Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1104 E. 2021/468 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/1104 Esas
KARAR NO:2021/468

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:15/07/2011
KARAR TARİHİ:16/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı-karşı davalı şirket vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında ”…” adı verilen İngilizce metin halinde her iki tarafın da edimlerini hüküm altına alan 06/07/2009 tarihli sözleşme imzalandığını, daha sonra yine davacı ile davalı arasında ”… … Mimari – …” adı verilen ve her iki tarafın edimlerini hüküm altına alan 12/02/2010 tarihli sözleşmenin imzalandığını, işbu sözleşmeler doğrultusunda gerek karşılıklı mutabakat ile şifahen kararlaştırıldığı gerek ilgili sözleşmelerde hüküm altına alınan davacı şirketin üstlendiği işlerin bedelleri konusunda tarafların mutabık kaldığını, ilk sözleşmenin yapım tarihinden itibaren 10 ay, mimari dekorasyon projesinin yapım tarihinden itibaren ise 3 ayı aşkın bir süre geçmesine rağmen davalı tarafından davacı şirkete ödenen tutarın sadece 31.000,00-USD’ye tekabül ettiğini ve hiçbir avansı, hiçbir proje bedelini zamanında ve tamamen ödemeyen davalının nihayetinde 58.500,00-USD bakiye ödemesi kaldığını, buna rağmen mimari ve dekorasyon projesi ile ilgili çalışmaların başladığını, 06/07/2010 tarihine gelindiğinde halen davalı tarafından mezkur protokol hükümleri gereği ödenmesi gereken bakiye borcun 45.500,00-USD olduğunu, sonuç olarak müvekkilinin ilgili sözleşmeler ve mezkur protokol ile ilgili tüm edimlerini yerine getirmiş olmasına ve tüm projeleri teslim etmiş olmasına rağmen bakiye 33.500,00-USD ücretinden kalan 23.500,00-USD’yi davalıdan tahsil edemediğini, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından bakiye alacağın tahsiline yönelik olarak davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; itirazın iptali ile takibin devamına, davalı borçlu aleyhine %40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin ise davalı karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili ise 13/03/2012 havale tarihli cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; maddi-manevi tazminata ve fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin davacı-karşı davalıya sözleşme gereği kalan borcunun sadece 13.500,00-USD (21.573,00-TL.) olduğunu, davacı karşı tarafça müvekkiline teslim edilmeyen mimari proje bedelinin tespiti ile tespit edilecek bu bedelin 13.500,00-TL.’den mahsubu gerektiğini, ayrıca mahkemece tespit edilecek bakiye borçtan müvekkilinin kesimhane projesindeki ayıp nedeniyle uğradığı 70.000,00-TL. tutarındaki zarar nedeniyle oluşan alacağının davacı-karşı davalıdan tahsiline, müvekkilinin alacağından davacı-karşı davalının alacağının mahsubu ile davacı-karşı davalının haksız davasının reddine, ayrıca faizin ve takibin iptaline karar verilmesini, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için alacağın likit olmasının gerekli olduğunu, davadaki alacak ise tartışmalı bir alacak olduğundan karşı yanın icra inkar tazminatı isteminin reddinin gerektiğini, mahsup taleplerinin mahkemece kabul edilmemesi halinde ise karşı davalarında talep ettiklerini kesimhane projesindeki hata nedeniyle müvekkilinin maruz kaldığı zararın tespiti ile şimdilik belgeli 70.000,00-TL. alacaklarının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline, mahsup taleplerinin mahkemece kabul edilmesi durumunda ise mahsuptan sonra kalan meblağın tespitiyle tespit edilecek alacaklarının davacı-karşı davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin ise davacı-karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Asıl dava; taraflar arasındaki eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsiline yönelik olarak davacı-karşı davalı şirketçe davalı-karşı davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın iptaline, karşı dava ise eserdeki ayıp sebebiyle davalı-karşı davacı tarafından 3. kişiye yaptırılan ayıp giderim bedelinin tahsiline ilişkindir.
Davacı-karşı davalı taraf delil olarak; 06/07/2009 tarihli sözleşme, 12/02/2010 tarihli sözleşme, 12/05/2010 tarihli protokol, elektronik posta yazışmaları, okundu bilgileri, hak ediş yazısı ve tercümesi, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, tanık beyanı, bilirkişi incelemesi ve diğer tüm yasal delillere dayanmıştır.
Davalı-karşı davacı taraf ise delil olarak; taraflar arasındaki “…-…’nin statik projesinin çizimine ilişkin 06/07/2009 tarihli sözleşme, …-… mimari …, müvekkiline gönderilen projeler, müvekkiline gönderilen tüm e-mailler, müvekkilinin davacı-karşı davalıya gönderdiği e-mailler, kesimhane projesi sözleşmesi, kesimhane projesi, ödeme makbuzları, kesimhane projesine ilişkin fotoğraflar, hak ediş formları, inşaat mühendisi …’ın yazısı, buna ilişkin diğer belgeler, taraflar arasındaki protokol, teknik mütalaa, bilirkişi incelemesi, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası, CD kayıtları, telefon kayıtları, tanık beyanı, yemin ve sair delillere dayanmıştır.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası celbedilerek incelenmiştir. İcra takip dosyasının incelenmesinde; davacı-karşı davalı şirket tarafından davalı-karşı davacı aleyhine 23.500,00-USD asıl alacak, 1.342,40-USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 24.842,40-USD’nin tahsiline yönelik olarak ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı-karşı davacıya usulüne uygun tebliğ edildiği, davalı-karşı davacının yasal süresi içinde borca, işlemiş faize ve faiz oranına itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durduğu, akabinde davacı-karşı davalı şirket tarafından 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde huzurdaki itirazın iptali davasının (asıl davanın) açıldığı görülmüştür.
Mahkemece Yargıtay bozması öncesinde yapılan yargılama sonucunda verilen 22/10/2015 tarihli, 2011/412 E. ve 2015/732 K. sayılı kararda; davanın kabulü ile davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin aynen takip talepnamesindeki şartlar ile devamına ve dava değeri olan 37.553,00-TL.’nin %40 oranına denk gelen 15.021,00-TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.
Mahkemece verilen bu karar, davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, bunun üzerine dosya temyizen incelenmek üzere Yüksek Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’ne gönderilmiştir.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2017 tarihli, 2016/3747 E. ve 2017/3338 K. sayılı ilamında; “…Uyuşmazlık imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı BK’nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Taraflar arasında imzalanan dava açılmadan önce imzalanan 12.05.2016 tarihli protokolde davacı alacağı 58.500 USD olarak belirlenmiş, bu tutardan 25.000 USD ödemenin mahsubuyla 33.500 USD bakiye alacak kalmıştır. Davacının ücretin tamamına hak kazanabilmesi için eseri noksansız olarak teslim etmesi gerekir. Davacı tarafından iç mimari projenin yapılmadığı anlaşıldığından sözleşme bedelinden iç mimari proje eksiklik olarak kabul edilip fiziki oranlama yapılmalıdır… Taraflar arasında imzalanan 12.02.2010 tarihli sözleşme mülga 818 sayılı BK’nın 355. maddesinde düzenlenen “götürü bedel” eser sözleşmesi niteliğinde olduğundan, iş bedelinin hesaplanmasında Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre fiziki oran kurulmalıdır. Öte yandan iş sahibi tarafından açılan karşı davada da uygulama hatası olup olmadığı uyuşmazlık konusu olduğu ve mimari projedeki eksiklik iddiaları ileri sürüldüğü halde, teknik bilirkişi heyetinde mimar bilirkişinin bulunması gerekirken bu hususun da gözetilmemesi hatalı olmuştur… Bu nedenlerle mahkemece yapılacak iş; 12/02/2010 tarihli sözleşmenin KDV dahil 47.500 USD olduğu kabul edilerek fiziki oran kurulmalı ve iç mimari projenin bedeli davacı alacağı olan 33.500 USD’den mahsup edilmelidir. Bu sebeplerle öncelikle HMK’nın 266 ve devamı maddelerinde öngörülen şekilde aralarında iç mimari (dekorasyon) projesi, çelik konstrüksiyon projesi uzmanı mimar ve inşaat mühendisinden oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi kurulundan rapor alınmalı ve itiraz halinde ek rapor alınıp asıl ve birleşen dava sonuçlandırılmalıdır… Karar açıklanan nedenlerle bozulmalıdır…”“…Uyuşmazlık imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı BK’nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Taraflar arasında imzalanan dava açılmadan önce imzalanan 12.05.2016 tarihli protokolde davacı alacağı 58.500 USD olarak belirlenmiş, bu tutardan 25.000 USD ödemenin mahsubuyla 33.500 USD bakiye alacak kalmıştır. Davacının ücretin tamamına hak kazanabilmesi için eseri noksansız olarak teslim etmesi gerekir. Davacı tarafından iç mimari projenin yapılmadığı anlaşıldığından sözleşme bedelinden iç mimari proje eksiklik olarak kabul edilip fiziki oranlama yapılmalıdır… Taraflar arasında imzalanan 12.02.2010 tarihli sözleşme mülga 818 sayılı BK’nın 355. maddesinde düzenlenen “götürü bedel” eser sözleşmesi niteliğinde olduğundan, iş bedelinin hesaplanmasında Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre fiziki oran kurulmalıdır. Öte yandan iş sahibi tarafından açılan karşı davada da uygulama hatası olup olmadığı uyuşmazlık konusu olduğu ve mimari projedeki eksiklik iddiaları ileri sürüldüğü halde, teknik bilirkişi heyetinde mimar bilirkişinin bulunması gerekirken bu hususun da gözetilmemesi hatalı olmuştur… Bu nedenlerle mahkemece yapılacak iş; 12/02/2010 tarihli sözleşmenin KDV dahil 47.500 USD olduğu kabul edilerek fiziki oran kurulmalı ve iç mimari projenin bedeli davacı alacağı olan 33.500 USD’den mahsup edilmelidir. Bu sebeplerle öncelikle HMK’nın 266 ve devamı maddelerinde öngörülen şekilde aralarında iç mimari (dekorasyon) projesi, çelik konstrüksiyon projesi uzmanı mimar ve inşaat mühendisinden oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi kurulundan rapor alınmalı ve itiraz halinde ek rapor alınıp asıl ve birleşen dava sonuçlandırılmalıdır… Karar açıklanan nedenlerle bozulmalıdır…” denilmek suretiyle mahkemece verilen kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece 26/04/2018 tarihli duruşmada; usul ve yasaya uygun Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2017 tarihli, 2016/3747 E. ve 2017/3338 K. sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilerek dosyanın bozma ilamı doğrultusunda re’sen seçilecek konusunda uzman iç mimari (dekorasyon) projesi, çelik konstrüksiyon projesi mimar-mühendis ve inşaat mühendisinden oluşacak bilirkişi kuruluna tevdii ile bozma ilamı doğrultusunda rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından 07/09/2018 tarihinde dosyaya sunulan raporda özetle; taraflar arasındaki sözleşmede bulunmasına rağmen dosya ekinde bulunan CD ve flash bellekte görüldüğü üzere mimari proje detayları ve iç mimari projenin davalıya teslim edilmediği, sözleşmede açıkça belirtilmemiş olan mimari uygulama projesi bedeli ve iç mimari proje bedeli oranının 5/3 olduğu, Yargıtay bozma kararında 47.500,00-USD olarak belirtilen toplam proje bedelinin 29.687,50-USD tutarının mimari projeye, 17.812,50-USD tutarının ise iç mimari projeye ait olduğu, mimari projenin kapsamında olan ve taraflar arasındaki sözleşmeye göre teslim edilmesi gereken detay projelerinin toplam mimari proje bedeli içindeki oranının … Mimarlık Hizmetleri Şartnamesi’ne göre %10 olduğu, üst paragrafta belirtilen 29.687,50-USD tutarlı mimari proje bedelinde ise söz konusu tutarın 2.968,75-USD olduğu, bu rakam toplam bedelden mahsup edildiğinde mimari proje bedelinin 26.718,75-USD olacağı, kesimhane ile ilgili statik projenin hatalı olduğu ve statik hesaplar görülmeden yapılan incelemede davalı tarafından yerinde yapılmış olan ilave imalat ve uygulamaların doğru olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulu raporu taraf vekillerine usulünce tebliğ edilmiş, davalı karşı davacı vekili tarafından dosyaya sunulan 27/09/2018 tarihli dilekçe ile ve davacı karşı davalı vekili tarafından dosyaya sunulan 15/10/2018 tarihli dilekçe ile bilirkişi raporuna karşı itirazda bulunulmuştur.
Mahkememizce 18/10/2018 tarihli duruşmada 07/09/2018 tarihli bilirkişi kurulu raporuna karşı her iki taraf vekilinin verdikleri itirazların değerlendirilmesi için rapor veren bilirkişi kurulundan ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından 05/02/2019 tarihinde dosyaya sunulan ek raporda ise özetle; hazırlanan bilirkişi raporunda Yargıtay ilamında belirtilen konulara açıklık getirildiği, taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmede net olmayan konularda ise dosyadaki belgelerin titizlikle incelenerek kanaat oluşturulduğu, bilirkişi heyetinden istenenin raporun uzun olması değil, Yargıtay tarafından belirtilen konulara net şekilde açıklık getirmiş olması olduğu, taraflar arasındaki sözleşmede bulunmasına rağmen dosya ekinde bulunan CD ve flash bellekte görüldüğü üzere mimari proje detayları ve iç mimari projenin davalıya teslim edilmediği, sözleşmede açıkça belirtilmemiş olan mimari uygulama projesi bedeli ve iç mimari proje bedeli oranının 5/3 olduğu, ilgili Yargıtay kararında 47.500,00-USD olarak belirtilen toplam proje bedelinin 29,687,50-USD’lik tutarının mimari projeye, 17.812,50-USD’lik tutarının ise iç mimari projeye ait olduğu, mimari projenin kapsamında olan ve taraflar arasındaki sözleşmeye göre teslim edilmesi gereken detay projelerinin toplam mimari proje bedeli içindeki oranının … Mimarlık Hizmetleri Şartnamesi’ne göre %10 olduğu, üst paragrafla belirtilen 29,687,50-USD tutarlı mimari proje bedelinde söz konusu tutarın 2.968,75-USD olduğu, toplam bedelden mahsup edildiğinde mimari proje bedelinin 26.718,75-USD olacağı, statik proje ile ilgili olarak kök rapordaki düşüncelerinin devam ettiği, söz konusu projenin hazırlık aşamalarından olan statik hesapların dosyada bulunmadığı, yönetmeliklerde en az 20 mt açıklık geçilen çatı makaslarının en az 2 yerden tutulması gerektiğinin belirtildiği, başka bir deyişle söz konusu projedeki gibi 40 mt açıklığı geçen projelerde en az 5 yerde alt ve üst başlıklar tutulmazsa burulmanın kaçınılmaz olacağı, bunun sadece montaj sırasında değil, yaşanabilecek bir deprem durumunda yapıya onarılmaz hasarlar verebileceği, sistemin 3D analiz modeli ile bunun kolaylıkla ispat edilebileceği, kesimhane ile ilgili statik projenin hatalı olduğu ve statik hesaplar görülmeden yapılan incelemede davalı tarafından yerinde yapmış olduğu ilave imalat ve uygulamaların doğru olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tarafların ek rapora itirazları üzerine mahkememizce 27/11/2019 tarihli duruşmada; mevcut bilirkişi heyetine SMMM bilirkişisi …’in eklenerek her iki taraf vekilinin ek bilirkişi kurulu raporuna karşı tüm itirazlarını karşılamak ve dosya kapsamındaki önceki bilirkişi raporlarındaki teknik hususlar da dikkate alınmak suretiyle ve asıl davanın itirazın iptali davası oluşu, karşı davanın ise ayıp giderim bedelinin tahsiline yönelik oluşu dikkate alınarak mevcut kök ve ek raporlarda tarafların asıl ve karşı davalarda talep edebilecekleri alacak kalemleri ile bunların miktarlarının ne kadar olacağının tespitine ilişkin hesaplamayı da içerir ve Yargıtay bozma ilamına uygun şekilde hüküm kurmaya elverişli ve denetime uygun olarak 2. kez ek rapor düzenlenmek üzere dosyanın önceki kök ve ek raporu tanzim eden bilirkişi heyetine tevdi edilerek ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından 25/09/2019 tarihinde dosyaya sunulan 2. ek raporda özetle; asıl dava yönünden; sözleşmede açıkça belirtilmemiş olan mimari uygulama projesi bedeli ile iç mimari proje bedeli oranının (fiziki oran) 5/3 olduğu kanaatlerinin devam etmekte olduğu, 40.000,00-USD tutarlı sözleşme bedelinin 25.000,00-USD’lik kısmının mimari uygulama projesine, kalan 15.000,00-USD’lik kısmının ise iç mimari projesine ait olduğu, taraflar arasındaki sözleşmede bulunmasına rağmen dosya ekinde bulunan CD ve flash bellekte görüldüğü üzere mimari proje sistem detayları ve iç mimari projenin davalıya teslim edilmemiş olduğu, toplam 40.000,00-USD tutarlı sözleşmeden iç mimari proje bedeli olarak 15.000,00-USD, sistem detay projeleri için 4.167,00-USD olmak üzere toplam 19.167,00-USD’nin davacının 33.500,00-USD tutarındaki alacağından mahsup edilmesi gerektiği, davacının davalıdan talep edebileceği alacak tutarının takip tarihi itibarıyla (33.500-19.167) 14.333,00-USD olduğu, karşı dava yönünden ise kesimhane çelik konstrüksiyon projesinin hatalı olmadığı, hatanın makasların düşey dengesinin sağlanmadan ve sabit (stabil) duruma getirmeden bağlanmaya (montaj) çalışıldığı, davalı karşı davacının tazminat talebinin haklılığı bulunmadığı şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Mahkememizce 09/06/2021 tarihli duruşmada; dosyada bozma sonrası alınan bilirkişi kök ve ek raporlarının Yargıtay bozma ilamında belirtilen hususları karşılar nitelikte, yargısal denetime uygun, hüküm kurmaya elverişli ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu kanaatiyle, davalı-karşı davacı vekilinin bozma ilamından sonra dosyaya sunduğu İTÜ öğretim görevlilerinden aldığını ileri sürdüğü özel teknik raporun bu aşamada dikkate alınmasının Yargıtay bozması ile oluşan usuli kazanılmış haklara da aykırı oluşu gözetilerek davalı-karşı davacı tarafın yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir.
Huzurdaki asıl dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için başlatılan takibe vakî itirazın iptâli, karşı dava ise ayıp sebebiyle 3. kişiye yaptırılan ayıp giderim bedelinin tahsiline yöneliktir.
Asıl ve birleşen davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan (mülga) 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355. maddesinde yapılan tanıma göre eser sözleşmesi, bir tarafın (yüklenicinin) diğer tarafın (iş sahibinin) vermeyi taahhüt ettiği bedel karşılığı bir şey meydana getirmek; imal etmektir. Eser sözleşmesinin konusu maddi mallara ilişkin olabileceği gibi, maddi olmayan ve fikri çalışma sonucu ortaya çıkan fikri bir eser de olabilir. İstisna akdi (eser sözleşmesi) niteliği gereği tipik bir karşılıklı edim içeren sözleşmedir.
Taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisinin bulunduğu hususu tartışmalı değildir. Taraflar arasındaki sözleşmeye göre davacı-karşı davalı yüklenici, davalı-karşı davacı ise iş sahibidir. Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin ise bunun karşılığında yükleniciye bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Eser sözleşmesi ilişkisinde yüklenicinin temel borcu; bir eser meydana çıkartmak, ortaya çıkan bu eseri ifa olarak iş sahibine teslim etmektir. Buna karşılık iş sahibinin borcu; eser bedeli olarak kararlaştırılan ücreti yükleniciye ödemektir. Huzurdaki davada taraflar arasında akdedilen sözleşme gereğince yapılması öngörülen projeler, davacı-karşı davalı yüklenicinin yükümlülüğündedir. Eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda işin yapılıp teslim edildiğini ve iş bedeline hak kazanıldığını kanıtlama yükü yükleniciye, iş bedelinin ödendiğini ispat külfeti iş sahibine düşer.
İş sahibi ile yüklenici arasında akdedilen eser sözleşmesinde işin bedeli kararlaştırılmış ise sözleşmedeki esaslara göre hesaplanır. Bir başka ifade ile iş bedeli, sözleşmede belirlenmiş ise iş sahibinin ödeyeceği ücret artık sözleşmede kararlaştırılan ücrettir. İş sahibinin ödeyeceği bedel önceden kesin ve net olarak sözleşmede saptanırsa, buna “götürü ücret” denir.
Somut olayda Yargıtay bozma ilamında da vurgulandığı üzere; taraflar arasındaki uyuşmazlığa konu sözleşme “götürü bedelli eser sözleşmesi” niteliğinde olduğundan, bozma ilamı sonrası mahkememizce aldırılan bilirkişi kurulu kök ve ek raporlarında Yargıtay bozmasına uygun olarak iş bedelinin hesaplanmasında fiziki oranlama yapılmak suretiyle değerlendirme yapılmış ve sonuca varılmıştır.
Dosyada alınan bozma sonrası alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporları incelenip denetlenmiş, bozma sonrası alınan raporlardan bilirkişi heyetince tanzim edilen 25/09/2019 tarihli 2. ek raporun dosyada toplanan delillere, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine, dava konusu projelere ve Yargıtay bozma ilamında işaret edilen tüm hususlara uygun olduğu, yargısal denetime ve hüküm kurmaya elverişli nitelikte bulunduğu saptanarak mahkememizce de benimsenmiştir.
İddia, savunma, tüm dosya kapsamı ve mahkememizce benimsenerek hükme esas alınan bozma sonrası düzenlenen bilirkişi kurulu 2. ek raporunun birlikte değerlendirilmesinde; davacı-karşı davalı şirket ile davalı-karşı davacı arasında 06/07/2009 tarihli sözleşme ile Irak’ta yapılacak otelin projesinin yapılması, daha sonra ise 12/02/2010 tarihli sözleşme ile … …’in mimari ve dekorasyon projelerinin yapılması için karşılıklı anlaşma sağlandığı, bunun sonucu otelin statik proje bedelinin 37.500,00-USD olarak, kesimhanenin proje bedelinin, 12.000,00-USD olarak, mimari ve dekorasyon projelerinin bedelinin ise 40.000,00-USD olarak kararlaştırıldığı, özetle tarafların toplamda 89.500,00-USD bedel üzerinden karşılıklı anlaştıkları, buna göre asıl davada toplam 40.000,00-USD tutarlı sözleşmeden dolayı bilirkişi heyetince yapılan oranlamaya göre iç mimari proje bedeli olarak 15.000,00-USD’nin, sistem detay projeleri için ise 4.167,00-USD’nin toplamı olan 19.167,00-USD’nin davacı-karşı davalı şirketin 33.500,00-USD tutarındaki bakiye alacağından mahsup edilmesi gerektiği, böylece davacı-karşı davalı şirketin davalı-karşı davacıdan talep edebileceği alacak tutarının takip tarihi itibariyle (33.500,00-USD – 19.167,00-USD) = 14.333,00-USD olduğu, böylece davacı-karşı davalı yüklenicinin yüklendiği işlerden dolayı bakiye 14.333,00-USD bedele hak kazanıldığı, davalı-karşı davacı iş sahibinin ise bakiye iş bedelinin ödendiğini ispat edemediği, sonuç olarak davalı-karşı davalının icra takip dosyasında borca yaptığı itirazının bu miktar (14.333,00-USD) yönünden haksız olduğu anlaşılmakla, itirazın 14.333,00-USD asıl alacağa yönelik olarak iptaline, takip konusu yapılan alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacağın takip tarihindeki Türk Lirası karşılığı olan 22.914,16-TL. üzerinden %40 oranında hesaplanan 9.165,66-TL. icra inkar tazminatını da kapsayacak şekilde asıl davanın kısmen kabulüne, davacı-karşı davalının fazlaya ilişkin isteminin reddine, karşı dava yönünden ise kesimhane çelik konstrüksiyon projesinin hatalı olmadığı, hatanın tamamen makasların düşey dengesi sağlanmadan ve sabit (stabil) duruma getirilmeden monte edilmesinden yani imalattan kaynaklandığı, bu durum ise proje kaynaklı olmadığından, davacı-karşı davalı şirketin bundan dolayı sorumluluğu bulunmadığı anlaşılmakla; davalı-karşı davacının tazminat talebinin haklı ve yerinde olmadığı kanaatine varılarak reddine dair aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
A) Asıl davanın kısmen kabulü ile;
1-Davalı şirketin …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasında; 14.333,00-USD asıl alacağa yönelik itirazının iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4489 sayılı kanun ile değişik 4/a maddesi gereğince Devlet bankalarınca 1 (bir) yıl vadeli USD mevduat hesabına uygulanan en yüksek faiz yürütülmek suretiyle takibin talepnamedeki diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, davacının fazlaya ilişkin isteminin ise reddine,
2-Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan, kabul edilen alacağın takip tarihindeki Türk Lirası karşılığı olan 22.914,16-TL. üzerinden %40 oranında hesaplanan 9.165,66-TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli 1.565,27-TL karar ve ilam harcından 557,20-TL peşin harç ve icraya yatan harç toplamının mahsubu ile geriye kalan 1.008,07-TL harcın davalıdan tahsili ile Maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan peşin harç ve icraya yatan harç toplamı olan 557,20-TL harcın davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 18,40-TL başvuru harcı, 2,90-TL vekalet harcı, 1.200,00-TL bilirkişi ücreti ve 944,80-TL posta masrafı olmak üzere toplam 2.166,10-TL yargılama giderinin, kabul ve red oranına göre 1.321,71-TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
8-Davalı tarafından yapılan 2,90-TL vekalet harcı, 1.900,00-TL bilirkişi ücreti ve 970,00-TL posta masrafı olmak üzere toplam 2.872,90-TL yargılama giderinin, kabul ve red oranına göre 1.119,91-TL’sinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalan kısmın karar kesinleştikten sonra ilgilisine iadesine,
B) Karşı davanın reddine,
10-Alınması gerekli 59,30-TL karar ve ilam harcının 1.039,50-TL peşin harçtan mahsubu ile geriye kalan 980,20-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı-karşı davacıya iadesine,
11-Davacı-karşı davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 9.900,00-TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınıp davacı-karşı davalıya verilmesine,
12-Taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalan kısmın karar kesinleştikten sonra ilgilisine iadesine,
Dair; dosya daha önce Yargıtay denetiminden geçmiş olduğundan, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin ve asıl davada davalı – karşı davada davacı asil…’nın yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.