Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/561 E. 2021/854 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/561 Esas
KARAR NO :2021/854

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:07/01/2016
KARAR TARİHİ:10/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 01/08/2010 tarihinde dava dışı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davalılardan …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı (yabancı plakalı) aracın çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin oğlu …’in vefat ettiğini, davalılardan … plakalı aracın sürücüsü …’ın … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında tali derecede kusurlu bulunduğunu, davalılardan … Taşıt Bürosu’nun kazaya sebep olan … plakalı aracın kazanın meydana geldiği tarihte “Yeşil Kart” sigortacısı olması sebebiyle zarardan sorumluluğu bulunduğunu, diğer davalı …’ın ise kazaya kusuruyla sebebiyet veren … plakalı aracın sürücüsü ve maliki olması sebebiyle sorumlu olduğunu, anılan kaza neticesinde 01/08/2010 tarihinde vefat eden …’den geriye kalan annesi davacı …’in kaza sonucu meydana gelen ölüm nedeniyle oğlunun desteğinden yoksun kaldığını, bu nedenle uğradığı zararlarının tazmini gerektiğini belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik kaydıyla müvekkili davacı … için 7.500,00-TL. maddi (destekten yoksun kalma) tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan … Taşıt Bürosu vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın 01/08/2010 tarihinde meydana gelen ve … plakalı araç ile … plakalı aracın karıştığı trafik kazası sonucu vefat eden …’in annesi davacı … tarafından ölenin desteğinden yoksun kalındığı iddiası ile açıldığını, … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında alınan kusur raporunda kazaya karışan … plakalı araç sürücüsünün asli derecede, yabancı plakalı araç sürücüsü …’ın ise tali derecede kusurlu olduklarının belirtildiğini, ancak kusur oranlarının belli olmadığını, müteveffa …’in evli ve çocuklu iken vefat etmiş olduğunu, davacı anne …’nin devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde olduğunu, yaşamına devam etmesi için gerekli olanaklardan yoksun kaldığını, evli ve çocuklu desteğin ayrıca annesine de sağlığında destek olduğunı ispat etmesi gerektiğini belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesi, duruşma günü ve tensip zaptı davalılardan …’a usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın, bu davalı tarafından davaya karşı cevap verilmemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; 01/08/2010 tarihinde meydana gelen ölümlü ve yaralanmalı trafik kazasından dolayı açılmış destekten yoksun kalma tazminat talebine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı ceza dosyası, trafik kazası ile ilgili tutanaklar, davacının işi, mesleği ve kazancı hakkındaki bilgiler, … araca ait poliçe bilgileri, bilirkişi incelemesi, hasar dosyası, nüfus kayıtları ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Davalılardan … Taşıt Bürosu delil olarak; kaza raporu, bilirkişi incelemesi, … 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı ceza dosyası, … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, ekonomik sosyal durum araştırması, nüfus kayıtları, hasar dosyası ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Davalılardan … ise herhangi bir delil bildirmemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen 11/01/2016 tarihli, 2016/16 E. ve 2016/7 K. sayılı kararda özetle; kazanın meydana geldiği yerin … ili olması nedeniyle … Asliye Hukuk (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemeleri’nin yetkili olduğu, davacı sayısının birden fazla olduğu, 6100 sayılı HMK.’nun 7. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesi uyarınca ortak yetkili mahkemenin yetkisinin kesin olduğu, huzurdaki dava yönünden gerek şahıs gerekse davalı şirket yönünden ortak yetkili yer mahkemesinin kazanın meydana geldiği yer olan … Asliye Hukuk Mahkemesi’nde (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) açılması gerektiği gerekçesiyle davanın kesin yetki dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Mahkemece verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, bunun üzerine dosya temyizen incelenmek üzere Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’ne gönderilmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 04/05/2017 tarihli, 2017/102 E. ve 2017/5080 K. sayılı kararında özetle; 6100 sayılı HMK.’nun 19/2. maddesinde yetkinin kesin olmadığı davalarda yetki itirazının cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerektiğini, yetki itirazında bulunan tarafın yetkili mahkemeyi, birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirmesi gerektiğini, aksi takdirde yetki itirazının dikkate alınmayacağı hükmünün düzenlenmiş olduğunu, HMK.’nda kesin yetki hallerinin açıkça sayılmış olduğunu, haksız fiile ilişkin davalardaki yetkinin ise kesin yetki olmayıp bir seçimlik yetki olduğunu, bir davada birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacının bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda seçimlik hakka sahip bulunduğunu, davacı davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkının davalılara geçeceğini, somut olayda haksız fiile dayalı olarak açılan eldeki davada kesin yetki kuralının söz konusu olmadığını, davalılarca yetki itirazında da bulunulmadığını, bu durumda mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ve yanılgılı gerekçe ile karar verilmesinin doğru görülmediğini belirterek mahkemece verilen kararın bozulmasına karar vermiştir.
Yargıtay bozma ilamı sonrasında dosyanın esasına girilmiş, … 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … E. sayılı ceza dosyasının UYAP örneği, … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı dava dosyasının UYAP örneği celbedilerek dosyaya kazandırılmıştır. Müteveffa …’e ait nüfus aile kayıt tablosu UYAP üzerinden çıkartılarak bir sureti dosya içerisine alınmıştır.
Aynı kaza ile ilgili olarak ölen …’in eşi ve çocuğu (kızı) tarafından … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasında açılan davada … Adli Tıp Grup Başkanlığı … Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’ndan aldırılan 21/04/2014 tarihli kusur raporunda özetle; olayın 01/08/2010 günü, saat: 08.35 sıralarında sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobil ile (yol çalışması nedeniyle iki yönlü hale dönüştürülen yolda) … istikametinden, … istikametine seyrederken olay mahalline geldiğinde orta şerit çizgisi üzerinde karşı yönden gelen sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobil ile çarpışması sonucunda ölümlü ve yaralanmalı kazanın meydana geldiği, Trafik Kazası Tespit Tutanağı ve dosya içeriğine göre kazanın meskun mahalde, 7 m genişliğindeki iki yönlü, eğimsiz, düz, kuru, asfalt kaplamalı yolda, gündüz vakti meydana geldiği, kaza sırasında havanın açık olduğu, çarpışma noktasının orta şerit çizgisi üzerinde tespit edildiği, kazanın oluşumunda, her iki sürücünün de diğer aracın kendi şeridine tecavüz ettiğini beyan etmesi ve çarpışma noktasının da şerit çizgisi üzerinde olması nedeniyle kusur tespitinde bulunulmadığının belirtildiği, … Ağır Ceza Mahkemesi’ne ait ceza dosyasında bulunan ve … CBS’ye sunulan 28/09/2010 tarihli raporda sürücü …’in birinci derecede kusurlu, sürücü …’ın ikinci derecede kusurlu olduğu yönünde kanaat belirtildiği, Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi’nce tanzim edilen 31/10/2011 tarihli raporda da sürücü … ‘in asli kusurlu, sürücü …’ın tali kusurlu, Karayollarının ise kusurunun olmadığı şeklinde kanaat bildirildiği, dosyada mevcut Trafik Kaza Tespit Tutanağı, sürücü ifadeleri, çarpışmanın yeri, şekli araçların, hasar durumu, … Ağır Ceza Mahkemesi dosyasının kapsamı, gerekçeli kararı ve tekmil veriler nazara alındığında; sürücü …’in sevk ve idaresindeki otomobil ile iki yönlü yolda seyrederken yola gereken dikkatini vermediğinin ifadesinden anlaşıldığı, kişinin hızını, trafik ve yol durumuna göre ayarlamadığı, karşı yol bölümüne girip şerit ihlali yaptığı, karşı yönden gelen sürücü …’ın sevk ve idaresindeki otomobilin seyir durumunu bozup, sola yönelmesine neden olduğu kendisi de çarpışmamak için kendi şeridine döndüğünde karşıdan gelen otomobil ile orta şerit çizgisi üzerinde aracının sağ ön kısımlarıyla çarpışmasıyla meydana gelen olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareketiyle asli kusurlu olduğu, sürücü …’ın ise sevk ve idaresindeki otomobil ile seyrederken hızını mahal şartlarına ve yol durumuna göre ayarlamadığı, olay mahalline geldiğinde şeridini ihlal eder vaziyette gördüğü otomobille çarpışmamak için frenle yolun sağına yanaşarak önlem almadığı, aracını kendi yol bölümünde tutma becerisi göstermediği ve yanlış yöne sola direksiyon manevrasıyla orta şeritte çizgisi üzerinde aracının sağ ön kısımlarıyla çarpıştığı olayda, dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareketiyle tali kusurlu olduğu, sonuç olarak; sürücü …’in %75 (yüzdeyetmişbeş) oranında kusurlu, sürücü …’ın %25 (yüzdeyirmibeş) oranında kusurlu olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Dava konusu kaza ile ilgili olarak … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasında alınan 21/04/2014 tarihli ATK kusur raporunun ceza dosyasında alınan kusur raporları ile uyumlu olduğu kanaatine varılmış ve olayla ilgili mevcut kusur raporları yeterli görülerek, usul ekonomisi geriğince 11/02/2019 tarihli duruşmada dosyanın re’sen seçilecek aktüer bilirkişiye tevdi edilerek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Aktüer bilirkişi … tarafından tanzim edilerek dosyaya sunulan 31/05/2019 tarihli raporda özetle; zarar görenlerin yaşam sürelerinin PMF-1931 Hayat Tablosuna göre belirlendiği, tazminat hesabına esas kazançlar belirlenirken olay tarihinden hesap tarihine kadar bilinen kazançların göz önüne alındığı, geçmiş dönem, gelecek aktif dönem ve gelecek pasif (emeklilik) dönemin ayrı ayrı hesaplandığı, kız çocukların 22, erkek çocukların 18, üniversiteye giden/gitme ihtimali olan çocukların ise 25 yaşına kadar destek alacağının varsayıldığı, dava dosyasında müteveffanın kızının üniversiteye gideceğine dair herhangi bir bilgi ya da belgeye ulaşılamadığından müteveffanın kızı …’in 22 yaşına kadar destek alacağı varsayılarak hesaplama yapıldığı, müteveffanın annesi davacı …’in talep edebileceği maddi tazminat (destekten yoksun kalma) tutarının geçmiş dönem: 5.364,90-TL., gelecek aktif dönem: 8.082,32-TL., gelecek pasif dönem: 0-TL. olmak üzere toplam tazminat tutarının 13.447,22-TL. olarak hesaplandığı, sonuç olarak davacı anne …’in talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminat tutarının 13.447,22-TL. olabileceği şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Aktüer bilirkişi raporu 31/05/2019 tarihinde dosyaya sunulmuş, duruşma gününün yakın olması nedeniyle tebligatlar yetişmeyeceğinden rapor taraflara tebliğe çıkarılmamış, 13/06/2019 tarihli duruşmada hazır olan davacı vekiline rapordan bir suret tebliğ yerine geçmek üzere duruşmada elden verilmiştir. Aynı celsede bilirkişi raporunun davalılara tebliği ile taraflara tebliğden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde varsa rapora karşı yazılı beyanlarını sunmak üzere kesin mehil verilmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili, 25/06/2019 tarihinde dosyaya sunduğu talep artırım dilekçesi ile; dava dilekçesinde 7.500,00-TL. olarak talep ettikleri maddi tazminat miktarını alınan hesap raporu doğrultusunda 5.947,22-TL. artırarak 13.447,22-TL.’ye yükseltmiştir. Davalılardan … Taşıt Bürosu vekili, 01/07/2019 tarihli dilekçesi ile aktüer bilirkişi raporuna itiraz etmiş, aynı zamanda davacının ıslahına karşı da cevap dilekçesi sunmuştur. İhbar olunan …A.Ş. tarafından beyan dilekçesi sunularak, dosya davacısı …’e şirketlerince …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasında açılan davada 21.180,00-TL. ödeme yapıldığını bildirerek, buna ilişkin ibraname ile kararı sunmuştur.
Sonrasında mahkememizce …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dava dosyası aslı celbedilerek incelenmiştir. Anılan dosyanın incelenmesinde; dosya davacısının …, davalılarının ise Anadolu Sigorta A.Ş., … ve … Motorlu Araçlar Tic. ve San. A.Ş. olduğu, dava konusunun tazminat olduğu, dosyanın 07/02/2017 tarihinde karara çıktığı ve mahkemece verilen kararın 31/05/2019 tarihinde kesinleşmiş olduğu görülmüştür.
Davacı vekili 13/07/2020 tarihli duruşmada: huzurdaki davadaki taleplerinin yabancı plakalı aracın kusuru oranında ölenin desteğinden yoksun kalan davacı anneye ödenmesi gereken maddi tazminata ilişkin olduğunu, dosyada alınan bilirkişi raporunda da bu yönde hesaplama yapıldığını, davadaki ıslahlarının bu yönde olduğunu, dosyanın tekemmül ettiğini belirterek davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
…. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından mahkememizce yazılan müzekkere cevap verilmiş, cevabi yazı ekinde bu mahkemelerine ait … Esas sayılı dosyada verilen 07/02/2017 tarihli 2017/125 K. sayılı gerekçeli kararın ve buna ilişkin kesinleşme şerhinin gönderildiği anlaşılmıştır.
Eldeki dava; davalılardan …’ın sürücüsü, diğer davalı … Taşıt Bürosu’nun ise “Yeşil Kart” sigortacısı olduğu … (yabancı) plakalı aracın 01/08/2010 tarihinde karıştığı ölümlü ve yaralanmalı trafik kazasında ölen …’in annesi … tarafından açılmış destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
En basit tanımıyla “Yeşil Kart; yeşil kart sistemine üye ülkelerde geçerli olmak üzere düzenlenen, Uluslararası Motorlu Taşıt Sigorta kartıdır. Trafik sigortasının eki niteliğinde olan yeşil kart, kazanın meydana geldiği ülkede yapılması zorunlu olan Motorlu Taşıt Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına (Trafik Sigortası) eşdeğer bir belgedir.
Ülkemizde ilk olarak 1 Ocak 1953 tarihinde başlayan Yeşil Kart Sistemi’nin (Uluslararası Motorlu Taşıt Sigortası) amacı, araç kullanıcılarının seyahat ettikleri ülkelerde karşılaşmaları muhtemel zararlara karşı önlem almaktır. Şöyle ki; karayollarını kullanan motorlu araçların karşı tarafa verdikleri hasarı güvence altına almak için sigorta poliçelerinin uluslararası geçerliliğinin olması gerekir. Yeşil kart da uluslararası geçerliliği olan bir sigorta sistemidir. Yabancı plakalı araçların Türkiye’de karıştıkları kazalarda, şayet geçerli bir yeşil kart sigortaları vars ise bunların sigorta yaptırmalarına gerek olmaksızın araçlarının neden olacağı zararlar karşılanacaktır. Bir başka deyişle, yeşil kart poliçesi; o ülkede düzenlenmiş zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi gibi kabul edilecektir. Buna göre yeşil kart sigortası, anlaşmaya dahil yabancı ülkelerin zorunlu mali sorumluluk sigortalarını bir araya getiren üniform ve beynelminel bir sigorta poliçesi olarak tanımlanmaktadır.
Ülkemizin de üyesi bulunduğu Avrupa Konseyi mensuplarının 20 Nisan 1959 tarihinde imzaladıkları “Beynelminel Mecburi Mesuliyet Sigortasına Dair Avrupa Sözleşmesi” gereğince ülkemizde de tüzel kişiliği haiz … Taşıt Bürosu kurulmuş olup, yeşil kart sistemi uygulanmaktadır. Buna göre, … Bürosu’nun, yabancı plakalı araçların Türkiye’de karıştığı kazalarda zararların karşılanması sorumluluğu araçların yeşil kart sigortası olması halinde, kaza tarihindeki Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası limitleri ile sınırlıdır. Bir başka deyişle, yeşil kart poliçesi o ülkede düzenlenmiş ZMSS poliçesi gibi kabul edilecektir.
… Taşıt Bürosu’nun Çalışma Esas ve Usulleri Hakkındaki Yönetmelik’in “Büronun Amacı” başlıklı 5. maddesine göre; yurt dışında sigortalanmış bulunan ve geçerli olan sigorta sertifikası taşıyan motorlu kara taşıt araçları sahipleri veya sürücüleri tarafından Türkiye’de sebebiyet verilmiş hasarların, doğrudan doğruya idare ve ödenmesi hususundaki işlemleri yapmak, büronun amaçları arasında sayılmıştır. Bu nedenle yabancı plakalı araçların Türkiye’de karıştıkları kazalarda, şayet geçerli bir yeşil kart sigortaları varsa, bunların sigorta yaptırmalarına gerek olmaksızın araçlarının neden olacağı zararlar karşılanacaktır. Türkiye’de yeşil kart uygulamasını yürüten kurum; … Bürosu’dur. Yeşil Kart Sigortası olarak düzenlenen poliçeler, bu büro adına düzenlenir. Yaşanan kazalar sonrası hasar tazminatını karşılamak, … Bürosu’nun sorumluluğundadır.
Somut olayda, davacının desteği …’in idaresindeki … (yabancı) plakalı araç, kaza tarihi olan 01/08/2010 tarihini kapsayacak şekilde ülkemizde de geçerli olan uluslararası sigorta poliçesi ile sigortalı olup, davacının desteğinin 01/08/2010 tarihinde meydana gelen çift taraflı kazada öldüğü dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
6098 sayılı TBK’nun 53/3 maddesinde “…ölenin desteğinden yoksun kalan kişiler…” ifadesi kullanılmak suretiyle ölenin “destek” olması zarureti ortaya konulmuştur. Destek, başkasının geçimini kısmen veya tamamen, sürekli ve düzenli olarak sağlayan veya ona ileride bakması kuvvetle muhtemel olan kişidir. Destekten yoksun kalma tazminatı ise ölümün sonucu olarak ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek, yaşamının, desteğinin ölümünden önceki düzeyinde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde ve kendine özgü bir tazminat biçimidir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06/03/1978 tarihli ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde; “…destekten yoksun kalma tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının, desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu…” hususu açıkça vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun yerleşmiş kararlarında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatı ile güdülen amaç; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25/05/1984 tarihli ve 1984/9-301 E., 1984/619 K. sayılı kararında da belirtildiği gibi; destek yaşamış olsaydı, yardım ettiği kimseye yapabileceği yardım tutarını sağlamaktır.
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. TBK 53/3 maddesine göre destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir.
Dosyaya sunulan akktüer bilirkişi raporu incelenip denetlenmiş, raporun toplanan delillere, dosya kapsamına uygun olduğu, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğu saptanarak mahkememizce de benimsenmiştir.
İddia, savunma, dosyada toplanan deliller, aynı kaza ile ilgili olarak … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasında alınan 21/04/2014 tarihli kusur raporu, aktüer bilirkişi tarafından tanzim edilen 30/05/2019 tarihli hesap raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 01/08/2010 tarihinde meydana gelen ölümlü ve yaralanmalı trafik kazası neticesinde davacının desteği olan …’in vefat ettiği, kazanın meydana gelmesinde … plakalı aracın dava dışı sürücüsü …’in %75 oranında, … plakalı araç sürücüsü davalı …’ın %25 oranında kusurlu oldukları, davalılardan …’ın … plakalı aracın sürücüsü olarak, diğer davalı … Bürosu’nun ise … plakalı aracın “Yeşil Kart” sigortacısı olarak kaza nedeniyle oluşan maddi zararlardan sorumlu oldukları, davacı annenin kazada ölen oğlu …’in desteğinden yoksun kaldığı, Yüksek Mahkeme uygulamaları çerçevesinde davacı annenin oğlunun vefat ettiği trafik kazası sonucu destekten yoksun kalma tazminatı talepli davada haklı olduğu, aktüer bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya göre 01/08/2010 tarihinde meydana gelen kaza sonucu müteveffa …’in ölümü nedeni ile desteğinden yoksun kalan davacı annenin davalılardan talep edebileceği destek zararının 13.447,22-TL. olduğu, davalılardan … Bürosu yönünden temerrüt tarihinin dava tarihi, diğer davalı sürücü … yönünden ise kaza tarihi olduğu, davacı tarafın dava dilekçesinde yasal faiz talep ettiği hususu da dikkate alındığında hükmolunan tazminata yasal faiz yürütülmesi gerektiği kanaatine varılarak davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; 13.447,22-TL. destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 07/01/2016 tarihinden itibaren, diğer davalı … yönünden ise kaza tarihi olan 01/08/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 918,58-TL karar ve ilam harcından, 50,20-TL. peşin harç + ıslah harcının mahsubu ile kalan 868,38-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Maliye’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan toplam 1.108,56-TL. (29,20-TL başvuru harcı, 50,20-TL peşin harç + ıslah harcı, 4,30-TL vekalet harcı, 750,00 TL bilirkişi ücreti, 274,86-TL posta masrafı) yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.080,00-TL. vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır