Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1100 E. 2020/862 K. 08.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/1100Esas
KARAR NO:2020/862

DAVA:Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:07/12/2017
KARAR TARİHİ:08/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Tasfiye Halinde ….San.ve Tic.A.Ş. tarafuıdan müvekkili … aleyhine ….İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyası ile Kambiyo Senetlerine özgü yolla icra takibinin başlatıldığını, nitekim işbu takibe dayanak senet taraflarınca incelendiğinde sözkonusu senedin, ….A.Ş. tarafından … Hİzm.ve Tur.İşl.A.Ş. lehine keşide edildiğini ve davalı-alacaklı Tasfiye Halinde ….San.ve Tic.A.Ş. tarafından ciro edilmiş olduğunun tespit edildiğini, müvekkili …, takibe konu senedi sadece keşideci şirketin yetkilisi sıfatı ile imzaladığını, müvekkili … ın davalı şirkete karşı hiçbir borcunun bulunmadığını, bu nedenle sadece şirket yetkilisi sıfatı ile imzaladığı, bunun dışında ne keşideci, ne kefil, ne de ciranta sıfatı ile imzasının bulunmadığı senetten dolayı hakkında icra takibi başlatılan müvekkili … ‘ın, davalı şirkete karşı hiçbir borcunun bulunmadığım tespite yönelik olarak iş bu menfi tespit davasını ikame etmek zarureti hasıl olduğunu, açıklanan nedenlerle müvekkilinin davalı şirkete hiçbir şekilde borcunun olmadığının menfi tespit yoluyla tespit edilmesine, müvekkili aleyhine ….İcra Müdürlüğünün … E.Sayılı dosyası ile yapılan takibin iptaline, bilahare senedin ve haciz, satış dahil tüm icra işlemlerinin iptaline, davalı şirketin kötüniyetli olması nedeniyle % 20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, ileride telafisi imkansız zararlar doğmaması için HMK,m.389 vd. uyarınca ihtiyati tedbir karan verilerek, dava sonuna kadar icra takibinin durdurulmasına, her türlü hukuki ve cezai başvuru haklarımızın saklı tutulmasına, masraf ve ücreti vekaletin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin ikametgahının … sınırları içinde ve yargılama yetkisi bakımından … Ticaret Mahkemelerinin yetki çevresi içinde olduğunu, bu sebeple dosyada yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesini talep ettiklerini, icra takibinde mevzu olan borç miktarı faiz ve giderler hariç 200.704,17 TL olduğunu, ancak davacı taraf harcı fahiş bir şekilde eksik yatırdığını, bu sebeple öncelikle harcın tamamlanmasının gerektiğini, davacının senet önyüzündeki şirket kaşesi üzerine attığı imzanın dışında açığa attığı ikinci imza kendisini de borçtan şahsi olarak sorumlu kılacağını, bonoda imzanın şirket kaşesi üzerine ya da yanına atılacağına dair TTK ‘ nda herhangi bir yasal düzenleme olmayıp, şirketi temsile yetkili bir imzanın senedin ön yüzünde bulunmasının yeterli olduğunu, bu şekilde şirketin unvanının tam olarak yazılmış olması koşuluyla şirket yetkilisi tarafından bononun bir yüzüne atılacak imzanın keşideci lehine aval olarak kabulünün gerektiğini, açıklanan nedenlerle davanın reddine, ihtiyati tedbir talebinin reddine, yargılama giderleri ve yasal vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememizce davaya konu olarak …. İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyası, …. İcra Hukuk Mahkemesinin … Es. Sayılı dosyası ve tüm ekleri, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabı, …. İcra Hukuk Mahkemesinin … Es. Sayılı dosyasının UYAP sureti celp edilip incelenmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
6102 sayılı TTK’nun 776/g. maddesi gereğince bonoda tanzim edenin imzasının, metni örter şekilde, yani metnin altına atılması zorunludur. Senede aynı şahıs tarafından birden fazla imza atılmış ise, bu senedin geçerliliğine etki etmez. Bonoda sorumluluğun tek imza ile doğduğu dikkate alındığında, birden fazla atılan imzaların sahiplerini, durumuna göre asıl borçlu veya aval veren olarak nitelemek mümkündür. Sadece imzadan ibaret aval de mümkündür. Muhatap veya keşideci imzaları dışında bononun ön yüzüne konan her imza aval beyanı sayılır, bu açıklamalar karşısında sorumluluğun doğması için keşidecinin atacağı tek imza yeterli olup, bononun ön yüzündeki ikinci imzanın atılması zorunlu olmadığından aval olarak değerlendirilir.
Takip konusu bonoda keşideci şirket yetkilisinin, şirketi temsilen atacağı tek imza ile, şirket senetteki borçtan sorumlu olur, ancak zorunlu olmadığı halde şirket temsilcisinin bono üzerine attığı ikinci imza kendisini avalist konumuna sokacağından ve de sadece imza etmek yeterli olacağından (borçlu isminin yazılması zorunlu unsur olmadığından) şirket yetkilisi, bonodaki borçtan aynen keşideci gibi şahsen sorumludur. ( Yargıtay HGK’nın 04.04.2018 tarih ve 2017/19-812 E – 2018/756 K sayılı ilamı ile Yargıtay 12 HD nin 2010/6307 esas ,2010/18655 karar sayılı 12.7.2010 tarihli ilamı aynı yöndedir.)
Takip konusu bononun ön yüzünde davacı tarafından atılmış şirket kaşesi üzerine ve açığa olmak üzere iki adet imza bulunmaktadır. Bu durumda işbu senette davacı tarafından açığa atılan imza aval hükmünde olup, davacının şahsi sorumluluğunu gerektirir. Davacı avalist olarak senet borcundan sorumlu olup, borçlu olmadığına dair savunması yerinde değildir.
Tüm dosya kapsamı ve yapılan açıklamalar dikkate alınarak davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
İhtiyati tedbir talebi yönünden; dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilemez. İİK’nun 72/3 maddesinde de açıkça belirtildiği üzere, sadece teminat karşılığında icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesi şeklinde tedbir kararı verilebilir. Davacı vekili ihtiyati tedbir yolu ile takibin ve satışın durdurulmasını talep etmiş İİK’nun 72/3 maddesi gereği talebin reddine karar verilmiş uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-)Davanın ve davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE
2-)Alınması gereken 54.40 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin ödenen 3.427,55 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.373,15 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran davacıya iadesine
3-)Davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına
4-)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihine yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 22.499,35 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı yana ödenmesine
5-)Gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde iadesine
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/12/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır