Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/379 E. 2021/429 K. 08.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/379 Esas
KARAR NO:2021/429

DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:10/04/2017
KARAR TARİHİ:08/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında imzalanan Protokoller ile davalının müvekkili kuruma ait Radyo-Televizyon verici-aktancı istasyonlarında GSM Baz istasyonları tesis ettiğini ve belirlenen ücretler karşılığında bu istasyonların enerji, kule, kapalı alan vb. alt yapısından faydalandığını, …nin 23.06.2005 tarihli ve 250 sayılı kararı ile … …. AŞ’nin 25 yıllık lisans hakkı ve varlıkların feri veya mütemmim cüzi niteliğindeki sözleşmeler ve bu sözleşmelerden doğan diğer tüm mal, hak ve varlıkların bir araya getirilerek … varlıkları adı altında ticari ve iktisadi bir bütünlük oluşturduğuna, oluşturulan … varlıklarının ticari ve iktisadi bütünlüğünün cebren satışına karar verildiğini, bilahare 13.12.2005 tarihinde … adlı kuruluşa ihale edilmesinin onaylandığını ve tüm bütünlüğü ile bu şirkete geçtiğini, müvekkili kuruma ait altyapıdan … adlı kuruluş tarafından yararlanmaya devam edildiğini, …’nin tahakkuk eden ücretler ile ilgili müvekkili kurum ile görüşme halinde olduğunu, taraflar arasında imzalanan protokolün 7.3. maddesi uyarınca, davalının yararlanmayı talep ettiği verici istasyonlarına ilişkin olarak montaja başlamadan önce yaptığı survey çalışmasını …’ye sunması ve …’nin onayını takiben montaja başlaması ve tahsis ücretlerini …’ye ödemesi gerekirken, müvekkili kurumun bazı bölgelerinde, müvekkilinden izin alınmaksızın ve bilgi verilmeksizin alt yapısında yararlanıldığını ve herhangi bir ücret ödenmediğini, bu nedenle izinsiz olarak kullanılan tahsis ücretlerinin ödenmesi amacı ile davalı yana tebliğ edilen 17.149,75 TL (KDV hariç) fatura tutarının ödenmediğini beyan ederek, davanın kabulüne, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; huzurda görülen davada öncelikle zaman aşımı iddiasında bulunduklarını, davacı taraf yasal zaman aşımı süresi içerisinde davayı açmadığını ve taleplerinin zaman aşımına uğradığını, TBK 50.maddesinde zarar görenin zararını ve zarar verenin kusurunu ispatlamak durumunda olduğunu belirtmiş olmasına karşı davacı tarafın dava dilekçesinde iş bu hususlarda bir açıklık olmadığının görüldüğünü, hukuksal dayanakları belirsiz olup davacının iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili şirketin kayıtlarında davacıya ilişkin herhangi bir borç bakiyesinin bulunmadığını, davacının söz konusu faiz talebinde bulunabilmesi için şirketlerinin öncelikle temerrüde düşürmüş olmasının gerektiğini, ortaya böyle bir temerrüdün olmadığını, açıklanan tüm bu nedenlerle talebin maddi ve hukuki dayanakları ile talep edilen meblağ konusunda yeterli izahat yapıldığında doğacak cevap hakları saklı kalmak kaydıyla haksız ve kötü niyetli davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı yandan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememizin 04/04/2018 tarihli celse dört nolu ara karar gereğince davacı taraf ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi yönünden … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmasına karar verilmiş, … 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin … Tal. Sayılı dosyasıyla alınan talimat bilirkişi raporunun dosya içerisinde olduğu görülmüştür.
Talimat bilirkişi raporunun tetkikinde, davacı kurumun 2016 yılı ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemeler sonucunda, davacı kurumun 2016 yılı yevmiye ve kebir defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının TTK ‘ nın 64/III ile 213 sayılı V.U.K’ nun 220-222 maddelerinde öngörülen esaslara uygun olarak yaptırdığı, defter kayıtlarının birbirini teyit ettiği ve doğruladığı, davacı kurumun ibraz edilen ticari defterlerinin kanuna uygun tutulduğu, davacı kurumun 2016 yılı ticari defter kayıtlarına göre 06/12/2016 tarihi itibariyle davalı şirketten 20.236,71 TL alacağının olduğu kanaatiyle rapor alınmıştır.
Yine mahkememizin 18/02/2020 tarihli celse bir nolu ara karar gereğine iddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemine ait davalı taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak konusunda uzman SMMM … seçilmiş, adı geçen bilirkişice sunulan 19/11/2020 tarihli bilirkişi raporunun dosya içerisinde olduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporunun tetkikinde, davalı yanın sunduğu ticari defterlerinin TTK hükümlerine göre gerekli açılış ve kapanış onayına sahip olduğu, davalı defterlerinin HMK 222′ ye delil niteliğinde olduğu, davalı yanın ticari defterlerinde yapılan inceleme sonucunda davacı yan tarafından düzenlenen faturanın kaydına rastlanmadığı, taraflar arasında 2016 yılı içerisinde herhangi bir cari hesap hareketinin görülmediğini, davacı yanın ticari defterlerinin talimatla incelendiği, yapılan inceleme neticesinde davacının davalıdan alacağına dayanak yaptığı fatura tutarı olan 20.236,71 TL kaydi alacağının göründüğünün tespit edildiği, dava konu faturanın kaydi durumuna ilişkin açıklamanın rapor içerisinde yapıldığı, buna göre davacının alacağına dayanak yaptığı faturanın kaydi olarak tevsik edici belge yönünden izaha ve ispata muhtaç göründüğü kanaatiyle rapor alınmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, 06.12.2016 tarih ve KDV hariç 17.149,75 TL bedelli fatura nedeni ile alacak istemine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarında imzalanan protokoller ile davalının tarafına ait istasyonların alt yapısından faydalandığını, ancak … verici istasyonunun alt yapısından bilgileri dışında davalının GSM teçhizatı kurarak faydalandığını , davalının bu haksız kullanımı nedeni ile düzenlenen faturanın davacı tarafından ödenmediğini iddia ederek eldeki alacak davasını açmıştır.
Davalı cevap dilekçesi ile zamanaşımı def’inde bulunmuştur. Kamu tüzel kişileri bakımından zamanaşımı süresi, dava açma emrini vermeye yetkili makamın zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren başlar. Davacı kurumun dava açmaya yetkili makamınca olurun 23.01.2017 tarihli yazısı ile verildiği anlaşıldığından davalı yanın zamanaşımı defi’nin reddine karar verilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur.
İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddesi de “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” hükmünü içermektedir.
Somut olayda; davacı taraf dava konusu fatura nedeni ile davalı yana hizmet sağladığını ve davalıdan alacaklı olduğunu ispat yükü altındadır.
Mahkememizce taraf defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde, dava konusu faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olmakla birlikte davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı bilirkişilerce tespit edilmiştir. Dosya kapsamına sunulan belgelerden, dava konusu faturanın davacı tarafından davalı yana noter kanalı ile gönderildiği, davalı tarafından yine noter kanalı ile faturaya itiraz edildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından tek taraflı olarak düzenlenen ve defterine kaydedilen fatura alacağın varlığını ispat için yeterli değildir. Davacı tarafından alacağın varlığını ispata yarar başkaca delilde sunulmuş değildir. Bu gerekçeler ile ispat edilemeyen davanın reddine dair aşağıda ki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-) Davanın REDDİNE
2-) Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin ödenen 241,17 TL harçtan mahsubu ile bakiye 181,17 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran davacıya iadesine
3-)Davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına
4-)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı yana ödenmesine
5-)Gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine
Dair davacı vekilinin yüzüne davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır