Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/449 E. 2018/644 K. 11.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/321 Esas
KARAR NO : 2018/599
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 30/03/2017
KARAR TARİHİ : 04/06/2018
Yukarıda tarafları, konusu, esas ve karar numarası yazılı mahkememiz dosyasının yapıp bitirilen açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesi ile; müvekkiline ait … plakalı araç ile davalı sigortalı şirketine sigortalı, davalı …’ın mülkiyesindeki diğer davalı … yönetimindeki … plakalı aracın karıştığı trafik kazası sonucunda müvekkiline ait aracın hasar ördüğünü, bunun üzerine davalı … şirketine yapılan başvuruda davalı … şirketi tarafından 7.865,70 TL ödeme yapıldığını, bakiye kısmının ödenmediğinden bahisle bakiye kalan 6.356,05 TL tutarındaki araç hasar bedelinin kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … sunmuş olduğu dilekçesi ile, davacıya dahi önce ödeme yapıldığını, bakiye talebin parça tedariki iskontosu ve işçilik bedellerinin yüksük olmasından kaynaklandığını, bundan sorumluluklarının bulunmadığını, bu nedenle de davanın reddi gerektiğini, ayrıca kusur oranının tespiti ile gerçek zararının tespiti yönünden de dosyanın bilirkişiye tevdini talep etmiştir.
Davalılar … ve …’a usulüne uygun tebliğe rağmen cevap dilekçesi sunmamışlardır.
DELİLLER VE GEREKÇE: Davacı taraf delil olarak; Kaza tespit tutanağı, araç ruhsat fotokopisi, onarım faturası, araç hasarına ilişkin fotoğraflar, davalı sigortalıya gönderilen ihtarname, bilirkişi ve yemin deliline ayanmıştır. Davalı taraf delil olarak; Poliçe, kaza tutanağı, tanık, bilirkişi delillerine dayanmıştır.
Dosyanın teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle dosya, kusur bilirkişisi Yard. Doç. Dr. …, Dr. Yük. Müh. … ve sigorta uzmanı …’ya tevdi edilmiş ve bilirkişiler sunmuş oldukları raporlarında; Meydana gelen kazada davalı …’ın tam kusurlu %100 kusurlu olduğu, davacıya ait araç sürücüsünün kusuru bulunmadığını, dava dışı sürücü … plakalı araç sürücüsü …’ın her hangi bir kusurunun bulunmadığını, davalı … şirketinin araç başına maddi sorumluluk miktarının ZMM sigortası uyarınca 31.000,00 TL ile sınırlı olduğu ve gerçek zarar ile sorumluluğu bulunduğu, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası genel şartları tazminat ve giderlerin ödenmesi başlıklı B.2 maddesinin b fıkrasında açıkça ” hasar halinde, hasar gören parça, onarımı mümkün değil ise veya eş değeri parça ile değiştirilme imkanı yok ise yenisi ile değiştirilir, bu durumda taşıtta bir kıymet artışı meydana gelse dahi bu fark tazminat miktarından indirilemez ” şeklindeki düzenleme uyarınca ve davalının gerçek zararı poliçe kapsamında karşılamakla yükümlü olması, davalı … şirketinin anlaşmalı servisleri ve parça tedarikçileri ile aralarında yaptıkları ve değişik oranlarda özel iskontolar sağlayan, teknik karlarını artıran ticari anlaşmala, sigorta şirketini ilgilendiren hususlar olup, bu anlaşmalara taraf olmayan 3. Kişi konumundaki mağdur araç sahiplerini bağlamamaktadır. 12/11/2005 tarihli 25991 sayılı resmi gazetede yayımlanan… sayılı motorlu araçlar sektöründeki dikey anlaşmalar ve uyumlu eylemlere ilişkin grup muafiyeti tebliğinin 3. Maddesinin r bendinde orijinal yedek parça, s bendinde ise eşdeğer yedek parça tanımlaması yapıldığı, sigortacılık mevzuatının eş değer parça kurulumuna izin verildiği, kullanılan parçaların araç değerinde düşüşe yol açacak yan sanayi parçaları olmasının da açık bir şekilde yasaklamış olduğu, Hazine Müsteşarlığının 06/11/2009 tarih 2009/18 sayılı genelgesinde; ” Mevzuatın izin verdiği sınırlar dışına çıkılara, araç değerini düşürecek nitelikte parça takılması uygulamasından vaz geçilmesi ” hükmü, 27/10/2010 tarih 2010/38 sayılı sektör duyurusunda ise; ” sigortalıların ve hak sahiplerinin mağdur edilmemesini teminen, parça tedarik uygulamasının anılan motorlu taşıtlar sektöründeki dikey anlaşmalar ve uyumlu eylemlere ilişkin grup muafiyeti tebliğinde yer alan tanımlamalara uygun biçimde yürütülmesi gerekmektedir. Aksi durumlarda, sorumlular hakkında 5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 34. Maddesinin 2.fıkrasının f bendi uyarınca müeyyide uygulanacağı ” şeklinde hüküm olduğu, buna göre de, davacıya ait aracın daha önce benzer şekilde maddi hasarlı bir kazaya karıştığına dair veri bulunmadığı, dava konusu kazada hasarlanan parçaların tümünü n fabrikasyon, orijinal vasıfta olduğu ve orijinal parçalarla değiştirilmesi gerektiği, ancak davalı tarafça uygun olmayan parça iskontolarına göre hazırlandığı, taşıtın bu bedel ile onarılmaya zorlandığının anlaşıldığı, buna göre de ekspertiz raporunda uygulanan %45 iskontonun sektörde rastlanan, kabul göre, uygulanan, normal ve makul iskonto oranları ile uyumlu olmadığı, muhtemel eş değer/yan sanayi parçalar ile ilgili olduğu, buna göre de otomobilin orijinal parçalar kullanılarak, kaliteli, garantili işçilik uygulanarak onarılması uygun olup, toplam onarım bedelinin KDV dahil 14.221,75 TL olduğu, faturalı bu onarım gideri de parça ve işçilik için makul ve kabul edilir düzeyde %10 iskonto uygulandığı, davalı … nin yapmış olduğu 7.865,70 TL tutarındaki ödemenin tenzilinden sonra bakiye ödenmesi gereken 6.356,05 TL davacının alacak talep etme hakkı olduğunu bildirmişlerdir.
Dava; Alacak davasıdır,
Taraflar arasındaki ihtilafın; Meydana gelen kazadaki kusur oranı, davacının hasarının usulüne uygun giderilip giderilmediği, eksik ödeme olup olmadığı, varsa davalıların bundan sorumlu olup olmadıkları ve hükmedilecek miktar ile faiz türü noktalarında toplandığı görülmüştür.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyadaki bilgi ve belgeler, alınan detaylı, gerekçeli ve dosya kapsamı ile uyumlu olması nedeniyle itibar edilen bilirkişi raporu uyarınca davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davalılardan… araç maliki olması hesabıyla 2918 sayılı yasanın 85 maddesiyle meydana gelen hasardan sorumlu olup, diğer davalı … bahse konu davacı aracına trafik kazası ile meydana gelen zarara sebebiyet olan kişi olması nedeniyle sürücü sıfatıyla kusurlu hareketinden dolayı 6098 sayılı yasanın 49 maddesi uyarınca, diğer davalı … nin ise 2918 sayılı yasanın 85 maddesindeki işletenin sorumluluğuna ilişkin kısmı 2918 sayılı yasının 91 maddesi ile zorunlu sigorta poliçesi kapsamında üstlenen olarak, neticeten her 3 davalının meydana gelen hasardan dolayı davacıya karşı müteselsilen sorumlu olduklarına, davalı … şirketinin sorumluluğunun kusur oranı ve poliçe limiti ile sınırlı olduğuna, detaylı, gerekçeli, denetime açık olacak şekilde dosya kapsamı ile uyumlu olması nedeniyle itibar edilen bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere, davacının aracındaki hasarın KDV dahil 14.221,75 TL olduğu, bunun 7.865,70 TL lik kısmının davalı … tarafından ödendiği, ancak bakiye 6.356,05 TL lik kısmından da davacı araç sürücüsünün kusursuz olması nedeniyle, her 3 davalının sorumlu olduğu, bakiye sorumluluk miktarının … yönünden poliçe teminatı kapsamında olduğu, buna göre de davacının bu kısma ilişkin davasının kabulüne karar verilmiştir. Davalı … tarafından dile getirilen savunmanın aracın daha önce kazasız olması, …Müsteşarlığının tebliği ve genel şartlar B.2 maddesi uyarınca yerinde görülmemiş olup, davalı … tedarikçileri ile yapmış olduğu sözleşmeye davacının taraf olmadığı da dikkate alındığında, sözleşmelerin nispiliği ilkesi de dikkate alınarak, davacının davalı … nin 3. Kişilerle yapmış olduğu sözleşmeler ile de bağlı olmayacağı da dikkate alınmış ve davalı … nin savunmalarına itibar edilmemiştir. Tüm bu nedenlerle, davalı … tarafından daha önce ödemenin yapıldığı 26/10/2016 tarihi, zararın öğrenildiği tarih olması nedeniyle, temerrüt tarihi kabul edilmiş, bu davalı yönünden bu tarihten itibaren diğer davalılar yönünden ise kazanın gerçekleştiği 09/07/2016 tarihi itibariyle haksız fiilin gerçekleştiği andan itibaren temerrüt oluştuğundan, bu tarihten itibaren talep uyarınca yasal faizi ile 6.356,05 TL nin müteselsil sorumluluk ilkesi çerçevesinde davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve bu nedenle de aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının kabulü ile, 6.356,05 TL nin 09/07/2016 tarihinden itibaren(davalı … yönünden 26/10/2016 tarihinden itibaren ) yasal faizi davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 434,18 TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 108,55 TL harcın mahsubu ile 325,63 TL harcın davalılardan alınarak Hazineye irat kaydedilmesine,
3-Davacı tarafça yapılan 31,40 TL başvuru harcı, 108,55 TL peşin harç, 4,60 TL vekalet harcı, 7,25 TL vekalet pulu, 1.691,9 TL tebligat/posta/bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.840,7 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısman karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalı
Hakim …
¸e-imzalı
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.