Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/534 E. 2019/893 K. 18.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR NO : 2019/893

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 23/08/2011
KARAR TARİHİ : 18/11/2019

Mahkememizden (kapatılan İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin ) verilen … Esas … Karar sayılı kararı Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 2014/2268 Esas ve 2014/7987 Karar sayılı ilam ile bozulmasına karar verilmiş, davalı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuş, Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 2015/3656 Esas ve 2017/1355 Karar sayılı ilamı ile karar düzeltme isteminin reddine karar verildiği anlaşılmakla, dava yeniden mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılan tarafları, konusu, esas ve karar numarası yazılı mahkememiz dosyasının yapıp bitirilen açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalının 14.04.2010 tarihinde ,… Alışveriş Merkezindeki… Müzesinin 22 Nisan 2010 tarihindeki açılış kokteyl ile 23 Nisan 2010 tarihindeki … konser organizasyonunun kapsayacak şekilde 2 hususta anlaşarak bir Organizasyon Hizmet Sözleşmesi imzaladığını, müvekkili ile davalı arasındaki tek ticari ilişkinin de bu olduğunu, sözleşmedeki hükümler uyarınca; damga vergisi tutarı olan 618,75TL davalınıın ödemlerinden mahsup edilerek 14.05.2010 tarihli ve 32,450-TL bedelli çek ,20.05.2010 tarihli ve 31.831,25-TL bedelli çek ( çek bedeli beklenirken anılan damga vergisi düşülmüştür.) 15.06.2010 tarihli ve 32,450-TL bedelli çek, 21.06.2010 tarihli ve 32.450TL bedelli olan 4 adet çekin davalıya teslim edildiğini ve ayrıca 15.04.2010 tarihinde davalının banka hesabına 64,900TL transfer edildiğini, sözleşmenin imzalanmasını müteakip; gerek dünya basını gerekse ülkemiz gündeminde yerini alan ve etkisini gösteren beklenmedik yanardağ patlaması nedeniyle Avrupa’da günlerce uçak seferleri iptal olduğu veya gecikme yapılabildiğini, İzlanda’da meydana gelen olan iş bu doğal afetin; volkan faaliyetlerine devam ediyor olması ve yeni patlamalara gebe olmasının bilim adamlarınca açıklanması nedeniyle 23 Nisan 2010 tarihli konser için gelecek olan sanatçı … ‘in başkenti …’ dan kalkabilse de diğer bazı ekip üyelerinin uçakları İskandinavya’nın farlı bölgelerinden kalkamadığını, diğer bir deyişle İzlanda ‘da patlayan yanardağadan yayılan kül bulutları Avrupa ‘da hava ulaşımını durdurarak bir çok havalimanının kapısına geçicide olsa kilit vurduğunu, iptal edilen uçak seerlerinin firmalara günlük maliyetinin 200 milyon dolar civarında olarak belirlendiğini, İzlanda’nın en büyük beşinci buzuluna yakın yanardağın patlaması sonucu oluşan kül bulutu ilk olarak Kuzey Avrupa’ya yayıldığını, doğuya ve güneye doğru ilerleyen kül bulutlarının kısa sürede Avrupa’yı kapladığını, Kuzey ve Batı Avrupa’da hava sahalarının büyük bölümü kapalı kalırken , hava trafiği yetkilileri on binlerce uçuşun iptal edildiğini duyurduklarını, Avrupa ve dünya çapında yüz binlerce yolcunun durumdan etkilendiğinin kayıt altına alındığını, bu doğal afet üzerine, hemen davalı şriket ile telefon görüşmeleri ve elektronik ortamda mailleşmeler yapıldığını, Sözleşmelerde öngörülmüş 23.04.2010 tarihli konser organizasyonunun… ve ekibinin gelmemesi nedeniyle yapılamaycağını, fakat 22.04.2010 tarihli açılış kokteyl konusunda herhangi bir sıkıntı olmadığını, planlanan şekliyle ilerleyeceğinin, 20.04.2010 tarihinde fax yoluyla ve ardından yazılı olarak davalı şirket yetkililerine teslim edilmek suretiyle bildirildiğini, aynı süreçte müvekkili şirketin bu bildirime istinaden PM Organizasyon Facebook sayfasında “yanardağ patlaması nedeniyle”… ve ekibi tarafından verilecek konserin 20.04.2010 tarihinde iptal edildiğini, bu iptal doğrultusunda davalı şirketçe konser alanına 23 Nisan 2010 tarihli konser organizasyonu için herhangi bir malzeme getirilmediğini, konserin yanardağ patlaması sonucu oluşan kül bulutlarından mütevellit iptal edildiği 20.04.2010 tarihinde … Ajansı da dahil olmak üzere çeşitli mercilerde duyurulduğunu, 23.04.2010 tarihinde düzenlenecek konser organizasyonunun mücbir sebep nedeniyle düzenlenemediğini beyanla; öncelikle 14.05.2010 tarihli 32.450TL , 20.05.2010 tarihli 31.831,25TL ,15.06.2010 tarihli 32.450TL, ve 21.06.2010 tarihli 32,450TL ‘lik şirket çeklerinden dolayı müvekkili şirketin daha fazla mağdur olmaması için İİK.72 maddesi gereğince ihtiyati tedbir konulmasını, müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespiti ile davalıya yapılan ödemeden 22 Nisan 2010 tarihli açılış kokteyli bedeli olan KDV dahil 34.380,48TL düşüldükten sonra geriye kalan ödemenin istirdatını , İİK.72/5 göre %40 ‘dan aşağı olmamak üzere davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında yapılan 14.04.2010 tarihli “Organizasyon Hizmet Sözleşmesi” hükümlerine göre 22 ve 23 Nisan 2010 tarihinde Forum Alışveriş Merkezi- Bayrampaşa- İstanbul adresinde iki farklı organizasyon yapılmasının kararlaştırıldığını, bu organizasyonlardan birinin 22 Nisan 2010 tarihli …Müzesi Açılışı organizasyonu, diğerinin ise 23 Nisan 2010 tarihli… konser organizasyonu olduğunu, dava konusu uyuşmazlıkta mücbir sebep teşkil edecek hiçbir sebep olmadığını, konser verecek sanatçının getirtilmesi yükümlülüğünün davalı şirkette olduğunu, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre konser organizasyonu görevi müvekkili şirkete ait iken, konseri verecek sanatçı…’ın getirilmesi yükümlülüğünün davacı şirket üzerinde olduğunu, dolayısıyla ihlal ettiği hiçbir edim olmadığını, davacı taraf yanardağ patlamasını mücbir sebep olarak ileri sürmesine rağmen, sözleşmenin imzalandığı 14.04.2010 tarihinden çok önce yanardağ patlamasının meydana geldiğini ve etkilerini görülmeye başladığı; İzlanda ‘daki yanardağın 20 Mart 2010 tarihinde duman püskürtmeye ve etkilerinin çok önceden görülmeye başlandığını, davacı taraf buna rağmen sanatçıyı Türkiye’ye getirmeyi üstlendiğini, Türkiye’de sadece konser alanındaki faaliyetleri müvekkilinin üstlendiğini, davacı taraf bunu bilerek yanardağ patlamasından çok sonraki bir tarihte müvekkiliyle sözleşme yaptığını, mücbir sebep şartlarının olmadığını, hukukta mücbir sebebin şartlarınn kati şartlara bağlandığını, bir olayın mücbir sebep olarak kabul edilmesi için ileri sürülen olayın taraflardan birisinden kaynaklanmamasının (harici unsuru) kaçınılmaz olması ve öngörülememesi gerektiğini, 18 Nisan 2010 tarihinden itibaren uçak seferlerinin de yapılmaya başlandığını, konser verecek olan sanatçının geleceği uçağı THY TK 1752 sefer sayılı uçağın 22.04.2010 tairhinde … seferini yaptığını, davacı şirketin müvekkili şrikete göndermiş olduğu 21 Nisan 2010 yazıda ,27 Nisan 2010 tarihli yazılarda ve 4 Mayıs 2010 tarihli …Noterliğinden keşide edilen ihtarnamlarde taraflar arasındaki sözleşmenin 5.2.maddesine atıfta bulunduğunu, sözleşmenin 5.2. Maddesine göre “sözleşme imzalandıktan sonra organizasyon mücbir sebepler dışında ( yangın ,su baskını, deprem , savaş hali ,fırtına vs. kanunlarda sayılan diğer haller ) herhangi bir sebepten iptal edilmesi veya ertelenmesi durumunda PM Org. Yaptığı belgeli masraflarını, bu masrafların %10 ‘u üzerinden belirlenecek hizmet bedelini ve alt yüklenicilere yapılan avans ödemelerini düşerek bakiye miktarını orrganizasyon sabihine iade edecektir. ” Sözleşmenin 5.2. Addesi mücbir sebep dışındaki sebeplerden dolayı konseri n iptal edilmesi halini düzenlediğini,davacı tarafın iddia ettiği gibi mücbir sebebi düzenlenmediğini, müvekkil şirketin…Noterliği’nin 20 Nisan 2010 tarih ve…yevmiye nolu ihtarnamesi ile sözleşmenin ifasına yönelik hazırlıklarını tamamlama aşamasına geldiğini bildirdiği ; bu organizasyonun ifasına karşı taraftan kayanaklan herhangi bir sorun olursa sözleşmenin 5.2. Maddesine göre gerekli uygulamanın yapılacağını ve her türlü zarar ziyanını talep edeceğini davacı şirkete bildirdiğini, bu ihtarnamenin davacı şirkete gönderilmesinden sonra şirket tarafından herhangi bir itiraz olmadığı ve müvekkilinin , sözleşmenin ifasına yönelik tüm edimlerini eksiksiz şekilde yerine getirdiğini, müvekkil şirketin …Noterliği’nin 30 Nisan 2010 Tarih ,… yevmiye no lu ihtarnamesi ile davacı tarafa da bildirilen hazırlıklar ve masrafları yaptığını, fakat davacı taraf müvekkil şirketten kaynaklanmayan ,davacı tarafın organizasyon eksiğinden kaynaklanan sebeplerden dolayı organizasyona sanatçıların katılmamasını gerekçe göstererek bunun sonuçlarından müvekkilini sorumlu tutmaya çalıştığını, müvekkilinin bu işin organizasyonu için toplam 157.221,67TL masraf yaptığını, bu bedelin %10 ‘u olan 15.722,00TL himzet bedeli alacağı doğduğunu, müvekkili şirketin davacı şirketten masraf alacağı 157.221,67TL +%10 hizmet alacağı 15.722,00TL olmak üzere toplam 172.943,67TL alacağınını doğduğunu beyanla tamamen haksız olan davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Dava davacı tarafın borçlu olmadığının tespiti ve istirdat talebi davasıdır.
Dosya bilirkişilere verilmiş olup, Taraflarca sunulan defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yapmışlar, raporlarında ” bilirkişi görev tanımı çerçevesinde taraflarca sunulan ticari defter kayıtları ve dava dosyası üzerinde yapılan incelemeler sonunda;
1- Taraflar arasında davanın mücbir sebep şartlarına dayandığından sözleşmenin ifasının imkansız hale gelmesi nedeniyle sözleşme gereği davacının yaptığı ödemeleri davalıdan geri alması gereklidir. Davalı şirket kendi kayıtlarına göre 194,081,25TL tutarında alacaklı görünmektedir.
2- davacı şirket delilleri arasında dava dosyasına sunulan yazılarda belirtildiği üzere 22 Nisan Organizasyonu dökümü uyarınca KDV dahil toplam 34.380,48TL tutarındaki harcamaların davacı şirket kabulünde bulunduğu görülmektedir.
3- fatura konusu harcamalar çerçevesinde davalı şirketce 22 ve 23 Nisan günlerindeki organizasyonla ilgili gerçekleştirildiği belirtilen harcamaların toplam bedeli talep edilmekle, ancak kayıtlarda yer alan dava konusu harcamaların her iki güne ait organizasyon ile ilgili bulunduğu ve günler itibariyle ayrım yapılmadığı görülmektedir.
4- Bir çok faturanın organizasyon günlerinde gerçekleşecek hizmet sunumlarına ilişkin bulunduğu ayrıca fatura içeriği malzeme ve hizmetin nitelikleri de dikkate alındığında , bu malzeme hizmetlerin dava konusu sözleşme kapsamında teknik yönden uzman analizi ve değerlendirilmesine muhtaç bulunduğu, yolunda oluşan görüşümüz sayın mahkemenin taktirindedir. “demişlerdir.
Tüm dosya kapsamı ve itibar edilen bilirkişi raporu değerlendirildiğinde 14.04.2010 tarihinde 22 Nisan 2010 tarihindeki açılış kokteyli ve 23 Nisan 2010 tarihinde… konser organizasyonunu kapsayacak şekilde 2 hususta anlaşma yapılmıştır. İkinci patlama ise 15.04.2010 tarihinde olması üzerine ortaya çıkan kül ve toz bulutu nedeniyle Avrupa ‘da birçok ülkede uçakların uçuşu iptal edilmiştir.
Kanımızca bu olay, hukuki anlamda bir mücbir sebep sayılmaktadır. Mücbir sebebin var olması şartlar yanardağ patlamasında mevcuttur. Bir olayın hukuken mücbir sebep sayılması için borçlunun borcu ihlal etmesine mutlak olarak kaçınılmaz şekilde sebep olan harici bir olayın varlığı aranmaktadır. Davacı şirketin ikinci yanardağ patlamasını öngörmesi mümkün değildir. Konser verilmesi için sanatçı …’ın getirilmesi mümkün olsa da sanatçıya eşlik edecek olan Frika dans topluluğu nun gelememesi nedeniyle konser Türkiye’de iptal edilmiştir. Davacı şirket , 21/04/2010 tarihli yazısıyla ikinci patlamadan sonra davalıya konserin iptal edileceğini bildirmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin ilgili hükmü m.5.2.) sözleşme imzalandıktan sonra organizasyonun mücbir sebepler dışında ( yangın , su baskını , deprem ,savaş hali, fırtına vs. kanunlarda sayılan diğer haller ) herhangi bir sebepten iptal edilmesi veya ertelenmesi durumunda PM Org. yaptığı belgeli masraflarını , bu masrafların %10 ‘u üzerinden belirlenecek hizmet bedelini ve alt yüklenicilere yapılan avans ödemelerini düşerek bakiye miktarını organizasyon sahibine iade edecektir.” Bu hüküm gereği sözleşme gereği aldığı çekleri ve ödenen fazla miktarı iade etmesi gerekmektedir. THY TK 1752 sefer sayılı uçağın yanardağ patlamasından 22/04/2010 tarihinde sefer yapmış olması yaşanan bu olayın mücbir sebep olduğu gerçeğini değiştiremez. Ayrıca davalı taraf da 23.04.2010 tarihli organizasyonun gerçekleşmeyeceğini kabul etmiştir. Bu olayda mücbir sebep nedeniyle sözleşmenin ifası imkansız hale gelmiştir. Madde 117 hükme göre borçluya isnat edilmeyen haller nedeniyle borcun ifası mümkün olmazsa borç sakıt olur. Borçlunun sorumlu olmadığı sonraki imkansızlığın unsurları şunlardır : borçlanılan edim sonradan objektif olarak imkansız hale gelmelidir. Borçlu bu imkansızlıktan sorumlu olmamalıdır. Tam iki tarafa borç yükleyen sözleşme ifa imkansızlığı durumunda borcundan kurtulan borlu kendisine henüz ifa edilmemiş olun karşı edimi isteme hakkından yoksun kalır. Borçlu karşı edimi daha önce elde etmişse sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre alacaklıya iade etmekle yükümlüdür. Davalı, konser ilgili bütün hazırlıkları 20 Nisan 2010 tarihinde tamamlamış olduğunu iddia ederken , davacı ise konser için herhangi bir malzeme getirmemiş olduğunu iddia etmektedir. Kanımızca 21.04.2010 tarihinde davalı şirketin kendisine gönderilen bildirim yazısından konserin iptal edileceğini bildiği açıkça ortadadır. Sözleşmenin konusu iki organizasyon olup 22 Nisan 2010 ve 23 Nisan 2010 tarihli organizasyonlardır. Bunlardan 23 Nisanla ilgili olan iptal edilmiştir. Davacı şirketin davalı şirkete 22 Nisan 2010 tarihli organizasyonun harcama bedelini ödediği 27.04.2010 tarihinde davalıya gönderdiği yazıdan anlaşılmaktadır. Davacı şirket 22 Nisan 2010 tarihli açılış için 29.136T1+KDV tutarı kabul ettiğini , bunun için davalıdan fatura göndermelerini istediğini, önceden davalıya gönderilen 64.900TL lik ödemeden bu kısım indiğinde geriye kalan 31.519,52TL lik farkın ve verilmiş 4 adet çekin iadesini istemiştir. Davalı vekili 14.09.2010 tarihli dilekçesinde fatura dökümlerini sunmuştur.
Davalının mücbir sebep nedeniyle bir kusurunun olmadığına ve dava konusu masrafların davacıya iade edilmesinin hakkaniyete aykırı olacağından davanın reddine karar verilmiş olduğu görülmüştür.
Davacı vekilinin temyizi üzerine dosya Yargıtay’a gönderilmiş ve Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2014/2268 Esas ve 2014/7987 Karar sayılı ilam ile bozulmasına karar verilmiş, davalı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuş, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2015/3656 Esas ve 2017/1355 Karar sayılı ilamı ile karar düzeltme isteminin ” Davacı vekili, taraflar arasında 22.04.2010 tarihinde … Müzesinin Açılış Kokteyli ile 23.04.2010 tarihinde… konseri organizasyonlarını konu alan 14.04.2010 tarihli bir hizmet sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme kapsamında müvekkilince davalı şirkete toplam 129.181,25 TL bedelli 4 adet çek verildiğini ve ayrıca 15.04.2010 tarihinde davalının banka hesabına 64.900,00 TL transfer edildiğini, o tarihlerde İzlanda’da meydana gelen ve tüm Avrupa hava ulaşımını etkisi altına alan yanardağ patlaması nedeniyle sanatçı ve ekibi getirilemediğinden 23.04.2010 tarihli konserin iptal edildiğini, bu durumun konser tarihinden önce davalıya bildirildiğini ve davalı şirketçe bu nedenle konser alanına herhangi bir malzeme getirilmediğini, meydana gelen yanardağ patlamasının mücbir sebep niteliğinde olduğunu, mücbir sebep olarak nitelendirilmese dahi sözleşmenin 5.2 maddesi gereği, davalının yaptığı belgeli masraflarını, bu masrafların %10 üzerinden belirlenecek hizmet bedelini ve alt yüklenicilere yapılan avans ödemelerini düşerek bakiye bedeli organizasyon sahibi müvekkiline iade etmesi gerektiğini, 22.04.2010 tarihli açılış kokteyli organizasyonu ücreti bedeli olan 34.380,38 TL mahsup edilerek, bakiye miktar ile 4 adet çekin müvekkiline iadesi için gönderilen ihtara davalının olumsuz cevap verdiğini ileri sürerek, müvekkilinin 4 adet çekten dolayı borçlu bulunmadığının tespiti ile davalıya yapılan ödemeden 22.04.2010 tarihli açılış kokteyli organizasyonu bedeli olan KDV dahil 34.380,38 TL düşüldükten sonra kalan 30.519,52 TL’nin istirdadını ve İİK’nın 72/5. maddesi uyarınca %40 tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sözleşmenin imzalandığı tarihte yanardağ patlaması ve etkileri biliniyor olduğundan bu olayın mücbir sebep olarak nitelendirilemeyeceğini, davacının buna rağmen sanatçıyı Türkiye’ye getirmeyi üstlendiğini, 22.04.2010 tarihinde sanatçının geleceği uçağın Türkiye seferini yaptığını, organizasyonun ifasına yönelik tüm hazırlıklarını tamamlayan müvekkilinin, 157.221,67 TL masraf yaptığını ve sözleşmenin 5.2 maddesi uyarınca bu masraf ile birlikte bunun %10 hizmet bedeli olmak üzere toplam 172.943,67 TL tutarında davacıdan alacaklı olduğunu, davacı tarafından yapılan çek ve nakit ödemesinden bu miktar düşüldükten sonra kalan 21.137,33 TL’yi iade etmeye hazır olduklarının davacıya bildirildiğini, ancak davacının bu teklifi kabul etmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki sözleşmenin açılış kokteyli ve… konseri organizasyonu olmak üzere iki hizmeti konu aldığı, 15.04.2010 tarihinde İzlanda’da meydana gelen ve tüm havayolu ulaşımını etkileyen yanardağ patlaması nedeniyle sanatçının ve ekibinin Türkiye’ye konsere getirilemediği, dolayısıyla davacının sözleşmenin konser organizasyonuna ilişkin üstlendiği kısmının ifasının mücbir sebep nedeniyle imkânsız hale geldiği, bu durumda 818 sayılı BK’nın 117. maddesi uyarınca borcun sakıt olduğu, davalının konser organizasyonu için yaptığı masraflara ilişkin faturaları dosyaya ibraz ettiği, mücbir sebep nedeniyle işin ifa edilememesinde davalının bir kusuru bulunmadığından, bu masrafların davacıya iadesinin hakkaniyete aykırı olacağı gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince temyizi üzerine, Dairemizin 10.12.2014 tarih ve… E., …K. sayılı ilamıyla, temerrüde düşmeden önce mücbir nedenin gerçekleşmesiyle borcundan kurtulan ve sözleşmenin başında davalıya sözleşmenin 5.1. maddesi uyarınca verdiği paranın iadesini ve çek bedelinden dolayı borçlu olmadığının tespitini istemekte haklı olan davacının davasının 818 sayılı BK’nın 117/2. maddesine dayalı olduğu ve davalının iptal edilen konser ile ilgili ve iptalden önce olduğunu kanıtlaması koşulu ile yaptığı harcamaların onun işine yaramaması halinde, bu harcamaların mahsubu gerekeceği ve davalının savunmasında da belirtildiği üzere sadece davanın kısmen reddine neden olabileceği gözetilerek bir karar verilmesi için bozulmuştur.
Bu kez, davalı vekili, karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir. ” reddine karar verildiği ve davanın yeniden mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılmış olduğu anlaşılmıştır.
25/09/2017 tarihli celsede dosyanın daha önce alınan raporda bulunan bilirkişi heyetine konser ve organizasyon hususunda uzman bilirkişi eklenerek, Yargıtay bozma ilamında belirtildiği gibi rapor alınmasına karar verilmiş ve bilirkişiler tarafından sunulan raporda; ” Kurulumuzun ilk üç üyesi tarafından sunulu kök ve ek raporlarda yer verilen tespit ve değerlendirmeler çerçevesinde ve öz itibarıyla herhangi bir değişikliğin söz konusu olmadığı, kurulumuza bu aşamada atanan yeni uzman üye tarafından uyuşmazlık konusu faturalar üzerinde teknik yönden yapılan tespit, analiz ve değerlendirmeleri ile ulaşılan sonuçların da raporumuz içerisinde ayrıntılı olarak sunulduğu, sonuç itibarıyla, teknik yönden bu aşamada sunulan tespit, analiz ve değerlendirmelerin mahkemece benimsenmesi halinde, davacı şirketçe tahsili talep edilebilecek tutarın (194.081,25 – 172.943,67=) 21.137,58 TL ile sınırlı olabileceği” dair rapor sunmuşlardır.
12/02/2018 tarihli celsede alınan ara karar uyarınca, dosyanın aynı bilirkişi heyetine tevdi ile, özellikle ödemesi yapılan faturaların içerikleri tek tek değerlendirilerek, bir başka konser veya organizasyonda kullanılıp kullanılamayacağı da, davacı itirazları da tek tek değerlendirilmek suretiyle ek rapor sunmalarının istenilmesine karra verilmiş ve bilirkişiler tarafından sunulan ek raporda; “Davacı taraf itirazları ile fatura içeriklerinin dava konusu organizasyon ile ilgisine yönelik teknik yönden analiz ve değerlendirmelerinin yeniden ve daha ayrıntılı olarak rapor ıçesinde sunulduğu,
Teknik analiz ve değerlendirmeler çerçevesinde, davalı şirketçe sunulu faturalardan bir kısmı ile ilgili olarak, bu aşamada raporumuz içerisinde yapılan düşümler ile birlikte, davacı itirazlarında belirtilen 15.722,00 TL’lik hizmet bedelinin de masraflar toplamından düşüldüğü,
Davacı taraf itirazlarında, davalı şirketin masraf toplamının hesabında fiilen ödeme tutarlarının dikkate alınması yönündeki itirazları bilirkişi kurulumuzca benimsenmemekle birlikte, takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere davacı şirketçe talep edilebilecek alacak tutarının, işbu ek raporumuz içerisinde iki seçenek halinde hesaplandığı,
Birinci seçenekte; teknik yönden dava konusu organizasyon ile ilgili bulunduğu değerlendirilen masraf tutarlarından, kayıtlara yansıyan faturalar karşılığında ilgili alacaklı firmalara borçlanılmış durumdaki tutarların talep edilebileceği yönündeki görüşümüzün Sayın Mahkemece de benimsenmesi halinde, davacı şirketçe talep edilebilecek net alacak tutarının (194.081,25 – 143.271,37=) 50.809,88 TL olarak hesaplanacağı,
İkinci seçenekte; masraflar toplamında salt ödeme yapılan tutarların esas alınabileceği yönündeki davacı taraf itiraz ve iddialarının Sayın Mahkemece benimsenmesi halinde ise, davacı şirketçe talep edilebilecek tutar (194.081,25 -119.545,02=) 74.536,23 TL olarak hesaplanabileceği” dair ek rapor sunmuşlardır.
Davanın taraflar arasındaki sözleşmenin mücbir sebep nedeniyle ifasının imkansız hale gelmesi nedeniyle davacının yaptığı ödemelerin davalıdan tahsiline ilişkin olduğu, mahkememizin önceki yargılamasında davanın reddedildiği, Yargıtay ilamında davacının davasının 818 sayılı BK’nın 117/2. maddesine dayalı olduğu ve davalının iptal edilen konser ile ilgili ve iptalden önce olduğunu kanıtlaması koşulu ile yaptığı harcamaların onun işine yaramaması halinde, bu harcamaların mahsubu gerekeceği ve davalının savunmasında da belirtildiği üzere sadece davanın kısmen reddine neden olabileceği gözetilerek bir karar verilmesi için bozulmuştur. denilerek kararın bozularak mahkememize gönderildiği, uyulan Yargıtay ilamına göre mahkememizce yeniden yapılan yargılamada tüm dosya kapsamınca ve yukarıda açıklanan gerekçeli ve denetlenebilir bilirkişi raporunca davaya konu ödeme dekontları ve faturaların davalı tarafça dosya içerisine sunulduğu, bahse konu organizasyon için tarafların fatura bedelleri üzerinde mutabık kaldıkları her ne kadar ödeme dekontlarında rakam farklı ise de davalının dava dışı şirketler ile başka ticari ilişkilerinin de olduğu ve bu sebeple farklı tutarda ödemelerin yapılmış olduğunun defter incelemesinde ortaya çıktığı bu sebeple iki seçenek halinde hazırlanan raporun birinci seçeneğine göre kayıtlara yansıyan fatura karşılığında davalının alacaklı firmalara borçlanmış olduğu ve borçlanılmış durumdaki tutarların talep edilebileceği anlaşılarak davanın kısmen kabulü ile hesaplanan 50.809,88TL alacak tutarının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüne,
50.809,88 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca kabul edilen dava değeri üzerinden alınması gerekli 3.470,82 TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 2.371,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.099,22 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 2.371,60 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 17,15 TL başvuru harcı, 2,75 TL vekalet harcı ve 2.575,50 TL tebligat/posta/bilirkişi gideri olmak üzere toplam 2.595,40 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak hesap olunan 825,74 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan 90,00 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak hesap olunan 61,36 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 5.939,09 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 11.461,27 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, dava dosyasının daha önce Yargıtay denetiminden geçmiş olmasından dolayı Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.