Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1118 E. 2022/505 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/1118 Esas
KARAR NO :2022/505

DAVA:Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:14/12/2017
KARAR TARİHİ:25/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin elektrik kablosu üretimi yaptığını, şirketin hâkim ortağının … olduğunu, şirket yetkilisinin odasında bulunan kasanın 30/07/2017 tarihinde geceleyin saat:03.20 civarında silahlı kişilerce kırılarak açıldığını, kasanın içinde bulunan değerli eşyaların, paraların ve dava konusu çekin de aralarında bulunduğu müşteri çeklerinin çalındığını, … CBS.’nin … Soruşturma sayılı dosyasında olayla ilgili araştırmaların devam ettiğini, dava konusu keşidecisi … … Müh. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. olan, … … Caddesi Şubesi’ne ait, 31/10/2017 keşide tarihli, … çek seri numaralı, 11.843,80-TL. bedelli çekin müvekkili şirkete … … Malz. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından ciro edilerek verildiğini, müvekkili tarafından çek henüz ciro edilmeden çalındığını, çekin arkasına müvekkili şirket adına sahte kaşe ve imza atıldığını, çekin ciro silsilesinin kesintiye uğradığını, çekin arkasındaki ciro silsilesinin incelenmesinde çeki müvekkili şirketin … Yapı Malz. Hırdavat İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ne verdiğinin göründüğünü, müvekkilinin bu şirketle hiçbir şekilde irtibatının ve ticari ilişkisinin bulunmadığını, dava konusu çekteki ciro imzasının sahte olduğunu, çalınan çeklerin iptali için … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında çek iptali davası açtıklarını, dava konusu çekin de aralarında bulunduğu çekler için ödeme yasağı konulduğunu, ödeme yasağı kararına rağmen davalı tarafın …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, keşidecinin ve cirantaların bütün malvarlıklarına haciz konularak ticari hayatını sekteye uğratmayı amaçladıklarını, davalı tarafın çekin çalıntı olduğunu bildiğini, kötü niyetli ve ağır kusurlu olarak çeki aldığını, basiretli bir tüccar gibi hareket etmediğini, adeta hırsızlarla işbirliği yaptığını, davalı tarafın ödeme yasağı olduğunu bilerek haciz uygulamasının hakkın kötüye kullanılmasının açık bir örneği olduğunu belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; öncelikle dava kesinleşinceye kadar takibin durdurulmasına, bunun mümkün olmaması halinde takibe konu edilen çek bedelinin dosyaya ödenmesi halinde dava kesinleşinceye kadar davalı alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalının dava konusu çekin yasal hamili olmadığının ve dolayısıyla müvekkilinden alacaklı olmadığının tespitine, dava konusu çekin taraflarına iadesine, icra dosyasına ödeme yapılması halinde bu paranın müvekkili şirkete ödenmesine, vekâlet ücreti ile yargılama giderlerinin ise davalı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi ve ekleri ile tensip zaptı davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen, davalı tarafından yasal süresi içerisinde davaya cevap verilmemiştir.
Yargılama devam ederken temlik alan davalı … vekili Av. … tarafından 06/11/2020 tarihinde UYAP üzerinden mahkememize gönderilen dilekçede; müvekkili …’in …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki alacağını …’ya devrettiğini, bu sebeple … 5. Noterliği’nin … yevmiye numaralı temliknamesi ile müvekkili …’nın vekaletnamesinin dilekçe ekinde dosyaya sunulduğunu, ikame edilen davaya müvekkili …’nın davalı olarak, tarafının ise …’nın vekili olarak kaydının yapılmasını, …’in ise vekil kaydının UYAP’tan silinmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında takibe konu edilen … … Caddesi Şubesi’ne ait, 31/10/2017 keşide tarihli, … no’lu, 11.843,80-TL. bedelli çekteki ciro imzasının davacı şirket yetkilisine ait olmadığı iddiasıyla, takip konusu çekten dolayı davacının davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine yönelik olarak İİK.’nun 72/3 maddesine göre açılmış menfi tespit davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, … CBS.’nin … sayılı Soruşturma dosyası, banka kayıtları, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası, … CBS’nin dava konusu çeklere ilişkin el koyma kararı ve soruşturma dosyası münderecatı, ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi incelemesi, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası, tanık beyanları, vergi kayıtları, imza sirküleri ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır. Davalı taraf ise herhangi bir delil sunmamıştır.
Mahkememizce … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası, … CBS.’nin … Soruşturma sayılı dosyası ve …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasının UYAP örnekleri celbedilerek dosyaya kazandırılmıştır.
…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; temlik eden (davacı) … tarafından vekili aracılığıyla 08/12/2017 tarihinde dava dışı … Yapı Malz. … Ltd. Şti., …, … … Müh. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. ve dosyamız davacısı … Kablo İç ve Dış … A.Ş. aleyhine 11.843,80-TL. asıl alacak (çek alacağı), 120,22-TL. takip öncesi işlemiş faiz, 1.184,38-TL. çek tazminatı ve 35,53-TL. %0,3 çek komisyonu olmak üzere toplam 13.183,93-TL. üzerinden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı görülmüştür.
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu (İİK)’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre; borçlu, icra takibinden önce veya takip sonrasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenen menfi tespit davalarında ispat yükü, davacının iddiasının dayandığı nedenlerin niteliğine göre farklılık gösterir. Zira menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer. Ancak ispat yükünün davacıya (borçluya) düştüğü hâller de vardır.
İmza inkârına dayalı olarak İİK.’nun 72. maddesine göre açılan menfi tespit davalarında imzanın davacı borçluya ait olup olmadığını ispat yükü de, alacağını senede dayandıran ve dolayısıyla senetteki (somut olayda çekteki) imzanın davacı borçluya ait olduğunu ileri süren davalı alacaklı tarafa düşmektedir. (Yargıtay HGK.’nun 26/04/2006 tarihli, 2006/12-259 E. ve 2006/231 K. sayılı kararı)
Eldeki dava; dava konusu çekin arkasında yer alan ciro imzasının davacı şirket yetkilisine ait olmadığı iddiasıyla İİK.’nun 72/3. maddesine göre açılmış menfi tespit davasıdır. Mahkememizce davaya konu çek aslı ilgili icra müdürlüğünden celbedilmiş ve imza incelemesi yaptırılması amacıyla mahkememiz kasasına alınmıştır. Yargıtay kararlarına uygun olarak dava konusu çekin tanzim tarihinden önceki döneme ait davacı şirket yetkilisi …’in mukayeseye yarar imzalarının bulunduğu belge asıllarının temini bakımından ilgili yerlerden ıslak imzalı belgeler toplanmış, … Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla davacı şirket yetkilisi …’in imza örneklerinin bulunduğu belge asılları dosya içerisine alınmıştır. Ayrıca, … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılarak davacı şirket yetkilisi …’in tatbiki imzaları mahkeme huzurunda aldırılmıştır.
Dosyanın teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle mahkememizce iddia, savunma, icra dosyası kapsamı, takip konusu çek aslı, toplanan deliller ve celbedilen davacı şirket yetkilisine ait mukayeseye yarar imza örnekleri ile davacı şirket yetkilisinden talimat mahkemesince hâkim huzurunda alınan imza örnekleri incelenerek takibe ve davaya konu çekteki imzanın davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olup olmadığının tespiti açısından dosya grafolog bilirkişiye tevdi edilerek bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Adli Tıp Kurumu – Fizik İnceleme İhtisas Dairesi’nden emekli belge inceleme uzmanı grafolog bilirkişi …tarafından tanzim edilen 04/03/2022 tarihli raporda özetle; incelenmek üzere kendisine tevdi edilmiş bulunan belgelerde yer alan …’e ait imzaların şeklen, tersim tarzı ve diğer özellikler bakımından kendi aralarında benzerlikler gösteren, grafolojik bakımdan şeklini bulmuş, işlek ve karakteristik imzalar oldukları, başlangıçtaki (O) harfi ile devamındaki karakteristik gramalar ve bitirilişteki hattan ibaret bulundukları, dava konusu çek aslının arka yüzünde bulunan … Kablo İç .. A.Ş. kaşe izi üzerine atılmış imzanın yapılan incelenmesinde başlangıçta D harfini andıran şekil ve devamındaki gramalar ile gramalardan sonraki yukarı doğru tersim edilen elips şekille, son kısımdaki mahdut grama ve bitirilişten ibaret olduğu, inceleme konusu imzanın yavaş ve titrek tersim edildiği, yapılan incelemeler sonucunda imzaların başlama yeri, baş taraftaki şeklin genel görünümü, tersimi, ebadı, meyili, diğer kısma bağlanış özelliği, müşterek gramaların tersimi, ebadı, bağlantı şekli, son kısmın tersimi ve bitiriliş özelliği, tümünün genel görünümü, tersim tarzı, ebat, meyil ve istikamet işleklik derecesi, seyir, sür’at istif, itiyatlar ve tazyik vasıfları bakımından aralarında uygunluk ve benzerlikler bulunmadığı, inceleme konusu imzanın örnek imzalara nazaran yavaş, titrek ve farklı tipte tersim edildiğinin tespit edildiği, sonuç olarak dava konusu çek aslının arka yüzünde bulunan kaşe izi üzerine atılmış imzanın …’in eli mahsulü olmadığı şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu usulüne uygun olarak dosya taraflarına tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından 11/03/2022 tarihli dilekçe ile bilirkişi raporuna itiraz edilerek ek rapor alınması talep edilmiştir.
Davalı vekili tarafından her ne kadar dosyada alınan grafolog bilirkişi raporuna itiraz edilerek, bilirkişi tarafından incelenen belgelerin yeterli olmadığı, imza incelemesi için yeni belgelerin cebledilmesi gerektiği belirtilerek yeniden bilirkişi incelemesi (imza incelemesi) yaptırılması talep edilmiş ise de; dosyada alınan bilirkişi raporu mahkememizce incelenip denetlenmiş, raporun yeterli olduğu, hüküm kurmaya uygun ve uyuşmazlığı çözmeye elverişli nitelikte bulunduğu anlaşılmış ve davalı tarafın yeniden imza incelemesi yaptırılmasına yönelik talebinin reddine karar verilmiştir. Zira, mahkememizce dosyada alınan ve benimsenen grafolog bilirkişi raporuna göre; davaya konu bonolardaki keşideci imzalarının davacı şirketin tek yetkilisi olan …’e ait olmadığı net olarak belirlenmiştir.
Yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere, kambiyo senetlerinde senet metninden anlaşılan tüm def’iler herkese karşı ileri sürülebilir. Bir başka ifade ile dava konusu çekin arka yüzündeki ciro imzasının sahte olduğuna ilişkin def’i (imza inkarı), senedin hükümsüzlüğüne yönelik mutlak bir def’i olduğundan, herkese karşı ileri sürülebilir. Davacı şirkete atfedilen ciro imzası sahte olduğundan, somut olayda ciro silsilesi kopmuştur. Ciro silsilesinde kesiklik (kopukluk) olması halinde, kopukluğu başlatan ciro ve sonrasındaki cirolar da geçersiz olacaktır. Bu nedenle ciro silsilesinde kopukluk bulunan bir çeki elinde bulunduran kişi, artık o çekin yetkili hamili olarak kabul edilemeyeceğinden, bu kişi tarafından anılan çeke dayalı olarak hak talebinde de bulunulamayacaktır.
Somut olayda; tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dosyadaki tüm bilgi ve belgeler, dava konusu çek aslı ile dosyada alınan ve mahkememizce benimsenen grafolog bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirilmiş, davaya konu çekin arkasında bulunan ve davacı şirket adına atılan ciro imzasının davacı şirket yetkilisinin eli mahsulü olmadığı, davacı tarafça çekteki ciro imzasının sahte olduğuna yönelik olarak ileri sürülen def’inin dava konusu çekin hükümsüzlüğüne yönelik mutlak bir def’i niteliğinde olduğu, bu nedenle herkese karşı (yani dosya davalısın karşı) ileri sürülebileceği kanaatine varılmış, böylece davanın kabulü ile dava konusu çek nedeniyle davacı şirketin davalıya borçlu olmadığının tespitine ilişkin olarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. Ayrıca, her ne kadar davacı tarafça davalıdan tazminat talep edilmiş ise de, dava konusu çekin tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde davalının ağır kusurlu ve/veya kötü niyetli olduğu davacı tarafça ispatlanamadığından, tazminat koşullarının oluşmadığı kanaatine varılarak davacının tazminat isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile; …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasında takibe konu edilen, … … Caddesi / … Şubesi’ne ait, keşidecisi … … Müh. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. olan, 31/10/2017 keşide tarihli, … çek seri numaralı, 11.843,80-TL. meblağlı çek yönünden davacı şirketin davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Şartları oluşmadığından davacının kötü niyet tazminatına yönelik isteminin reddine,
3-Alınması gerekli 809,05-TL. Karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 202,27-TL. harcın mahsubu ile bakiye 606,78-TL. harcın davalıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan 1.538,17-TL (31,40-TL. başvuru harcı, 202,27-TL. peşin harç, 4,60-TL. vekalet harcı, 800,00-TL. bilirkişi ücreti, 499,90-TL. Tebligat) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, HMK.’nun 345. maddesi uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak 2 (iki) hafta içinde HMK.’nun 342. maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK.’nun 343. maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile yine HMK.’nun 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olarak verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/05/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır