Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/220 E. 2022/135 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/220 Esas
KARAR NO:2022/135

DAVA :Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:03/03/2017
KARAR TARİHİ:15/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; İstanbul’a işi gereği giden müvekkili şirket yetkilisi, aracında … marka siyah renkli cep telefonu, .. … marka Siyah Renkli Tablet, Gitar , Gitar Kılıfı, Çanta ve … … Şubesinden Alınma Şirket adına …-… nolu hesaba ait, … C1 – … C1 Seri Numaralı Çek Koçanından … numaralı ve sonraki çekler bulunan eşyalarının ve çeklerinin çalındığını anladığını, bunun üzerine, mahal karakolu olan … … Polis Merkezi Amirliğine müracaat ederek ekli tutanak ile şikayetini gerçekleştirdiğini, müvekkilinin çeklerin koçan halinde imzasız ve boş olarak çalınması karşısında, muhatap bankaya ekli dilekçe ile çeklerin çalıntı olduğu bilgisini verdiğini ve ibrazında ödenmemesi gerektiğini hatırlattığını, ancak, boş çeklerin kötüniyetli kişilerin eline geçerek, imza takliti yapılarak, üzerine yüklü miktarlar yazılarak bankaya ibraz edilmesi ve müvekkili hakkında kötüniyetli icra takibi işlemlerinin başlatılması korkusunu yaşayan müvekkilinin, …/… Cumhuriyet Başsavcılığının …/… Srş. sayılı dosyası ile, hırsızlık suçunu gerçekleştiren kişi veya kişiler hakkında şikayetçi olduğunu, soruşturma halen devam etmekte olup, soruşturma dosyasının bir örneği dilekçe ekinde sunduklarını, çalınan çeklerden olan ve bir örneği dilekçe ekinde sunulu olan C1-… seri numaralı çek, müvekkili şirket yetkilisinin sahte imzası atılmak suretiyle (imza taklit edilmeye çalışılarak) , üzerine 25/01/2017 tarihi ve 25.750,00,-TL. meblağ yazılarak,lehtar bölümüne … … Ltd. Şti. ismi yazılarak , arkası … İnşaat Sanayi Ve Ticaret Ltd.Şti. tarafından … … … isimli şahsa , bu şahıs tarafından da, alacaklı görünen davalı …Ş. ne ciro edilerek muhatap bankaya ibraz olunduğunu, muhatap bankaca çekin arkasına , “İşbu çek üzerindeki keşideci imzası keşidecinin yetkili temsilcisine ait olmadığından,çek üzerinde işlem yapılamamıştır…” şeklinde şerh verildiğini, ancak buna rağmen davalı görünen taraf, … 3.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile müvekkili şirket hakkında icra takibi başlatılmış olup, ödeme emri 01/03/2017 tarihinde tebliğ olunduğunu, takibe konu çekteki imza müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, takibe konu çek çalıntı bir çek olduğunu, bununla ilgili …/… Cumhuriyet Başsavcılığının …/… Soruşturma sayılı dosyası ile soruşturma devam etmekte olduğunu, çek üzerindeki imza ile müvekkili şirketin vekaletnamedeki ve ekte sundukları sair belgelerdeki imzaları çıplak gözle dahi karşılaştırıldığında sahte olduğunun açıkça anlaşılacağını, bu nedenle,çekteki imzaya itiraz ettiklerini ve takibin tedbiren durdurulmasını talep ettiklerini, imza, müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığından,adı geçen çekten dolayı, müvekkili şirketin alacaklı görünen davalı tarafa borcu bulunmamakta olup, yapılacak bilirkişi incelemesi ile bu durum sabit hale geleceğini, açıklanan tüm bu nedenlerle öncelikle, İİK.72/3 maddesi uyarınca icra takibinin müvekkil şirket yönünden dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasına, takibe konu çekteki imza müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığından , imzaya ve borca itirazımızın kabulü ile takip konusu çek ve icra dosyası nedeniyle müvekkil şirketin alacaklı görünen tarafa borcunun olmadığının tespitine, haksız ve kötüniyetli takip dolayısıyla davalı aleyhine % 20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesinin HMK md.119 şartlarını taşımamakta olduğunu, dava dilekçesi ekinde ibraz edildiği belirtilen deliller davalıya tebliğ edilmediğini, müvekkili şirketin çekin iyiniyetli, meşru ve yetkili hamili olduğunu, çekin iktisap tarihi itibari ile herhangi bir tedbir kararı bulunmamakta olup, olsa da tedbir kararı icra takibi yapma hakkına engel olmayacağını, kıymetli evrakın mücerretliği ilkesi gereği müvekkili şirket, keşideci ile ciranta arasındaki borcun doğuş sebebini araştırmak ve kanıtlamakla yükümlü olduğunu,( TTK.818/5, 687) davacı, müvekkili şirketin kötüniyetli olduğunu ve iktisapta ağır kusurlu olduğunu, bile bile borçlu zararına hareketle çeki iktisap ettiğini ispatlamak zorunda olduğunu, müvekkili şirket yasal prosedüre uygun olarak belgeleri ile birlikte çeki teslim aldığını, imza inkarı ile ilgili olarak banka kayıtları üzerinde inceleme yapılmasının gerektiğini, kötü niyet tazminatı talebinin reddi gerektiğini, açıklanan tüm bu nedenlerle müvekkili şirketin çeki kötü niyetle ve bile bile borçlu zararına hareketle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu sabit olmadığından, yapılan faktoring işlemi yasal prosedüre uygun ve faturaya dayandığından, ayrıca çek nedeni ile faktoring ilişkisine girilmiş olması kıymetli evraktaki ilkelerin istisnası olarak yorumlanamayacağından kıymetli evrakın mücerretliği ilkesi gereği hamilin keşideci ve ciranta arasındaki borcun doğuş sebebini araştırmakla yükümlü bulunmadığından, çek alacağın temliki yolu ile değil kayıtsız şartsız ciro yolu ile teslim alındığından davanın reddine, mahkemece yaptırılacak araştırma ve incelemeler sonucunda davacı şirketin dava konusu çekteki imza ile yine davacı tarafından keşide edilen çeklerin akıbetinin banka kayıtları üzerinde yapılacak uzman bilirkişi incelemesi ile tespitini ve bu şekilde ödenen çeklerin tespit edilmesi durumunda, yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucunda davanın reddine, tedbir kararı nedeni ile müvekkili şirket alacağına geç ulaşmış olacağından davacı aleyhine %20 tazminata hükmedilmesine, davanın kabulüne karar verilmesi durumunda genel hükümlere göre açılmış menfi tespit davasında %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmeyeceğinden talebin reddine, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememizce davaya konu olarak … Ticaret Sicil Müdürlüğünden celp olunan tüm bilgi ve belgeler, … 3. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının UYAP sureti, … T.A.Ş.yazı cevabı ve ekleri, davacı şirket müdürünün imza asıllarının bulunduğu yerlerden celp olunan evrak asılları, davaya konu edilen çek aslı ve tüm ekler celp edilip incelenmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince, … 3. İcra Müdürlüğünce gönderilen 25.750,00 TL tutarlı çekteki imzanın davacı yan yetkililerine ait olup olmadığı yönünden rapor tanzim edilmek üzere dosya bir bütün olarak İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesine gönderilmiş, kurulca alınan 26/10/2021 tarihli raporun dosya içerisinde olduğu görülmüştür.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 26/10/2021 tarihli raporunun tetkikinde, tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından yapılan incelemede; inceleme konusu çekteki keşideci imzası ile …’nun mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediğinin rapor edildiği anlaşılmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava ; … 3. İcra Dairesinin … takip sayılı dosyasına konu çekte keşideciye atfen atılı imzanın inkarı nedeni ile menfi tespit ile kötü niyet tazminatı istemine ilişkindir.
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.
Somut olayda davacının davalı ile dava dışı kişiler aleyhine … 3. İcra Dairesinin … takip sayılı dosyası ile …’ a ait 25.01.2017 keşide tarihli, davacı tarafından keşide edilen, dava dışı … İnşaat …LTD,ŞTİ’nin lehtar olduğu 25.750,00 TL bedelli çek nedeni ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, davalının çeki sonraki hamilden ciro yolu ile devir aldığı anlaşılmıştır.
Senede karşı mutlak defiler, senet hamili olan herkese karşı ileri sürülebilir. Gerek doktrinde ve gerekse uygulamada “imzanın sahte olması”, “senet metninde sahtekarlık (tahrifat) yapılmış olması”, “borçlunun borçlanma ehliyetinin bulunmaması”, “senette zorunlu şekil koşullarının bulunmaması”, “imza sahibinin temsil yetkisinin bulunmaması”, “senedin zamanaşımına uğramış bulunması” vb. defiler senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup, her hamile (iyiniyetli olsa dahi) karşı ileri sürülebilen mutlak def’i olarak kabul edilmektedir.
Bu sebepledir ki, borçlunun hamil/alacaklıya karşı senet metninde imzaya ilişkin iddiası mutlak def’idir ve mahkemece bu iddia incelenmelidir (Hukuk Genel Kurulunun 04.03.2015 gün ve 2013/19-1746 E., 2015/896 K.). Somut olayda davacı kendi imzasının sahteliğine dayandığından mutlak defi niteliğindeki iddiasını herkese karşı ileri sürebilir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 26/10/2021 tarihli raporu ile dava konusu çekteki keşideci imzasının …’nun mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediğinin bildirildiği anlaşılmıştır. Davacının imzası kendisine ait olmayan çek nedeni ile borçlu olduğu kabul edilemez bu nedenle davanın kabulü ile davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
İİK 72/5 maddesindeki düzenlenmeye göre ; menfi tespit davası borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur, icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılırsa talebi üzerine takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere borçlunun dava sebebiyle uğradığı zararın alacaklıdan tahsiline karar verilir.
Görüldüğü üzere; davalı alacaklı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için davalı alacaklının icra takibini yapmakta haksız ve aynı zamanda kötüniyetli olması gerekir. Tüm dosya kapsamında; icra takibinin haksız olduğu anlaşılmış ancak davalı alacaklının icra takibini yapmakta kötüniyetli olduğuna dair bir kanıt sunulmamıştır, davacı davalının factoring şirketi olması nedeni ile üzerine düşen araştırma yükümlülüğü gereğini yerine getirmediğinden kötüniyetli olduğu iddia edilmiş ise de bu husus davalının takipte kötüniyetli sayılması için yeterli olmadığından davalının kötüniyetinin ispatlanamamış olması karşısında davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, davacı yanın … 3. İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasına konu … … Şubesine ait … seri numaralı, 25/01/2017 keşide tarihli, 25.750,00 TL bedelli çek nedeniyle BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Davacı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 1.758,98-TL karar ve ilam harcından 439,75-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 1.319,23-TL eksik harcın davalıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 475,75-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 416,90 TL olmak üzere toplam 892,65-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/02/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır