Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/388 E. 2019/625 K. 18.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2017/388 Esas
KARAR NO: 2019/625

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/04/2017
KARAR TARİHİ: 18/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirketin otomotiv parçası sektöründe faaliyet gösterdiğini, ABD ‘den belirli model araçlar için otomatik şanzııman ithal ettiğini, dava konusu ürünlerin ABD ‘de mukim … adlı ihracatçı firmadan satın alındığını, müvekkili şirketin satın aldığı söz konusu ürünler için, nakliyat ve lojistik sektöründe faaliyet gösteren davalı şirket … Şirketi’nin müvekkili şirkete e- posta yoluyla teklif sunduğunu ve sunulan teklifin müvekkili şirket tarafından yine e-posta yoluyla kabulü ile davalının nakliye işini üstlendiğini, 15 Aralık 2015 ‘te davalı şirket …’ ın nakliyeye konu olan 3 palet ürünlerden 1 paletin kayıp olduğunu belirttiğini, kaybolan palet hakkında ihracatçı firmadan ve alıcı firma olan davacıdan bilgi talep ettiği, 16 Aralık 2015’te de kaybolan ürünün yanlış etiketlendiği ve hataen farklı bir adrese gönderildiğini, hatanın düzeltildiğini ve bu paletin iletileceğinin davalı tarafından müvekkil şirkete e-posta yoluyla bildirildiğini, gerçekte bir yanlış etiketlenmenin mevzu bahis olmadığını, iletilemeyen ürünlerin zayi olma durumunun davalı tarafından gizlendiğini. davalı şirketin 30 Aralık 2015 te gönderdiği e-posta ile “Yılbaşı ve Chrismas nedeniyle yoğunluk olduğunu” belirttiğini, 6 Ocak 2016’da gönderdiği bir e- postada da “claim (dava) sürecinin devam ettiğini, sigorta işlemlerinin başladığını” belirttiği, davacı şirket tarafından 2 Şubat 2016’da eposta yolu ile kaybolan ve iletilemeyen söz konusu palet, davalı şirket …’a sorulduğunda; 11 Şubat 2016’da davalı şirketin “Dosya süreçlerinin uzun sürdüğü ve inceleme tamamlandığında dönüş yapılacağı, hukuk departmanı tarafından ilgilenildiği” şeklinde beyanda bulunduğunu, 23 Şubat 2016 tarihinde tedarikçi firma …’in taşıyıcı davalı firma …’ a e-posla yoluyla taşımaya konu ürünlerin adları ve adedinin sorulduğu, aynı gün davalı şirket …’ ın da kaybolan ürün değerinin 11.048,40 Amerikan doları olduğunu, halen bulunamadığını ikrar ettiği ve ayrıca sigortaya başvurulduğunu beyan ettiğini, eksik bir paleti …’ ın bildirimi ile öğrenen müvekkili şirketin, kendisine iletilen paletler içindeki eksik ürünleri de 20 günlük makul süre içerisinde tespit ettiğini ve derhal e-posta yoluyla bunu davalı nakliye firması …’a bildirdiği, yapılan bu ihtar üzerine 11 Nisan 2016, 25 Nisan 2016 ve 27 Nisan 2016 tarihlerinde, iletilen paletler içerisindeki eksik kalemlere ilişkin sigorta şirketine başvurulacağını ve buna ilişkin müvekkili şirketten sigorta şirketine gönderilmek üzere, beyanda bulunulmasının talep edildiğini, 11 Ekim 2016 tarihinde davacı şirket tarafından davalı şirkete son defa ihtar edildiğini, yaklaşık 1 yıldır bekletmede bulunulduğu ve zararın telafisi için somut bir adım atılmadığından bahisle hukuki yola başvurulacağının ihtar edildiğini, önceki ihtarlarda olduğu gibi bu ihtara da cevaben sürecin işlediği, gerekenin yapıldığı/yapılacağı vs gibi beyanlarda bulunulduğunu, son ihtardan itibaren işbu davanın açılmasına kadar aradan geçen yaklaşık 6 aylık sürede de hiçbir somut adım atılmadığını, yukarıda açıklanan nedenlerle ve fazlaya dair hakları saklı kalması kaydıyla, kötü ifa nedeniyle müvekkili firmaca satın alınan ve ulaştırılamayan 1.048.40 Dolar değerindeki 2 palet ürün ile 1.264.26 Dolar değerindeki 2 kalem ürün tutarı olan toplam 12,312.66 Dolar zararın, dava tarihinden itibaren işleyecek devlet bankalarının Amerikan Doları ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı ile birlikte, davalı şirket tarafından müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; usule ilişkin itirazlarının bulunduğunu, davanın görevsiz mahkemede açıldığını, dosyanın görevli Denizcilik ve İhtisas Mahkemesinde ( İstanbul … ATM ) görülmesi gerektiğini, dava açılabilmesi için gereken bir yıllık hakdüşürücü sürenin geçtiğini, davacının müvekkilinin yalan beyanlarda bulunarak kendisini oyaladığı iddiaları haksız ve mesnetsiz olup gerçeği yansıtmadığını, davanın esasına TTK 4. Kitapta açıklanan Deniz Ticareti hükümlerinin uygulanması gerektiğini, davacı sonradan kayıp olduğunu farkettiğini iddia ettiği iki kalem eşya için kanuni bildirim sürelerini geçirmiş olup müvekkilinin söz konusu eşyanın tazmini hususunda herhangi bir sorumluluğu bulunmamakta olduğunu, mahkemece zayi edilen eşyadan müvekkilinin sorumlu olduğu kanaatine varılsa dahi bu sorumluluk TTK ‘ da öngörülen sorumluluğu sınırlandırma hakkı hükümleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, davanın… A.Ş ‘ en ihbar edilmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerle haksız ve mesnetsiz olarak ikame edilen huzurdaki davanın görev yönünden usulden reddi gerektiğini, davanın bir yıllık zamanışımı süresi geçtikten sonra açılması sebebiyle usulden reddi gerektiğini, huzurdaki davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, Ticari nitelikteki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır.
Davada taraflarca bildirilen deliller toplanmış, uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden mahkememizce 04/04/2018 tarihli duruşmada davacı taraf iddiası, davalı taraf savunması ve tüm dosya kapsamına göre rapor alınmasına karar verilerek 04/06/2018 tarihi inceleme günü olarak belirlenmiş, tarafların ticari defter ve kayıtları ile dosyaya getirtilen ve sunulan belgeler üzeriden inceleme yapılmak üzere dosya konusunda uzman SMMM bilirkişisi …, Prof. Dr. M. … ile Prof. Dr. …’e tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 12/10/2018 tarihli bilirkişi raporu ve 04/03/2019 tarihli bilirkişi ek raporunun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle; davacının, ticari kayıt defter ve belgeleri ile teyit edildiği üzere bedelini ödeyerek, dava dışı Amerikan İhracatçı adresinde teslim şekliyle ithal ettiği emtiadan bir (1) paletin ilk karayolu taşıması sürecinde zayi olduğu,kalan yükün, sonradan davacı yanca İleri sürülen paletler içinde iki eksik çıktığı iddiaları ile davalıya teslim edildiği, teslim tarihinden İtibaren TTK m.855 ile düzenlenen bir (1) yıllık zamanaşımı süresinden sonra işbu davanın ikame edildiği, teslim edilen paletlerde iki (2) adet emtia zayi iddiasının gereği gibi tutanak-şerh veya ihtirazi kayıt ile teyit edilmediği, bunlarında tesliminden itibaren bir (1) yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği, davacının kayıp paletle İlgili sabit zararının 11.048,40 USD, iki adet eksikliği ile ilgili iddia aşamasında kalan zararının 1.264,26 USD miktarında olduğu, fatura bedellerinin somut olaya uygun, TTK m.880 hükmüne göre kadri marufunda zararları gösterdiği, TTK m.902 ve devamı hükümleri ile m.882 gereği davalının sınırlı sorumlu olduğu gözetilerek, davalının; davacı tarafından ileri sürülen toplam zayi iddiası bakımından 3.708,12 USD tazminat ile sınırlı sorumlu olduğu, kayıp palet bakımından ise davalının 3.360,65 USD tazminat tavanı ile sınırlı sorumlu olduğu görüşünü içerir raporunu sunmuşlardır
Bilirkişi heyetinde bulunan … tarafından alınan 04/03/2019 tarihli ek raporun tetkikinde, davacının iki ayrı sebebe dayanan iki ayrı zarar ve tazminat talebi iddiasında bulunduğu, birinci talebinin toplam 3 palet taşımaya alınan yükten 1 paletinin kaybına dayandığı, böylesine büyük fark edilebilir bir parçanın kaybolmasının olağan taşımacılık riski sayılamayacağı, dışsal bir gasp, hırsızlık ve sair İddiada olmadığı gözetilerek Yargıtay uygulamasına göre bunun ağır kusura karine teşkil ettiği ve davacının üç (3) yıllık zamanaşımı süresinden yararlanacağı, ayrıca uğradığı tüm doğrudan zararını tazmin talep edebileceği, kök raporda belirtildiği gibi, davalının ağır kusuru sabit görülmezse, davalının bir (1) yıllık zamanaşımı ve sınırlı sorumluluktan yararlanabileceği, ancak bir (1) yıllık zamanaşımı hesabında da davalının zamanaşımı süresini kesen eylem ve irade açıklamalarının sayın mahkemece değerlendirilmesi gerektiği, birinci talep bakımından zamanaşımı süresi (3) yık sorumluluk sınırsız kabul edildiğinde, davalının 11.048,40 USD tazminattan sorumlu tutulabileceği, zamanaşımı bir yıl ve henüz dolmadığı varsayımında ise davalının 3.360,65 USD tazminattan sorumlu tutulabileceği, ikinci talebin ise taşıma sonunda teslim edilen iki palet yükte İki adet emtia eksiğinden kaynaklı tazminat talebi olduğu, kök raporda belirtildiği gibi, meydana gelen kaybın TTK m.875 ile belirtilen taşıma sürecinde oluştuğunun sabit olmadığı, davacının bu kalem emtia eksiklerinin taşıyıcı sorumluluğunda olduğunu delilleri ile ortaya koyamadığı, ihbarın süresinde olmasının süreçte zarar olduğu anlamına gelmeyeceği kanaatiyle görüş bildirilmiştir.
İddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporlarının kapsamı tümüyle birlikte değerlendirilmiş, alınan bilirkişi heyet raporu ve ek raporu gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden,mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamının ve mahkememizce de benimsenen 09/07/2018 tarihli bilirkişi raporu ve ek rapor birlikte değerlendirilmesinde; İlk talebin 1 paletinin kaybına ilişkin, büyük fark edilebilir bir parçanın kaybolmasının olağan taşımacılık riski sayılamayacağı, dışsal bir durum iddiasının bulunmadığı taşıyıcının kusurunun ağır olduğu, dava tarihi ve kayıp bildirim tarihi dikkate alındığında zamanaşımı süresinin dolmadığı davalının 11.048,40 USD tazminattan sorumlu olduğu , ikinci talebin ise taşıma sonunda teslim edilen iki palet yükte iki adet emtia eksiğinden kaynaklı tazminat talebinde paletler teslim edilir iken eksik zayi hasar bildirimden bulunulmadığı ,ambalaj açıldığında içerisinde iki adet ürünün eksik olduğunun tespit edildiği TTK m. 862 gereğince ambalajlama ve paketleme gibi görevlerin gönderene ait olduğu ,meydana gelen kaybın TTK m.875 ile belirtilen taşıma sürecinde oluştuğunun sabit olmadığı, ihbarın zamanında yapılması zarar olduğu anlamına gelmeyeceği davacının bu kalem emtia eksiklerinin taşıyıcı sorumluluğunda olduğunu delilleri ile ortaya koyamadığı anlaşılmakla bu talebi yerinde görülmemiş olup; davanın kısman kabulü ile; 11.048,40 USD (Amerikan Doları)’nın dava tarih olan 20/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi gereği Devlet bankalarınca 1 yıl vadeli USD mevduat hesabına uygulanan en yüksek faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kısman kabulü ile; 11.048,40 USD (Amerikan Doları)’nın dava tarih olan 20/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi gereği Devlet bankalarınca 1 yıl vadeli USD mevduat hesabına uygulanan en yüksek faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gerekli 2.761,58-TL karar ve ilam harcından 769,40-TL peşin yatırılan harcın mahsubu ile geriye kalan 1.992,18-TL eksik harcın davalıdan alınmasına,
3-Davacı tarafından yatırılan 769,40 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 36,00-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 2.601,00-TL olmak üzere toplam 2.637,00-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 2.366,18-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geriye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.796,99 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
7-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin ve ihbar olunan vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır