Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/400 E. 2022/588 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2017/400 Esas
KARAR NO:2022/588

DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:24/04/2017
KARAR TARİHİ:14/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili tarafından 03.03.2016 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyası nezdinde, davalı borçlu şirket aleyhine icra dosyasına sunulan cari hesap ekstresinde belirtilen muhtelif fatura alacaklarına istinaden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirket tarafından, icra dosyasında, borca ve yetkiye itiraz edildiğini, daha sonra söz konusu dosyadaki yetkiye yapılan itiraz taraflarınca kabul edilmiş olup, dosyanın yetkili … İcra Müdürlüklerine gönderilmesi için talep açıldığını, bu nedenle, icra dosyası … 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esasına kaydedilmiş ve borçlu şirkete ödeme emri gönderildiğini, bu ödeme emrine de davalı şirket tarafından süresi içerisinde icra takibine konu bir borçlarının ve hizmet ya da iş ilişkilerinin olmadığını beyanla, borcun aslına, ferilerine, faiz oranına ve faize itiraz edildiğini, söz konusu itirazlar, haksız ve takibi sürüncemede bırakmaya yönelik olduğundan huzurdaki davanın açıldığını, davalı ile müvekkili arasındaki ticari ilişki nedeniyle, müvekkili tarafından davalıya, icra dosyasında mevcut cari hesap ekstresinde belirtilen faturalar düzenlendiğini, faturalar davalıya sunulan işyeri hekimliği, iş güvenliği uzmanlığı ve bunlara benzer hizmetlere ilişkin olduğunu, bu faturalar gereği, gerekli iş ve hizmetler davalıya sunulmasına rağmen, söz konusu faturaların bedeli olan bakiye 7.452,45 TL davalı tarafından ödenmediğini, bunun üzerine başlatılan icra takibine, davalı tarafından müvekkilinin alacağına kavuşmasını engellemek amacıyla haksız olarak itiraz edildiğini, itiraz dilekçesinden de açıkça anlaşılacağı üzere, davalı borçlu şirketin itirazlarının herhangi hukuki bir dayanağının olmadığını, müvekkilinin ve ayrıca davalının ticari defter ve kayıtları incelendiğinde gerçek durum ortaya çıkacağını, işbu açıklanan sebeplerle, huzurdaki davayı açma zorunluluğu doğduğunu, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin tüm hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla asıl alacak 7.452,45 TL’ye ilişkin itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; İcra İflas Kanunu hükümleri gereğince, itirazın iptali davasının bir yıllık süre içerisinde açılmasının gerektiğini, davacının müvekkili aleyhine açtığı takibe müvekkili tarafından 22.04.2016 tarihinde itiraz edildiğini ve İcra Müdürlüğü’nün, 22.04.2016 tarihli kararı ile takibin durdurulduğunu, davacı bir yıllık yasal sürede dava açmamış olup, davanın öncelikle bu yönden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkilinin davacıya böyle bir borcu bulunmadığını, dava dilekçesinde ve ödeme emrinde, dava konusu alacağın Cari Hesap Alacağı olduğu belirtilmiş olup, buna ilişkin herhangi bir delil veya belge müvekkiline tebliğ edilmediğini, davacının alacağın sebeb ve dayanakları ile delillerini izah etmesi ve taraflarına tebliğ ettirmesi halinde, bu konudaki ayrıntılı cevap, beyan ve savunmalarımızı ayrıca sunma haklarını saklı tuttuklarını, açıklanan tüm bu nedenlerle davanın reddine, takibin haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememizce davaya konu edilen … 5. İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyasının UYAP sureti, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevapları ve ekleri, … A.Ş ne yazılan müzekkere cevabı ve ekleri, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden sistem üzerinden çıkartılan kayıtlar, … A.Ş ‘ e yazılan müzekkere cevabı ve tüm ekleri celp edilip incelenmiştir.
Mahkememizin 04/04/2018 tarihli celse sekiz nolu ara karar gereğince, iddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemine ait taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak konusunda uzman SMMM … seçilmiş, adı geçen bilirkişice sunulan 19/07/2018 tarihli bilirkişi raporunun dosya içerisinde olduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporunun tetkikinde, davacı yanın sunduğu ticari defterlerin TTK bükümlerine göre gerekli açılış ve kapanış onayına sahip olduğu, davacı defterlerinin HMK 222’ye göre delil niteliğinde olduğu, davalı yanın ticari defterlerini sunmaması hakkında takdirin mahkemeye ait olduğu, davacı yanın ticari defterlerinde yapılan inceleme sonucunda, davalı yandan,31.12.2015 tarihi itibarı ile KAYDİ olarak, 7.452,45 TL alacaklı göründüğü, davalı yanın, davacı tarafından kendisine düzenlenen faturanın içeriğine, tebellüğü ve hizmetin içeriğine itirazının olmadığı, dolayısı ile KAYDİ anlamda davalının davacıdan davaya konu hizmeti almış olabileceği, bu konuda hukuki yorum ve takdirin mahkemeye ait bulunduğu kanaatine varılmakla, davacı yanın, davalı yandan kendi ticari defterlerinde KAYDİ olarak, 7.452,45 TL alacaklı göründüğü, davacı yanın, davalı yanı takiple temerrüde düşürdüğü, bu nedenle faiz yönünden inceleme yapılmadığı kanaatiyle rapor alınmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından … 5. İcra Dairesinin … takip sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
2004 sayılı İİK ‘nun 67. maddesinde takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda davacı tarafından davalı aleyhine … 5. İcra Dairesinin … takip sayılı dosyası ile “7.452,45 TL BEDELLİ CARİ HESAP EKSTRESİ ” açıklaması ile 7.452,45 TL alacak için ilamsız icra takibine başlandığı, örnek 7 ödeme emrinin 22/04/2016 tarihinde davalı borçluya tebliğ edildiği, borçlu tarafından 22/04/2016 tarihinde yasal 7 günlük sürede itiraz edildiği itirazın davacı alacaklıya tebliğ edilmeksizin 24/04/2017 tarihinde eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı, davalı ile aralarında iş yeri hekimliği, iş güvenliği gibi hizmetler nedeni ile ticari ilişki bulunduğunu, bu hizmetler nedeni ile kesilen faturaların davalı tarafından ödenmediği iddia edilmiş, davalı ise davacı yana takip ve dava konusu borcunun bulunmadığını savunmuştur.
Uyuşmazlığın çözümü için mahkememizce taraf ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, davacı yan defterlerini incelemeye ibraz etmiş ve bilirkişi raporu ile davacının kanuna uygun tutulan defterlerine göre davalıdan 7.452,45 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Davalı yan defterlerini bilirkişi incelemesi için ibraz etmemiştir.
Taraflar tüzel kişi tacir olup, defter tutmakla yükümlüdürler. Ancak davalı yan yapılan ihtara rağmen defterlerini mahkememizi ibraz etmemiştir.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 13/06/2017 Tarih ve 2016/2310 Esas- 2017/2537 Karar sayılı kararında da;” 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde, ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.” denilerek defter tutmakla yükümlü olan tüzel kişi tacirin ticari defterlerini inceleme için mahkemeye ibraz etmemesinin kayıtlarının diğer taraf kayıtlarını doğruladığı şeklinde yorumlanması gerektiği içtihat edilmiştir.
Davacı yanın ticari defterlerine göre davalıdan 7.452,45 TL alacaklı olması, davalı yanın defterlerini inceleme için ibraz etmemesi ve yukarıda anılan Yargıtay ilamı dikkate alınarak, davacının davalıdan 7.452,45 TL alacaklı olduğu kabul edilmiş ve davalı tarafından icra dosyasına yapılan itirazın iptaline karar verilmiştir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli 2019/4054 esas ve 2019/7699 karar sayılı kararında belirtildiği üzere; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun itirazında haksız olması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Davacının talebinin faturaya dayalı olduğu ve alacağın likit olduğu anlaşıldığından davacının icra inkar tazminatı isteminin kabulüne karar verilerek uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, davalı tarafından … 5. İcra Dairesinin … takip sayılı dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE VE TAKİBİN DEVAMINA,
2-İtirazın iptaline karar verilen alacağın %20 ‘ si oranında hesaplanan 1.490,49 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli 509,08 TL karar ve ilam harcından 90,01-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 419,07-TL eksik harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan126,01-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 1.056,50-TL olmak üzere toplam 1.182,51 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/2 vd. maddeleri uyarınca ve miktar itibarıyla kesin olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır