Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/113 E. 2018/693 K. 21.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/113 Esas
KARAR NO : 2018/693
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 03/02/2017
KARAR TARİHİ : 21/06/2018
Yukarıda tarafları, konusu, esas ve karar numarası yazılı mahkememiz dosyasının yapıp bitirilen açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesi ile; Müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalının borcunu ödememesi üzerine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında icra takibi başlatmış olduklarını, davalnıın itiraz ederek takibi durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile; Davacı şirketin imal ettiği ürünlerin ayıplı ve hatalı olarak üretildiğini, davacı şirketin söz konusu ürünlerin ayıplı olduğunun birkaç kez bildirmesine ve müvekkili şirket müşterilerinden gelen ayıp bildirimi ve şikayetler iletilmesine rağmen açılan bu davanın ve icra takibi başlatmak suretiyle kötü niyetli davrandığını, davacı tarafa reklamasyon bedeli adı altında fatura keşide edileceğinin bildirildiğini ve davacının da bu durumu kabul ettiğini, E-posta yazışmalarının içeriğinden de anlaşılacağı üzere, müvekkili şirket tarafından 25.11.2016 tarihinde self servis duvar stantlarından kırık ve ayıplı olan kısımların görüntüleri ile birlikte davacıya iletildiğini ve üretim hatalarının olduğunun ihbar edildiğini, davanın reddi ile, %20′ den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Davacı taraf delil olarak; İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, bilirkişi incelemesi, ihtarnameler, mail yazışmaları, tarafların ticari defterleri, yemin, tanık, isticvap, vergi dairesi BA -BS formlarına dayanmıştır. Davalı taraf delil olarak; İcra dosyası, ticari defterler, e-posta yazışmaları, tutanaklar, bilirkişi incelemesi, keşif, tanık, yemin ve yasal delillere dayanmıştır.
Dosyanın teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle, dosya SMMM bilirkişisi …’e tevdi edilmiş ve bilirkişi sunmuş olduğu raporunda; Davacı faturalarının davalıda kayıtlı olduğunu, davalının 7.755 USD tutarındaki iki adet reklamasyon faturasından kaynaklı borç alacak tutarında farklılık bulunduğunu, davacının faturalara itiraz ettiğini davalının bildirmiş olduğunu belirterek, davacının davalıdan takibe konu edilen 7.835,72 USD alacaklı kaldığına ilişkin rapor sunmuştur.
Dava; itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilafın; davacının davalıdan alacağı olup olmadığı, davalıya sunulan mallarda ayıp olup olmadığı, varsa ayıp ihbar sürelerine uyulup uyulmadığı, ihbar süresinde yapılmış ise davacının bundan sorumlu olup olmadığı, alacağın likit olup olmadığı ve davacının kötü niyetli olup olmadığı noktalarında toplandığı görülmüştür.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyadaki bilgi ve belgeler, alınan detaylı, gerekçeli ve dosya kapsamı ile uyumlu olması nedeniyle itibar edilen bilirkişi raporu uyarınca davacının davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Dosyaya sunulan ve itibar edilen bilirkişi raporu uyarınca, bilirkişi tarafından davacı defterleri incelenmiş olup, tasdiklerinin süresinde yapıldığının bildirilmiş olduğu, davalıyla ilgili olarak fatura ve alınan ödeme kayıtları uyarınca 2015 yılı sonu itibariyle 443.099-TL tutarda borca karşılık 257.008,37 TL ödeme kaydı neticesinde kalan 186.091,56TL davalı borcunun 2016 yılında devrettiğini, 2016 yılında 186.091,56TL 2015 yılından devreden davalı borcuna karşılık alınan ödemeler neticesinde aşağıdaki şekilde 5.251,56TL davalı borcu kaldığını, davacı tarafından yardımcı kayıtlardan sunulan USD hesabında aşağıdaki şekilde devreden borcun 72.835,72 USD olduğu alınan Ödemelerin 65.000 USD tutardan sonra kalan 7.835,72 USD raporlandığı mevcut olduğu, davalı Ticari Defterlerinde davacının faturalarının kayıtlara alındığı 449.221,82 TL karşılığında 256.686,81 TL ödeme kaydı neticesinde 192.534,01 TL davacı alacağının 2016 yılına devrettiği mevcut olduğu, davalıda 2016 yılında en son kur farkı faturası tanzim edilmek suretiyle TL hesapta borç alacak kalmadığının mecut olduğu,
2015 yılında; davacı ve davalı kayıtlan arasında davacının düzenlediği faturalardan kaynaklı alınan kur sebebiyle farklılık dışında fark bulunmamakta olduğunu ve yine kur farkı değerlemesi açıklamalı kayıt sebebiyle TL tutarlarda fark olduğu fatura ve ödemeler kaydında fark olmadığının görülmüş olduğunu, 2016 yılında; yine alınan kurdan kaynaklı fark ve davalı tarafından davacıya tanzim edilen iki adet faturadan kaynaklı fark olduğunun belirlenmiş olduğunu, davalı kayıtlarında davacıya tanzim edilen 7.755 USD tutarındaki reklamasyon faturası sebebi ile davacıya bu tutar kadar daha az borç tutarı bulunduğunu, davacı kayıtlarında söz konusu faturaların 22.11.2016 ve 30.11.2016 tarihinde davalıya borç kaydı yapıldığının mecut olduğunu, davacının e-fatura olarak davalıya gönderdiği iade faturalarına davalının 06.12.2012 tarihli ihtarname ile itiraz ettiği dosyada mevcut olduğunu, davacının icra takibine konu edilen alacağında davalıya iade kaydı görülen davalının reklamasyon faturalarına tekabül eden 7.835 USD olduğu 80 USD dışında fark olmadığı belirlenmiş. borç alacak hususundaki incelemelerde de ; davacı ve davalı arasında her iki tarafın kabulünde olan 28.06.2016 tedarik sözleşmesi kapsamında ticari ilişki mevcut olduğu davacı tarafından davalıya fatura konusu stand ve diğer ürünlerin teslim edildiği hususunda ihtilaf mevcut olmadığı, ancak davalı tarafından ürünlerin davalının yurt dışı müşterisine davacı tarafından gönderildiğini bu nedenle incelemede bulunamadığını ,ancak davacının bir kısım imal ettiği ürünlerin ayıplı ve hatalı çıktığını dilek şeklinde sunan e -posta yazışmalarında müşteriler tarafından durumun bildirildiğini, kullanım imkansızlığı olduğunun davacıya da bildirildiğini 22.11.2016 tarihinde reklamasyon faturasının karşılıklı mutabakat neticesini düzenlediğini, haksız bir şekilde davacının 06.12.2012 tarihli ihtarname ile faturaya itiraz ettiğini ve kötü niyetle davrandığını 25.11.2016 self servis duvar standartlarında da kırık ve ayıpların davacıya iletildiğini ve ihbar edildiğini bildirmiş olduğu, davacı tarafın ise 27.07.2016 tarihli mail yazısıyla kalan ödemelerin davacıya gönderilen mail yazısıyla davalının ödenmeyen son kısım 7.835 USD bedeli takibe koyduğuna dair sunduğunun görülmüş olduğunu, dosyaya sunulan mail çıktılarının İngilizce olanlarının dışındaki içerikleri incelendiğinde, davalının bildirdiği kırık hatasına ilişkin 27.04.2016 tarihli davacıya Kıbrıs’a giden iki parçada kırık ve sorunlar bulunduğunun bildirildiğinin mevcut olduğunu, ayrıca resimde gönderildiği yazı içerisinde mevcut olduğunu, bunun dışındaki mail içeriklerinde 2015 yılında standların kolilenmesiyle ilgili strafor gergi kapaması yapılmasına ilişkin, Dubai’ye giden standlarda renkler ile ilgili 18 renk bölmesi yapılması gerekirken 16 tane yapıldığı hususunda davacıya yazı yazıldığının 07.05.2015 tarihli mail içeriğinde görülmüş olduğunu, davalının bildirdiği mail içerikleri ve sunulan ticari kayıtların incelenmesi neticesinde, taraflar arasındaki 28.06.2015 tarihli sözleşmeden sonraki faturaların en son yukarıdada belirtildiği gibi 08.10.2015 tarihinde tanzim edildiğili sözleşmeden sonraki faturaların en son 08.10.2015 tarihinde tanzim edildiği, işin bu tarihten sonra devam etmediği, 18 yerine 16 adet bölmelerle ilgili davalının uyarı yazısı 07.05.2015 tarihli mail içeriğinde mevcut ise de yazının 28.06.2015 sözleşme tarihinden önce olduğunu, üretim aşamasından mı teslim alındıktan sonra mı bu hususun tespit edildiği ve siparişin ne olduğu karşılaştırmasının yapılması bu veriler dosyada olmadığından mümkün olmamakla birlikte, söz konusu mail tarihinden sonra yapılan sözleşme kapsamındaki iş sebebiyle davalının bildirdiği husus kırık hatası olup, bu konuda 27.04.2016 tarihli mail yazısının mevcut olduğunu, ancak 28.06.2015 tarihli sözleşmeden sonra davacının en son Ekim 2015 tarihinde fatura tanzim ettiği, kırık hatasına ilişkin mail yazısının 27.04.2016 tarihli olduğu durumda davacıdan kaynaklı kırık stand olup olmadığının tespitinin yapılabileceği veriler yine dosyada bulunmamakla, salt sunulan resimlerle de bu hususun değerlendirilip değerlendirelemeyeceği hususunun mahkemenin takdirinde olduğunu, bununla birlikte 27.04.2016 tarihli davalının kırık olduğu yazısından önce davacıya bu hususta ayıp ihbar edildiğine dair başkaca bir yazıda dosyada tespit edilememiş olduğunu, en son fatura tarihinden altı ay geçtikten sonra açıkça görülebilecek olan iddia edilen kırık ayıbının davacıdan kaynaklı olduğuna dair değerlendirme yapılması halinde bu defa, davalının ileri sürdüğü hususlarda ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı sayın mahkemece değerlendirilmesi halinde davacının takibe konu edilen 7.835 USD belirlenen kalan alacağından davalının sorumlu olacağına dair sunmuş olduğu rapor dikkate alındığında, davalının dile getirdiği bir kısım ayıbın taraflar arasındaki sözleşmeden önceye ait olduğu, diğer ayıbın ise açık ayıp niteliğinde bulunduğu ve TTK 23 maddesi uyarınca 2 gün içinde ayıp ihbarında bulunması gerekirken bu süreden son sonra, 6 ay sonra ayıp ihbarında bulunduğu ciheti ile ayıp ihbar sürelerine uyulmamış olmasından dolayı, davalının takibe itirazının 7.835,00 USD miktarına denk gelen TL karşılığı yönünden haksız olduğu ve bu nedenle de bu kısma denk gelen itirazının iptaline karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafça, takip açılırken 7.835,72 USD karşılığı faturadan kaynaklı 23.413,13 TL değeri üzerinden takip talebinde bulunmuş olmasına rağmen, dava dilekçesinde bu sefer 7.835,72 USD değeri göstermek suretiyle ve bunun karşılığı harca esas değeri de 29.225,00 TL gösterilip bu değer üzerinden harcı tahsil ettirmiş olduğu ve %3,5 USD faizi talebinde bulunulduğu, oysa açılan davanın itirazın iptali davası olduğu, itirazın iptali davasında mahkememizin icra takip dosyasındaki takip ödeme emri ile ve dayanakları ile bağlı olduğu ve buna göre de takip dayanağının 7.835,72 USD olmasına rağmen, bunun TL karşılığı olarak 24.413,13 TL asıl alacak ve 222,26 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 23.635,40 TL talepte bulunulduğu, dava açılışında işlemiş faiz talebinin olmadığı, takip talepnamesinde yıllık USD ye %3,5 faiz talep ettiği, yani dövizin harca esas değeri gösterilmeden doğrudan doğruya TL üzerinden takip yapıldığı, bu nedenle de mahkememizce takip ödeme emri dikkate alınarak, davalının haksız bulunan TL üzerinden açılan ana para alacağına ilişkin takip talepnamesinde ana para alacağı olan 23.413,13 TL lik asıl alacak kısmına ilişkin davalı itirazının iptaline karar verilmiş ve hükmedilmesi gereken faizin de tarafların tacir olması, işin ticari iş olması nedeniyle de ticari avans faizi olduğuna hükmedilmiştir.
Davacının alacağı faturaya dayalı olup, likit kabul edildiğinden, kabul edilen dava değeri üzerinden takdiren %20 oranında hesaplanan inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki 23.413,13 TL asıl alacağa ilişin itirazın iptali ile bu miktarın takip tarihinden itibaren tamamı tahsil olunana kadar değişen oranlarda ticari avans faizi uygulanarak tamamı tahsil olununcaya kadar takibin devamına,
2-Fazla istemin reddine,
3-Kabul edilen değer üzerinden takdiren %20 oranında hesaplanan 4.682,62 TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Kabul edilen dava değeri üzerinden alınması gerekli 1.599,35TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 367,85TL harcın mahsubu ile 1.231,50TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydedilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 31,40 TL başvuru harcı, 367,85TL peşin harç, 7,25TL vekalet pulu, 4,60 TL vekalet harcı ve 724,00 TL tebligat/posta/bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.135,1TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak hesap olunan 909,36 yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap olunan 2.809,58TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan 11,85 TL vekalet harcı, 16,40 TL vekalet pulu olmak üzere toplam 28,25 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak hesap olunan 5,60 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalı
Hakim …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.