Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/563 E. 2022/245 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/563 Esas
KARAR NO :2022/245

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:13/06/2017
KARAR TARİHİ:15/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı sigorta şirketine … numaralı Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı … plakalı araç, 01.08.2009 tarihinde, sürücü … sevk ve idaresinde iken direksiyon hakimiyelini kaybederek kaza yaptığını, meydana gelen tek taraflı, maddi hasarlı ve yaralamalı kaza neticesinde araçla yolcu olarak bulunan müvekkili …’ in yaralanarak sürekli olarak sakat kaldığını, nitekim … Eğitim ve Araştırma Hastanesi Engelli sağlık Kurulu tarafindan 17.03.2017 tarihinde düzenlenen tapora göre müvekkilim % 40 oranında sürekli sakat kaldığını, bu raporun hükme esas almmasını ve müvekkilinin alahileceği tazminat miktarının hesaplanması için dosyanın Aktüer Bilirkişiye verilmesini talep ettiklerini, müvekkilinin kazadan sonra uzun süre tedavi görmek zorunda kaldığını ve bu dönemde bakıcı giderinin de hesaplanmasının gerektiğini, müvekkilinin … plakalı araç içerisinde yolcu konumunda olduğunu, bu nedenle müvekkilinin kusurunun bulunmadığının açık olduğunu, davalı yana başvuruda bulunulduğunu, davalı şirket 07.05.2017 tarihli mailinde ile sağlık kurulu raporu ve diğer tedavi evraklarını istediğini, Sağlık kurulu raporu müracaat dilekçesi ekinde davalı tarafa gönderildiğini, bu güne kadar herhangi bir ödeme yapmayan davalı şirket dava açılmasına sebebiyet verdiği için kazadan dolayı sorumluluğu ve faiz sorumluluğu devam etmekte olduğunu, bu nedenle faizin başlangıç tarihi dava dilekçelerinde belirttikleri üzere olay tarihinden hesaplanmasının gerektiğini, açıklanan tüm bu nedenlerle adli yardım taleplerinin kabul edilmesini fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, tahkikat sonucunda müvekkilinin maddi zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere … için şimdilik 1.000,00 TL Geçici İş Görmezlik Tazminatı, Geçici dönem boyunca bakıcı gideri ve Sürekli iş görmezlik tazminatının (davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydıyla) olay tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin de davalı şirkete yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
TALEP ARTIRIM:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 23/07/2020 tarihli talep artırım dilekçesinin tetkikinde, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı tutmak kaydıyla, dava dilekçesinde 1.000,00 TL olmak üzere toplamda 150.000-TL sürekli iş göremezlik, geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı gideri tazminatının, dava dilekçesinde talep edilen ve ıslah dilekçeleri arttırılan kısımlara olay tarihi olan 01.08.2009 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı yanın hasar dosyasına sunmuş olduğu Sağlık Kurulu Raporu ile kaza arasında nedensellik bulunmadığından talebinin reddine karar verilmesini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla kazaya karışan … plakalı araç müvekkili şirket nezdinde ZMMS ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olup bedeni zararlar halinde maddi tazminat talepleri için şahıs başına azami poliçe teminat limiti 150.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limite ile sınırlı olduğunu, kusur ve maluliyet yönünden ATK dan rapor alınmasının gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte hesaplanacak tazminattan hatır taşıması sebebiyle %25 indirim yapılmasının gerektiğini, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini, dava dilekçesinde davacı yanın herhangi bir maluliyeti olduğundan bahsedilmediğini, müvekkili şirket temerrüde düşmediği gibi dava açılmasına da sebebiyet vermediğini, açıklanan tüm bu nedenlerle davanın reddine, temerrüde düşmemiş ve dava açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan müvekkili şirket aleyhine vekalet ücreti, yargılarna giderleri ve faize karar verilmemesine, kabul anlamına gelmemek üzere aleyhe hüküm kurulması halinde ise poliçe limiti ve sigortalının kusur oranı dikkate alınarak hükürh kurulması gerekliliğine, reddedilen kısım için ise yargılama ücreti ve ücreti vekaletin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememizce davaya konu olarak davacının tedavi gördüğü hastanelerden celp olunan tüm kayıt ve belgeler, SGK kurumundan celp olunan bilgi ve belgeler, Bulanık Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/231 Esas sayılı dosyasından celp olunan bilgi ve belgeler, davalı kurumdan celp olunan hasar dosyası ve ekleri celp edilip incelenmiştir.
Mahkememizce kusur oranının tespiti yönünden dosya bir bütün halinde İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilmiş, İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 27/12/2018 tarihli raporunun tetkikinde; dava konusu olayda;
1. Alternatif durumunda
A) Sürücü …’nun %90 (yüzde doksan) oranında kusurlu olduğu,
B) Davacı …’in %10 (yüzde on) oranında kusurlu olduğu;
2. Alternatif durumunda
A) Sürücü …’nun kusursuz olduğu,
B) Davacı …’in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu olduğu kanaatiyle rapor alınmıştır.
Mahkememizce maluliyet oranının tespiti yönünden dosya bir bütün halinde İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. Adli Tıp İhtisas Dairesine gönderilmiş, İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. Adli Tıp İhtisas Dairesinin 22/05/2020 tarihli raporunun tetkikinde; kurullarının 13/03/2019 tarih 4865 karar numaralı müzekkeresinde kişinin 01/08/2009 ile 31/03/2011 tarihleri arasındaki tüm sağlık kuruluşu başvurularının SGK … sisteminden teminen gönderilmesinin istendiği ancak dosyada bulunmadığı, temin edilmesi halinde dosyanın tekrar değerlendirilebileceği cihetiyle, T12 vertebra (omurga) kompresyon kırığının dava konusu olayla illiyetinin Mahkemenizce kabulü halinde mevcut belgelere göre; … ve … oğlu 21/03/1990 doğumlu, …’in 01/08/2009 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı herhangi bir yaralanma gösterir tıbbi belge bulunmadığından, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak, Gr1 X (2……….33) A %37, E cetveline göre %30.2 (yüzdeotuznoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği kanaatiyle rapor alınmıştır.
Yine mahkememizce bakıcıya ihtiyacının bulunup bulunmadığı, var ise süresi yönünden dosya bir bütün halinde İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. Adli Tıp İhtisas Dairesine gönderilmiş, İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. Adli Tıp İhtisas Dairesinin 22/04/2021 tarihli raporunun tetkikinde; kurullarının 13/03/2019 tarih 4865 karar numaralı müzekkeresinde kişinin 01/08/2009 ile 31/03/2011 tarihleri arasındaki tüm sağlık kuruluşu başvurularının SGK … sisteminden teminen gönderilmesinin istendiği ancak dosyada bulunmadığı, T12 vertebra (omurga) kompresyon kırığının dava konusu olayla illiyetinin Mahkemenizce kabulü halinde mevcut belgelere göre, … ve … oğlu 21/03/1990 doğumlu, …’in iyileşme (iş göremezlik) süresi içerisinde 2 (iki) ay boyunca başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceği kanaatiyle rapor alınmıştır.
Kusur ve maluliyet tespitleri yapılmasından sonra, mahkememizin 30/06/2020 tarihli celse iki nolu ara karar gereğin dosyada aktüarya uzmanı bilirkişisinden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak … seçilmiş, adı geçen bilirkişice sunulan 22/07/2020 tarihli bilirkişi raporunun dosya içerisinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizin 23/11/2021 tarihli celse bir nolu ara karar gereğince, ATK tarafından düzenlenen rapor ile davacının dava konusu maluliyetinin iddia ettiği kaza ile illiyet bağının bulunup bulunmadığının tespiti için SGK … sisteminden davacının 01/08/2009-31/03/2011 tarihleri arasındaki tüm sağlık kuruluşu başvurularının gönderilmesi talep edildiği anlaşıldığından bu konuda SGK ya müzekkere yazılmasına karar verilmiş, İstanbul SGK İl Müdürlüğü … Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi’ nin mahkememize göndermiş olduğu 29/11/2021 tarihli müzekkere cevabının tetkikinde; dava müzekkerenize istinaden … sistemi üzerinde 01/08/2009-31/03/2011 tarihleri itibari ile inceleme yapılmış olup; … T.C. Kimlik numaralı … adına kurumlarınca sözleşmeli/protokollü Sağlık Hizmet Sunucuları tarafından Kurumumuza fatura edilen ve kurumlarınca karşılanan tedavi giderlerini gösterir … Hastane (01/08/2009-31/03/2011) kayıtlarına rastlanmadığı hususunu mahkememize bildirmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava trafik kazası nedeni ile tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda davacı tarafından 01.08.2009 tarihinde … plakalı araçta yolcu olarak bulunduğu sırada sürücü …’nun direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeni ile meydana gelen tek taraflı trafik kazasında oluşan yaralanması nedeni ile tazminat talep edilmektedir.
Davalı, kaza tarihi itibariyle … plakalı aracın kara yolları zorunlu mali mesuliyet sigortacısıdır. Zorunlu mali sorumluluk sigortası 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda 91 ila 101. maddeler arasında düzenlenmiştir. Motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde o aracın işleteninin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belirli limitlere kadar karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sorumluluk sigortasıdır. Davalının sorumluluğu, poliçe teminat limiti içerisinde kalmak koşulu ile sigortalısının kusuru oranındadır.
Türk Borçlar Kanunun 49.maddesinde, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür” yine aynı kanunun 50.maddesinde, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır” denilmektedir.
Davalının sorumluluğu yukarıda anılan hükümlere dayanmaktadır. Davacı bu kapsamda, davalı tarafından gerçekleştirilen haksız fiili, davalının kusurunu, zararını ve zarar ile fiil arasındaki illiyet bağını ispat yükü altındadır.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 27/12/2018 tarihli raporu ile davacının sürücü olması halinde %100 oranında kusurlu olduğu yönünde tespit yapılmış ise de olaya dair tutulan kaza tespit tutanağı ile ceza soruşturma dosyası bir bütün halinde değerlendirildiğinde davacının araç içerisinde yolcu olduğu mahkememizce kabul edilmiştir. Kısaca davacının davalı yana sigortalı araçta yolcu olduğu sırada trafik kazası geçirdiği sabittir. Ancak davacının maluliyetinin dava konusu trafik kazasının sonucu olduğunu ispat etmesi gerekmektedir.
Yargıtay’ın bu konuda “….Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir…” şeklinde yerleşmiş içtihatları gereği mahkememizce 01.08.2009 tarihinde meydana gelen kaza nedeni ile kaza tarihinde yürürlükte olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik’ine, uygun olarak İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. Adli Tıp İhtisas Dairesinden alının ve dosya içerisinde yer alan raporlarında “… T12 vertebra (omurga) kompresyon kırığının dava konusu olayla illiyetinin Mahkemenizce kabulü halinde mevcut belgelere göre; … ve … oğlu 21/03/1990 doğumlu, …’in 01/08/2009 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı herhangi bir yaralanma gösterir tıbbi belge bulunmadığından, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak, Gr1 X (2……….33) A %37, E cetveline göre %30.2 (yüzdeotuznoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği…” bildirilmiştir. Adli Tıp Kurumu raporları doğrultusunda dava konusu yaralanma ile yine dava konusu kaza arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının tespiti için davacının kaza tarihinden 31/03/2011 tarihine kadar olan tüm tedavi gördüğü hastaneler SGK’dan sorulmuş, yazı cevabında kayda rastlanmadığı belirtilmiş, davacının kaza sonrası tedavi gördüğü bildirilen Muş Devlet Hastanesi’ne yazılan müzekkereye ise hastane arşiv kayıtlarının su baskını nedeni ile kaybolduğu şeklinde cevap verilmiştir. ATK raporu ile gelen müzekkere cevapları dikkate alındığında davacı maluliyetinin trafik kazasından kaynaklandığını ispat edememiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar gereği trafik kazası ile maluliyet arasında illiyet bağı bulunduğu ispat yükü üzerinde bulunan davacı tarafından ispat edilememiş, davalının sorumluluğuna gidilemeyeceği anlaşılmış davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcının, 31,40-TL peşin harçtan ve 510,00 TL ıslah harcından mahsubu ile geriye kalan 460,70-TL harcın karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 5.100,00 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır