Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/192 E. 2019/559 K. 09.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2017/192 Esas
KARAR NO: 2019/559

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 17/09/2014
KARAR TARİHİ: 09/09/2019

Mahkememizden verilen 12/11/2015 karar tarihli Esas … E. … Karar nolu kararı davacı vekilince temyiz edilmiş olmakla Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/4336 E. 2016/15394 Karar nolu 01/12/2016 tarihli kararı ile bozulmasına karar verilmiş olup, dava yeniden mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılan mahkememiz dosyasının yapıp bitirilen açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin dava dilekçesi ile; dava dışı … a.Ş nin davaya konu kredi alacaklarının temlik sözleşmesi ile …A.Ş ye devir ve temlik edilmiş … A.Ş de 10/06/2014 tarihinde davacı… A.Ş ile birleşmiş olup, temlik alınan … Bankası A.Ş tarafından dava dışı …Şti ye kullandırılan, krediye müteselsil kefil olarak imza atıldığı, borcun ödenmediği, hesap kat ihtarnamesinin itirazsız kesinleştiğini, bunun üzerine icra takibi yapıldığını ve takibe haksız olarak itiraz ettiğinden bahisle itirazın iptaline ve tazminatı hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davalının hayatının hiç bir döneminde Kırklareli’nde bulunmadığını, kefil olarak her hangi bir sözleşemeye imza atmadığını, sözleşmedeki ismin isim benzerliği olabileceğini, imzayı kabul etmediklerini, bu nedenle davanın reddi ile tazminat talebinde bulunmuştur.

DELİLLER VE GEREKÇE: Davacı taraf delil olarak; temlik sözleşmesi, genel kredi sözleşmesi, genel kredi sözleşmesi ve temin sözleşmesi, hesap kat ihtarnamesi, banka defter ve kayıtları, icra dosyaları, bilirkişi incelemesi, tanık , yemin ve her türlü delile dayanmış, davalı ise; İcra dosyası, genel kredi sözleşmesi, dava dışı…Şti evrakları, bilirkişi incelemesi, yemin ve her türlü delile dayanmıştır.
Getirtilen icra dosyasında yapılan incelemede; İstanbul… İcra Müdürlüğünün …esaslı dosyasında 85.319,13 TL asıl, 117.132,51 TL yıllık %94,5 temerrüt faizi, 5.856,61 TL faizin %5 BSMV si 373,45 TL masraf olmak üzere toplam 208.681,70 TL lik alacaktan asıl alacağa yıllık %94,5 faiz yürütülmek suretiyle kredi sözleşmesi, ihtarname ve hesap özetlerine dayalı takip yapılmış olduğu, takibe süresi içinde borca ve faize itiraz ettiğine ilişkin davalı itirazının bulunduğu, davalı itirazının davacıya tebliğ edilmediği görülmüştür.
Davalının imza itirazı nedeniyle mukayese yarar imzaları toplanmış ve tatbike medar imzaları da alınmak suretiyle dosya bilirkişi adli tıp uzmanı Grafolog Dr. …’a tevdi edilmiş bu bilirkişi tarafından dosyaya sunular görüntülenmiş hali bulunan, detaylı, gerekçeli ve dayanaklı raporda; sözleşmedeki imzanın davalı eli ürünü olmadığına ilişkin rapor sunmuştur. Rapora, davacı tarafça itiraz edilmiş olmasına rağmen raporun yeterli ve usulüne uygun görüntüleri içerir vaziyette olması nedeniyle davacı itirazı yerinde görülmemiş, yeni rapor alınması talebi reddedilmiştir.
Dava, itirazın iptali davasıdır.
Davacının, dayandığı takibe dayanak kredi sözleşmesindeki kefil hanesindeki imzanın, davalı eli ürünü olmadığı, bu hususun detaylı, gerekçeli, dosya kapsamı ile uyumlu, bu nedenle de itibar edilen bilirkişi raporu ile sabit olduğu anlaşılmakla, davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava reddedilmiş olmasına rağmen, davalı tarafça talep edilen tazminat talebi şartlar oluşmadığından reddedilmiştir. Zira, davalı tarafça icra takibindeki ödeme emrine itirazda borca ve faize itiraz edilir iken açıkça imzaya itiraz edilmediği, itiraz edilmiş olsaydı ve davacı buna rağmen basiretli tacir gibi hareket etmeyip, davayı açmış olsaydı, kötü niyetinden bahsedilebilecek iken, mevcut durum itibariyle davacının kötü niyetinden bahsedilemeyeceği ve davalı tarafça davacının, açıkça kötü niyetini gösterir başkaca bir delilde sunmadığı anlaşılmakla, bu yöndeki davalı talebinin reddine karar verilmiş ve davacı tarafından temyiz edilen dosya Yargıtay’a gönderilmiş ve Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/4336 E. 2016/15394 Karar nolu 01/12/2016 tarihli kararı ile ” Hükme esas alınan bilirkişi raporunda imza incelemesine esas alınan belgelerden bir kısmı fotokopi olup, fotokopi belgeler imza incelemesine esas mukayese belge olarak kabul edilemez.
Mahkemece dava ve takibe dayanak 05.06.2008 tarihli genel kredi sözleşmesinden önceki döneme ait imza incelemesine esas olacak belge asıllarının dosyaya getirilmesi sağlanarak yeniden bilirkişi incelemesi yapılması gerekmekte olup, bu nedenlerle yetersiz bilirkişi incelemesi esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. ” şeklinde karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda ilgili kurumlardan belge asılları talep edilerek rapor alınmak üzere dosya grafolog bilirkişisi…’ye tevdi edilmiş ve bilirkişi sunmuş olduğu raporunda; Tetkik konusu müşteri, … Şirketi ile …Bankası A.Ş Kırklareli Şubesi arasında tanzim edilmiş 05.06.2006 tarihli, Müteselsil kefili /Kefilleri…, … ve … olan 100.000 YTL değerinde Genel Kredi Sözleşmesi aslında bulunan… namına atılmış imzaların, …’in eli mahsulü olmadığına dair rapor sunmuştur.
Mahkememizce dosyada bozma sonrası alınan 09/11/2018 tarihli bilirkişi raporu gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun, itirazları cevaplar nitelikte ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, Mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Yargıtay bozma ilamı üzerine ikinci kez alınan rapor ile de davacının davasının dayandığı kredi sözleşmesindeki imzanın davalının eli ürünü olmadığına kanaat getirilmiştir. Bozulan mahkeme kararımızdaki hukuki kanaat muhafaza edilerek aynı yönde belirtildiği üzere dava reddedilmiş olmasına rağmen, davalı tarafça talep edilen tazminat talebi şartlar oluşmadığı, zira, davalı tarafça icra takibindeki ödeme emrine itirazda borca ve faize itiraz edilir iken açıkça imzaya itiraz edilmediği, itiraz edilmiş olsaydı ve davacı buna rağmen basiretli tacir gibi hareket etmeyip, davayı açmış olsaydı, kötü niyetinden bahsedilebilecek iken, mevcut durum itibariyle davacının kötü niyetinden bahsedilemeyeceği ve davalı tarafça davacının açıkça kötü niyetini gösterir başkaca bir delilde sunmadığı anlaşılarak kötüniyet tazminatı talebi de reddedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Davalı kendisin vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 18.470,90 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davalı tarafça yapılan, 78,60 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair, dava dosyasının daha önce Yargıtay denetiminden geçmiş olmasından dolayı Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Katip
¸e-imzalı

Hakim
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.