Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1129 E. 2021/24 K. 26.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/1129 Esas
KARAR NO:2021/24

DAVA:Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:18/12/2017
KARAR TARİHİ:26/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkili bankanın … Şubesinden kullanmış olduğu 12/08/1996 tarihli ve 30/10/1996 tarihli imzalanan genel kredi sözleşmelerinden doğan borcun ödenmemesi üzerine tarafına ihtarname gönderildiğini ve hesabın kat edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine …. İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyası ilamsız takip ve 12/088/1996 düzenleme tarihli sözleşme borcuna binaen verilen 30/06/1997 vadeli 1.300,00 TL tutarlı çek için ise …. İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyası ile kambiyo yolu ile takip başlatıldığını, her iki dosyada da … ‘ e tebligatın yapılamadığını ve adresinin de bulunamadığını, kefil şirketin de hacze kabil malının bulunmamasından dolayı alacağın tahsil edilemediğini, iş bu sebeple …. İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyası ile dava değeri olan miktar üzerinden takibin başlatıldığını, ancak davalı tarafından dosyaya itiraz edilmesi sonrasında yasal süresinde itirazın iptali davası açılmadığından iş bu davayı ikame etme gereğinin doğduğunu, açıklanan nedenlerle 28/01/2015 tarihi itibariyle alacak tutarı olan 53.061,00 TL ‘ nin bu tarih sonrasında anapara olan 1.669,00 TL’ lik kısmına takip tarihinden sonra işletilecek olan akdi %165 faizi ile davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının alacak hakkının varlığı sübuta ermediğini, iddia edilen alacak hakkına dayanak teşkil eden belgeler ya eksiktir yada bulunmadığını, davalı müvekkili ile davacı banka arasında uyuşmazlık konusu alacak hakkının varlığı kabul edilse dahi bu hak zamanaşımına uğradığını, bunun yanı sıra hali hazırda Tasfiye halindeki … … … idaresi altında yer alan bankalar arasında da yer almamakta olduğunu, alacaklının fon olmadığı uyuşmazlıkta alacaklıya fon alacaklısına tanınan haklarında tanımayacağının açık olduğunu, davacı bankanın ihtarname çektiği adresine dayanarak belirlediği açıklamaya muhtaç olduğunu, davacı bankanın dava dilekçesinde bahsi geçen …. İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyasından takibin devamına yönelik iddialarının asılsız olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava,Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasıdır.
Mahkememizce davaya konu edilen …. İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyası, …. İcra Müdürlüğünün … Es. ( Eski Esas No: … ) sayılı dosyası, davacı tarafça sunulan Genel Kredi Sözleşmesi Asılları, … yazı cevabı, … … A.Ş yazı cevabı, … … A.Ş yazı cevabı, … A.Ş yazı cevabı celp edilip incelenmiştir.
Mahkememizin 02/10/2019 tarihli celse beş nolu ara karar gereğince iddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemine ait ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişiler olarak SMMM … ile Bankacı bilirkişi … seçilmiş, adı geçen uzman bilirkişilerce sunulan 21/01/2020 tarihli bilirkişi heyet raporunun dosya içerisinde olduğu görülmüştür.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, 12.08.1996 ve 30.10.1996 tarihli genel kredi sözleşmeleri nedeni ile alacak istemine ilişkindir.
Davalı esasa cevap süresi içerisinde verdiği cevap dilekçesi ile zaman aşımı defi’nde bulunmuştur.
Taraflar arasında ki uyuşmazlık, alacağın zaman aşımına uğrayıp uğramadığı ile davacı yanın 20 yıllık zaman aşımı süresinden yararlanıp yararlanmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda, taraflar arasında 12.08.1996 ve 30.10.1996 tarihli genel kredi sözleşmelerinin imzalandığı, kredilerin ödenmemesi nedeni ile davalı yana …. Noterliği’nin 02.10.1997 tarih ve … yevmiye numaralı kat ihtarnamesinin gönderildiği 08.10.1997 tarihinde tebliğ edildiği, kat ihtarı ile alacağın muaccel hale geldiği, davacı tarafından davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyaları ile icra takibine girişildiği, anılan dosyalarda davalı yana tebligat yapılamadığını davacı yanın dava dilekçesi ile bildirildiği, alacağın tahsil edilememesi nedeni ile aynı alacak için …. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile icra takibine girişildiği anlaşılmıştır.
1997 yılında yapılan takiple davacı alacağı için ön görülen zaman aşımı süresinin kesildiği açıktır. 1997 yılında kesilen zaman aşımı süresi yeniden işlemeye başlamıştır. Uyuşmazlık 1997 yılı ile 2015 yılında yapılan icra takibi arasında zaman aşımı süresi olarak 10 ve 20 yıllık sürelerden hangisinin uygulanacağı noktasında toplanmaktadır.
…tarih ve … Mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 141.maddesine göre “Bu Kanundan kaynaklanan Fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresi 20 yıldır.” 168/A maddesine göre, Bu Kanunun geçici maddelerindeki düzenlemeler hariç olmak üzere, 18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanunu ile ek ve değişiklikleri yürürlükten kaldırılmıştır.”
Bankacılık Kanunu 132/8 maddesi gereğince … tarafından devralınmayan fon bankalarının alacakları fon alacağı niteliğinde değildir. Tasfiye Halinde … … A.Ş. bu kapsamda … tarafından devralınmadığından fon bankası değildir.( Y19 HD’nin 05.12.2019 tarih 2018/1023 E-2019/5445 K sayılı emsal ilamı)
Davacı banka lehine 20 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanmasının dayanağı, 5020 sayılı yasa ile 4389 sayılı yasaya eklenen ek 5. maddesidir. Ek 5. madde de, kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacakların tahsiline ilişkin düzenleme yapıldığı, ancak bu hükmün Anayasa Mahkemesi kararıyla 2009 yılında iptal edildiği, iptal edilmeden evvel de …tarihinde 5411 sayılı 168. maddesi ile yürürlükten kaldırıldığı anlaşılmaktadır.
5411 sayılı kanunun geçici 13. maddesi ile “Sermayesinin yarıdan fazlası kamu kurum ve kuruluşlarına ait olan ya da hisselerinin çoğunluğu üzerinde bu kurum ve kuruluşların idare ve temsil yetkisi bulunan ve özel kanunla kurulmuş bankalarda (Tasfiye Halinde …. A.Ş. dahil) 26.12.2003 tarihinden önce bankacılık teamüllerine göre teminatlı ve/veya yeterli teminatlı kredi kullanıp da vadesi geçtiği halde henüz ödenmemiş, süresi uzatılmamış veya yeniden yapılandırılmamış kredileri kullananlar ya da yeniden yapılandırma şartlarını ihlal edenler ile münferit veya … hakların da diğer bankaların ve üçüncü kişilerin muvazaadan ari hakları aleyhine olmamak üzere fon alacaklarının tahsiline ilişkin 123,134,136,137,138,140,142 ve 165. madde hükümleri, tasarrufun iptali davalarında aciz vesikası şartı aranmaması, dahil bankalarınca uygulanır.” denilmiştir. Söz konusu maddede fon alacaklarında zamanaşımının 20 yıl olduğunu düzenleyen 141. maddeye atıf yapılmamıştır. Buna göre davacı banka fonun maddede yazılan ayrıcalıklardan yararlanacak ise de 141. maddeye açık atıf olmadığından genel dava zamanaşımı süresi olan 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanacaktır. (İstanbul BAM 13 HD’nin 2018/1755E-2020/524K sayılı ilamı )
Somut olayda icra takibinin yapıldığı 1997 yılında özel bir zamanaşımı öngörülmediğinden 4389 sayılı kanun gereği zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu, arada 12.12.2003 tarihli ek 5. madde gereği 20 yıla uzadığı, kanun hükmünün 0l.l1.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5411 sayılı kanunun geçici 13. maddesi ile tekrar kaldırılarak zaman aşımı süresinin 10 yıla düştüğü, davacı alacağının 2007 yılı itibariyle zaman aşımına uğradığı dolayısıyla zamanaşımının başladığı ve sona erdiği tarihlerde yürürlükte bulunan kanun hükümleri gereği 10 yıl olarak uygulanması gerektiği, davacı tarafından 1997 ve 2007 yılları arasında zaman aşımını kesen herhangi bir neden davacı tarafında iddia ve ispat edilmediği anlaşıldığından eldeki davanın zaman aşımı nedeni ile reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-)Davanın zaman aşımı nedeni ile REDDİNE,
2-)Davacı harçtan muaf olmakla harç alınmasına yer olmadığına,
3-)Davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına
4-)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 7.697,93 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı yana ödenmesine
5-)Gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde iadesine
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/01/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim ..
e-imzalıdır