Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/441 E. 2023/413 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/441 Esas
KARAR NO :2023/413

DAVA:Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:08/05/2017

BİRLEŞEN…. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: … Esas

DAVA:Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:06/09/2022
KARAR TARİHİ:25/05/2023

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı asıl ve birleşen davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında konusu… Cephe Kaplama İşine ilişkin 15/10/2014 tarihli Yan Yüklenici Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğin müvekkili şirketin üzerine düşen edimleri yerine getirdiğini ancak, bakiye 1.097.224,26 TL alacağın yapılan ihtara rağmen ödenmediğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle şimdilik 50.000 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 24/11/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 1.040.000 TL’ye yükseltmiştir.
Asıl davada davalı … İnş. … A.Ş. ve cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket ile müvekkili şirket arasında herhangi bir iş ilişkisi kurulmadığını, müvekkilinin davaya konu proje ile de ilgisinin bulunmadığını, müvekkili şirkete husumet yöneltilemeyeceğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Asıl davada davalılar … … Ltd. Şti. ve … Gayrimenkul … A.Ş. vekili ayrı ayrı verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket ile müvekkilleri … A.Ş.-… Ortak Girişimi Adi Ortaklığı arasında 15/10/2014 tarihli Yan Yüklenici Sözleşmesi imzalandığını, dilekçede ayrıntılı olarak açıklandığı üzere davacının sözleşme kapsamındaki işi gereği gibi yerine getirmediğini, sözleşme kapsamındaki eksik işlerin dava dışı şirketlere tamamlatıldığını, müvekkili şirketin bu yönden zarara uğradığını, müvekkili şirketin davacıdan alacaklı olduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; asıl davaya cevaplarında bildirdiği üzere, müvekkilleri şirketlerin kurduğu … A.Ş.-… Ortak Girişimi Adi Ortaklığı ile davalı şirket arasında 15/10/2014 tarihli Yan Yüklenici Sözleşmesi imzalandığını, dilekçede ayrıntılı olarak açıklandığı üzere davalı şirketin sözleşme kapsamında yüklendiği işi gereği gibi yerine getirmediğini, işin dava dışı üçüncü kişilere tamamlatılması nedeniyle müvekkili şirketlerin zarara uğradığını, ek maliyetlere ilişkin olarak davalı şirkete 4.255.558,04 TL ve davalı şirketin ödemekle yükümlü olduğu ancak ödemediği işçilik ve SGK ödemelerinden dolayı 243.281,21 TL fatura yansıtıldığını, fatura bedellerinin ödenmemesi nedeniyle alacağın tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasından başlatılan takibe de itiraz edildiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle itirazın iptaline, davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde bildirdiği nedenlerle birleşen davanın reddini savunmuştur.
Birleşen davada takibin başlatıldığı, …. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası üzerinde yapılan incelemede; davacı tarafça davalı borçlu hakkında davaya dayanak eser sözleşmesinden kaynaklı fatura alacaklarının tahsili amacıyla ilamsız icra takiplerine girişildiği, ödeme emirlerinin tebliğinden itibaren 7 günlük yasal süre içerisinde davalı borçlunun vaki itirazları üzerine takiplerin durduğu ve yasal 1 yıllık süre içerisinde davacı tarafça, itirazın hükümden düşülmesine yönelik dilekçede ileri sürülen nedenlerle eldeki birleşen davanın açıldığı görülmüştür.
Asıl dava; taraflar arasında yapılmış 15/10/2014 tarihli Yan Yüklenici Sözleşmesi’nden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Birleşen dava; taraflar arasındaki aynı sözleşmeden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında yapılmış eser sözleşmesi her iki tarafında kabulünde olup, asıl davada davacı taraf taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında bakiye alacağının ödenmediğini ileri sürmüş; asıl davada davalı birleşen davada davacı taraf ise, yüklenici birleşen davada davalı asıl davada davacının, işi eksiksiz yerine getirmediğini, işin üçüncü şirketlere tamamlatıldığını, bu nedenle zarara uğradığını ileri sürmüştür.
Yanlar arasında sözleşmelerin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı BK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisi bulunmakta olup, iş sahibinin borcu iş bedelini ödemek ( TBK’nın 479/1.md.), yüklenicinin borcu ise, eseri iş sahibinin amacına uygun, haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmektir (TBK’nın 471/1). Ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumluluğunun düzenleyen TBK’nın 474. Maddesi uyarınca açık ayıplar yönünden iş sahibi imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde; gizli ayıplar yönünden ise, 477/son maddesi uyarınca da, ortaya çıkar çıkmaz gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorunluluğu bulunmaktadır. Ayıbın bildirilmemesi halinde eser kabul edilmiş sayılır. Ayıp ihbarı yapılması vakıasından lehine sonuç çıkaracak olan iş sahibi olduğundan ayıp ihbarı yapıldığını HMK 190 ve TMK 6. madde gereğince iş sahibi ispatlamalıdır. Eksik işler yönünden ise ihbar yapılmasına gerek olmayıp, zamanaşımı süresi içerisinde eksikler yönünden istemde bulunulması mümkündür.
Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, 6098 sayılı TBK’nın 474-478. Maddeleri arasında düzenlenmiştir. Ayıp, imâl edilen bir eserde veya malda, sözleşme ve ekleri ile iş sahibinin beklediği amaca ve dürüstlük kurallarına göre bulunması gereken vasıfların bulunmaması, bulunmaması gereken vasıfların ise bulunmasıdır. Şayet, imâl edilen eserde ayıp varsa, iş sahibi tarafından süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulması şartıyla sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu’nun 475. Maddesinde sayılan seçimlik haklarından birisini kullanabilir. Bu hakkın kullanılması için iş sahibi tarafından ayrı bir dava açılabileceği gibi, yüklenici tarafından aleyhine açılmış olan bir davada da bu hususu def’i olarak ileri sürebilir.
Somut olayda; yanlar arasındaki uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü uzmanlık gerektirdiğinden, her iki davaya dayanak ve konu yapılan yanlar arasındaki eser sözleşmesi gereği asıl davada davacı taraf isteminin yerinde olup olmadığı, yerinde ise miktarının tespiti için bilirkişi kurulu raporu alınmasına karar verilmiş; taraf ticari defter ve kayıtları, getirtilen-sunulan belgelerle birlikte dosya konusunda uzman bilirkişiler malimüşavir …, İnşaat Mühendisi Mehmet … ve Ticaret ve Borçlar Hukukunda Nitelikli Hesaplamalar konusunda uzman Dr. …’e tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 30/07/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunun ve tarafların itirazı üzerine aynı bilirkişi kurulundan alınan 11/09/2020 tarihli ek raporun dosya arasında olduğu görülmüş; alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporları itirazları karşılamadığından ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görülmediğinden tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle, davacı tarafça yüklenilen işin süresinde eksiksiz olarak tamamlanıp teslim edilip edilmediği, yapılan imalatların ne kadar olduğu, ayıplı imalat olup olmadığı, varsa miktarı, davalı tarafın ayıplı imalat nedeni ile zararının bulunup bulunmadığı, varsa yapılan iş bedelinden indirilmesi gereken miktarın tespiti ve bu kapsamda taraflar arasındaki hukuki ilişki kapsamında davacının talep edebileceği varsa alacak miktarının tespiti için yeni bilirkişi kurulundan rapor alınmasına karar verilmiş; bu yönden bilirkişiler SMMM …, İnşaat Yüksek Mühendisi Prof. Dr. … ve Dr. …’dan alınan 20/04/2022 tarihli raporun dosya arasında olduğu görülmüş; bu kez bilirkişi kurulu raporları arasında çelişki bulunduğundan ve yine raporlar uyuşmazlığı çözmeye yeterli görülmediğinden tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle, davacı tarafça yüklenilen işin süresinde eksiksiz olarak tamamlanıp teslim edilip edilmediği, yapılan imalatların ne kadar olduğu, ayıplı imalat olup olmadığı, varsa miktarı, davalı tarafın ayıplı imalat nedeni ile zararının bulunup bulunmadığı, varsa yapılan iş bedelinden indirilmesi gereken miktarın tespiti ve bu kapsamda taraflar arasındaki hukuki ilişki kapsamında davacının talep edebileceği varsa alacak miktarının tespiti ve bu aşamada birleşen dava yönünden birleşen dosyadaki davacı tarafın davalıdan talep edebileceği bir alacağının bulunup bulunmadığının tespiti için yeni bilirkişi kurulundan rapor alınmasına karar verilmiş; bu yönden bilirkişiler malimüşavir Dr. …, İnşaat Mühendisi … ve nitelikli hesaplamalar konusunda uzman Doç. Dr. …’ten alınan 18/01/2023 tarihli raporun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Asıl dava yönünden alınan bilirkişi kurulu kök raporunda özetle; taraflar arasında yapılmış eser sözleşmesi gereği davacının yapımını üstlendiği işlerin bir kısmının ayıplı olduğu ancak, davalı tarafça ayıbın niteliği ve tutarı ile ayıplı ifa nedeniyle uğramış oldukları zararların somut olarak ispatlanamadığı, bu durumda davacının alacaklı olduğunun kabulü gerektiği; ticari defter ve kayıtlara göre 31/05/2015 tarihi itibariyle davacı taraf alacağının 596.000 TL olduğu yönünde görüş bildirilmiş; aynı bilirkişi kurulundan alınan 11/09/2020 tarihli ek raporda ise; davalıların eksik işleri başka firmaya tamamlattırması nedeniyle uğramış olduğu zararının 199.405,68 TL olduğu, davalı tarafın bilimsel bir veriye dayanmayan dış cephede yaptırdıkları güçlendirme imalatları bedelini davacı taraftan talep edemeyeceği, bu durumda davacı taraf alacağının 835.593,63 TL olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Asıl dava yönünden alınan 20/04/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle; taraflar arasındaki sözleşmenin 10.maddesi gereğince yapılması gereken geçici kabulün ve sözleşmenin 11.maddesi gereğince yapılması gereken kesin kabulün yapılmadığı, bu durumda davacı tarafından sözleşme kapsamındaki işlerin tamamlanmamış olduğunun görüldüğü, diğer yandan geçici kabulün yapılması için ihale edilen işin %95 seviyesinde tamamlanmış olmasının gerektiği, geçici kabul yapılmadığından ve ilaveten tarafların sözleşme işleriyle ilgili yargısal/resmi bir tespit de bulunmadığından, tarafların iddia ettikleri sözleşmede belirtilen işin tam olarak yapılıp yapılmadığı ve de eksik ve ayıplı işlerin yapılıp yapılmadığının tespitinin mümkün olmadığı, bu durumda sözleşmenin 14/2.maddesinin esas alınabileceği; davacının, dava tarihi itibariyle davalı taraftan cari hesap bakiyesinde 242.725,86 TL alacaklı olduğu, davalıya gönderilen ihtarnamenin tebliğ şerhinin dosyada mevcut olmadığı, bu nedenle işlemiş faiz hesabının yapılamadığı, davalı tarafın işin üçüncü kişilere yaptırılması masraflarını davacıdan talep edemeyeceği, davalıların, işin yapılmayan kısmının değerini ve ayıbın meydana getirdiği değer azalmasını hakedişten mahsup edebilecekleri, eksik ve ayıbın varlığı ile miktarını davalıların ispat yükü altında olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Asıl ve birleşen dava yönünden en son alınan 18/01/2023 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle; taraflar arasında 15/10/2014 tarihli Yan Yüklenici Sözleşmesinin imzalandığı, davacı tarafça yüklenilen işin süresinde eksiksiz olarak tamamlandığı ancak, işin davalı tarafın proje değişikliğinden dolayı işin teslim edilemediği, davacı tarafça yapılan işin miktarının 3.439.422,94 TL olduğu, iş yapılışı ile ilgili işçilik hatalarının olabileceği, bunların iş yapılışı anında telafi edilebilecek durumdayken davalı tarafın bu durumu göz ardı ederek, kendi beyanı ile panellerin düşerek kazaya sebebiyet vermesini önlemek adına proje değişikliğine gitmesinin başlangıçta taraflar arasında yapılan projenin düşünülmeden, teknik ve fen kurallarına uyulmadan öngörüsüzce hazırlanmış olmasından kaynaklandığı, taraflar arasında yapılan sözleşmeye esas teşkil eden ilk projenin davalı tarafın izni olmadan hazırlanamayacağı göz önüne alındığında davacının işin bedelini istemekte hakkının olduğu;
Asıl dava yönünden, raporda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, davacı tarafça yapılan işin bedelinin 3.439.422,94 TL olduğu, davalı tarafça yapılan 2.342.198,68 TL ödemenin düşümü sonucu davacı taraf bakiye alacağının 1.097.224,26 TL olduğu; davacı taraf talebiyle bağlı kalınarak davacının davalı işveren taraftan 1.040.000,00 TL alacaklı olduğu;
Birleşen dava yönünden ise, teknik bilirkişi görüşüne göre, işveren davalı tarafın sözleşme dışı yaptırdığı imalat nedeniyle uğradığını iddia ettiği zararının kalitesizliğin maliyeti ile ilgili olduğu, taraflar arasında imzalanan sözleşmedeki davacı taraf yükümlülükleri arasında dış cephenin profiller ile güçlendirilmesi işinin bulunmadığı, davalı şirketin katlandığı maliyetin, ilim ve fen kurallarına uygun olmayan bir proje ile sözleşme imzalamasından kaynaklandığı, bu doğrultuda davacı yüklenicinin oluşan maliyetlerden sorumlu tutulamayacağı, bu nedenle birleşen davada talep edilen kalemlerin davacı-birleşen davalıdan istenemeyeceği yönünde görüş bildirilmiştir.
En son alınan 18/01/2023 tarihli bilirkişi kurulu raporu; daha önce alınan bilirkişi raporlarına nazaran daha ayrıntılı gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun, itirazları cevaplar nitelikte uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden ve tarafların itirazlarını karşılar nitelikte olduğundan daha önce alınan raporlara göre üstün tutulmak suretiyle mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Asıl ve birleşen davada tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları ile en son alınan 18/01/2023 tarihli bilirkişi kurulu raporu ve toplanıp değerlendirilen delillere göre;
Asıl dava yönünden yapılan inceleme sonrasında;
Davacı tarafça davalı … İnş. Taah. … A.Ş.’ye yönelik açılan dava yönünden;
Anılan davalı taraf, dava konusu alacağa dayanak sözleşmenin tarafı olmadığını savunmuştur.
Somut olayda; davacı şirket tarafından yapılan iş, davacı ile davalılar … … Ltd. Şti. ve … Gayrimenkul … A.Ş.’nin oluşturduğu … A.Ş./… Ortak Girişimi Adi Ortaklığı arasında yapılmış davaya dayanak 15/10/2014 tarihli eser sözleşmesi kapsamındadır.
Anılan davalı şirket, davaya dayanak sözleşmenin tarafı değildir. Bu nedenle taraflar arasında akdi ilişki bulunmadığından ve eser sözleşmeleri kapsamında da sözleşmelerin nisbiliği ilkesi gereği sözleşmenin tarafı olmayan davalıya husumet yöneltilemeyeceğinden anılan davalıya yönelik açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir (Aynı yönde Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2022/73-6006 E.K sayılı kararı ile Ankara BAM 31. Hukuk Dairesi’nin 2021/911-1131 E.K sayılı kararı).
Davacı tarafça diğer davalılara yönelik açılan dava yönünden;
Davacı yüklenici ile davalılar … … Ltd. Şti. ve … Gayrimenkul … A.Ş.’nin oluşturduğu … A.Ş./… Ortak Girişimi Adi Ortaklığı arasında konusu… Cephe Kaplama İşine ilişkin 15/10/2014 tarihli Yan Yüklenici Sözleşmesi imzalandığını, benimsenen 18/01/2023 tarihli bilirkişi kurulu raporunda dayanak ve gerekçeleriyle ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, davacı yüklenicinin sözleşme kapsamında işi süresinde eksiksiz olarak tamamladığı, davalı iş sahibinin, projedeki değişikliklerinden dolayı işin davacı tarafça teslim edilemediği; davalı iş sahibinin, sözleşme kapsamında hazırlanan projeyi bilerek onayladığı ve işe başlandığı, dolayısıyla işin tamamlanmasından sonra yapılan değişikliklerden dolayı davacının sorumluluğuna gidilemeyeceği; davacı tarafın tamamlanan işin bedelini talep etme hakkının olduğu, bu kapsamda benimsenen bilirkişi kurulu raporu ile tespit edilen alacak miktarından taleple bağlı kalınarak davacının davalıdan 1.040.000 TL alacaklı olduğu, davadan önce 596.000,00 TL alacak yönünden davalının temerrüde düşürüldüğü ancak, ihtarnamenin tebliğine ilişkin tebliğ mazbatasının davacı tarafça ibraz edilmediğinden bu miktar yönünden temerrüt tarihinin, davalı tarafça ihtarnameye cevap olan 03/03/2016 tarihinin kabulünün gerektiği kanaatine varıldığından asıl davanın kabulü ile toplam 1.040.000,00 TL’nin (596.000,00 TL’sine 03/03/2016 tarihinden itibaren kalan 444.000,00 TL’sine ıslah tarihi olan 24/11/2020 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle) anılan davalılardan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Birleşen dava yönünden yapılan inceleme sonrasında;
En son alınan ve benimsenen bilirkişi kurulu raporunda dayanak ve gerekçeleriyle açıklandığı üzere, taraflar arasında yapılmış sözleşmede dış cephenin profiller ile güçlendirilmesi işinin bulunmadığı, birleşen davacı tarafın katlandığı maliyetin, ilim ve fen kurallarına uygun olmayan projeden kaynaklandığı, işin tamamlanmasından sonra projede yapılan değişikliklerden dolayı davalı yüklenicinin sorumluluğuna gidilemeyeceği, bu nedenle birleşen davalı şirketin sözleşme ile kararlaştırılmayan ilave maliyetlerden dolayı sorumluluğunun bulunmadığı anlaşıldığından birleşen davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Asıl Dava Yönünden;
a)Davalı … İnşaat….A.Ş’ye yönelik açılan davanın Pasif Husumet Yokluğu Nedeniyle Reddine,
b)Diğer davalılara yönelik açılan davanın Kabulü ile;
Toplam 1.040.000,00 TL’nin (596.000,00 TL’sine 03/03/2016 tarihinden itibaren kalan 444.000,00 TL’sine ıslah tarihi olan 24/11/2020 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
c-Alınması gerekli 71.042,40-TL karar ve ilam harcından 853,88 TL peşin ve 16.907,00 TL ıslah harcının mahsubu ile geriye kalan 53.281,52-TL harcın davalılar … İnş. … Ltd. Şti. ve … Gayrimenkul … A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen alınıp maliyeye gelir kaydına,
d-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 131.200,00-TL vekalet ücretinin davalılar … İnş. … Ltd. Şti. ve … Gayrimenkul … A.Ş.’den alınıp davacıya verilmesine,
e-Davalı … İnş. … A.Ş. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 9.200 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp bu davalıya verilmesine,
f-Davacı tarafça yatırılan 31,40 TL başvuru harcı, 853,88 TL peşin ve 16.907,00 TL ıslah harcı, 4,60 TL vekalet harcı, 314,00 TL keşif harcı, 15.700 TL bilirkişi ücreti ve 491,30 TL tebligat giderlerinin toplamı 34.302,18 TL yargılama giderinin davalılar … İnş. … Ltd. Şti. ve … Gayrimenkul … A.Ş.’den alınıp davacıya verilmesine,
2-Birleşen….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas Sayılı davası yönünden;
a)Davanın REDDİNE,
b)Koşulları gerçekleşmediğinden davalı tarafın tazminat isteminin reddine,
c-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 66.436,58 TL peşin harçdan mahsubu ile bakiye 66.256,68 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
d-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.600,00 TL arabulucu ücretinin davacı taraftan müştereken ve müteselsilen alınıp maliyeye gelir kaydına,
e-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 293.008,54 TL vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalıya verilmesine,
3-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 25/05/2023

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı