Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/248 E. 2019/589 K. 12.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2012/292 Esas
KARAR NO: 2019/592

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ: 31/10/2012
KARAR TARİHİ: 12/09/2019

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08/12/2003 tarihinde araç muayene istasyonu olarak hizmet vermeye başlayan davalı şirketin işletme üst yapı düzenini dava dışı şirkete sattığını, buradan elde ettiği finans kaynağı ile halen şirket merkezi olarak görünen … adresindeki binayı satın aldığını, 2011 yılında… tarafından davalı şirket hisselerinin toplanmaya başlandığını ve şirket ortaklarına yazı gönderilerek şirket hisselerinin satılmaya zorlandığını, şirketin 36.000 adet hissesinin 380 adet hissesi dışındaki tüm hisselerinin… ve kontrolü altındaki şirketler tarafından toplandığını, 23/12/2011 tarihli genel kurul ile tasfiye gündeme geldiğini, azınlık olan ortakların red oylarına karşılık… ve grubunun oyları ile tasfiye kararı alındığını, söz konusu genel kurul kararlarının iptali için dava açıldığını, … ve grubunun amacının şirket aktifinde bulunan değerli gayrimenkulü yok pahasına ele geçirmek olduğunu, hızlı bir şekilde tasfiye sonu genel kurul yapılarak şirket gayrimenkulünün ele geçirildiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davalı şirketin 03 Eylül 2012 tarihinde yapılan Tasfiye Sonu Genel Kurulda alınan 2, 3, 4 ve 5 nolu kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket adına tasfiye memuru Kemal Serdar Türkay vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin tasfiyesi gerçekleşip tüzel kişiliği sona erdiğini, bu nedenle şirketin davada taraf ehliyetinin bulunmadığını, davada konu edilen taşınmazın ve tasfiyeden önce satılıp ortaklara bedeli dağıtılan…Sokaktaki taşınmazın 28/07/2008 tarihinde satın alındığını, araç muayene istasyonunun ise 04/09/2009 tarihinde satıldığını, muayene istasyonunun satış geliri ile gayrimenkul alındığı bilgisinin yanlış olduğunu, muayene istasyonunun satışından elde edilen gelirin ortaklara kar olarak dağıtıldığını, genel kurul kararı ile gayrimenkulün satılmasına karar verildiğini, gayrimenkulün rayiç bedelle satıldığını, hisselerin zorla ve baskı ile alındığı iddiası akla ve mantığa aykırı olduğunu, iptal taleplerinin hukuki dayanağı bulunmadığını, tasfiyeden dönülmesi şartları TTK’nın 548.maddesinde yazılı olduğunu, tasfiye payı dağıtıldığını ve buna ilişkin bir genel kurul kararı olmadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
İncelenen …Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına göre davalı şirketin dava tarihinden önce sicilden tasfiye sonrası terkin edildiği ve tüzel kişliğinin sona erdiği anlaşıldığından bu yönden davacı tarafa ihya davası açması yönünden süre verilmiş, İstanbul… Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/12/2016 tarih, … E-K sayılı kararıyla davalı şirketin ihyasına karar verildiği ve verilen kararın 23/112017 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Dava; davalı şirketin tasfiye sonrası yapılan 03/10/2012 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların iptali istemine ilişkindir.
TTK’nun 446.maaddesi gereğince iptal davası açabilmek için toplantıda hazır bulunan ilgilinin karara olumsuz oy vermesi ve bu muhalefetini tutanağa geçirtmesi veya divan başkanlığına vermesi yasal zorunluluktur. Bu bağlamda, davacının, davalı şirketin 03/10/2012 tarihli Tasfiye Sonu Genel Kurul Toplantısına iştirak ettiği ve iptali talep edilen 2., 3. 4. ve 5.maddelerine olumsuz oy kullandığı ve kararlara ilişkin muhalefet şerhi yazdırdığı, dolayısı ile dava açmaya hak ve sıfatının bulunduğu anlaşılmaktadır. Diğer yandan davalı şirketin merkez adresi itibariyle (Beyoğlu) iş bu davaya bakmaya TTK’nın 445.maddesi gereğince mahkememiz yetkilidir.
İddia ve savunmaların ileri sürülüş biçimine göre, uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden 03/10/2012 tarihli Tasfiye Sonu Genel Kurul Toplantısında alınan 2, 3, 4 ve 5 nolu kararların iptal koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda bilirkişi kurulu raporu alınmasına karar verilerek, taraf ticari defter ve kayıtları, getirtilen-sunulan belgelerle birlikte dosya konusunda uzman bilirkişi YMM … ve Y. Doç. Dr….’e tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 21/05/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan bilirkişi kurulu raporunda özetle; davacı tarafından, TTK 445.md hükmü uyarınca dava konusu kararların kanun, anasözleşme veya afaki iyiniyet kurallarına aykırı olduklarının geçerli delillerle kanıtlanması gerektiği, dosya kapsamından; tasfiye memurunun herhangi bir usulsüzlüğüne rastlanmadığı, davacının davalı şirketteki %0,5 gibi sembolik denebilecek bir hisse oranına sahip ortağı olması, şirketin araç muayene istasyonunu satması sonucu davacının bu satıştan 9.000 TL kar payı alması, şirketin adına sadece bir tane gayrimenkul bulunması, bunun dışında şirketin herhangi bir malvarlığının bulunmaması, şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin genel kurulca karara karşı herhangi bir iptal kararının olmaması, şirketin aktifinde bulunan taşınmazın satışından elde edilen gelirden davacıya düşen 12.464,50 TL’lik bedelin davacı tarafından herhangi bir itiraz ileri sürülmeden alınması hususları birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu kararların iptal şartlarının oluşmadığı bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi kurulu raporu gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, Tasfiye Sonu Genel Kurul Kararı, alınan ve benimsenen bilirkişi kurulu raporu ve toplanıp değerlendirilen delillere göre; davalı şirketin 03/10/2012 tarihli Tasfiye Sonu Genel Kurul Toplantısında alınan davaya konu kararların iptali istenmiş ise de; benimsenen bilirkişi kurulu raporunda dayanak ve gerekçeleriyle açıklandığı üzere, ileri sürülen tasfiye memurunun usulsüzlüğüne ilişkin herhangi bir somut delil ibraz edilmediği, ayrıca davacı tarafça, şirket aktifinde bulunan taşınmazın satışından kar payı alındığı ve gayrimenkul satışından elde edilen gelirden üzerine düşen bedelin davacı tarafça itiraz olmaksızın kabul edildiği görülmüştür. Diğer yandan anonim ortaklıklarda çoğunluk ilkesi gereği genel kurul kararlarının oy çokluğu ile alındığı, davacının pay oranının kararların alınmasında etkili olmadığı, kullanılan olumlu oyların karar alınmasına yeterli olduğu, fesih ve tasfiyeye ilişkin genel kurulca alınan karara yönelik herhangi bir iptal kararının da bulunmadığı; dolayısı ile iptali istenilen kararların yasaya, esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırılığından bahsedilemeyeceği anlaşıldığından davanın reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.

KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 44,40 TL maktu karar ve ilam harcından başlangıçta yatırılan 21,15 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 23,25 TL harcın davacıdan tahsili ile maliyeye gelir kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 2.725 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı.

Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.