Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/223 E. 2020/217 K. 04.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/223 Esas
KARAR NO : 2020/217

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/03/2017
KARAR TARİHİ : 04/03/2020

Davacı vekili tarafından mahkememizde açılan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı özel aracı ile 1. İnönü Caddesi’nden Sefaköy yönünde seyir halinde iken … Üniversitesi otoparkına girmek için sola dönüş yapacağı sırada, davalı sürücü … tarafından sevk ve idare edilen ve …A.Ş. ye sigortalı … plakalı aracın arkadan gelerek şerit ihlali yapmak suretiyle çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, trafik kazasından sonra müvekkilinin davalı … şirketine hasar ve kusur tespiti için başvuruda bulunduğunu, davalı … şirketinin atadığı eksperin kusur durumunun tespiti için Sigorta Tahkim Merkezi’ne başvuruda bulunduğunu ve verilen kararda müvekkilinin %100 kusurlu bulunduğunu, başvuru evrakları incelendiğinde komisyona sunulan kaza tespit tutanağının gerçeğinin sunulmadığının tespit edildiğini, davalı … şirketinin müvekkilini %100 kusurlu olarak göstererek sorumluluktan kurtulmaya çalıştığını, trafik kazası sonucu oluşan hasar miktarı büyük olduğu için aracın pert seviyesine geldiğini ve buna bağlı olarak da ciddi değer kaybı oluştuğunu, araçta meydana gelen değer kaybının da buna bağlı olarak arttığını belirterek müvekkiline ait araçta meydana gelen değer kaybı için şimdilik 100.000-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, araçta meydana gelen hasarın giderilmesi için müvekkili tarafından ödenen 3.941,20-TL.’lik hasar bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan … ve … dosyaya ayrı ayrı sundukları fakat tamamen aynı içerikteki cevap dilekçelerinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, kazanın (haksız fiilin) meydana geldiği yer itibariyle yetkili mahkeme Bakırköy Mahkemeleri olduğundan öncelikle davanın yetkisizlik nedeniyle reddi gerektiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği kusura ilişkin iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davacı ile davalılardan …’ın birlikte tanzim ettikleri kaza yeri tutanağına göre davaya konu kazada kusurun tamamen davacıya ait olduğunu, davacı vekilinin hesaplamış olduğu ve talep ettiği meblağın fahiş olduğunu ve mahkemece itibar edilmemesi gerektiğini, davacı tarafın Sigorta Tahkim Merkezi’ne gerçeğe aykırı kaza krokisi sunulduğu ve tutanakta değişiklik yapıldığı yönündeki iddialarının asılsız olduğunu belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan …A.Ş. vekili ise cevap dilekçesinde özetle; davadan önce müvekkili şirkete başvuruda bulunmadığını, dava şartının gerçekleşmediğini, bu nedenle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğini, … plakalı aracın 11/02/2016 başlangıç – 11/02/2017 bitim tarihleri arasında geçerli olmak üzere ZMMZ poliçesi ile davalılardan … adına maddi hasarda araç başına kaza tarihi itibariyle 33.000,00-TL.’ye kadar azami sorumluluk hadleri ile müvekkili sigorta şirketi tarafından sigortalandığını, müvekkili sigorta şirketinin kazaya karışan sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında doğan zarardan sorumlu olduğunu, kazanın meydana gelmesinde davacı ara sürücüsünün tam kusurlu bulunduğunu, dolayısıyla söz konusu kaza sebebiyle müvekkili şirketin davacıya karşı hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, öncelikle mahkemece kazaya karışan araç sürücülerinin kusur oranlarının tespit ettirilmesi gerektiğini, ayrıca olayda 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni trafik poliçesi genel şartlarının ekinde yer alan değer kayı hesaplama tablosunun kullanılması gerektiğini, getirilen yeni düzenlemeye göre aracın civatalı parçalarında yapılan değişim ve onarımların araçta değer kaybına neden olmayacağının kabul edildiğini davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazası nedeniyle … plakalı araçta meydana gelen hasar bedeli ve değer kaybına ilişkin maddi tazminata ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; servis tamirat formu, kaza tespit tutanağı, Sigorta Tahkim Komisyonu dosyası, tanık beyanı, kamera görüntüleri, bilirkişi incelemesi, keşif ve diğer yasal delillere dayanmıştır. Davalılardan … ve … delil olarak kaza yeri tutanağı ve krokisine dayanmıştır. Davalılardan …A.Ş. ise delil olarak; tasdikli poliçe örneği, tramer ekran görüntüsü, bilirkişi incelemesi, ilgili yasal mevzuat hükümleri ve Yargıtay içtihatlarına dayanmıştır.
Davalılardan … ve … tarafından yetki itirazında bulunulmuş ise 23/05/2018 tarihli duruşmada mahkememizce davalı tarafların ikematgahları ve HMK.’nun 6. maddesindeki düzenleme dikkate alınarak bu davalıların yetki itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Davalılardan …A.Ş. tarafından 2918 sayılı kanunun 97. maddesinde yer alan dava şartının gerçekleşmediği iddia edilmiş olduğundan 23/05/2018 tarihli duruşmadaki 5 nolu ara karar ile davacı vekiline 2918 sayılı yasanın 97. maddesi gereğince dava şartı noksanlığının gidermesi açısından (eğer davadan önce davalı … şirketine dava konusu ile ilgili başvuru yapılmış ise bu başvuru ve akıbetine ilişkin belge ve bilgilerin, eğer yapılmamış ise anılan başvurunun yapılması için) gelecek celseye kadar kesin süre verilmiştir. Davacı vekili tarafından 13/06/2018 tarihinde UYAP üzerinden dosyaya sunulan dilekçe ekinde mahkememizce verilen ara karar gereğince davalı … şirketine yapılan başvuruya ilişkin kayıt evrakı sunularak 2918 sayılı yasanın 97. maddesinde öngörülen özel dava şartı noksanlığının giderilmiştir. Bu nedenle davalı … şirketinin başvuruya ilişkin özel dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi gerektiğine yönelik talebi mahkememizce yerinde görülmeyerek reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, sonrasında 23/05/2018 tarihli duruşmada verilen 10 nolu ara kararı ile iddia, savunma, toplanan deliller dikkate alınmak suretiyle, kazanın meydana geldiği mahalde keşif icra edilmek suretiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. 07/09/2018 tarihinde bilirkişi heyeti mahkememiz refakatine alınarak kaza mahallinde keşif icra edilmiş ve dosya rapor düzenlenmek üzere bilirkişi kuruluna tevdi edilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından düzenlenerek dosyaya sunulan 05/12/2018 tarihli raporda özetle; davacı sürücü …’ın tedbirsiz, dikkatsiz, özen yükümlülüğüne, sola dönüş ve doğrultu değiştirme kurallarına aykırı davrandığı, trafik güvenliği bakımından hatalı bu sevk ve idaresinin kazanın meydana gelmesinde birinci derecede etkili olduğu, davalı sürücü …’ın ise tedbirsiz, dikkatsiz, özen yükümlülüğüne ve hızını mevcut şartlara uygunluğunu sağlama kuralına aykırı davrandığı, sürüş güvenliği bakımından hatalı bu sevk ve idaresinin kazanın meydana gelmesinde birinci derecede ve davacı sürücü …’ın hatalı sevk ve idaresi ile eşdeğer (eşit oranda) etkili bulunduğu, davacıya ait … plakalı, 1995 model, Renault/Spring marka/tipteki dava konusu araç için yapılan onarım masraflarının aracın hasar durumuna ve günün rayiç bedellerine uygun olduğu, Hazine Müsteşarlığı tarafından geliştirilen ve sigorta poliçesi genel şartları ekinde yayınlanan formüller ve değerler kullanılarak araçların değer kaybı hesaplanmasının yapıldığı, yapılan bu hesaplama şeklinde aracın 75.000-km’nin üstünde olması halinde değer kaybı olmayacağının öngörüldüğü, diğer taraftan Yargıtay kararlarında aracın değer kaybının kazadan önceki piyasa değeri ile kazadan ve yapılan onarımdan sonraki piyasa değeri tespit edilerek aradaki farkın alınması ile bulunması yoluna gidilmesi gerektiğinin belirtildiği, söz konusu aracın her ne kadar kilometresi bilinmemekte ise de olay tarihinde 22 yaşında olması nedeni ile öngörülen kilometrenin çok üstünde kullanılmış olduğu, bu nedenle söz konusu hasar ve onarım nedeni ile değer kaybının çıkmayacağı sonucuna varıldığı, diğer taraftan Yargıtay kararları doğrultusunda değerlendirme yapılması halinde de aracın kazadan sonra iki kapısının çıkma parçalar ile yenilenip boyanması ve kilitleri ile camlarının değiştirilmesinde ikinci el satış fiyatında azalma olmayacağı, bu nedenle de herhangi bir değer kaybı olmayacağı, sonuç itibariyle kazanın oluşumunda … plaka numaralı otomobilin sürücüsü davacı …’ın hatalı sevk ve idaresinin birinci derecede ve takdiren % 50 (yüzde elli) oranında etkili bulunduğu, … plaka numaralı davalı taraf otomobilinin sürücüsü davalı …’ ın ise hatalı sevk ve idaresinin birinci derecede ve takdiren % 50 (yüzde elli) oranında etkili olduğu, davacı aracının onarım bedelinin 3.941,20 TL olduğu, araçta ayrıca değer kaybı oluşmadığı, … plakalı araçtaki 3.941,20-TL. hasarın davalı sürücü …’ın %50 kusuruna isabet eden 1.970,60-TL.’sinden davalıların sorumlu oldukları yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulu raporu dosya taraflarına tebliğe çıkarılmış, taraflarca rapora karşı ayrı ayır beyan ve itiraz dilekçeleri sunulmuş, taraflarca sunulan beyan ve itiraz dilekçeleri mahkememizce değerlendirilmiş, iddia, savunma, toplanan delillerle birlikte dosya tarafların kusur oranları hakkında rapor düzenlenmek üzere ATK İstanbul Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmiştir.
İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen 31/07/2019 tarihli raporda; 20/01/2017 günü saat 16:00 sıralarında davalı sürücü … idaresindeki … plakalı otomobil ile Küçükçekmece ilçesi … İnönü Caddesi üzerinde Sefaköy istikametine doğru seyir halindeyken … Üniversitesi otoparkı önüne doğru geldiğinde aracının sağ ön kısımları ile, önünde kendisiyle aynı istikamette seyir halindeyken otoparka girmek üzere sola dönüş manevrası yapan sürücü … idaresindeki … plakalı otomobilin sol yan kısımlarına çarpması sonucunda davaya konu maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, olay sonrası sürücüler tarafından maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı düzenlendiği, olay mahallinde yolun iki yönlü, vaktin gündüz, mahallin meskûn olduğu, çarpma noktasının iki şeritli yolun sol şeridinde işaretlendiği, kaza sonrası sürücüler tarafından düzenlenen maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağındaki ifadelerinde; davalı sürücü …’ın “1. İnönü Caddesinde E-5 istikametine doğru ilerlerken, öndeki aracın arkasında seyir esnasında… Üniversitesi otoparkına sinyal vermeden dönüş yaptım, bu esnada yerler ıslak olduğundan duramadım, öndeki aracın sol tarafından vurmak zorunda kaldım” şeklinde, davacı sürücü …’ın ise “1. İnönü Caddesinden Sefaköy yönünde seyir halindeydim, … için… Üniversitesi otoparkına girmek için sola sinyal yakıp vites küçülterek dönüşe başladım, dönüş esnasında hızla solumdan gelen … plakalı araç önce sol ön, sonra arka kapıya vurdu, çarpma şiddeti ile birkaç metre ileri sola kaydım” şeklinde açıklamalara yer verdiği, dosyada mevcut 05/12/2018 tarihli bilirkişi heyeti raporunda; davalı sürücü … ve davacı sürücü …’ın %50’şer oranda kusurlu olduklarının belirtildiği, tüm dosya kapsamı, tüm beyanlar, kaza tespit tutanağı, güvenlik kamerası görüntü CD’si (çarpmadan sonra araçlar görüntüye giriyor), fotoğraf CD’si incelendiğinde davalı sürücünün beyanından olay öncesi öndeki aracı uygun takip mesafesini koruyarak takip etmediği ve manevraya geçen otomobile karşı duramayıp kayarak çarptığı, davacı sürücünün ise manevrası öncesi yeterli mesafede sinyaliyle beraber gerekli-yeterli kontrolleri yaparak manevrasını gerçekleştirmesi gerekirken kontrolsüz manevra yaptığı, böylelikle dosyada alınan 05/12/2018 tarihli bilirkişi kurulu raporunda belirlenen kusur oranlarına iştirak edilmediği de belirtilerek sonuç itibariyle davalı …’ın %75 (yüzde yetmiş beş) oranında, davacı …’ın ise %25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu oldukları yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen kusur raporu dosya taraflarına tebliğ edilmiş, davalılardan … ile … tarafından ATK kusur raporuna karşı ayrı ayrı itiraz dilekçeleri sunulmuş, davalılardan …A.Ş. ile davacı … vekili tarafından ise ATK kusur raporuna karşı herhangi bir beyan ve itiraz dilekçesi sunulmamıştır.
Davacı vekili olarak 17/09/2019 tarihli duruşmaya katılan Av. … duruşmadaki beyanında; “ARACIN DEĞER KAYBI YÖNÜNDEN DAVAMIZIN KABULÜNE KARAR VERİLSİN” demek suretiyle davadaki taleplerinin araçtaki değer kaybına yönelik olduğıunu belirtmiş ve bu beyan doğrultusunda mahkememizce 17/09/2019 tarihli duruşmada verilen 1 nolu ara kararla dosyanın daha önce rapor düzenleyen bilirkişi kuruluna tevdi edilerek ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin 31/07/2019 tarihli kusur oranlarını belirleyen raporunda belirtilen kusur oranları dikkate alınarak, ayrıca davacı vekilinin araçta değer kaybı oluştuğuna dair itirazları da dikkate alınarak ek rapor alınmasına karar verilmiş ve dosya ek rapor düzenlenmek üzere bilirkişi kuruluna tevdii edilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından tanzim edilen 12/11/2019 tarihli ek rapora özetle; dava konusu kaza ile ilgili olay yerinde icra edilen keşfe dayalı olarak düzenledikleri 05/12/2018 tarihli kök raporun düzenlenmesinden sonra dosyaya ibraz edilen ATK İstanbul Trafik İhtisas Dairesi’nce tanzim edilen 31/07/2019 tarihli raporda dava konusu olayda; davalı …’ın asli derecede ve %75 oranında kusurlu olduğu, davacı …’ın tali derecede ve %25 oranında kusurlu bulunduğu kanaati ifade edilmiş ise de kök raporun tanziminden önce de izlenmiş olan CD kaydı görüntüleri ve kök raporun tanziminden sonra dosyaya ibraz edilen ATK uzmanlarınca düzenlenmiş rapor ile davacı vekilinin 08/01/2019 tarihli dilekçesinde yer alan itirazları ışığında tekrar incelenmesi sonucunda 05/12/2018 tarihli kök raporda bahse konu kazanın cereyan tarzının değerlendirilmesi ve buna göre belirtilen hatalı davranış (kusur) durumunda değişikliği gerektirecek yeni bir husus ya da yeni bir kanıta rastlanmamış olduğu, kök raporun olay yerinde yapılan incelemeler sonucunda edinilen bilgilerin ve dava dosyasında mevcut tüm belge ve bilgilerin toplu olarak olayın cereyan tarzı ışığında değerlendirilmesi ve irdelenmesi sonucunda hazırlanmış olduğu, tarafların olayın meydana gelişindeki etki ağırlıkları ile tamamen mütenasip olarak ve titiz değerlendirme ile kazadaki hatalı davranış (kusur) durumunun belirlendiği, bu bakımdan gözden kaçmış veya yanlış değerlendirilmiş bir hususun olmadığı, dolayısıyla, tamamen bilimsel ilkeler ışığında ve objektif yaklaşımla hazırlanmış olan kök raporda belirtilen hatalı davranış (kusur) durumunda değişiklik yapmayı gerektirecek bir husus bulunmadığı, dava konusu somut olayda … plakalı araç sürücüsü, davacı …’ın hatalı sevk ve idaresinin birinci derecede ve takdiren %50 (yüzde elli) oranında etkili olduğu, … plaka numaralı davalı taraf otomobilinin sürücüsü davalı …’ın hatalı sevk ve idaresinin de birinci derecede ve takdiren %50 (yüzde elli) oranında etkili bulunduğu, Sigorta Poliçesi Genel Şartları ekinde 01/06/2015 tarihinde yayınlanan hesap formulü açıklamasında 75.000 km üzerindeki araçlarda değer kaybının olmayacağının belirtildiği, ancak 165.000 km’nin üstündeki araçlarda değer kaybı çıkmayacak şekilde formüle edildiği, dava konusu aracın kilometresi bilinmemekle birlikte aracın 22 yaşında olması nedeniyle bu kilometrenin çok üstünde olduğunun varsayıldığı, diğer taraftan aracın değişen parçalarının aracın kilometresi ile değil yaşı ile orantılı olarak yıpranacak olması nedeniyle bu yaştaki aracın kapı saclarının orjinal olmasının araca değer katması söz konusu olmadığı için yapılan değişiklik ile değer kaybı olmasının mümkün olmadığı, araçta değer artışından dahi söz edilebileceği, yapılan kapı sacı onarımı ve boyama işleminin aracın ikinci el satışında değerini arttıracağı için değer kaybı talebinin yerinde görülmediği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
12/11/2019 tarihli ek bilirkişi kurulu raporu tüm dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalılarca ek rapora karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamıştır. Davacı vekili ise 22/01/2020 tarihli duruşmadaki sözlü beyanında; ek raporda değer kaybıyla ilgili olarak yer alan “aracın yaşından ve kilometresinden dolayı herhangi bir değer kaybı ortaya çıkmayacağı” yönündeki görüşe katılmadıklarını, sonuçta araçta yapılan parça değişikliğinin aracın değer kaybına uğradığının kanıtı olduğunu belirterek değer kaybına ilişik taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce dosyadaki kök ve ek bilirkişi kurulu raporları, ATK kusur raporu hep birlikte incelenip denetlenmiştir. Mahkememizce kusur konusunda ihtisaslaşmış bir kurum olan ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 31/07/2019 tarihli kusur raporunun olayın oluş şekline, kaza sonrası tutulan tutanaklara, tarafların dosyadaki ifadelerine, kaza ile ilgili görüntülere daha uygun olduğu, gerekçeli, denetlenebilir nitelikte bulunduğu saptanarak benimsenmiştir. Davacı vekilinin davada taleplerinin araç hasarı ile ilgili olduğu konusundaki 17/09/2019 tarihli beyanı dikkate alındığında; Mahkememizce re’sen oluşturulan bilirkişi kurulunun düzenlediği kök ve ek raporların araçtaki değer kaybına yönelik değerlendirmeler yönünden gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine ve dosyada mevcut belgelere uygun, aynı zamanda uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu görülerek 12/11/2019 tarihli ek bilirkişi raporu mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; trafik kazası sonucu davacıya ait araçta meydana gelen hasar nedeniyle araçta değer kaybının oluşup oluşmadığı, kazadaki taraflarının kusur durumlarının ne olduğu, istenen tazminatın sigorta teminatı kapsamında kalıp kalmadığı ve buna göre davacının talep edebileceği alacak miktarının ne kadar olması gerektiği hususlarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu kaza 20/01/2017 tarihinde meydana gelmiş olup, kazanın meydana geldiği tarihten önce 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5/1-a maddesine göre, “…Sigortalının sorumlu olduğu araç kazalarında değer kaybı, talep edilmesi halinde ilgili branşta ruhsat sahibi sigorta eksperleri tarafından tespit edilir. Değer kaybının tespiti bu Genel Şart ekinde yer alan esaslara göre yapılır.” Söz konusu hüküm dikkate alındığında davacıya ait dava konusu araçta meydana gelen değer kaybının Genel Şartlar ekinde yer alan esaslara göre belirlenmesi gerekmektedir.
Toplanan tüm deliller, dosyada alınan bilirkişi raporları, davacı vekilinin 17/09/2019 tarihli duruşmadaki beyanı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, mahkememizce benimsenen ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin 31/07/2019 tarihli raporunda belirlendiği şekilde dava konusu kazanın oluşumunda davalı …’ın %75 (yüzde yetmiş beş) oranında, davacı …’ın ise %25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu oldukları, mahkememizce benimsenen 12/11/2019 tarihli ek bilirkişi raporunda belirtildiği gibi Sigorta Poliçesi Genel Şartları ekinde 01/06/2015 tarihinde yayınlanan hesap formulü açıklamasında 75.000 km üzerindeki araçlarda değer kaybının olmayacağı, 165.000 km’nin üstündeki araçlarda değer kaybı çıkmayacak şekilde formüle edildiği, … plakalı aracın dava konusu aracın kilometresi bilinmemekle birlikte aracın 22 yaşında olması nedeniyle 165.000 km.’nin çok üstünde olduğunun varsayıldığı, diğer taraftan aracın değişen parçalarının aracın kilometresi ile değil yaşı ile orantılı olarak yıpranacak olması nedeniyle bu yaştaki aracın kapı saclarının orjinal olmasının araca değer katması söz konusu olmadığı için yapılan değişiklik ile değer kaybı olmasının mümkün olmadığı, araçta değer artışından dahi söz edilebileceği, yapılan kapı sacı onarımı ve boyama işleminin aracın ikinci el satışında değerini arttıracağı için davacının değer kaybı talebinin yerinde olmadığı, dolayısıyla davaya konu araçta değer kaybı bulunmadığından davalıların da sorumluluğu bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddi yönünde aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 54,40-TL karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 69,02-TL’den mahsubu ile geriye kalan 14,62-TL’ nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı …Ş vekille vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/1 maddesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı …Ş’ye verilmesine,
4-Davalı … tarafından yapılan 100,00-TL tebligat-posta giderinin davacıdan alınıp davalı …’a verilmesine,
5-Davalı … tarafından yapılan 55,00-TL tebligat-posta giderinin davacıdan alınıp davalı …’a verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/2 vd. maddeleri uyarınca ve miktar itibarıyla kesin olmak üzere verilen karar taraf davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı