Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/458 E. 2021/687 K. 27.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/458 Esas
KARAR NO:2021/687

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:07/11/2014
KARAR TARİHİ:27/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında genel kredi sözleşmesi ve opsiyon sözleşmesi bulunduğunu, opsiyon sözleşmesinin, türev işlemlerden olduğunu, davalı ile yapılan sözleşmelerde genel şartalar aykırılık bulunduğunu, davalının davacıya haber vermeden ve sonrdasında da her hangi bir onay almadan, 11/01/2013 işlem, 10/01/2014 vade tarihli 1,79 TL den 500.000,00 USD, 16/05/2013 işlem, 28/02/2014 vade tarihli 1.85, TL den 250.000,00 USD , 20/036/2013 tarih 27/06/2014 vade tarihli 2,54 TL den 250.000,00 EUOR ve 26/07/2013 tarih 27/07/2014 vade tarihli 2,56 Tl den 250.000,00 EURO bedelli 4 adet döviz opsiyon işlemi ve … … hisse senedi alımını gerçekleştirerek davacıyı zarara uğrattığını ve davalının kendisini garantiye almak içinde de 3.kişiler eliyle ve hile ile işlem tarihlerinden sonra imzalarını aldığını, bu hali ile davalının sözleşme, bankacılık ve SPK ile bu konudaki mevzuata aykırı davrandığı ve davacıya zarara uğrattığından bahisle zararın ne kadar olduğu tespit edilemeyeceğinden HMK 107 maddesi uyarınca şimdilik 10.000,00 TL üzerinden dava açıldığını ve bu paranın reeskont faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı …Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının işlemlerinin, talimatlar doğrultusu yapıldığını ve daha önce 70’e yakın işlemi bulunduğu ve bunlardan kar ettiğini ancak ayni yöntemle yapılan işlemlerden zarar olması nedeniyle bu davanın açıldığını ve davacının dürüstlük kuralına aykırı davrandığından bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı taraf delil olarak; ihtarname, ses kayıtları, işlemlere ait kayıtları, işlem formları, GKS ,rehin sözleşmesi, türev araçları alım satım , aracılık, çerçeve sözleşmesi, davalı şirket kayıtları, davacıya ait hesap hareketleri, müşteri tanıma formları, bilirkişi incelemesi, keşif , tanık ve her türlü delile dayanmıştır.
Davalı ise delil bildirmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Mahkememizden verilen 2014/1367 Esas 2015/341 Karar sayılı karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2015/12613 Esas ve 2017/489 Karar sayılı ilamı ile ” O halde davacı vekilinin talebi açıkça belirsiz alacak davası olduğundan mahkemece davanın belirsiz alacak davası olduğunun kabulü ile bu yönde inceleme ve değerlendirme yapılması gerekirken, davanın kısmi dava kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş olup, bozma ilamına uyularak devam edilen yargılamada;
Dava; … ve …. Şubesine karşı açılmış türev işlem sözleşmesinden kaynaklı alacak davasıdır.
Dosyanın teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle, ses kayıtlarının çözümü için dosya bilgisayarcı bilirkişi …’e tevdi edilmiş ve ses kayıtlarının dökümünün yapıldığı anlaşılmıştır.
11/02/2019 tarihli celsede alınan ara karar uyarınca dosya bankacı bilirkişi … ve SPK uzmanı …’a tevdi edilmiş ve bilirkişiler sunmuş oldukları raporlarında;
Davacının;11.01.2013 işlem, 10.01.2014 vade tarihli 1,79-USD/TL 500.000-USD bedelli, 16.05.2013 işlem, 28.02.2014 vade tarihli 1,85-USD/TL 250.000-USD bedelli, 20.06.2013 işlem, 27.06.2014 vade tarihli 2,54-EUR/TL 250.000-EUR bedelli ve 1/7/2013 tarihli ve 28704 sayılı ResmiGazete’de yayımlanan Yatırım Hizmetleri ve Faaliyetleri ile Yan Hizmetlere İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ (111-37.1), Md 23d. 26.07.2013 işlem, 25.07.2014 vade tarihli 2,56-EUR/TL 250.000-EUR bedelli 4-adet satış opsiyonu gerçekleştirdiğini, dosya kapsamında yer alan telefon kaydı ve çözümlemelerinin 2011 yılına ait çeşitli opsiyon işlemlerine ait olduğu, dava konusu 2013 yılına ait yukarıda yer alan opsiyon işlemlerine dair telefon kayıtlarının dosya kapsamında mevcut olmadığı görülmüş, 2011 yılına ait telefon kayıtlarının incelenmesi ile davacının opsiyon işlemlerine dair bilgisinin olduğu ve 2011 yılına dair yapılan opsiyon işlemlerinin kabulünde olduğu değerlendirilmiş olduğunu, buna karşılık 2013 yılında gerçekleştirilen yukarıda yer alan dava konusu 4-adet işleme dair işlem dekontlarının incelenmesi ile 11.01.2013 işlem, 10.01.2014 vade tarihli 1,79-USD/TL 500.000-USD bedelli işlem formunun 21.02.2013 tarihinde imzalandığı, boş olarak daha evvelden imzalanan rehin sözleşmesinin elle doldurulduğunu,16.05.2013 işlem, 28.02.2014 vade tarihli 1,85-USD/TL 250.000-USD bedeli i işlem formunun 21.05.2013 tarihinde imzalandığı, boş olarak daha evvelden imzalanan rehin sözleşmesinin elle doldurulduğunu, 20.06.2013 işlem, 27.06.2014 vade tarihli 2,54-EUR/TL 250.000-EUR bedelli işlem formunun tarihinin okunamadtğı, 20.06.2013 tarihli rehin sözleşmesinin imzalı olduğunu, 26.07.2013 işlem, 25.07.2014 vade tarihli 2,56-EUR/TL 250.000-EUR bedelliişlem formunun 29.07.2013 tarihinde imzalandığı, 26.07.2013 tarihli rehin sözleşmesinin imzalı olduğunun görüldüğünü, işlem formalarının davacı imzalı olması, 2011 yılına ait ses kayıtlarında davacının opsiyon işlemlerine dair bilgisinin olduğu ve 2011 yılına dair yapılan opsiyon işlemlerinin kabulünde olduğu değerlendirilmiş, davacının 11.01.2013 tarihinden 26.07.2013 tarihine değin işlemleri gerçekleştiriyor olmasından opsiyon İşlemlerinin bilgisi ve kabulünde olduğu, işlemlere vakıf olduğu kanaatine hasıl olduklarını, davacının tazminat talebinin gerekçesiz olduğuna dair rapor sunmuşlardır.
Mahkememizin 09/12/2019 tarihli celsesinde alınan ara karar uyarınca bilirkişi heyetine Dr. … eklenerek, davacı taraf itirazları doğrultusunda yeniden rapor alınmasına, itirazların sıra numarası altında tek tek değerlendirilmesi uyarınca rapor hazırlanmasına karar verilmiş olmakla, bilirkişiler sunmuş oldukları raporlarında; davacı vekilinin itirazlarının davacı müvekkil adına …’in talimatıyla işlem yapıldığı iddiasına dayandığı görülmekle birlikte iş bu itirazlara konu 2013 yılına ait telefon kayıtlarının mevcut olmadığı, e-mail yazışmalarının dosya kapsamında bulunmadığından olay özelinde değerlendirme yapmamız mümkün olmamakla birlikte, davacı iddiaları ve Banka eski çalışanı tanık …’nın tanık ifadesinde bahsi geçen hususun Sermaye Piyasası Kurulu mütalaasına tabi olduğu değerlendirilmekle birlikte dosya kapsamında SPK’ya ait değerlendirme raporunun bulunmadığının görülmüş olduğunu,
Davacının; 11.01.2013 işlem tarihi, 10.01.2014 vade tarihli 1,79-USD/TL 500.000-USD bedelli, 16.05.2013 işlem tarihi, 28.02.2014 vade tarihli 1,85-USD/TL 250.000-USD bedelli, 20.06.2013 işlem tarihi, 27.06.2014 vade tarihli 2,54-EUR/TL 250.000-EUR bedelli ve 26.07.2013 işlem tarihi, 25.07.2014 vade tarihli 2,56-EUR/TL 250.000-EUR bedelli 4-adet satış opsiyonu gerçekleştirdiğini, dosya kapsamında yer alan telefon kaydı ve çözümlemelerinin 2011 yılına ait çeşitli opsiyon işlemlerine ait olduğu, dava konusu 2013 yılına ait yukarıda yer alan opsiyon işlemlerine dair telefon kayıtlarının dosya kapsamında mevcut olmadığını, 2011 yılına ait telefon kayıtlarının incelenmesi ile davacının opsiyon işlemlerine dair bilgisinin olduğu ve 2011 yılına dair yapılan opsiyon İşlemlerinin kabulünde olduğu değerlendirilmiş olduğunu, buna karşılık 2013 yılında gerçekleştirilen yukarıda yer alan dava konusu 4-adet işleme dair işlem dekontlarının incelenmesi ile 11.01.2013 işlem, 10.01.2014 vade tarihli 1,79-USD/TL 500.000-USD bedelli işlem formunun 21.02.2013 tarihinde imzalandığı, boş olarak daha evvelden imzalanan rehin sözleşmesinin elle doldurulduğunu, 16.05.2013 işlem, 28.02.2014 vade tarihli 1,85-USD/TL 250.000-USD bedelli işlem formunun 21.05.2013 tarihinde imzalandığı, boş olarak daha evvelden imzalanan rehin sözleşmesinin elle doldurulduğunu, 20.06.2013 işlem, 27.06.2014 vade tarihli 2,54-EUR/TL 250.000-EUR bedelli işlem formunun tarihinin okunamadığı, 20.06.2013 tarihli rehin sözleşmesinin imzalı olduğunu, 26.07.2013 işlem, 25.07.2014 vade tarihli 2,56-EUR/TL 250.000-EUR bedelli işlem formunun 29.07.2013 tarihinde imzalandığı, 26.07.2013 tarihli rehin sözleşmesinin imzalı olduğu görülmüş, 6. Yukarıda detaylı olarak açıklandığı üzere işlem formalarının davacı imzalı olması, 2011 yılına ait ses kayıtlarında davacının opsiyon işlemlerine dair bilgisinin olduğu ve 2011 yılına dair yapdan opsiyon işlemlerinin kabulünde olduğu değerlendirilmiş, davacının 11.01.2013 tarihinden 26.07.2013 tarihine değin işlemleri gerçekleştiriyor olmasından opsiyon işlemlerinin bilgisi ve kabulünde olduğu, işlemlere vakıf olduğu kanaati hasıl olmuş, davacı iddiaları ve Banka eski çalışanı tanık …’nın tanık ifadesinde bahsi geçen hususun Sermaye Piyasası Kurulu mütalaasına tabi olduğu değerlendirilmekle birlikte dosya kapsamında SPK’ya ait değerlendirme raporunun bulunmadığını, davacının tazminat talebinin gerekçesiz olduğuna dair rapor sunmuşlardır.
Mahkememizin 28/09/2020 tarihli celsesinde alınan ara karar uyarınca, yeni bir heyetten rapor alınmasına karar verilmiş olmakla, seçilen bilirkişiler …, … ve … sunmuş oldukları raporlarında: Davalı banka ile davacı arasındaki kurulmuş olan Çerçeve Sözleşmeleri’nin ve Opsiyon Sözleşmeleri’nin, Sermaye Piyasası mevzuatına tabi olmayan tezgahüstü piyasalarda tarafların serbest iradeleri ile hukuken geçerli olarak kurulmuş olan sözleşmeler olduklarını, davalı banka ile davacı arasındaki kurulmuş olan davaya konu Opsiyon Sözleşmeleri’nin, yüksek risk barındıran, sonuçları önceden tahmin edilemeyen, talih ve tesadüfe dayalı işlemler oldukları ve müşterilerin de opsiyon işlemlerinin yüksek risk içeren, talih ve tesadüfe dayalı olan yapısının doğal ve çok sık karşılaşılan bir sonucu olarak oluşan zararı taşımakla yükümlü olduklarını, davalı bankanın, davacı arasındaki -tezgahüstü piyasalarda gerçekleştirilen ve Sermaye Piyasası mevzuatına tabi olmayan- davalara konu opsiyon işlemlerini ve hisse senedi işlemlerini yapmadan önce müşteriler ile imzaladığı Çerçeve Sözleşmeler’de bu işlemlerinin taşıdığı riskleri çok açık ve anlaşılır ifadelerle birkaç kez vurgulayarak, davacıyı bu riskler konusunda yeteri ölçüde uyardığını, sözleşme ve beyannameye ilave olarak … tarafından opsiyon işlem türlerinin ve uygulamasının anlatıldığı bir form imzalandığını, davacının, davalı banka ile imzaladıkları Çerçeve Sözleşmeler’de yer alan ve birkaç kez vurgulanan risk uyarılarını anlayabilecek kapasitede ve döviz ve sermaye piyasalarındaki önceden öngörülmesi olanaksız oynaklık ve değişkenlik konusunda bilgi sahibi olduğunu, davaya konu türev işlemlerine ilişkin olarak davalı banka ile davacılar arasındaki Çerçeve Sözleşmeleri’nin ve Opsiyon Sözleşmeleri’nde, davalı bankanın eksik veya hatalı bilgi vermediği, davalı bankanın özen yükümlülüğünü ihlal ettiğini-diğer bir ifadeyle-sözleşmelere aykırı davrandığının kabul edilemeyeceğini, davacının, daha önce yaptıkları ve kar ettikleri türev işlemlerinin hukuken geçerliliğine hiçbir itirazda bulunmayıp, elde ettikleri kârları davalı bankadan tahsil ederek -ya da zararı tazmin ederek-, davalı banka ile aralarındaki türev işlemlerin sözleşmesinin hukuken geçerli olduğunu kabul ettikten sonra, daha sonra aynı şekilde kurulan ve zarar ettikleri türev sözleşmelerinin ve işlemlerinin hukuken geçersiz olduğunu iddia etmelerinin çelişkili davranış oluşturduğu ve bu nedenle de bu iddianın hukuken korunamayacağını, davacının, davalı bankadan herhangi bir hukuki sebebe dayanarak bu zararlarının tazminini talep edemeyecekleri, türev işlemlerinin yüksek risk içeren, talih ve tesadüfe dayalı olan yapısının doğal ve çok sık karşılaşılan bir sonucu olarak üstlendikleri riskten kaynaklanan zararlarını bizzat taşımakla yükümlü olduğunu, davacının iddia ettiği şekilde, davalı tarafın hukuka aykırı şekilde ve haksız fiil niteliğinde ispatlanmış hile emare ve olgusu tespit edilemediğinden haksız fiil nedeniyle davalıdan herhangi bir talepte bulunamayacağını, davalının özen ve sadakat borcunu yerine getirmeyerek sözleşme süresince özensizlik sonucu davacının zararına sebebiyet verdiğine ilişkin somut veri bulunmadığını, aynı formda aracı kurumların yorumlarının, öneri tavsiyelerinin eksik olabileceği veya onay gerektirdiği keza objektif olmayabileceğinin bildirilmesinin yanında bu olgunun hayatın olağan akışına göre bilinen ve ispatlanmış bir vakıa olduğunu, bahsi geçen dava konusu işlemler ile ilgili davacının işlem sonuç formaları ve … … talep formlarının davacı tarafından imzalandığı ve İşlem Sonuç Formları ile yapılan işlemlere müşterinin rızası ve icazetinin olduğu görülmektedir. Davacı söz konusu işlem sonuç formlarını imzalayarak yapılan işleme icazet verdiği ve yenilik doğuran bir hak oluştuğu hususunun mahkemenin takdirinde olduğunu, yapılan incelemede dava konusu işlemlerde onaysız işlemlere rastlanmadığı, yine dosyada belgelerinden Ref. No.su … ve … olan işlemler ile ilgili Özel Bankacılık Şubesinden … tarafından davacıya gönderilen vade tarihli bilgilendirme maillerde işlemlerin vade tarihinde muhasebeleştirildiği, hangi kurdan ve işlem yapıldığı bilgilerinin açıkça yer aldığını, taraflar arasındaki sözleşme ve SPK Kanunu ve tebliğleri açısından yapılan değerlendirmede sözleşmeye ve hukuka aykırılık unsuru tespit edilemediğini, davalı bankanın kusur ve kastı tespiti ispat edilemediği dikkate alındığında davalı bankaya sorumluluk yüklenmesi, soyut ve şüpheye dayalı bir varsayıma dayalı olacağını, bahsedilen 70 işlemden, 66 işlemi dava konusu yapılmamış olup, gerçekleştirilmiş opsiyon işlemlerinden; opsiyon prim ve DCD faizi olarak toplam 70,170.-TL, 196.239.-USD ve 13.250.-EUR kar/gelir elde ettiği, ayrıca bu işlemlerden vade tarihinde spot kurun uygulama fiyatının (strike) üstünde olması nedeniyle bankanın opsiyon alım hakkını kullanmasıyla, vade bitiminde 330.545.-TL zarar ettiğinin tespit edilmekte olduğunu, dava konusu yapılmış opsiyon Ref. No.su …, …, … ve … olan 4 adet opsiyon işleminde ise; 28.055.-USD ve 32.750.-EUR prim kazancı elde ettiği ve bu işlemlerden ayrıca bu işlemlerden vade tarihinde spot kurun uygulama fiyatının (strike) üstünde olması nedeniyle bankanın opsiyon alım hakkını kullanmasıyla, vade bitiminde 435.075.-TL zarar ettiğinin tespit edilmekte olduğuna dair rapor sunmuşlardır.
Mahkememizin 12/04/2021 tarihli celsesinde alınan ara karar uyarınca bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiş olmakla, bilirkişiler sunmuş oldukları ek raporlarında: :Bilirkişi kök rapora yapılan itirazlar ile ilgili yapılan değerlendirmeler neticesinde, taraflar arasında akdedilen sözleşmeler ile risk bildiriminin yapıldığı ve opsiyon işlemlerinin taşıdığı riskleri çok açık ve anlaşılır ifadelerle birkaç kez vurgulanarak, davacının bu riskler konusunda yeteri ölçüde uyarıldığı, davaya konu edilmeyen ve prim kazancı ve kar/zarar elde edilen 66 işlemin bulunduğu, toplam 70 opsiyon işlemi gerçekleştiren davacının işlemlerin risklerini ile ilgili bilgi sahibi olduğu, davaya konu edilen opsiyon işlemleri ile ilgili olarak işlem sonuç formlarının davacı tarafından imzalandığı, davacının işlem sonuç formalarını imzalamak suretiyle yapılan işlemlere icazet verdiği, taraflar arasındaki sözleşme açısından yapılan değerlendirmede sözleşmeye ve hukuka aykırılık unsuru tespit edilemediği, davalı bankaya atfı kabil bir kusurun bulunmadığına dair ek rapor sunmuşlardır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, incelenen takip dosyası, bilirkişi raporları ve toplanıp değerlendirilen delillere göre; davacının, … ve …. Şubesince gerçekleştirilen türev işlem sözleşmesinden kaynaklı işlemler nedeniyle zarara uğradığı iddiası ile bankaya karşı işbu alacak davasını ikame ettiği, mahkememizce 2 farklı heyetten aldırılan kök ve ek raporlarda özetle, davacının işlemlerin risklerini ile ilgili bilgi sahibi olduğu, davaya konu edilen opsiyon işlemleri ile ilgili olarak işlem sonuç formlarının davacı tarafından imzalandığı, davacının işlem sonuç formalarını imzalamak suretiyle yapılan işlemlere icazet verdiği, taraflar arasındaki sözleşme açısından yapılan değerlendirmede sözleşmeye ve hukuka aykırılık unsuru tespit edilemediği, davalı bankaya atfı kabil bir kusurun bulunmadığı yönünde raporlar tanzim edildiği, alınan raporların alanında uzman bilirkişiler tarafından hazırlandığı ve birbirleri ile uyumlu oldukları anlaşıldığından, raporlar doğrultusunda taraflar arasındaki sözleşmeye ve hukuka aykırı, davalı bankaya atfı kabil bir eylem/kusurun bulunmadığından bahisle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelere binaen;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 59,30-TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 170,80-TL den mahsubu ile kalan 111,50-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 50,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup ana hatları ile anlatıldı.27/09/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı