Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/387 E. 2021/285 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/387 Esas
KARAR NO:2021/285

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
DAVA TARİHİ:20/04/2017
KARAR TARİHİ:15/04/2021

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 19/09/2016 tarihli trafik kazasında, kaldırıma doğru ilerleyen müvekkiline davalı sigorta şirketine sigortalı, davalı şahsın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarparak ağır yaralanmasına sebebiyet verdiğini, kaza sonrası müvekkilinin maluliyetinin bulunduğunu, ayrıca felç kalabileceğini ve kalıcı sakatlık ve bakıma muhtaç durumda olabileceğini, müvekkilinin maddi ve manevi zarar gördüğünü ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle müvekkilinin kalıcı sakatlık ve sürekli iş göremezlik için şimdilik 10.000 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline, 100.000 TL manevi tazminatın davalı gerçek kişiden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı taraf 19/10/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile geçici iş göremezlik talebini 20.635,20 TL’ye ve sürekli iş göremezlik talebini 575.400,84 TL’ye olmak üzere maddi tazminat istemlerini toplam 596.036,04 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza tarihinde kazaya karışan aracın müvekkili sigorta şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu, kaza sonrası davacı tarafça müvekkiline usulüne uygun başvuru bulunmadığını, bu nedenle tazminat talebinin dava tarihinde muaccel hale geldiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun kusur ve sigorta poliçesi limitleri ile sınırlı olduğunu, Adli Tıp Kurumu …. İhtisas Dairesinden rapor alınmasını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı şahıs vekili davaya cevap vermemiş, duruşmadaki beyanları ile davanın reddini savunmuştur.
Dava; 19/09/2016 tarihinde davalı sigorta şirketine ZMSS ile sigortalı olan ve diğer davalının kullandığı aracın çarpması sonucu yaralanan davacının uğradığı maddi ve manevi zararların davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Oluşan kazada kusur oranlarının belirlenmesi için … Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden kusur raporu alınmış, bu yönden sunulan 30/12/2019 tarihli kusur raporunun dosya arasında olduğu ve alınan rapora göre; kazaya karışan … plakalı araç sürüsü davalı …’nin % 90 oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’un %10 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Davacının meydana gelen kazada maluliyet ve iş göremezlik oranının tespiti için … Adli Tıp Kurumu …. İhtisas Dairesi’nden maluliyet raporu aldırılmış, bu yönden sunulan 26/02/2020 tarihli raporunun dosya arasında olduğu ve alınan rapora göre; davacının tüm vücut engellilik oranının %96 olduğu ve iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 18 aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir.
Kusur oranı yönünden alınan İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 30/12/2019 tarihli kusur raporu, maluliyet ve iş göremezlik oranlarının tespiti için alınan … Adli Tıp Kurumu Birinci Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 26/02/2020 tarihli raporu olayın oluşuna uygun ve denetlenebilir olduklarından mahkememizce de benimsenmiş, davalı taraflarca yapılan itirazların yerinde görülmemiştir.
Uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden dava konusu trafik kazasına nedeniyle davacının maluliyetinden kaynaklı talep edilebilecek tazminatın hesaplanmasına karar verilerek, getirtilen-sunulan belgelerle birlikte dosya, aktüer hesabı konusunda uzman …’ya tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi tarafından düzenlenen 05/10/2020 tarihli bilirkişi raporunun dosya arasında olduğu görülmüştür. Alınan rapora göre; … Adli Tıp Kurumu …. İhtisas Dairesi’nden alınan maluliyet raporuna göre, davacının tüm vücut engellilik oranının %96 oranında olduğu ve iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 18 aya kadar uzayabileceğinin belirtildiği; 19/09/2016 tarihli trafik kazası nedeniyle, davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik tazminatının 20.635,20 TL, sürekli iş göremezlik tazminatının 575.400,84 TL olduğu bildirilmiş, tazminat hesabının kusur oranları üzerinden yapıldığı anlaşılmıştır.
Alınan bilirkişi raporu gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun, itirazları cevaplar nitelikte ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, alınan ve benimsenen bilirkişi kurulu kök ve ek raporları, toplanıp değerlendirilen tüm delillere göre; 19/09/2016 tarihli trafik kazasında, davacının yaralanmasına sebep olan, davalı …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, kaza tarihini kapsayan 20/02/2016-20/02/2017 tarihleri arasında davalı sigorta şirketine sigortalı olduğu; oluşan kazada araç sürücüsü davalı gerçek kişinin %90, davacının %10 oranında kusurlu olduğu, benimsenen bilirkişi raporunda dayanak ve gerekçeleriyle ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, meydana gelen trafik kazası sonucu davacının 18 aylık iyileşme süresi kapsamında talep edebileceği geçici iş göremezlik zararının 20.635,20 TL; %96 oranında maluliyetini kapsamında talep edebileceği sürekli iş göremezlik zararının 575.400,84 TL olmak üzere toplam maddi zararının 596.036,04 TL olduğu, davadan önce davalı sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmak suretiyle temerrüde düşürüldüğü anlaşıldığından davacının uğramış olduğu toplam 596.036,04 TL maddi zararın, davalı sigorta şirketinden poliçe limitleriyle sınırlı olmak üzere temerrüt tarihinden itibaren, diğer davalı gerçek kişiden kaza tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Davacının davalı …’ye yönelik açtığı manevi tazminat istemleri yönünden yapılan inceleme sonrasında;
Bilindiği üzere (6098 sayılı BK. 56 md hükmüne göre), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında; 19/09/2016 tarihinde meydana gelen ve davacının %96 oranında maluliyetine neden olan trafik kazasında, kazaya karışan araç sürücüsü davalı …’nin oluşan kazada kusura ilişkin alınan ve benimsenen kusur raporuna göre %90 oranında, davacının ise %10 oranında kusurlu oldukları; kaza sonucu kaza sonucu davacının yaralanması nedeniyle duyulan acı ve elemin giderilmesi için hakkaniyete uygun bir tazminatın verilmesi gerektiği kanaatine varılmış; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın meydana geldiği tarihteki paranın alım gücü ile dava konusu kaza da tarafların kusur oranları ile taraflarda zenginleşmeye ve fakirleşmeye neden olmayacak şekilde maluliyet ve iş göremezlik durumları da dikkate alınarak davacıya aşağıda belirtildiği miktarlarda manevi tazminata hükmedilmiş olup, açıklanan gerekçelerle uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davacının Maddi Tazminat Davasının Kabulü ile,
20.635,20 TL geçici iş göremezlik ve 575.400,84 TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 596.036,04 TL maddi tazminatın (davalı sigorta şirketinin poliçe limiti olan 310.000,00 TL ile sınırlı olarak sorumlu olmak kaydıyla) davalı sigorta şirketi yönünden 07/11/2016 tarihinden, diğer davalı … yönünden kaza tarihi olan 19/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
2-Davacının Manevi Tazminat Davasının Kısmen Kabulü ile,
Takdir olanan 50.000,00 TL manevi tazminatın 19/09/2016 (kısa kararda sehven 19/06/2016 olarak yazılmıştır) tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya ödenmesine,
Davacının manevi tazminat istemi yönünden fazlaya ilişkin isteminin reddine,
3-Maddi tazminat yönünden alınması gerekli 40.715,22-TL karar ve ilam harcından 2.307,21-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 38.408,01-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp maliyeye gelir kaydına,
4-Manevi tazminat yönünden alınması gerekli 3.415,50-TL karar ve ilam harcının davalı gerçek kişiden alınıp maliyeye gelir kaydına,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca
Maddi tazminat yönünden hesap ve taktir olunan 46.851,80-TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
Manevi tazminat yönünden hesap ve taktir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalı gerçek kişiden alınıp davacıya verilmesine,
6-Davalı gerçek kişiye yönelik açılan ve kısmen reddedilen manevi tazminat yönünden davalı gerçek kişi kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp bu davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan 31,40 TL başvuru harcı, 2.307,21 TL peşin ve ıslah harcı, 4,60 TL vekalet harcı, 800,00 TL bilirkişi ücreti ve 478,50 TL tebligat giderlerinin toplamı 3.621,71 TL yargılama giderinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalanın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, huzurdaki taraf vekillerinin yüzünde, davalı sigorta şirketi vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 15/04/2021

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı