Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/573 E. 2020/551 K. 12.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/573 Esas
KARAR NO:2020/551

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:15/06/2017
KARAR TARİHİ:12/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası ile … Bankası A.Ş. … Şubesine ait … çek numaralı 15/05/2017 tarihli 50.000,00-TL (Elli Bin Türk Lirası) bedelli, çeke dair ihtiyati haciz kararı alındığını, taraflarınca ihtiyati haciz kararına itiraz edildiğini, takibe konu çek ve … Bankası A.Ş. … Şubesine ait … çek numaralı 15/05/2017 tarihli 50,000,00-TL (Elli Bin Türk Lirası) bedelli, … Bankası A.Ş. … Şubesine ait … çek numaralı 30/05/2017 tarihli 37.640,00-TL (Otuz Yedi Bin Altı Yüz Kırk Türk Lirası) bedelli, çeklerin lehtarının davacı şirket olduğunu, çeklerin ciro edilmiş halde şirket bünyesinde bulunurken kaybolduğunu ve bulunamadığını, bu nedenle savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu ve …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile çek iptali davası açılarak ödeme yasağı kararı alındığını, bahsi edilen icra takibine konu çekin muhatap bankaya ibraz edildiğinde banka tarafından çeke mahkeme kararı nedeniyle işlem yapılamadığı şerhi düşürüldüğünü, ancak buna karşın çeke dayalı icra takibi başlatıldığını, dava konusu haksız durum sebebiyle, davacının telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağının oldukça açık olduğundan, davaya konu kambiyo senetlerinin ödenmesini engeller mahiyette ve olası bir icra takibi neticesinde davacının uğrayacağı muhtemel zararların engellenmesi için tedbir kararı verilmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davasının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 15.05.2017 tarihli … numaralı 50.000,00-TL bedelli …. Şti. tarafından keşide edilen ancak ödenmeyen çek nedeniyle; …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş, … Karar sayılı dosyasından keşideci … Ltd. Şti. ve cirantalar … A.Ş. ile …. A.Ş. hakkında talepleri üzerine ihtiyati haciz kararı verildiğini, Sayın Mahkemece verilen ihtiyati haciz kararı 24.05.2017 tarihinde …İcra Müdürlüğümün … E. sayılı dosyasından uygulandığını, İİK Md. 264 uyarınca 29.05.2017 tarihinde ise ihtiyati haczin esas takibine geçildiğini, davacıya ödeme emrinin ise 30.05.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, 29.05.2017 tarihinde keşideci …. ve Tic. A.Ş.’ne ihtiyati haczin tatbiki için gidildiğini, bunun üzerine söz konusu şirket tarafından muhafaza işlemlerinin bertaraf edilmesi adına ihtiyati hacze konu çek bedeli ve masraf kalemleri için 50.500,00-TL icra müdürlüğü hesaplarına ödendiğini, kalan bakiyenin de 15.06.2017 tarihinde ödendiğini ve dosyanın tahsil ile infaz olduğunu, 05.06.2017 tarihinde ise …. ve Tic. A.Ş. tarafından …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş, … Karar No’lu ve 23/05/2017 tarihli ihtiyati haciz kararına itiraz edildiğini, taraflarınca belirtilen itiraz sonrası ve mürafaa duruşması öncesinde teminatın iadesinin talep edildiğini ve Mahkemece teminatın iadesine karar verildiğini, Sayın Mahkemenin 04/07/2017 tarihli mürafaa celsesinde de …. ve Tic. A.Ş.’nin ihtiyati hacze itirazının reddine karar verildiğini, davacının dava dilekçesinde çekin lehtarı olduğunu, çeklerin ciro edilmiş halde şirket bünyesinde bulunurken kaybolup bulunamadığını, bu nedenle savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu ve …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas Sayılı dosyası ile çek iptali davası açılarak ödeme yasağı kararı alındığını iddia ettiğini, ödeme yasağının bulunmasının ihtiyati haciz talep edilmesine engel olmadığı gibi çek karşılığını alamayan alacaklı hamilin kambiyo senetlerine mahsus yol ile takip yapmaya hakkı olduğunu, davalının iyi niyetli son hamil konumunda olduğunu, diğer taraftan davalının ödeme yasağına ilişkin davanın tarafı da olmadığını, tarafı olmadığı bir davada verilen ihtiyati tedbir kararının davalı yönünden bağlayıcı olmasının mümkün olmadığını, ayrıca davalının ödemeden men talimatı dolayısıyla mağdur olduğunu, tahsil için bankaya sunduğu çekin ödemesini temin edemediğini, kendi ödemelerine kaynak bulamadığını, ödeme sıkıntısı yaşadığını ve bu nedenle ticari itibarı zedelendiğini belirterek, cevap dilekçesinde belirtilen nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE;
Dava ; menfi tespit davasıdır.
Davacı; dava dışı keşideci tarafından kendisi lehine keşide edilen çeklerin cirolanmış vaziyette iken çalındığını, çekler hakkında ödeme yasağı kararı alındığı halde davalının icra takibi başlattığını beyanla çek ve takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep etmiş, davalı ise iyi niyetli hamil olduğunu savunmuştur.
Çekteki imzanın davacıya ait olduğunda çekişme bulunmaması, davacı ile davalı arasında başka cironun bulunması, çek hakkında ödemeden men kararı veya ceza soruşturması olmasının davalının kötü niyetli olduğu anlamına gelmemesi, dosyada yer alan çek fotokopisindeki görünüşe göre ciro zincirinde kopukluk veya tahrifat bulunmaması ve davalının çeki kötü niyetle iktisap ettiğine dair bir delil getirilememiş olması hususları birlikte değerlendirildiğinde davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. ( aynı yönde Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2019/1133 – 4811 E.K. Sayılı kararı )
HÜKÜM: Gerekçesi açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 54,40-TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 853,88-TL den mahsubu kalan 799,48-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT göre 7.300,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 12/10/2020

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı