Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/516 E. 2018/958 K. 04.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/516 Esas
KARAR NO : 2018/958
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/05/2017
KARAR TARİHİ : 04/10/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki neticesinde faturaya dayalı cari hesap alacağının davalı tarafça ödenmemesi üzerine başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı takip dosyasına itiraz edildiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle itirazın iptaline, davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şahıs firmasının müvekkili şirket ile herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığını, taraflar arasındaki tek ilişkinin … Belediyesinde taahhüt işi yapmış olduklarını, davacının husumeti Avcılar Belediyesine yöneltmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Takibin başlatıldığı, İstanbul… İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası getirtilmiş, yapılan incelemede; davacı tarafça davalı borçlu hakkında davaya dayanak fatura bedelinin ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük yasal süre içerisinde davalı borçlunun vaki itirazı üzerine takibin durduğu ve yasal 1 yıllık süre içerisinde davacı tarafça, itirazın bertarafına yönelik dilekçede ileri sürülen nedenlerle eldeki davanın açıldığı görülmüştür.
Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili için davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf, … Belediyesine yapılan iş karşılığı düzenlenen takip dayanağı fatura bedelinin tahsilini istemiş; davalı taraf aradaki ticari ilişkiyi kabul etmemiştir.
Kural olarak, taraflar arasında varlığı ileri sürülen borç doğurucu hukuki ilişki, zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Hukuki ilişkinin kurulması için yazılı şekil şartı yok ise de davalı tarafından hukuki ilişki inkâr edildiği takdirde yazılı delille ispata ilişkin kuralların gözetilmesi gerekir. 6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibin beşyüz Türk lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibin beşyüz Türk lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan,yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ikrar, yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir. Tüm bu delillerle de sözleşme ilişkisi ispatlanmış değilse HMK 200. maddedeki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir. Açık muvafakat olmazsa tanıkla sözleşme ilişkisi ispatlanamaz. Bunun da istisnası olan HMK 202. maddeye göre senetle ispat zorunluluğu bulunan hâllerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir. Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir.
Somut olayda, davacı fatura bedelinin ödenmediğinden bahisle icra takibi başlatmış ve itiraz üzerine de dava açmış olup, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı gibi diğer kesin delillerle de akdî ilişki ispatlanamamıştır. Alacak miktarına göre akdî ilişkinin tanıkla ispatlanması mümkün olmadığı gibi davalının açık rızası ve delil başlangıcı niteliğinde belge de bulunmadığından tanık beyanlarına dayalı olarak akdî ilişkinin varlığı ispatlanamaz. Davacı iddiasını, müddeabihin miktarına göre 6100 sayılı HMK’nın 200. maddesi hükmü gereği senetle ispat etmek zorundadır. Alınan 14/08/2018 tarihli bilirkişi raporunda davacının kendi defterlerine göre alacaklı olduğu tespit edilmiş ise de; davacı alacağının sadece kendi defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı defterlerinde takip ve dava konusu faturaya rastlanmadığı gibi faturanın davalıya tebliğine ilişkin herhangi bir kayıt da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca sadece davacı yan defterlerine kayıtlı faturaya istinaden alacaktan söz etmek mümkün değildir. Ayrıca Avcılar Belediyesi’nin 17/02/2015 tarihli yazısı da davalı tarafa borç yükleyemeyeceği gibi taraflar arasındaki ticari ilişkiyi kanıtlaması için yasal olarak delil kabul edilemez. Açıklanan nedenlerle davacının davasını HMK. 200 ve izleyen maddeleri hükümleri uyarınca yasal delillerle kanıtlayamadığından, davanın reddine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 259,09 TL peşin ve icraya yatan harçdan mahsubu ile bakiye 223,19 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 2.180 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan 4,60 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalı
Hakim …
¸e-imzalı
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.