Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/406 E. 2020/75 K. 27.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/406 Esas
KARAR NO : 2020/75

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 25/04/2017
KARAR TARİHİ : 27/01/2020

Yukarıda tarafları, konusu, esas ve karar numarası yazılı mahkememiz dosyasının yapıp bitirilen açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde; 18/07/2007 tarihinde müvekkillerinin destekten yoksun kaldıkları müteveffa …’ın … plakalı aracın sebebiyet verdiği kaza sonucu hayatını kaybettiğine belirterek, müvekkilleri için mahkemece belirlenecek destekten yoksun kalma temelli maddi tazminatın, cenaze ve defin gideri tazminatı olmak üzere maddi davalıdan ( poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmak üzere ) temerrüt tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı taraf 07/11/2018 tarihli dilekçesi ile ıslah dilekçesi sunduğu ve ıslah harcını da yatırmış olduğu anlaşılmıştır.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; Öncelikle davanın zaman aşımına uğradığını, 8 yıllık ceza zaman aşımı süresi dolduktan sonra bu davanın açılmış olduğunu, zaman aşımı nedeniyle davanın reddi gerektiğini, yasa gereğince davacılara müvekkili sigorta şirketi tarafından tazminat ödemesi yapılamamakta olduğunu, kendi kusuruyla kazaya sebebiyet veren müteveffadan dolayı davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep edilemeyeceğini, cenaze ve defin giderlerinin … Hesabından talep edilemeyeceğini, zararın tespit edilmesi gerektiğin, kusur incelemesi yapılmasını, sorumluluklarının teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, sosyal güvenlik kurumundan ödenmiş bir tazminat varsı tespit edilerek düşürülmesi gerektiğini, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini, ticari/avans/temerrüt faizi talep edilemeyeceğini, cevap dilekçesinde belirtilen nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Davacı taraf delil olarak; tanık, yemin, bilirkişi ve her türlü yasal delillere dayanmıştır.
Davalı tarafın zaman aşımı def-inde bulunduğu görülmekle, davaya konu ölüm nedeniyle, 5237 sayılı yasanın 66 maddesi gereğince 15 yıllık süreye tabi olması nedeniyle, zaman aşımı defi yerinde görülmediğinden, reddine karar verildiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki ihtilafın; Davanın zaman aşımına uğrayıp uğramadığı, davacının desteğinin kusurunun olup olmadığı, kusurun davacıya yansıtılıp yansıtılamayacağı, talep edibilecek tazminat miktarı, hesap yöntemi, cenaze ve def-in gideri talep edilip edilemeyeceği, davalının bundan sorumlu olup olmadığı, faiz türü ve tarihi noktalarında toplandığı görülmüştür.
Dosyanın teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle dosya, aktüer bilirkişisi …’a tevdi edilmiş ve bilirkişi sunmuş olduğu raporunda;
30.06,1971 D.lu müteveffa …, 18.07.2007 kaza tarihi itibariyle (36) yıl (18) günlük olup; (36) yaşında olduğu kabul edilerek P.M.F.1931 işaretli yaşama tablosuna göre muhtemel bakiye ömrü (33) yıl ve bu olay sebebiyle ölmeyip şağ kalmış olsa idi muhtemelen (69 ) yaşına kadar yaşayacak olduğunu, müteveffanın sağlığı da yaptığı İş ve kazanç durumuyla ilgili dava dosyasında bilgi ve belge mevcut olmadığını, evli ve (4) çocuk babası olan müteveffa bu olay sebebiyle ölmeyip sağ kalmış olsa idi yaşının da müsait olması hasebıyle kendisiyle birlikte desteğine ihtiyacı olan tüm aile fertlerinin zorunlu ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için ya bir işverene alt işyerinde hizmet akdi ile ya da diğer değişik işlerde çalışacağı ve kazanç sağlayacağı kabul edilerek buna göre değerlendirme yapılacak olduğunu, yüksek Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş İçtihatlarına ve uygulamalara göre kural olarak aktif çalışma yaşı sonu (60) olarak kabul edilmekte olduğunu, bu itibarla müteveffanın bu olay sebebiyle ölmeyip sağ kalmış olsa idi aktif çalışmasını (60) yaşına kadar devam ettireceği kabul edilerek kaza ve vefat tarihi itibariyle (36) yaşından itibaren (60) yaşına kadar zarar gördüğü bakiye aktif hayat süresi (24) yıl olduğunu, yüksek Yargılayın bu konudaki yerleşmiş İçtihatlarında müteveffanın (60) yaşından sonra geçecek olan emeklilik ve pasif devresi için de destekten yoksunluk tazminatının hesaplanması gerektiği belirtildiğinden davacı eş bakımından müteveffanın Pasif devresi için de destekten yoksunluk tazminatı hesaplanacak olduğnu, bu duruma müteveffanın (60-69) yaşlan arası geçecek olan Pasif Devresi de (9) yıl olduğunu,
Müteveffa için davacı tarafça yapılan Cenaze ve Defin giderleriyle ilgili dosyada belgelere rastalanılmadığını,
Davacı eş …’ın Poliçede belirlenen Teminatla sınırlı Nihai ve Gerçek Maddi zararının 48.296,48 TL den ibaret bulunduğunu,
Davacı oğlu …’ın Poliçede belirlenen Teminatla sınırlı Nihal ve Gerçek Maddi zararının 493,08 TL’den ibaret bulunduğunu,
Davacı kızı …’ın Poliçede belirlenen Teminatla sınırlı Nihal ve Gerçek Maddi zararının 2.268,09 TL den ibaret bulunduğunu,
Davacı kızı …’ın Poliçede belirlenen Teminatla sınırlı Nihal ve Gerçek Maddi zarannın 2.794,31 TL den ibaret bulunduğunu,
Davacı oğlu …’ın Poliçede belirlenen Teminatla sınırlı Nihai ve Gerçek Maddi zararının 6.148,04 den ibaret bulunduğuna dair rapor sunulmuş olduğu görülmüştür.
Dava: Destekten yoksunluk tazminatı davasıdır.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyadaki bilgi ve belgeler, alınan detaylı, gerekçeli ve dosya kapsamı ile uyumlu olması nedeniyle itibar edilen bilirkişi raporu uyarınca davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davanın, trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminat davası olması nedeniyle, davacıların dayanağı 2918 sayılı yasanın 91 maddesi uyarınca davalının, meydana gelen ölümlü trafik kazası nedeniyle davacılara 6098 sayılı BK 53/3 maddesine dayalı olarak talep ettikleri destekten yoksun kalma tazminatı talebini karşılamakla yükümlüdür. Zaman aşımı itirazı da yukarıda incelendiğinden tekrar burada yer verilmemiştir.
Bilirkişi tarafından hazırlanan ve detaylı, gerekçeli ve dosya kapsamı ile uyumlu olması nedeniyle hükme esas alınan raporda; davacı eş … 26/06/1974 D.lu ve kaza tarihi itibariyle (33 ) yıl (22) günlük olup, (33 ) yaşında olduğu kabul edilerek muhtemel bakiye ömrü (35) yıl ve muhtemelen (68 ) yaşına kadar yaşayacağı düşünülerek, desteğinden mahrum kaldığı süre ( 24 akti +9 pasif = 33 ) yıl olduğunu, davacı oğlu … 24.08.1992 D.lu ve kaza tarihi itibariyle (14) yıl (10) ay (24) günlük olup, (15 ) yaşında olduğu kabul edilerek; kaza tarihinden itibaren rüşte eriştiği (18) yaşına kadar müteveffa babasının desteğinden mahrum kaldığı sürenin (3) yıl olduğunu, davacı kızı … 02.05.1994 D.lu ve kaza tarihi itibariyle (13) yıl (02) ay (16) günlük olup, (13) yaşında olduğu kabul edilerek kaza tarihinden itibaren evlenebileceği (22) yaşına kadar müteveffa babasının desteğinden mahrum kaldığı sürenin (9) yıl olduğunu, davacı kızı … 12.7.1995 D.lu ve kaza tarihi itibariyle (12) ay (06) günlük olup, (12) yaşında olduğu kabul edilerek; kaza tarihinden İtibaren evlenebileceği (22) yaşına kadar müteveffa babasının desteğinden mahrum kaldığı sürenin (10) yıl olduğunu ve davacı oğlu … 18.11.2003 D.lu ve kaza tarihi İtibariyle (03) (8) aylık olup,(4) yaşında olduğu kabul edilerek; kaza tarihinden itibaren rüşte ereceği (18) yaşına kadar müteveffa babasının desteğinden mahrum kaldığı sürenin (14) yıl olduğunu belirtilmekle, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 06.03.1978 tarihli ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de “Destekten yoksun kalma tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının, desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” şeklinde de değindiği üzere davanın dava dilekçesi ve talep arttırım dilekçesi doğrultusunda kabulü ile davacı … için 48.296,48 TL, davacı … için 493,08 TL, davacı … için 2.268,09 TL, davacı … için 2.794,31 TL, davacı … için 6.148,04 TL olmak üzere toplamda 60.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 07/03/2017 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulüne;
Davacı … için 48.296,48 TL, davacı … için 493,08 TL, davacı … için 2.268,09 TL, davacı … için 2.794,31 TL, davacı … için 6.148,04 TL olmak üzere toplamda 60.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatını 07/03/2017 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 4.098,60 harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 31,40 TL ve bilahare ikmal edilen 195,00 TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye 3.872,20 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydedilmesine,
3-Davacı tarafça yapılan 31,40 TL başvuru harcı, 31,40 TL peşin harç, 195,00 TL ıslah harcı, 4,60 TL vekalet harcı, 7,25 TL vekalet pulu ve 1.085,10 TL tebligat/posta/bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.354,75 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca alınması gerekli 7.078,54 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
5-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca alınması gerekli 493,08 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
6-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca alınması gerekli 2.268,09 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
7-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca alınması gerekli 2.794,31 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
8-Davacı … ( velayeten …) kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca alınması gerekli 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
9-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 27/01/2020

Katip
¸e-imzalı

Hakim
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.