Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/569 E. 2020/185 K. 25.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/569 Esas
KARAR NO : 2020/185

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/06/2017
KARAR TARİHİ : 25/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin meyve suyu üretimi ve ticareti ile iştigal etmekte ettiğini, davalı ile müvekkili şirket arasında meyve suyu satışına yönelik ticari ilişki kurulduğunu, bu ticari ilişkiye konu tüm ürünler davalıya teslim edildiği gibi konuya ilişkin düzenlenen elektronik faturalar da sistem üzerinden iletildiğini, davalı taraf, söz konusu faturalardan hiçbirine itiraz etmediği gibi, oluşan borcu da ödemediğini, bu durum karşısında davalı yana, … Noterliğinin 14.10.2016 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi keşide edildiğini, söz konusu ihtarnameyi 18.10.2016 tarihinde tebellüğ eden davalı şirket, bu ihtarnameye karşı da herhangi bir itirazda bulunmadığını ve lâkin ödeme de yapmadığını,bu nedenle davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalı yan, bu icra dosyasına da, herhangi bir hak gerekçe göstermeksizin, sırf icrayı geri bırakma amaçlı olarak haksız ve kötü niyetli itirazlarda bulunduğunu, keşide edilen ihtarname ile temerrüde düşürülen borçludan, temerrüt tarihi itibariyle ticari avans faiz talep edilmesinin de yasa gereği olduğunu, açıklanan nedenlerle davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasına vaki haksız, mesnetsiz ve yasal dayanaktan yoksun itirazlarının iptali ile takibin devamına, itirazın haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle, alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin de davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; ikame olunan davayı kabul etmediklerini, davacı şirket cari hesap alacağından bahsettiğini, ancak müvekkili şirketin karşı yan ile imzaladığı herhangi bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığını, davacının öncelikle bu durumu ispatlamasının gerektiğini, yerleşik Yargıtay Kararları gereğince, cari hesap sözleşmesinin yazılı olmasının gerektiğini, davacı şirketle müvekkili arasında herhangi bir ticari ilişki olmayıp, herhangi bir mal alışverişide olmadığını, davacı şirket, mal satma vadinde bulunmuşsa da, müvekkili şirkete herhangi bir mal teslimi yapmadığını, her ne kadar dava dilekçesinde belirtilmemişse de, fatura vs belgelerde müvekkil şirketin imzasının olduğu iddia edilmekte ise, peşinen imza itirazında bulunmakta olduklarını, yukarıda açıklanan nedenlerle davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 67. maddesi gereğince açılmış itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce davaya konu edilen İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyası celp edilip incelenmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilafın; fatura ve cari hesaba dayalı alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine girişilen ilamsız icra takibine ilişkin olarak varsa ferileri ile birlikte borç miktarı, alacağın likit olup olmadığı noktalarında toplandığı görülmüştür.
İtirazın iptâli davasının görülebilmesi “geçerli bir icra takibinin varlığına” bağlıdır. Ortada geçerli takip yoksa itirazın iptâli davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. İtirazın iptâli davasını gören mahkemece öncelikle takip dosyasındaki icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerekir. İcra dairesinin yetkisine itiraz halinde bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece geçerli bir takibin varlığından söz edilemez. Emsal nitelikteki Yargıtay HGK’nun 20.11.2002 tarihli, 2002/19-900 E. – 2002/994 K. ve yine Yargıtay HGK’nun 04.07.2019 tarihli, 2017/15-261 E. ve 2019/854 K. sayılı ilamlarında da bu hususun hakim tarafından re’sen dikkate alınması gereken dava şartı olduğu kabul edilmiştir.
Davalı borçlu tarafından 04/01/2017 tarihli borca itiraz dilekçesinde aynı zamanda yetkiye de itiraz edilmiş; şirketin adresinin Manavgat/Antalya olduğu, dolayısıyla Manavgat İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu iddia edilmiştir. HMK.’nun 6. maddesi gereğince genel yetkili mahkeme ve icra dairesi davalı borçlunun yerleşim yeri mahkemesi ve icra dairesidir. Sözleşmeden kaynaklanan davalarda ise HMK’unun 10. maddesi gereğince borcun ifa yeri mahkemesi de yetkilidir. 6098 sayılı TBK.’unun 89/1 maddesi uyarınca aksine bir anlaşma yoksa para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre faturaya dayalı takipler de para borcuna dayandığından TBK.’nun 89. maddesi gereğince alacaklının ikametgahı mahkemesi de yetkilidir. Buna göre davacı alacaklının yerleşim yeri olan İstanbul Merkez (Çağlayan) icra daireleri veya borçlunun yerleşim yeri olan Manavgat icra dairelerinde takip yapılabilecektir. Dava açarken ve icra takibi başlatılırken seçimlik yetki kapsamında birden fazla mahkeme ve icra dairesinin yetkili olması halinde seçim hakkı davacı alacaklıda olup, davacı alacaklı seçim hakkını yetkili İstanbul İcra Daireleri yönünde kullanmış oyduğundan dava konusu ilamsız icra takibinin cari hesaba ve faturaya dayanması ve TBK gereğince fatura alacaklarının götürülecek borçlardan olduğundan ve buna ilişkin yapılan takiplerde alacaklının ikametgahı icra daireleri de yetkili olduğundan takibin yapıldığı İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün yetkili olduğuna karar verilmiştir.

Takibin başlatıldığı, İstanbul …İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyası getirtilmiş, yapılan incelemede; 7.609,28 TL Cari Hesap Alacağı ile 137,91 TL İşlemiş Faiz olmak üzere toplam 7.747,19 TL’ lik alacağına ilişkin ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emri çıkartıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 30/12/2016 tarihinde tebliğ edildiği ve davalı borçlu tarafça süresi içinde takip ödeme emrine itiraz edildiği görülmekle, borca ve faize itirazı üzerine takibin durduğu ve yasal 1 yıllık süre içerisinde davacı tarafça, itirazın bertarafına yönelik dilekçede ileri sürülen nedenlerle eldeki davanın açıldığı görülmüştür.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK.) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlamak yükümlülüğü davacı tarafa ait olduğundan, bu kapsamda taraflarca bildirilen deliller toplanmış, takibe ve davaya dayanak faturalar ve cari hesap ekstresinin dosya arasında olduğu görülmüş, uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden mahkememizce 24/10/2018 tarihli duruşmada davacı taraf iddiası, davalı taraf savunması ve tüm dosya kapsamına göre rapor alınmasına karar verilerek 17/12/2018 tarihi inceleme günü olarak belirlenmiş, inceleme gün ve saati, duruşmada hazır bulunmayan davalı şirkete ihtaratlı olarak usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalıya ticari defter ve eki belgelerini sunmak veya yerinde inceleme talep edilecek ise inceleme adresine bildirmek ve incelemeye hazır tutmak üzere inceleme gününe kadar kesin süre verilmiş, aksi taktirde defter ve eki belgelerini sunmaktan ve bunlara dayanmaktan kaçınmış sayılacakları ihtar edilmiş, yapılan ihtara rağmen davalı taraf inceleme günü mahkeme kalemine gelmemiş, ticari defterlerini de sunmamış, yerinde inceleme yetkisi dahi talep etmemiştir. Dolayısıyla davalı taraf ihtarata rağmen defter ibraz etmediği için davacı tarafın ticari defter ve kayıtları ile dosyaya getirtilen ve sunulan belgeler üzeriden inceleme yapılmak üzere dosya konusunda uzman SMMM bilirkişisi … ’e tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi tarafından düzenlenen 21/01/2019 tarihli bilirkişi raporunun ve 01/11/2019 tarihli bilirkişi ek raporunun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle; davacı tarafından, incelemeye sunulan yukarıda dökümü yapılan 2016 mali dönemlerine ilişkin ticari defterinin e-defter olduğu, ait olduğu yılda yürürlükte olan T.T.K. ve V.U.K. hükümlerine göre tutulduğu, ticari defterinin yasal süreleri içerisinde açılış ve kapanış tasdiklerini yaptırmış oldukları, sahibi lehine delil niteliğinde olduğu kanaatine varıldığı, davacı taraf ticari defter kayıtlarında, takip ve tarihi itibari 7.609,28 TL TL davalı taraftan alacaklı görüldüğü, davacı tarafın takibe konu yapmış olduğu faturaların e fatura olduğu, faturalara bağlı sevk irsaliyelerinde, davalı şirketin kaşe ve imzasının bulunduğu, davacı tarafın takipten önce işlemiş faiz talebinde bulunduğu, ancak dava dosyası ekinde yer alan ihtarnamenin tebliğ şerhinin ihtarname ekinde görülemediğinden, işlemiş faiz hesaplaması yapılamadığı, faize esas alınacak tebliğ tarihinin belirlenmesi halinde, takip tarihine kadar işlemiş faiz hesaplaması yapılabileceği hususunun takdirinin mahkemede olduğu, davalı tarafın incelemeye katılmadığı, ticari defter ve belgelerini incelemeye sunmadığından, davalı taraf ticari defter ve kayıtlan üzerinde incelemenin yapılamadığı bildirilmiş yine aynı bilirkişiden alınan 01/11/2019 tarihli bilirkişi raporunun tetkikinde, davacı tarafın takip tarihinden önce davalı taraftan talep edebileceği işlemiş faiz miktarının 142,28 TL olarak hesaplandığı, taleple bağlı kalmak kaydıyla, davacı tarafın davalı taraftan talep edebileceği işlemiş faiz miktarının 137,91 TL olarak hesaplandığı kanaatiyle görüş bildirilmiştir.
İddia, savunma, toplanan deliller, takip dosyası kapsamı, bilirkişi raporunun ve ek raporunun kapsamı tümüyle birlikte değerlendirilmiş, alınan bilirkişi raporu ve ek raporunun gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden,mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamının ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi raporlarının birlikte değerlendirilmesinde; davacı tarafından, incelemeye sunulan yukarıda dökümü yapılan 2016 mali dönemlerine ilişkin ticari defterinin e-defter olduğu, ait olduğu yılda yürürlükte olan T.T.K. ve V.U.K. hükümlerine göre tutulduğu, ticari defterinin yasal süreleri içerisinde açılış ve kapanış tasdiklerini yaptırmış oldukları, sahibi lehine delil niteliğinde olduğu kanaatine varıldığı, davacı taraf ticari defter kayıtlarında, takip ve tarihi itibari 7.609,28 TL TL davalı taraftan alacaklı görüldüğü, davacı tarafın takibe konu yapmış olduğu faturaların e-fatura olduğu, faturalara bağlı sevk irsaliyelerinde, davalı şirketin kaşe ve imzasının bulunduğu, davalı tarafın incelemeye katılmadığı, ticari defter ve belgelerini incelemeye sunmadığından, davacı tarafın takip tarihinden önce davalı taraftan talep edebileceği işlemiş faiz miktarının 142,28 TL olarak hesaplandığı, taleple bağlı kalmak kaydıyla, davacı tarafın davalı taraftan talep edebileceği işlemiş faiz miktarının 137,91 TL olduğu anlaşılmakla, davacının davasının kabulü ile İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki 7.609,28 TL asıl alacak ve 137,91 işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.747,19 TL alacağa ilişkin itirazın iptaline, takibin diğer kayıt ve şartlarda bu miktar üzerinden aynen devamına, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranı üzerinden hesaplanan 1.549,44 -TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulüne,
A-) İstanbul … İcra Dairesinin… Esas sayılı dosyasındaki 7.609,28 TL asıl alacak ve 137,91 işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.747,19 TL alacağa ilişkin itirazın iptaline, takibin diğer kayıt ve şartlarda bu miktar üzerinden aynen devamına,
B-)Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranı üzerinden hesaplanan 1.549,44 -TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Alınması gerekli 529,21-TL karar ve ilam harcından 132,31-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 369,90-TL eksik harcın davalıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 168,31-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 923,70-TL olmak üzere toplam 1.092,01-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.400,00 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır