raporunda özetle; 08/02/2017 günü saat 00:05 sıralarında kimliği tespit edilemeyen sürücü sevk ve idaresindeki … plaka sayılı çekici ile … Bulvarı’nı takiben … istikametinden … Mahallesi yönüne doğru seyirle olay mahalline geldiğinde yolu karşıdan karşıya geçmekte olan yaya …’ya idaresindeki araç ile çarpması neticesinde, dava konusu kaza meydana geldiği, kaza mahallinin 7 m genişliğinde tek yönlü orta refüjle iki platforma ayrılmış asfalt kaplama yol olduğu, havanın açık, zeminin kuru, vaktin gece, aydınlatması mevcut olmayan mahal yerleşim yeri olduğu, kimliği tespit edilemeyen sürücünün idaresindeki çekici ile gece vakti aydınlatması mevcut olmayan meskun mahal sınırları dahilindeki yolda seyrini sürdürürken yola gereken dikkatini vermediği, ön ilerisinde yolu karşıdan karşıya geçmekte olan davacıyı hızını far ışığı altındaki görüş durumuna göre ayarlamamasından dolayı zamanında fark edemeyerek bu yayaya karşı kazayı önlemeye yönelik olarak zamanında etkin fren tedbiri alamadığı, sürücünün bu hatalı tutum ve davranışlarının olayın oluşu üzerinde tali derecede etken olduğu, davacı yaya …’nın karşıdan karşıya geçmek için yola giriş yapmadan önce taşıt trafiğini kontrol etmesi, yaklaşan aracın hız ve mesafesine dikkat etmesi, güvenle duramayacak mesafede bulunan araç sürücüsüne ilk geçiş hakkı bırakması, karşıdan karşıya geçiş için şartların müsait olduğunda kaplamaya giriş yaparak yolu karşıdan karşıya geçmesi gerekirken belirtilen bu kurallara riayet etmediği, yaklaşmakta olan aracın hız ve mesafesine dikkat etmediği, karşıdan karşıya geçmek için kontrolsüzce yola intikal ettiği ve gelen araca ilk geçiş hakkını bırakmadığı, dolayısıyla meydana gelen olayda dikkat ve özen yükümlüğüne aykırı hareketleriyle asli derecede kusurlu olduğu, sonuç olarak … plakalı çekicinin kimliği tespit edilemeyen sürücüsünün hatalı tutum ve davranışlarının olayın oluşu üzerinde %25 (yüzde yirmibeş) oranında, davacı yaya …’nın ise %75 (yüzde yetmişbeş) oranında kusurlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Davalı … … A.Ş vekili tarafından kusur raporuna itiraz edilerek kusur yönünden mahallinde keşif yapılması talep edilmiş ise de; dosya kapsamı, celbedilen savcılık soruşturması dosyasındaki bilgi, belge ve ifadeler ile ATK’dan alınan kusur raporu mahkememizce yeterli görülerek 11/03/2019 tarihli duruşmada davalı … … A.Ş. vekilinin mahallinde keşif yapılması yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir.
ATK … İhtisas Kurulu’nca düzenlenen maluliyete ilişkin ön rapordaki eksikliklerin tamamlanması bakımından mahkememizce … Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne müzekkere yazılmış, sonrasında gönderilen 27/02/2019 tarihli cevabi yazı ve ekindeki grafiler içeren CD ile birlikte dosya maluliyet raporu düzenlenmek üzere yeniden ATK…. İhtisas Kurulu’na gönderilmiştir.
ATK …. İhtisas Dairesi tarafından tanzim olunan Karar No: 12/04/2019 – … sayılı maluliyet raporunda özetle; “…mevcut belgelere göre; … kızı, 15/07/1988 doğumlu …’nın 08/02/2017 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanması nedeniyle, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak …E cetveline göre: %12,1 (yüzdeonikivirgülbir) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin 08/02/2017 tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği….” şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
ATK’nın ilgili daireleri tarafından düzenlenen kusur ve maluliyet raporları incelenmiş, mahkememizce düzenlenen raporların dosya kapsamı ile uyumlu, yargısal denetime uygun ve hüküm kurmaya elverişli oldukları saptanarak dosya hesap raporu düzenlenmek üzere aktüer bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Dosyaya sunulan 05/02/2020 tarihli aktüer bilirkişi raporunda özetle; davacının ev hanımı olması sebebiyle aylık net gelirinin bilinen dönem ve aktif dönem için AGİ dahil asgari ücret, pasif dönem için ise AGİ hariç asgari ücret olarak hesaplamaya dahil edildiğini, davacının olay tarihinde 29 yaşında olduğunu, olay tarihinden hesap tarihine kadar ilk 120 gün için geçici iş göremezlik sonraki 971 gün için işlemiş dönem tazminatı hesaplandığını, rapor tarihinde davacının 32 yaşında olduğunu ve 32 yaşında bir kadının TRH 2010 tablosuna göre bakiye ömrünün 47 yıl olduğunu, rapor tarihînden pasif dönem başlangıcı olan 60 yaşına kadar 28 yılı aktif dönem, pasif dönem başlangıcından sonra bakiye ömür bitiş yaşı olan 79 yaşına kadar 19 yılı pasif dönem olarak hesaplama yapıldığını, tazminat hesabının işlemiş (bilinen), aktif (bilinmeyen) ve pasif (bilinmeyen) dönem tazminatı olmak üzere ayrı ayrı hesaplandığını, işlemiş dönemin olay tarihinden hesap tarihine kadar geçen süre olduğunu, tazminat hesabında bilinen veriler dikkate alınarak hesaplama yapıldığını, ayrıca davacının kaza nedeniyle geçici iş göremezlik halinde kaldığı tespit edilen süre hesap tarihinden önce olduğundan, geçici iş göremezlik tazminat hesabının bilinen döneme ilişkin olduğunu, bilinmeyen dönemin ise hesap tarihinden sonraki dönem olduğunu, bunun aktif ve pasif dönem olmak üzere iki ayrı hesap dönemine ayrıldığını, aktif dönemin kişinin çalıştığı süreyi ifade ettiğini ve 60 yaşına kadar geçen süreyi kapsadığını, 60 yaş sonrasının ise kişinin emeklilik dönemini ifade ettiğini ve pasif dönem olarak kabul edildiğini, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde bahsi geçen Genel Şartlar’ın ekinde yer alan şartlarda muhtemel yaşam hesabında mortalite tablosu olarak TRH 2010 tablosunun, teknik faiz olarak ise %1,80 oranının kullanılması gerektiğinin belirtildiğini, davacının beklenen bakiye ömrünün hesap tarihi itibarıyla belirlendiğini, aktif yaşam süresinin hesap tarihi ile emeklilik yaşı (60 yaş) arasındaki süreyi ifade ettiğini, pasif yaşam süresinin ise emeklilik yaşı (60 yaş) sonrasını ifade ettiğini, işlemiş dönemin ise olay tarihi ile hesap tarihi arasında geçen süreyi ifade ettiğini, 08/02/2017 tarihinde meydana gelen yaralanmalı trafik kazasında davacı …’ya ilişkin olarak hak edilmiş geçici iş göremezlik tutarının 1.404,00-TL., hak edilmiş işlemiş dönem tutarının 1.706,54-TL., hak edilmiş aktif dönem tutarının 17.442,71-TL. hak edilmiş pasif dönem tutarının 5.338,55-TL. Olduğunu, buna göre toplam tazminat tutarının 25.891,80-TL. olarak hesaplandığını, dosyada mevcut ve olay tarihini de kapsayan … poliçe numaralı KTK Zorunlu Mali Sorumluluk (ZMS) poliçesindeki sakatlanma ve ölüm için kişi başı teminat limitinin 310,000,00-TL. olduğunu, hesaplanan toplam tazminat olan 25.891,80-TL.’nin poliçe teminat limitleri içerisinde kaldığını, manevi tazminat, sorumluluk, temerrüt tarihi ve faiz türü gibi hukuki olgular konusunda takdirin tamamen mahkemeye ait olduğunu belirterek görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Davacı vekili, UYAP üzerinden mahkememize gönderdiği 07/02/2020 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; dava açılırken 500,00-TL. olan maddi tazminat taleplerini aktüer bilirkişi raporundaki hesaplamaya göre 25.891,80-TL.’ye yükselttiklerini bildirilmiş ve yatırılması gereken ıslah harcını da 07/02/2020 tarihli makbuzla dosyaya yatırmıştır.
Aktüer bilirkişi raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalılardan … … A.Ş. vekili 18/02/2020 tarihli dilekçesi ile rapora itiraz ederek aktüer bilirkişiden itirazlarını karşılar nitelikte ek rapor alınması talebinde bulunmuş, davalılardan … A.Ş. vekili ise 14/02/2020 tarihli dilekçesi ile aktüer raporuna karşı itiraz dilekçesi sunmuştur. Mahkememizce 11/03/2020 tarihli duruşmada; davalıların dilekçelerindeki itirazlarını karşılar nitelikte ek rapor düzenlenmek üzere dosyanın kök raporu düzenleyen aktüer bilirkişiye tevdi edilerek ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Aktüer bilirkişi tarafından tanzim edilerek dosyaya sunulan 07/07/2020 tarihli ek raporda ise özetle; davalı şirket vekilince hesaplamaya esas alınan değerlerin hatalı olduğunun beyan edildiği, ancak dosyada hesaplama için başkaca kusur ve maluliyet raporu bulunmadığı, ayrıca kusur ve maluliyet oranı hesaplamasının alanı dışında kaldığı, aktüeryal hesaplamanın dosya içerisindeki evraklar ve raporlar üzerinden yapıldığı, kök rapordan sonra dosya içerisine hesaplamayı değiştirecek herhangi bir evrak sunulmadığı, bu nedenle kök raporda herhangi bir değişiklik yapılamayacağı belirtilerek, kök rapora bağlı kalındığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi ek raporu da dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, ek rapora karşı davalı … A.Ş. vekili tarafından 13/07/2020 tarihli dilekçe ile itiraz edilmiş, diğer davalı … … A.Ş. vekili tarafından ise 28/08/2020 tarihli dilekçe ile ek rapora itiraz edilerek aktüerya hesabının yeniden kusur ve maluliyet raporu alındıktan sonra değerlendirilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
Mahkememizce 10/12/2020 tarihli duruşmada; dosyada alınan ATK kusur ve maluliyet raporları ile aktüer kök ve ek bilirkişi raporlarının yargısal denetime uygun, hüküm kurmaya elverişli ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu anlaşılmakla; davalı sigorta şirketi ile davalı … … A.Ş. vekilinin dosyanın yeniden ATK’ya gönderilerek kusur ve maluliyet raporları alınması yönündeki taleplerinin, ayrıca davalı … … A.Ş. vekilinin savcılık dosyasının bekletici mesele yapılması yönündeki talebinin dosyanın geldiği aşama ile firari sürücü hakkındaki dosyanın dava önce tefrik edilmiş olması nedenleriyle reddine karar verilerek tahkikatın mevcut hali ile tamamlanmasına karar verilmiştir.
A- MADDİ TAZMİNAT TALEBİ YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:
Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesine göre; kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
2918 sayılı KTK.’nun 85. maddesine göre ise motorlu bir araç işleteninin sorumluluğu, kusura dayanmayan bir tehlike sorumluluğudur.
Araç işleten ise araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişi olarak tanımlanmıştır. Motorlu bir aracın işletilmesi, cismani bir zarara ya da bir şeyin hasara uğramasına sebep olursa işleten kusursuz dahi olsa sorumlu olacaktır. İşletenin bu sorumluluğu, ağırlaştırılmış bir kusursuz sorumluluk, başka bir deyimle tehlike sorumluluğu halidir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS), 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. ila 101. maddeleri arasında düzenlenmiş olup, yasanın 91. maddesine göre motorlu araçların trafik sigortası yaptırmaları zorunludur. ZMSS, motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde o aracın işleteninin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belirli limitlere kadar karşılamayı amaçlayan bir sorumluluk sigortası türüdür. Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası’nda sigortacının sorumluluğu, poliçe teminat limiti içerisinde kalmak koşulu ile sigortalısının kusuru oranındadır.
Somut olayda davalı … … A.Ş., dava konusu kazaya neden olan … plakalı çekicinin (aracın) işleteni konumunda olup, davalı sigorta şirketi ise kaza tarihi itibariyle … plaka sayılı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısıdır.
Sürekli iş göremezlik zararı, bir kişinin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi sonucunda fiziksel, psikolojik, duygusal ya da entelektüel potansiyelin azalmasından kaynaklaran bir zarardır. Yüksel Yargıtay kararlarında sürekli iş göremizlik zararına “güç kaybı veya efor kaybı zararı da denilmektedir. Bir başka ifade ile sürekli iş göremezlik zararı, beden gücü kaybına uğrayan kişinin, zarar görmeden önce yapmakta olduğu iş için daha fazla bir güç (efor) harcaması nedeniyle doğan zarardır. Bu durumdaki kişi çalışmasını sürdürebilir ise de yaşıtlarına ve kendisi ile aynı işi yapanlara göre (malul kaldığı oranda) daha fazla güç ve çaba harcayacağından, kazançlarında bir azalma olmasa dahi (sakatlığı oranında) tazminat isteme hakkı bulunmaktadır.
Geçici iş göremezlik zararı ise; zarar görenin yaptığı iş ve gelir durumu itibariyle iyileşme süresinde elde edemediği kazançlarından ibarettir. Geçici işgöremezlik zararı, motorlu aracın işletilmesi sırasında kişinin yaralanması sonucu yapılan, tedavinin gerektirdiği bir zarar kalemidir. Trafik kazası sonucunda yaralanmanın doğal bir sonucu olan ve kişi iyileşinceye kadar geçen geçici sakatlık dönemine ilişkin olan geçici işgöremezlik tazminatı, 2918 Sayılı Kanunun 85. maddesi kapsamındaki bedeni zararlardandır. 2918 sayılı KTK’nun 98/1. maddesinde belirtilen “tedavinin gerektirdiği diğer giderler” kapsamında olan geçici iş göremezlik tazminatı, tedavinin gerektirdiği bir gider olarak zorunlu mali sorumluluk sigortası (trafik sigortası) kapsamındadır. Zorunlu mali sorumluluk sigortasının dışında kalan hususların düzenlendiği KTK’nun 92. maddesinde “geçici işgöremezlik ödeneği” sigorta kapsamı dışına çıkarılmamış olup; bu durum karşısında geçici işgöremezlik ödeneğinin de poliçe limiti ile sınırlı kalmak üzere poliçe kapsamı içinde kaldığının kabulü gerekmektedir. (Yargıtay 10. HD.’nin 14/10/2010 tarih, 2009/5281 E.ve 2010/13730 K. sayılı ilamı)
Zorunlu mali sorumluluk sigortasında yaralanma hallerinde tedavi dışında, bu kimsenin çalışma gücünün tamamen veya kısmen azalması gibi durumlarda bundan kaynaklanan zararları ve ileride ekonomik yönden yoksun kalacağı zarar, ziyan ve masrafları, kişinin olay nedeniyle mahrum kaldığı diğer ekonomik zararların da poliçe kapsamında kalan zararlardan olduğu kabul edilmektedir. (Işıl Ulaş, Uygulamalı Sigorta Hukuku; 2002, 3.baskı, sh.709-710)
Dosyanın tetkikinde; kaza tarihinde davalı şirket adına trafikte tescilli bulunan ve kaza tarihini de kapsayacak şekilde diğer davalı sigorta şirketi nezdinde ZMSS (zorunlu trafik sigorta) poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın sigorta teminat limitinin 310,000,00-TL. olduğu görülmüştür.
İddia, savunma, toplanan ve celbedilen deliller, ATK kusur ve maluliyet raporları, dosyada alınan aktüer kök ve ek bilirkişi raporları gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, ayrıca dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre davacının aylık gelirinin asgari ücret düzeyinde olduğu kabul edilerek yapılan hesaplama mahkememizce de benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, Adli Tıp Kurumu’nun ilgili dairelerinden ayrı ayrı alınan kusur ve maluliyet raporları, dosyada alınan ve mahkememizce benimsenen aktüer bilirkişi kök ve ek raporları, toplanıp değerlendirilen tüm delillere göre; 08/02/2017 tarihinde meydana gelen yaralanmalı trafik kazası neticesinde davacının yaralanmasına neden olan ve davalılardan … … A.Ş.’ye ait … plakalı aracın kimliği tespit edilemeyen sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %25 (yüzde yirmibeş) oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’nın ise kazanın meydana gelmesinde %75 (yüzde yetmişbeş) oranında kusurlu olduğu, … plakalı aracın kaza tarihini de kapsayacak şekilde ZMSS poliçesi ile davalılardan … A.Ş. (…A.Ş.) nezdinde sigortalı olduğu, davalı … … A.Ş.’nin zarara neden olan aracın işleteni ve maliki olarak, davalı sigorta şirketinin ise aracın ZMSS sigortacısı olarak davacıda meydana gelen yaralanmadan ve oluşan zarardan dolayı müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, davacının dava konusu kaza nedeniyle yaralanmasının davacıda %12,1 oranında meslekte kazanma gücü kaybı yarattığı, davacının iyileşme süresinin kaza tarihi olan 08/02/2017 tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar olduğu, hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporundaki yapılan hesaplamaya göre davacının kaza sonucu yaralanmasından kaynaklı olarak davalılardan talep edebileceği geçici işgöremezlik (maddi) tazminatı miktarının 1.404,00-TL., sürekli işgöremezlik tazminatı miktarının ise 24.487,80-TL. olduğu, bu iki tazminat kaleminin toplamı olan 25.891,80-TL. maddi tazminatın davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu teminat limiti içerisinde kaldığı, bu miktarın davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 16/06/2017 tarihinden itibaren, diğer davalı … … A.Ş. yönünden ise kaza tarihi olan 08/02/2017 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmek suretiyle davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesi gerektiği anlaşılmakla maddi tazminat yönünden aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
B – MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1 maddesine göre; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.”
Anılan maddeye göre hakim, manevi tazminata hükmederken, olayın özelliklerini göz önünde tutmalı ve ona göre zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar vermelidir. Hakim, özel halleri göz önünde tutmalı ve manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği miktar adalete de uygun olmalıdır. Manevi tazminatın tarafların ekonomik durumları da nazara alınarak tazminat ödeme yükümlüsü olan tarafın fakirleşmesi, lehine tazminata hükmedilen tarafın ise zenginleşmesi sonucunu doğurmayacak hak ve nesafet kurallarına uygun, makul ve makbul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekmektedir.
Manevi tazminat miktarı belirlenirken olayın özelliği, tarafların kusur durumu, kusurun ağırlığı, gibi hususlar da dikkate alınmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirmelidir. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanması gibi bir amacı da yoktur. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır.
Somut olayda; davacı …’nın 08/02/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında ATK … İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen maluliyet raporunda da tespit edildiği üzere %12,1 oranında malul kaldığı, davacının iyileşme süresinin ise kaza tarihi olan tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar olduğu, ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen kusur raporunda ise davacının %75 oranında, dava dışı firari sürücünün ise %25 oranında kusurlu oldukları, davacının kaza sonucu sakatlık oranı ve iyileşme süresinin olayın vehametini artıran hususlardan olduğu, olayın niteliği, paranın satın alma gücü, davacının kaza sonucu duyduğu acı ve ızdırap, hak ve nesafet kuralları hep dikkate alındığında; davacı … için 25.000,00-TL. manevi tazminatın yeterli ve adil olduğu, bu miktarın davacıyı zenginleştirmeye ve davalı … … A.Ş.’yi ise fakirleştirmeye yol açmayacağı kanaatine varılarak, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile takdir edilen 25.000,00-TL. manevi tazminatın kaza tarihi olan 08/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … … A.Ş.’nden alınarak davacıya verilmesine, bu konudaki fazlaya ilişkin istemin ise reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Maddi tazminat isteminin kabulü ile; 1.404,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 24.487,80-TL. sürekli işgöremezlik tazminatı olmak üzere toplam 25.891,80-TL. maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 16/06/2017 tarihinden itibaren, diğer davalı … … A.Ş. yönünden ise kaza tarihi olan 08/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 25.000,00-TL. manevi tazminatın kaza tarihi olan 08/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … … A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine, bu konudaki fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Maddi tazminat yönünden alınması gerekli 3.476,42-TL karar ve ilam harcından peşin harç ve ıslah harcı toplamı 704,94-TL harcın mahsubu ile geriye kalan 2.771,48-TL’nin davalılar … … A.Ş. ve … A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
4-Manevi tazminat yönünden hesap olunan 1.707,75-TL karar ve ilem harcının davalı … … A.Ş.’den alınıp Hazine’ye gelir kaydına,
5-Maddi tazminat yönünden davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp, davacıya verilmesine,
6-Manevi tazminat yönünden davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp, davacıya verilmesine,
7-Manevi tazminat davası yönünden davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00-TL’er vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılar … … A.Ş. ve … A.Ş.’ye verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 704,94-TL peşin harç ve ıslah harcı, 4,60-TL vekalet harcı, 750,00-TL bilirkişi ücreti, 550,00-TL posta masrafı olmak üzere toplam 2.040,94-TL’nin davalılar … … A.Ş. ve … A.Ş.’den alınıp davacıya verilmesine,
9-Davalı … … A.Ş. Tarafından yapılan 80,36-TL posta masrafının; manevi tazminatın kabul ve ret oranına göre 58,04-TL’sinin davacıdan alınıp davalı … … A.Ş.’ye verilmesine,
10-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ile davalı şirket vekilinin yüzüne karşı, davalı sigorta şirketi vekilinin yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/12/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır