Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/421 E. 2021/544 K. 29.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/421 Esas
KARAR NO:2021/544

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:27/04/2017
KARAR TARİHİ:29/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı borçludan alacağının sağlanması amacıyla … İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyası ile icra takibine başladığını, başlatılan icra takibine dair ödeme emri davalıya tebliğ edildiğini, davalı taraf iş bu takibe 21/03/2016 tarihinde itiraz etmiş olup haksız olan bu itiraz nedeniyle icra takibinin durduğunu, yetkisizlik sebebiyle dosya …. İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyasında açılmış ve ödeme emri borçlu şirkete 23/05/2016 tarihinde tebliğ edildiğini, …. İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı takip dosyasında kanuni süreler geçmesine rağmen 23/06/2016 tarihinde üzerinde herhangi bir havale ve tarihi olmayan itiraz evrakına dayanılarak haksız olarak itirazın süresinde yapıldığını kanıtlar nitelikte hiçbir belge dosyada mevcut olmamasına rağmen takibin durdurulduğunu, …. İcra Müdürlüğünün vermiş olduğu takibin durdurulması kararı hukuka aykırı olduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle davalının haksız itirazın iptali ile borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen %10,50 avans faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın %20 ‘ sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP-KARŞI DAVA DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap-karşı dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davacı/karşı davalı taraf arasında yapılan 30.06.2015 tarihli sözleşme gereğince, davacı/karşı davalı taraf taahhüt işlerini yerine getirmeyi ve müvekkili ise ödeme yapmayı yükümlendiğini, davacı/karşı davalı taraf, işi süresinde ve eksiksiz olarak tamamlamadığını, ayıplı imalatları düzeltmediğini ve çalıştırdığı işçilerin sigorta primlerini ödemediğini, müvekkili şirket davacı/karşı davalı tarafı sözleşme kapsamındaki edimlerini yerine getirmesi için defalarca şifahen uyarmasına ve müvekkilince yapılan 31.468,53 TL fazla ödemeye karşın davacı/karşı davalı tarafça edimleri yerine getirilmediğini, müvekkilinin sözleşme ile belirlenen kesin iş süresi, davacı/karşı davalının ayıpları gidermemesi, çalışma yapmaması ve işçilerin sigorta primlerini yatırmaması karşısında, işin yapılamayacağına kesin olarak kanaat getirdiğini ve ana işverene gecikme nedeniyle tazminat ödemek riski de doğduğundan sözleşmeyi ….Noterliği’nden keşide edilen 04.12.2015 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile haklı olarak feshettiğini, fesih ile birlikte fazladan ödenen meblağın iadesi de talep olunduğunu, davacı/karşı davalı taraf, …. Noterliği’nden keşide ettiği 10.12.2015 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile müvekkiline cevap verdiğini, davacı/karşı davalı taraf, anılan cevabında işin süresinde yapılamamasına gerekçe üretmeye çalıştığını, ancak ileri sürülen gerekçe asılsız olduğu gibi gecikilen süre 23 günün de üzerinde olduğnu, davacı/karşı davalı 45 gün boyunca şantiyeye gelmediğini, davacı/karşı davalı taraf, yükümlülüklerini tam ve eksiksiz olarak yerine getirmemesine karşın, müvekkili şirket kendi üzerine düşen ödeme yükümlülüğünü fazlasıyla yerine getirdiğini, taraflar arasındaki ilişki son bulduktan sonra davacı/karşı davalı tarafından tanzim edilen faturalar mesnetsiz olduğunu, davacı tarafın alacağı bulunmadığı gibi bilakis müvekkiline borcu bulunmakta olduğunu, taraflarınca takibe yapılan itiraz yerinde ve haklı olup alacak likit olmamanın yanı sıra muaccel hale dahi gelmediğini, davacı tarafın ikame ettiği takip kötü niyetli olduğunu, hukuki ve fiili mesnetten yoksun davanın reddi ile davacının %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmek zarureti hasıl olduğunu, müvekkili tarafından davacı/karşı davalıya fazladan ödenen 31.468,53 TL ile davacı/karşı davalı tarafından SGK’ya ödenmediği için müvekkilce ödenen 4.113,45 TL’den ibaret 35.581,98 TL’nin fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla temerrüt tarihi olan 04.12.2015’den itibaren işleyecek faizi ile birlikte ve gecikme ve sair ihlaller nedeniyle tespit olunacak tazminat bedelinin dava tarihi itibarı ile işleyecek faizi ile birlikte, davacı/karşı davalıdan tahsili maksadıyla karşı dava ikamesi ile talep etmek zarureti hasıl olduğunu, açıklanan nedenlerle haksız davanın reddine, davacının %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, karşı davalarının kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
KARŞI DAVAYA CEVAP DİLEKÇESİ:
Davacı vekilinin karşı davaya cevap ve cevaba cevap dilekçesinde, davalının cevap dilekçesinde iddiaları gerçek dışı olup, hukuki mesnetten yoksun olduğunu, yapılan sözleşme gereğince yüklenilen işin yapımına devam etmekte iken dava dışı iş sahibi Kadem mimarları yapılan işi incelemek gerekçesiyle 23 gün boyunca müvekkilinin işe devam etmesini engellediklerini, davalı taraf ise müvekkilinin kusurundan kaynaklanmayan bu durumu fırsat bilerek, müvekkilinin işini yapmadığı iddiasıyla müvekkilinin hak etmiş olduğu bedelleri ödememek için sözleşmeyi feshettiğini, bu sebeple davalı tarafın müvekkilin 45 gün boyunca şantiye alanında işe devam etmediği iddiasının gerçek dışı olduğunu, davalı taraf müvekkiline sözleşmeyle belirlenmeyen işlerin yapımını da yüklemiş ancak bunların karşılığını ödemediğini, fazla ödeme yaptıklarına ilişkin iddiaları ise gerçek dışı olduğunu, davalı taraf kendisinin temin etmesi gereken malzemeleri müvekkiline yüklettiğini, müvekkilinden fazla ödeme şeklinde talep ettiği tutarlar da bu malzemelerin masraflarına ilişkin olduğunu, davalı taraf sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmeyerek müvekkilini zarara uğrattığını, davalı tarafın ödediğini iddia ettiği SGK primleri ise müvekkili işçilerini kendi bünyesine alması üzerine kendilerinin ödemekle yükümlü olduğu tutar olduğunu, bu tutarı müvekkilden talep etmesi de haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalı taraf sözleşmeye aykırı davranarak müvekkiline ödemesi gereken bedelleri ödememiş olup, müvekkilden de herhangi bir hak ve alacakları bulunmamakta olduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle müvekkilinin davalı taraf ile akdettiği taşeron sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının tahsili için davanın kabulüne karar verilmesini, davalı tarafın müvekkilden herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığından karşı davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı/karşı davacı tarafa yükletilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememizce davaya konu edilen …. İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyası ve SGK kayıtları celp edilip incelenmiştir.
Mahkememizin 12/09/2018 tarihli celse dört nolu ara karar gereğince davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Tal. Sayılı dosyası ile alınan talimat raporunun dosya içerisinde olduğu görülmüştür.
Talimat bilirkişi raporunun tetkikinde. davacı firmaya ait 2015 yılı İşletme Defteri, 2016 yılı Yevmiye Defterinin incelenmesi sonucu, davacı ile davalı şirket arasında 30.06.2015 tarihinde sözleşme imzalandığı, davacı firmaya ait SGK aylık sigortalı hizmet listelerine göre, … 03.07.2015-03.11.2015,… 01.08.2015-27.10.2015, … 07.08.2015-06.10.2015 dökümü yapılan personelin davacı firmada, dökümü yapılan tarihler arasında sigortalı gözüktüğü, davacı firmanın 21.01.2015 tarihinde faaliyete başladığı, 2015 yılında işletme defteri tuttuğu, işletme defterinin açılış tasdikinin kanuni sürelerde yaptırıldığı, işletme defterinin kapanış tasdikine tabi olmadığı, davacı firmanın 2016 yılında bilanço usulüne göre defter tuttuğu, davacı firmanın 2016 yılı yevmiye defterinin açılış-kapaniş tasdikinin 6102 sayılı T.T.K.’nu 64/3 maddesine göre kanuni sürelerinde yaptırıldığı, davacı firma tarafından, davalı şirkete 2015 yılında düzenlenen faturaların, davacı firmanın işletme defterinde gelir olarak kayıtlı olduğu, işletme defteri (gider-gelir) olarak tutulduğu için, davacı firma tarafından, davalı şirketten banka yoluyla yapılan tahsilatlar işlenmemekte olduğu, davacı firma 2016 yılında bilanço usulü defter tuttuğu, ancak, davacı firma tarafından 01.01.2016 açılış bilançosu kaydında, davalı şirkete ait herhangi bir borç kaydının yapılmadığı, davacı firmanın 2016 yılı yevmiye defterinde davacı firmanın, davalı şirketten alacağının gözükmemekte olduğu, davacı firmanın davalı şirkete düzenlediği, dökümü yapılan faturalara icra takibi yaptığı, davacı firmanın davalı şirkete düzenlediği,icra takibine konu olmayan dökümü yapılan faturaların tutarının 240.888,47 TL olduğu, davacı vekilinin sunduğu banka ekstrelerine göre, davalı şirketin, davacı firma hesabına gönderdiği tutarın (02.07.2015-08.10.2015) tarihleri arası 244.857,00 TL olduğu kanaatiyle rapor alınmıştır.
Yine mahkememizin 07/05/2019 tarihli celse iki nolu ara karar gereğince iddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemine ait davalı taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak konusunda uzman SMMM… seçilmiş, adı geçen bilirkişice sunulan 14/10/2019 tarihli rapor ile 259/06/2020 tarihli ek raporun dosya içerisinde olduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporu ve ek raporunun tetkikinde, davalı/karşı davacı … Şirketinin 2015 ve 2016 yıllarına ait yukarıda listelenen ticari defterlerin TTK hükümlerine uygun tutuldukları, taraflarca 30.05.2016 tarihli davacının davalıya sözleşmede belirtilen adreste elektrik hizmeti vermesi şeklinde 40,000,00 TL işçilik bedeli + KDV olmak üzere anlaşma yapılsa da, yapılan işin sözleşme bedelini aştığı ve hatta davacı tarafından icra takibine konu faturalardan önce davalının da kabulünde olan 5 adet ve 240.888,47 TL faturalar kesildiği, davacı tarafından 12.05.2016 takip tarihinde davalıdan 88.924,80 TL alacak talep edildiği, ancak davalı tarafından söz konusu faturaların kabul edilmediği ve noter vasıtasıyla davacıya iade edildiği, davalının ticari defterlerinde yapılan incclemede ise, davacının davalıya kestiği ilgili faturaların kaydedilmediği ve davacının borcuna kaydedilen cari hesap farklarının da 26.468,53 TL olduğu vc davalı …’nun bu tutarda alacaklı olduğunun hesaplandığı, esas dava yönünden davalının ticari defter incelemesi neticesinde, davacının davalıdan herhangi bir alacağının olmayacağının mütalaa edildiği, karşı dava yönünden davalının karşı davasında alacaklı olduğunun kabulü halinde ise, davalının ticari defter ve dayanak belgeleri üzerinden yapılan mali incelemeye göre; davalı …’nun davacı …’dan 26.468,53 TL cari hesaptan kaynaklı alacaklı olabileceğinin mütalaa edildiği, 10.12.2015 temerrüt tarihi ile 12.12.2017 karşı dava tarihine kadar 5.385,98 TL işlemiş faiz talep edebileceği, TCMB verilerinden 12.12.2017 karşı dava tarihi itibariyle avans faizi oranının %9,75 olduğu görüldüğünden, davacının belirlenen 26.468,53 TL asıl alacağına karşı dava tarihinden itibaren %9,75 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği kanaatiyle raporlar alınmıştır.
Davalı karşı davacı vekili 09/07/2020 tarihinde yemin deliline ilişkin beyanda bulunmuş, 09/03/2021 tarihli duruşmada davacı asil tarafından yemin icrası yerine getirilmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl dava, davalı tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali davası karşı dava ise taraflar arasında imzalanan sözleşme nedeni ile fazla ödendiği iddia edilen bedelin iadesine dair alacak davasıdır.
Asıl dava yönünden;
2004 sayılı İİK ‘ nun 67. maddesinde takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacı tarafından davalı aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyası ile 14.01.2016 tarihli fatura 6796,80 TL ve 14.01.2016 tarihli fatura 82.128,00 TL açıklaması ile toplam 89.206,19 TL alacak için ilamsız icra takibine başlandığına ödeme emrinin 23.05.2016 tarihinde davalı borçluya tebliğ edildiği , borçlu vekili tarafından 23.06.2016 havaleli dilekçe ile takibe itiraz edildiği dilekçe ekinde sunulan vekaletin harçlandırılmasına dair sayman mutemedi alındısından harçlandırma tarihinin 26.05.2016 olduğu, icra dosyası içerisinde yer alan ve itiraz dilekçesinin taranmasına dair olduğu anlaşılan tarama evrakından itirazın 26.05.2016 tarihinde 7 günlük yasal süre içerisinde yapıldığı, borçlu itirazının davacı alacaklıya tebliğ edilmeksizin 28.04.2017 tarihinde eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın temelini davacı yanın dava ve takip konusu faturalar nedeni ile davacının alacakı olup olmadığı oluşturmaktadır.
Taraflar arasında davacının imzasını taşımayan ancak kabulünde olan ve davalının imza ve kaşesinin yer aldığı Kadın ve Demokrasi Derneğinin kiralık mülkünün elektrik işlerinin yapımına dair eser sözleşmesinin bulunduğu, sözleşme gereği davacının sadece işçilik hizmeti vereceği ve işçilik bedelinin KDV hariç 40.000 TL olarak belirlendiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından karşılanan ancak bedeli ödenmeyen malzemeler ile fazladan yapılan işlere dair işçilik bedeli talep edilmektedir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur.
İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddesi de “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” hükmünü içermektedir.
Davacı düzenlediği faturalar nedeni ile işçilik ve malzeme sağladığını ispat yükü altındadır.
Mahkememizce tarafların ticari defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelmesi neticesinde düzenlenen raporlar ile davacı tarafından tarafların aralarında imzalanan sözleşme ile belirlenen daha fazla iş yaptığı düzenlenen faturalar ile davalı tarafından yapılan ödemeler nedeni ile belirlenmiştir. Ancak dava konusu faturalar davalının kabulünde değildir. Davalı bu faturaları defterine işlemediği gibi itiraz ederek davacı yana iade etmiştir.
Yukarıda değinildiği üzere davacı dava konusu faturalar nedeni ile mal ve hizmet verdiğini ispat yükü altında olup, iddiasını ispata yarar delil ibraz etmemiş, iddiasını ispat edememiştir. Bu sebeple ispat olunmayan davanın reddine karar verilmiştir.
Davalının kötüniyet tazminatı istemi yönünden; İcra İflas Kanunun 67/2.maddesi uyarınca itirazın iptali davasının kısmen veya tamamen reddi halinde, borçlu lehine hükmedilecek tazminat kötü niyet tazminatı olup, borçlu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olmasının yanında takip alacaklısının kötü niyetli olması gerekir. Alacaklı icra takibi başlatmakta kötü niyetli değilse aleyhine kötü niyet tazminatı hükmedilemez. Somut olayda, davacının icra takibinde kötü niyetli olduğu dosya kapsamından anlaşılmamaktadır. Bu sebeple davalı yanın kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
Karşı dava yönünden; Karşı dava ile davacı, davalı yan adına ödenen 4.113,45 TL sigorta primi ile fazladan ödenen 31.468,53 TL’nin iadesini talep etmektedir.
Asıl dava yönünden yukarıda ispata dair değinilen kanun hükümleri gereği karşı dava da davacı bu ödemelerini ispat yükü altındadır.
SGK’ya yapıldığı iddia edilen ödemeler yönünden, SGK’dan gelen yazı cevapları ile davalının yemin beyanı ile davacı tarafından bu talep yönünden başkaca delil sunulmamış olması göz önüne alındığında davacı, davalı adına SGK’ya ödeme yapıldığını ispat edememiştir. Bu talep yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Taraf defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen 29.06.2020 alındı tarihli bilirkişi ek raporu ile karşı davacının defterlerine göre lehine 27.500 TL tutarında alacak kayıtlı olduğu, bu alacağın ; davacının davalı adına … aracılığıyla ile 04.08.2015 tarihinde ” … namına kısıklı şant. kapı alımı” açıklaması ile dava dışı şirket … Ltd, Şti hesabına 20.000 TL ödemede bulunduğu, davalı tarafından bu ödemenin borç olarak hesabına kaydedilmesine 03.08.2015 tarihli belge ile muvafakat ettiği, davacının bu bedeli davalı hesabına borç kaydettiği, davacı tarafından yine davalı adına … adına 5.000,00 TL’lik ödeme yapıldığı ancak davalının muvafakatine dair dosyada delil bulunmadığı, yine davacı tarafından … aracılığıyla ile 30.10.2015 tarihinde ” kısıklı elektrik işleri avansı” açıklaması ile … hesabına 2.500 TL ödeme de bulunulduğu anlaşılmıştır. Davacının bu şekilde lehine 27.500 TL alacak oluştuğu ancak … adına gönderilen 5.000 TL yönünden davalının muvafakati bulunduğuna dair dosyada belge bulunmadığından, bu bedelin davacı adına alacak kayıt edilmesinin mümkün olmadığı bu durumda davacı lehine 22.500 TL alacak bulunduğu davalı defterlerine kayıtlı olan davacı ödeme ve davalı faturaları mahsup edildiğinde davacının 3.968,53 TL’lik alacağının olduğu, taraf defterleri birlikte değerlendirildiğinde davacının davalıdan toplam 26.468,53 TL tutarında alacaklı olduğu anlaşılmış, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıda ki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın REDDİNE,
2-Asıl davada davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Karşı davanın kısmen kabulüyle 26.468,53 TL ‘ nin 10/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
4-)Asıl dava yönünden yargılama giderleri;
a-)Asıl dava yönünden alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin ödenen 1.135,39 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.076,09 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran davacıya iadesine
b-)Asıl davada davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına
c-)Asıl davada, davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 12.396,80 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı yana ödenmesine
5-)Karşı dava yönünden yargılama giderleri;
a-)Karşı dava yönünden alınması gereken 1.808,06 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin ödenen 608,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.200,06 TL harcın karşı davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, karşı davacı tarafından ödenen 608,00 TL’nin karşı davalıdan alınarak karşı davacıya ödenmesine
b-)Karşı davacı tarafından bu yargılama nedeni ile yapılan 31.40 TL başvuru harcı ile 745,70 TL posta tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 777,1 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 578,06 TL’nin karşı davalıdan alınarak karşı davacı tarafa ödenmesine, bakiyesinin karşı davacı üzerinde bırakılmasına
c-)Karşı davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin karşı davalıdan alınarak karşı davacı yana ödenmesine
d-)Karşı davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin karşı davacıdan alınarak karşı davalı yana ödenmesine
6-)Gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine
Dair; HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı karşı davalı vekilinin yokluğunda, davalı karşı davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.29/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır