Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1106 E. 2021/90 K. 10.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/1106 Esas
KARAR NO:2021/90

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:08/12/2017
KARAR TARİHİ:10/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki sebebiyle müvekkilinin davalıdan cari hesaptan kaynaklı olarak 11.467,55-TL. alacağı bulunduğunu, davalı şirket ile şifahi görüşmeler yapıldığını fakat sonuç alınamadığını, davalı şirket tarafından borcun ödenmemesi üzerine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı şirket aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin davalı şirkete tebliğ edildiğini, davalı şirketin yasal süresinde borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, davalı tarafça yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı karşı yana yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddia ettiği gibi müvekkilinin davacıya 11.467,55-TL. tutarında borcu bulunmadığını, takibe ve dosyaya dayanak olarak sunulan faturaların ve cari hesap ekstrelerinin hatalı olduğunu ve gerçeği yansıtmadığını belirterek hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetli açılan davanın reddine, davacı taraf aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava; fatura ve cari hesaba dayalı olarak davacı tarafça …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında çözümlenmesi gereken ihtilafın; davacı tarafın takip tarihi itibariyle davalıdan alacağı bulunup bulunmadığı, alacaklı ise miktarı ve alacağın likit olup olmadığı noktalarında toplandığı görülmektedir.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, sözleşme, faturalar, e-posta yazışmaları, cari hesap ekstresi, tarafların ticari defter ve kayıtları, whatsapp yazışmaları ekran görüntüleri, dekontlar, yemin, bilirkişi incelemesi, tanık beyanı ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır. Davalı taraf ise delil olarak; Yargıtay kararları, bilirkişi incelmesi, yemin ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasının aslı celbedilerek incelenmiştir. İcra takip dosyasının incelenmesinde; davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine 05/09/2017 tarihinde 11.467,55-TL. cari hesap alacağı, 135,25-TL. takip öncesi faiz olmak üzere toplam: 11.602,80-TL. üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, borcun sebebi olarak cari hesabın gösterildiği, örnek-7 nolu ödeme emrinin davalı borçluya 07/09/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafça yasal süresi içerisinde 11/09/2017 tarihinde borca itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu, davacı tarafından 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde ve 08/12/2017 tarihinde harca esas değer olarak 11.467,55-TL. gösterilmek suretiyle huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK.) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlama yükümlülüğü davacı (alacaklı) tarafa ait olduğundan, bu kapsamda taraflarca bildirilen deliller toplanmıştır.
Davalı vekili 14/05/2019 tarihli duruşmada; müvekkili davalı şirketin ticari defterlerinin …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …E. sayılı dosyası içerisinde ve mahkeme kasasında olduğunu, dolayısıyla inceleme gününde fiziki olarak defterleri sunmalarının mümkün olmadığını belirterek ilgili mahkemeye talimat yazılması talebinde bulunmuştur. Bunun üzerine mahkememizce 14/05/2019 tarihli duruşmada …. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak, davalı vekili tarafından …Esas sayılı dosya içerisinde bulunduğu bildirilen ve dosyamız davalısı şirkete ait 2017 yılı ticari defterleri üzerinde yapılacak işlemler bitmiş ise bu konuda bilgi verilmesi, talep etmesi halinde mahkememizce yaptırılacak bilirkişi incelemesine esas olmak üzere ilgilisine tesliminin sağlanmasına karar verilmiştir. …. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 23/05/2019 tarihli yazı ile mahkememize verilen cevapta; davalı şirket (…. A.Ş.) tarafından 03/10/2018 tarihinde mahkemelerine sunulan davalı şirkete ait 2017 yevmiye defteri ve 2017 defter-i kebir evraklarının şirket vekili Av. …’a teslim edildiği bildirilmiştir.
Uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, mahkememizce 16/10/2019 tarihli ara karar ile … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılarak, öncelikle davalı …. A.Ş.’nin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, dosya bilirkişi raporu aldırılmak üzere … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmiştir.
…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Talimat sayılı dosyasında aldırılan 18/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı şirketin kanunen tutulması zorunlu defterlerinin TTK ve VUK hükümlerine göre açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yapılmış olduğu, davalı tarafından dosyaya sunulan cari hesap ekstrelerindeki verilerin ticari defterlerine işlendiği, davacı tarafından düzenlenen tüm hizmet faturalarının davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının cari hesap dökümüne göre davalıdan 11.467,55-TL alacaklı olduğu, davalının cari hesap dökümüne göre ise davalı şirketin davacı şirkete 10.000,43-TL. borçlu olduğunun görüldüğü, aradaki farkın 1.467,12-TL. olduğu, bu farkın sebebinin ise davalı şirket tarafından düzenlenen 03/04/2017 tarihli, … seri numaralı 1.316,97-TL. tutarlı iade faturası ile avans açıklamasıyla operatöre verilen 150.00-TL. tutarındaki nakit ödeme olduğu, bunun davacının dosyaya sunulan cari hesap dökümünde de yer aldığı, sonuç olarak davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarına göre davalı tarafın davacıya 10.000,43-TL. borçlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Talimatla alınan bilirkişi raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, taraf vekillerince ayrı ayrı dilekçeler sunularak talimat bilirkişi raporuna karşı itiraz edilerek ek rapor alınması talebinde bulunulmuştur. Bunun üzerine mahkememizce 25/03/2020 tarihli duruşmada taraf vekillerinin itirazlarını karşılar nitelikte ek rapor alınmasına karar verilerek dosyanın ek rapor alınmak üzere yeniden …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Talimat sayılı dosyasında alınan 15/06/2020 tarihli ek raporda ise özetle; davacı ile davalı arasındaki hesap farklılıklarının tespitinin yapıldığı ve raporda belirtildiği, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarına göre davacıya 10.000,43-TL. Borçlu olduğunun göründüğü, davacının ticari defter ve kayıtlarına göre ise davalıdan 11.467,55-TL. alacaklı göründüğü, davacı ile davalının defterleri arasında 1.467,12-TL. hesap farkı olduğu, davacı tarafından itiraz edilen 150.00-TL. tutarlı ödemenin hakedişte hesaplandığı, davalı tarafından düzenlenen 03/04/2017 tarihli, … seri numaralı, 1.316,97-TL. tutarlı iade faturasına davacı tarafça TTK.’nun 21/2. maddesine göre yasal süresi içinde itiraz edilmediği, anılan iade faturasının davacı kayıtlarında yer alması gerektiği, bu husustaki takdirin münhasıran mahkemeye ait olduğu belirtilerek sonuç itibariyle davalı şirketin davacı şirkete 10.150,43-TL. borcunun bulunduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Talimatla alınan bilirkişi ek raporu da dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından ek rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuştur. Mahkememizce 30/09/2020 tarihli duruşmada; talimatla aldırılan bilirkişi kök ve ek raporu ile davacı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak birleştirme raporu alınmasına karar verilerek dosya 16/10/2020 tarihinde bilirkişiye tevdi edilmiştir.
SMMM bilirkişisi … tarafından tanzim olunarak 23/11/2020 tarihinde ön bürodan dosyaya sunulan raporda özetle; davacı şirketin 2017 yılına ait ticari defterlerinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, davacının defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, dosyada mevcut tespitlere göre davacının ibraz edilen ticari defterlerinin kendi lehine delil vasfının bulunduğu, bu konuda nihai takdirin mahkemeye ait olduğu, davacının ibraz ettiği bilgi ve belgelere göre davalı adına tanzim edilen ve takip konusu yapılan faturaları usulüne uygun olarak ticari defterlerine kayıt ettiği, davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi itibariyle kayden 11.467,55-TL. alacaklı göründüğü, davalı tarafın ticari defterinin mahkemece talimat yolu ile incelettirildiği, dosyaya ibraz edilen talimat bilirkişi raporuna göre davalı şirketin ticari kayıtlarına göre davalının davacıya 10.150,43-TL. borcu bulunduğunun tespit edildiği, tarafların ticari defterleri arasında mevcut farkın nedeninin davalı tarafından davacı adına düzenlenen 03/04/2017 tarihli, … seri numaralı ve 1.316,97-TL. meblağlı iade faturasının davacı tarafça kayıtlara alınmamış olması olduğu, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen 05/04/2017 tarihli ve … nolu hizmet faturasının ekinde yer alan 05/03/2017 tarihli 3 nolu hakedişin kesintiler bölümünde “Nakit. (…)” açıklamasıyla 150,00-TL.’nin hakkedişten ve davacı cari hesabından düşüldüğü, davacı tarafından davalı adına tanzim edilen 05/04/2017 tarih, … nolu, 448,85-TL. meblağlı faturanın davalı kayıtlarında 448,40-TL. olarak yer aldığı, yine davalı kayıtlarına göre davacı adına 06/03/2017 tarihinde yapılan 259,70-TL. tutarındaki ödeme ile 22/03/2017 tarihinde hakedişten kesilen 260,00-TL.’nin davacı şirket kayıtlarında yer almadığı, davalı tarafından davacı adına keşide edilen 03/04/2017 tarihli, … seri numaralı ve 1.316.97-TL. meblağlı iade faturasına davacı tarafından yasal süresinde itiraz edilmediği, bu nedenle alınan iade faturasının davacı tarafından kabul edilmesi gerektiğinin değerlendirildiği, sonuç olarak davacı şirketin …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davalı aleyhine başlattığı takipte davalının icra takibine yaptığı itirazının 10.150,58-TL.’lik kısmının ispata muhtaç olduğu, dosya kapsamı içinde davalının yaptığı itirazı somut olarak ispat etmeye mecbur olduğu, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 10.150,58-TL. alacağı olabileceği, takip tarihinden önce temerrüt şartlarının oluşmadığı şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, taraf vekilleri farklı tarihlerde bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçeleri sunmuşlardır. Mahkememizce dosyada alınan talimat bilirkişi kök ve ek raporları ile SMMM bilirkişiden alınan birleştirme raporunun gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu anlaşılmış ve hükme esas alınmıştır.
Dosya kapsamındaki bilgi, belge ve alınan raporlara göre; davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarına göre davalı tarafın davacıya 10.000,43-TL. borçlu olduğu, davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarına göre ise davacı tarafın davalıdan 11.467,55-TL. alacaklı olduğu, böylece taraf defterleri arasında 1.467,12-TL. tutarında farkın mevcut olduğu, davalı şirket tarafından davacı şirket adına düzenlenen ve davacı şirketçe kayıtlara alınmayan 03/04/2017 tarihli, … seri numaralı ve 1.316,97-TL. tutarlı iade faturasının davacı şirket tarafından 10/04/2017 tarihinde teslim alındığı, ancak davacı tarafça ilgili fatura iade işleminin TTK.’nun 21/2. maddesinde öngörülen 8 (sekiz) günlük süre geçtikten sonra yapıldığı, dolayısıyla davacı taraf iade faturasına yasal süresi içerisinde itiraz etmediği gibi faturada yazılı hizmetleri almadığı yönünden herhangi bir itirazda da bulunmadığı, böylece iade faturası içeriğini artık kabul etmiş sayılması gerektiği, tarafların bilirkişi incelemesi için defter, kayıt ve belgelerini ibraz ettiği, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı konusunda mahkememizde kanaat oluştuğu, her ne kadar davacı tarafın defterlerine göre davacının davalıdan 11.467,55-TL. tutarında alacaklı olduğu görünse de taraf defterleri arasında 1.467,12-TL. hesap farkı bulunduğu, davacı tarafından itiraz edilen 150.00-TL. tutarlı ödemenin hakedişte hesaplandığı, davalı tarafından düzenlenen 03/04/2017 tarihli, … seri numaralı, 1.316,97-TL. tutarlı iade faturasının davacı kayıtlarında yer alması gerektiği, sonuç itibariyle taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı olarak dosyada talimatla alınan 15/06/2020 tarihli ek rapor esas alındığında davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi itibariyle 10.150,43-TL. alacaklı olduğu, bu nedenle davalı şirketin 10.150,43-TL. alacak miktarına yönelik vaki itirazının haksız ve dayanaksız olduğu ve İİK.’nun 67. maddesi gereğince davalı şirketin bu miktar (10.150,43-TL.) yönünden itirazının iptalinin gerektiği, her iki taraf da tacir olduğundan ve fakat davacı tarafın icra takip dosyasında talep ettiği faiz oranı dikkate alınarak ve de taleple bağlı kalınarak asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %10,50 oranını geçmemek üzere avans faizi işletilmesinin uygun olacağı, ayrıca İİK.’nun 67/2 maddesinde düzenlenen icra inkar tazminatının amacı alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik haksız itirazları önlemek olduğundan, takip konusu fatura alacağı da likit ve itiraz da kısmen haksız olduğundan, davacı lehine kabul edilen alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatını kapsar şekilde, ancak reddedilen kısım yönünden ise yasal şartları oluşmadığından davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmeksizin davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin istemin ise reddine ilişkin olarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davalı şirketin 10.150,43-TL. asıl alacağa yönelik itirazının iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek (yıllık %10,50 oranını geçmemek üzere) avans faizi uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına, davacının fazlaya ilişkin istemin ise reddine,
2-İtirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 2.030,08-TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Şartları oluşmadığından reddedilen kısım yönünden davalı tarafın kötü niyet tazminatının ise reddine,
4-Alınması gerekli 693,37-TL karar ve ilam harcından, dava açılırken yatırılan 195,84-TL peşin ve icraya yatan harcın mahsubu ile geriye kalan 497,53-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 195,84-TL. peşin + icraya yatan harç toplamının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 31,40-TL. başvuru harcı, 4,60-TL. vekalet harcı, 1.500,00-TL. bilirkişi ücreti, 417,20-TL. tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 1.953,20-TL. yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 1.728,86-TL.’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.080,00-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 uyarınca hesap ve taktir olunan 1.317,12-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
9-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/02/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır