Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/348 E. 2021/590 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/348 Esas
KARAR NO:2021/590

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
DAVA TARİHİ:07/04/2017
KARAR TARİHİ:08/07/2021

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 09/10/2016 tarihli trafik kazasında, müvekkili … …’in kullandığı … plakalı araca, tek yönlü yolda ters istikametten gelen davalı …’nun maliki olduğu, diğer davalı …’nun sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpması sonucu müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını ve kaza nedeniyle hayati tehlike geçirdiğini, vücudunda ciddi hasarlar oluştuğunu, eski sağlığına kavuşamayacağını, çalışma hayatına dönemeyecek duruma geldiğini, bakıma muhtaç kaldığını, oluşan kazada davalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu; kazaya karışan aracın zorunlu trafik sigortasının bulunmadığını, bu nedenle davalı … hesabına davadan önce yapılan başvurunun sonuçsuz kaldığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davacı … … yönünden şimdilik 5.000 TL iş göremezlik kaybı, 2.000 TL işgücü kaybı tazminatı, 3.000 TL tedavi, yol ve bakıcı giderleri olmak üzere toplam 10.000 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren davalılardan müştereken ve müteselsilen; davacı … … yönünden 70.000 TL manevi, davacı … … yönünden 50.000 TL manevi, davacı … … ve … … … yönünden 30.000’er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren davalı gerçek kişilerden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 12/02/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı … … yönünden geçici iş göremezlik talebini 40.591,22 TL, iş gücü kaybı talebini 617.211,95 TL, tedavi, yol ve bakıcı giderleri talebini 27.194,85 TL olmak üzere toplam 684.998,02 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … Hesabı vekili cevap dilekçesinde özetle; davadan önce müvekkili kuruma usulüne uygun başvuru bulunmadığını, kazaya karışan aracın kaza tarihini kapsar şekilde geçerli trafik poliçesi bulunduğunu, bu nedenle müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını; esas yönünden ise, aracın kaza tarihini kapsar şekilde geçerli trafik poliçesinin bulunup bulunmadığının tespiti gerektiğini, oluşan dava konusu trafik kazasında kusur oranlarının belirlenmesi için kusur raporu ve maluliyet tespiti için rapor alınması gerektiğini, buna bağlı tazminatın hesaplanması için bilirkişi raporu alınması gerektiğini, müvekkili kurumdan tedavi ve yol giderlerine bağlı maddi tazminat istenemeyeceğini, herhalükarda müvekkili kurumun sorumluluğunun poliçe teminat limiti ve kusur oranları ile sınırlı olduğunu, aleyhe karar verilmesi halinde dava tarihinden itibaren yasal faiz istenebileceğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; oluşan kazada müvekkili kusur oranının tespiti ile kusur oranları dahilinde tazminattan indirim yapılması gerektiğini, davacının gerekli güvenlik önlemlerini almadığını, bu nedenle kusur durumunun tespit edilmesi gerektiğini, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına uygun olarak karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin maliki olduğu kazaya karışan … plakalı aracın, müvekkilinin haberi olmaksızın kardeşi diğer davalı tarafından alındığını, müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, her halükarda kusur oranlarının tespiti gerektiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Dava; 09/10/2016 tarihli trafik kazasında, davalı …’nun maliki olduğu, diğer davalı …’nun sevk ve idaresindeki motosikletin, davacı … …’in kullandığı araca çarpması sonucu yaralanan davacının uğradığı maddi zararlarının, kazaya karışan davalı gerçek kişiye ait aracın ZMSS poliçesi olmaması nedeniyle davalı … Hesabından ve diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen, tüm davacıların uğradığı manevi tazminatın davalı gerçek kişilerden tahsili istemine ilişkindir.
Kaza tarihinde, kazaya karışan … plakalı aracın ZMSS’nın bulunmadığı ve 5684 sayılı Sigortacılık Yasasının 14.maddesi ile … Hesabı Yönetmeliğinin 9.maddesi gereğince davada husumetin … Hesabına yöneltilmesi gerektiği anlaşıldığından davalı … Hesabı’nın husumet itirazı yerinde görülmemiştir.
Oluşan kazada kusur oranlarının belirlenmesi için … Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden kusur raporu alınmış, bu yönden sunulan 28/03/2019 tarihli kusur raporunun dosya arasında olduğu ve alınan rapora göre; kazaya karışan motosiklet sürücüsü … …’in kusursuz, motosiklet sürücüsü …’nun %100 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Davacı … …’in meydana gelen kazada maluliyet ve iş göremezlik oranının tespiti için … Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesi’nden maluliyet raporu aldırılmış, bu yönden sunulan 12/04/2019 tarihli raporunun dosya arasında olduğu ve alınan rapora göre; davacı … …’in 09/10/2016 tarihli trafik kazasına bağlı olarak, tüm vücut engellilik oranının %46 olduğu ve iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 18 aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir.
Kusur oranı yönünden alınan … Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 28/03/2019 tarihli kusur raporu, maluliyet ve iş göremezlik oranlarının tespiti için alınan İstanbul Adli Tıp Kurumu İkinci Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 12/04/2019 tarihli raporu olayın oluşuna uygun ve denetlenebilir olduklarından mahkememizce de benimsenmiş, raporlara yönelik itirazlar yerinde görülmemiştir.
Davacılar vekili 08/07/2021 tarihli duruşmadaki beyanlarıyla, bakıcı ve tedavi giderleri yönünden talep edilen maddi tazminat taleplerinden feragat ettiklerini, diğer tazmimat taleplerinin devam ettiğini bildirmiş olup, davacının feragat beyanı kapsamında bakıcı ve tedavi giderlerine yönelik maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Davacı … …’in tüm davalılara yönelik açtığı maddi tazminat davası istemi yönünden yapılan yargılama sonrasında;
Uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden dava konusu trafik kazasına nedeniyle davacı … …’in maluliyetinden kaynaklı talep edilebilecek tazminatın hesaplanmasına karar verilerek, getirtilen-sunulan belgelerle birlikte dosya, aktüer hesabı konusunda uzman …’a tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi tarafından düzenlenen 28/02/2020 tarihli bilirkişi raporunun ve davacılar vekilinin itirazı üzerine aynı bilirkişiden alınan 13/01/2021 tarihli ek raporun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan bilirkişi rapor ve ek raporlarına göre; … Adli Tıp Kurumu…. İhtisas Dairesi’nden alınan maluliyet raporuna göre, davacının tüm vücut engellilik oranının %46 oranında olduğu ve iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 18 aya kadar uzayabileceğinin belirtildiği; en son alınan ek raporda; 09/10/2016 tarihli trafik kazası nedeniyle, davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik tazminatının 40.591,22 TL, sürekli iş göremezlik tazminatının 617.211,72 TL olduğu, KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi kapsamında davalı … Hesabı’ndan talep edilebilecek limitin 310.000 TL olduğu bildirilmiş, tazminat hesabının kusur oranları üzerinden yapıldığı anlaşılmıştır.
Alınan bilirkişi rapor ve ek raporu gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun, itirazları cevaplar nitelikte ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, tarafların itirazları yerinde görülmemiş, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, alınan ve benimsenen aktüer bilirkişi rapor ve ek raporu ve toplanıp değerlendirilen delillere göre; 09/10/2016 tarihli trafik kazasında, davacı … …’in yaralanmasına sebep olan kazaya karışan davalı …’nun maliki olduğu, davalı …’nun sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletin kaza tarihi itibariyle geçerli ZMSS poliçesinin bulunmadığı, diğer yandan, motosikletin silindir hacmi (998 cc) itibariyle trafik sigorta poliçesi yaptırılması zorunlu araçlardan olduğu, kaldı ki, en son sigortasının kaza tarihinden önce 25/02/2011-2012 tarihleri arasında yaptırıldığı; bu nedenlerle dava konusu trafik kazasından dolayı oluşan zarardan davalı … Hesabı’nın sorumlu olduğu; oluşan kazada araç sürücüsü davalı …’nun %100 oranında, davacı … …’in ise kusursuz olduğu anlaşılmıştır.
Benimsenen aktüer bilirkişi raporlarında dayanak ve gerekçeleriyle ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, meydana gelen trafik kazası sonucu davacı … …’in 18 aylık iyileşme süresi kapsamında talep edebileceği geçici iş göremezlik zararının 40.591,22 TL; %46 oranında maluliyetini kapsamında talep edebileceği sürekli iş göremezlik zararının 617.211,72 TL olmak üzere toplam maddi zararının 657.802,94 TL olduğu, davadan önce davalı … Hesabına yapılan başvuruda tazminat hesaplanması ve temerrüt için gereken belgelerin eksiksiz olarak teslim edilerek bu davalının davadan önce temerrüde düşürüldüğü ispat edilemediğinden anılan davacının uğramış olduğu toplam 657.802,94 TL maddi zararın, davalı … Hesabı’ndan kaza tarihindeki poliçe limitleriyle sınırlı olmak üzere (310.000 TL) dava tarihinden itibaren, diğer davalı gerçek kişilerden kaza tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Davacıların davalı gerçek kişilere yönelik açtığı manevi tazminat istemleri yönünden yapılan inceleme sonrasında;
Manevi tazminat, 6098 sayılı TBK’nun 56. Maddesi ile;
“(1)Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
(2) Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükümleri ile düzenlenmiştir.
Davacı … …’in yaralanması ve bu yaralanmada herhangi bir kusurunun olmaması nedeni ile manevi tazminata hak kazandığı açık olup, burada tartışılması gereken davacının eş ve çocukları olan davacılar lehine manevi tazminata hükmedilmesi gerekip gerekmediğidir.
Madde metninden açıkça anlaşılacağı üzere, haksız eylem sonucu bedensel zarar görenin yakınları yararına manevi tazminata karar verilebilmesi için, zarar görenin yaralanmasının ağır bedensel zarar niteliğinde olması gerekmektedir. Ağır bedensel zarar, kanunda tanımlanmamıştır. Zarar görenin yaralanmasının ağır olup olmadığına, mahkemece yaralanmanın özelliğine ve yarattığı sonuçlara göre karar verilecektir.
Davacı … …’in maluliyet oranının adli tıp kurumu tarafından düzenlenen rapor ile %46 olduğu tespit edilmiş olup, davacının dosya kapsamına yansıyan tedavi ve iyileşme süreci ile maluliyet oranı dikkate alındığında, davacı … …’in eş ve çocukları olan diğer davacılar lehine manevi tazminata hükmedilmesi için aranan “ağır bedensel zarar” şartının gerçekleştiği mahkememizce kabul edilmiştir.
Manevi tazminat, kişinin uğramış olduğu manevi zararının giderilmesini amaç edinen özgün nitelikte bir tazminat türü olup, miktarı somut olayın şartlarına göre hakim tarafından takdir edilecektir. Takdir edilecek manevi tazminat, kişide manevi huzuru uyandıracak miktarda olmakla birlikte bir taraf için zenginleşme diğer taraf için fakirleşmeye neden olacak seviye de ve ceza niteliğinde olmamalı, kişilerin sosyal ve ekonomik durumları meydana gelen zarar ile tarafların eylemlerinin zararda ne seviyede etkili olduğu değerlendirilmelidir, manevi tazminat olarak hakkaniyete uygun bir miktara hükmedilmelidir.
Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında; 09/10/2016 tarihinde meydana gelen ve davacının %46 oranında maluliyetine neden olan trafik kazasında, kazaya karışan araç sürücüsü davalı …’nun oluşan kazada kusura ilişkin alınan ve benimsenen kusur raporuna göre %100 oranında kusurlu, davacı … …’İn ise kusursuz olduğu, kaza sonucu davacı … …’in ağır bedensel zararı nedeniyle duyulan acı ve elemin giderilmesi için hakkaniyete uygun bir tazminatın verilmesi gerektiği kanaatine varılmış; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın meydana geldiği tarihteki paranın alım gücü ile dava konusu kaza da tarafların kusur oranları ile taraflarda zenginleşmeye ve fakirleşmeye neden olmayacak şekilde maluliyet ve iş göremezlik durumları da dikkate alınarak davacı … …’e ve ağır maluliyeti bulunması nedeniyle eş ve çocuklarına aşağıda belirtildiği miktarlarda manevi tazminata hükmedilmiş olup, açıklanan gerekçelerle uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın Kısmen Kabulü ile,
1-Davacı … …’in tedavi ve bakıcı gideri istemlerinin Feragat Nedeniyle Reddine,
2-Davacı … …’in geçici iş gücü ve sürekli iş gücü kaybına ilişkin tazminat taleplerinin kabulü ile,
40.591,22 TL geçici iş göremezlik ve 617.211,72 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 657.802,94 TL maddi tazminatın (davalı … Hesabı yönünden olay tarihindeki poliçe teminat limiti olan 310.000,00 TL ile sorumlu olması şartıyla) davalılar … ve …’dan olay tarihi olan 09/10/2016 tarihinden, davalı … Hesabından dava tarihi olan 07/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı … …’e ödenmesine,
3-Davacıların manevi tazminat istemlerinin Kısmen Kabulü ile,
Davacı … … için takdir olunan 50.000,00 TL
Davacı … … için takdir olunan 20.000,00 TL
Davacı … … için takdir olunan 10.000,00 TL
Davacı … … için takdir olunan 10.000,00 TL olmak üzere toplam 90.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan olay tarihi olan 09/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak belirtildiği şekilde davacılara ödenmesine, davacıların bu konudaki fazlaya ilişkin istemlerinin reddine,
4-Maddi tazminat yönünden alınması gerekli 44.934,51-TL karar ve ilam harcının 2.954,95 TL peşin ve ıslah harcından mahsubu ile geriye kalan 41.979,56 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp maliyeye gelir kaydına,
5-Manevi tazminat yönünden alınması gerekli 6.147,90-TL karar ve ilam harcının davalı gerçek kişilerden müştereken ve müteselsilen alınıp maliyeye gelir kaydına,
6-Davacı … tarafından yatırılan 2.954,95 TL peşin ve ıslah harcının davalılardan alınıp anılan davacıya verilmesine,
7-Davacı … tarafından tüm davalılara yönelik açılan maddi tazminat davasında, anılan davacı vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 49.940,15-TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp anılan davacıya verilmesine,
8-Davacı … tarafından tüm davalılara yönelik açılan ve kısmen reddedilen maddi tazminat davasında, davalılar vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin anılan davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
9-Manevi tazminat yönünden davacılar vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca; davacı … yönünden hesap ve takdir olunan 7.300,00 TL, davacı … yönünden hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL, davacı … yönünden hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL, davacı … yönünden hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı gerçek kişilerden alınıp belirtildiği şekilde davacılara verilmesine,
10-Reddedilen manevi tazminat üzerinden davalı gerçek kişiler vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca; davacı … yönünden hesap ve takdir olunan 4.500 TL, diğer davacılar yönünden ayrı ayrı hesap ve takdir olunan 4.080,00’er TL vekalet ücretinin belirtildiği şekilde davacılardan alınıp davalı gerçek kişilere verilmesine,
11-Davacı … tarafından yatırılan 31,40 TL başvuru harcı, 4,60 TL vekalet harcı, 800,00 TL bilirkişi ücreti ve 577,85 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 1,413,85 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 1.357,71 TL’sinin davalılardan alınıp davacı …’ya verilmesine,
12-Davalı … tarafından yapılan 120,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 4,76 TL’sinin davacı …’dan alınıp bu davalıya verilmesine,
13-Davalı … tarafından yapılan 70,50 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 2,79 TL’sinin davacı …’dan alınıp bu davalıya verilmesine,
14-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacılar vekili ile davalı gerçek kişilerin yüzlerine karşı, davalı … Hesabı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı.08/07/2021

Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …
¸e-imzalı ¸e-imzalı ¸e-imzalı ¸e-imzalı