Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1099 E. 2020/237 K. 11.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1099 Esas
KARAR NO : 2020/237

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/12/2017
KARAR TARİHİ : 11/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından davalıya ait … plakalı araç için 12/03/2016-12/03/2017 tarihleri arasında geçerli Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi düzenlendiğini, sigortalı aracın 15/01/2017 tarihinde karıştığı kaza sonucunda düzenlenen kaza tespit tutanağına göre davalıya ait sigortalı aracın kusurlu bulunduğunu, sonrasında açılan hasar dosyası üzerinden yapılan incelemelerde sigortalı aracın kusurlu olarak kazaya sebebiyet verdiğinin tespit edildiğini, akabinde kazaya karışan diğer aracın uğradığı zarar nedeniyle sigortalının kusur oranına göre hesaplanan 5.139,97-TL.’nin karşı tarafa ödendiğini, davalı takip borçlusunun kaza esnasında 3,80 promil alkollü olduğunu ve alkolün etsiyle kazaya sebebiyet verdiğini, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4 maddesinin “c” bendi gereğince sigortalı araç sürücüsünün kaza anında 3,80 promil alkollü olarak kazaya sebebiyet vermesi nedeniyle müvekkili şirket tarafından karşı tarafa ödenen hasar bedelinin rücuen sigortalı araç sürücüsünden tazmini ve tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı borçlu tarafından takibe itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, davalının haksız ve dayanaksız itirazı sebebiyle davalı aleyhine takip bedelinin %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı asil ise cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde yer alan ve kendisinin alkolün etkisiyle kazaya sebebiyet verdiği yönündeki davacı taraf iddialarının gerçeği yansıtmadığını, bu yöndeki iddiaların izahtan uzak olduğunu ve kabul etmediğini, hakkında başlatılan haksız icra takibine itiraz ettiğini, hiçbir hasarı bulunmayan araç için 5.200,00-TL. tutarında hasar ödemesinin inandırıcılıktan uzak olduğunu, bilirkişi marifetiyle hasarın tespitini talep ettiğini belirterek haksız ve yersiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; ZMSS poliçesi gereği dava dışı 3. kişiye ödenen hasar bedelinin davacı … tarafından rucuen tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, … nolu … Kooperatifi Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi, ekleri ve poliçe genel şartları, … nolu hasar dosyası, kaza tespit tutanağı, ödeme belgeleri, ticari defterler, bilirkişi incelemesi, keşif, tanık beyanı, tramer kayıtları, örnek Yargıtay Kararları, kanuni ve takdiri her türlü delile dayanmıştır. Davalı taraf ise delil olarak; bilirkişi incelemesi, tanık beyanı, hasar raporu ve ekleri ile her türlü yasal delile dayanmıştır.
Mahkememizce İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası aslı celbedilerek dosya içerisine alınmış ve incelenmiştir. İcra takip dosyasının incelenmesinden; davacı … tarafından davalı … aleyhine 18/07/2017 tarihinde borcun sebebi olarak “28.03.2017 faiz başlangıç tarihli, 5.139,97-TL. tutarındaki … nolu belge. (15.01.2017 tarihinde borçlunun … plakalı kooperatifimiz tarafından sigortalı aracı ile karışmış olduğu trafik kazası neticesinde kooperatifimizin ödemiş olduğu tazminatın sigortalı araç sürücüsünün alkollü olması nedeniyle rücuen tahsiline ilişkin talebimizi içerir.)” açıklaması gösterilmek suretiyle 5.139,97-TL. asıl alacak ve 140,68-TL. işlemiş adi kanuni faiz olmak üzere toplam 5.280,65-TL. üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, Örnek 7 nolu ödeme emrinin davalı borçluya 24/07/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu tarafından 25/07/2017 tarihli dilekçe ile ve yasal süresi içerisinde borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz edildiği, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu, sonrasında 07/12/2017 tarihinde 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde davacı şirketçe davalı borçlu aleyhine huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada belirlenecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığıdır.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, 25/03/2019 tarihli duruşmada verilen 2 nolu ara kararı ile davacı taraf iddiası, davalı taraf savunması ve toplanan deliller üzerinde uzman bilirkişilerden oluşturulan bilirkişi heyeti marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmasına karar verilmiştir. Dosya rapor düzenlenmek üzere 19/04/2019 tarihinde bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 26/04/2019 tarihli raporda özetle; dosyadaki trafik kazası tespit tutanağına göre; olayın 15/01/2017 günü saat 21:00 sıralarında, sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracıyla Hürriyet Caddesi üzerinden 75. Yıl kavşağı istikametine seyir halinde iken kavşağa geldiğinde aracının sol ön kısmıyla ışıkta bekleyen sürücü … idaresindeki … plakalı araca arkadan çarpması neticesinde meydana geldiği, kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücü …’ın 2918 sayılı KTK.’nun 56/1-c maddesini (önünde giden araçları güvenli ve yeterli bir mesafede izlememek – yakın takip) ihlal ettiğinin ve kusurlu olduğunun anlaşıldığı, … plakalı aracın sürücüsü …’nin ise kusursuz olduğu, yapılan alkol muayenesinde davalı sigortalı araç sürücüsü …’ın 3,80 promil alkollü olduğu, davalıya ait … plakalı aracın davacı … tarafından 12/03/2016/2017 vadeli ZMSS poliçesi ile sigortalanmış olduğu, dosyada mevcut 10/02/2017 tarihli ve 2017-0087 rapor numaralı … Şti. tarafından düzenlenen Kesin Ekspertiz Raporu’nda; 16/01/2017 tarihinde … plakalı … model … marka-model araçta yapılan olay yeri incelemesi ve anlaşmasız – yetkisiz servisteki araç incelemesi sonrasında belirlenen hasar icmalinde araç için temin edilen parçaların tedarikçi firmalardan ıskonto ile alındığı, işçilik bedeline KDV eklenmeksizin hesaplandığı, ayrıca onarılan ve değişen parçalar incelendiğinde kaza tespit tutanağı ile uyumlu olduğu ve aracın arka tampon-bagaj kapağı-çamurluk bölgelerine ait olduğunun görüldüğü, nihai zarar icmalinin ise KDV dahil hasarın 5.553,97-TL. olarak tespit edildiği, davacı … A.Ş.’nin … plakalı aracın işletmecisi/ruhsat sahibi davalı …’a göndermiş olduğu 22/02/2017 tarihli ve … sayılı rücu talep yazısında 15/01/2017 tarihinde … plakalı araç ile karışmış olduğu trafik kazası sonucu zarar gören araç malikine 5.139,97-TL. tazminat ödemesinin yapıldığının ve araç sürücüsünün yasal sınırların üzerinde alkollü olması nedeniyle ZMSS Genel Şartları B.4 maddesi gereğince ödemiş oldukları toplam 5.139,97-TL.’nin tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde verilen hesap numarasına yatırılmasının talep edildiği, aksi halde yasal yollara başvurulacağının bildirildiği, sigorta şirketinin araç işleteni/maliki/sigorta ettiren gerçek veya tüzel kişiye rücu edebilmesi için araç sürücüsünün kazada “kasdi bir hareketi veya ağır kusurunun bulunması” gerektiği, sigortacının düzenlediği poliçe ile üstlendiği yükümlülüğünü yerine getirdikten sonra sigortalının halefi şartları gereği gerçek hak sahibine ya da onun gösterdiği kişiye geçerli bir poliçe kapsamından ve “poliçe genel + özel şartları ile çelişmeyen” rizikonun gerçekleşmesi sonucunda ortaya çıkan zarar için ödeme yaptığı, davalı sigortalı araç sürücünün yaşanan kazada 3,80 promil (380 mg/dl) alkollü olarak ağır ve kasdi kusuru ile (ayrıca tam kusurlu olması sebebiyle) Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısının, sigortalısından üçüncü kişilere ödemiş olduğu tazminatları rücu etme hakkını TTK.’nun 1472. maddesi gereği halefiyet hakkı ile kazanmış olduğu, sigorta zararı için davalı sigortalısına karşı bir rücuen tazminat talebi hakkına sahip olduğunun anlaşıldığı, takip talebinin 28/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte başlatıldığı, faiz temerrüt tarihi ile türünün ve yapılan tazminat ödemesindeki hasar tutarının kadri maruf olduğunun takdirinin ve davacı tarafından talep edilen %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminat talebinin takdir ve tüm hukuki münakaşasının mahkemeye ait olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
26/04/2019 tarihli bilirkişi raporu davalı …’a 20/05/2019 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ancak davalı tarafından rapora karşı herhangi bir beyan ve itiraz dilekçesi sunulmamıştır.
Yüksek Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre; sürücünün aldığı alkol oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece aralarında NÖROLOJİ uzmanı bilirkişinin de bulunduğu bilirkişi kurulundan rapor alınması ve olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması gerekmektedir. (YHGK. 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK. 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713 sayılı ilamları)
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında mahkememizce 15/10/2019 tarihli duruşmada re’sen verilen 1 nolu ara kararla; kök raporu düzenleyen bilirkişi heyetine konusunda uzman Nörolog bilirkişi …’ın dahil edilerek kazanın meydana gelmesinde münhasıran alkolün etkisinin bulunup bulunmadığı hususunun değerlendirilmesi bakımından ek rapor alınmasına karar verilerek dosya 18/10/2019 tarihinde ek rapor düzenlenmek üzere bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.
Nörolog bilirkişinin de yer aldığı bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 11/11/2019 tarihli ek raporda ise özetle; etil alkolün alındığı miktara ve kandaki konsantrasyonuna bağlı olarak santral sinir sisteminde öforiden komaya kadar değişen etkilere neden olabildiği, alkolün en önemli etkilerinin davranışsal ektiler olduğu, alkolün az miktarda alınmasının hafif sedasyon yaparken, dozun artması ile beceri isteyen işlerin yapılmasında zorluk, araç sürme yeteneğinin bozulması, kognitif yeteneklerde azalma, denge bozukluğu, emosyonel düzensizlik, konuşma bozukluğu, amnezi (unutkanlık), daha yüksek dozlarda ise stupor (uyuklama), koma ve ölüm görülebildiği, alkol alan sürücülerin almayanlara göre 2-6 kat daha fazla kaza yaptığı, az miktarda alkol alımının bile bir işin yapılması için gerekli dikkat, beceri ve özende azalmaya neden olduğu, alkolün yan etkilerinin başladığı ve sürüşün olumsuz etkilerinin görüldüğü düzeyin 30-40 mg/dl düzeyi yani 0.30-0.40 promil olduğu, reaksiyon zamanında uzama olgusunun sıklıkla 50 mg/dl (0.50 promil) seviyelerinde bozulmasının beklendiği, alkole bağlı olarak görme keskinliğinin azaldığı ve periferik (çevresel) görmenin bozulduğu, bu azalmanın özellikle 70 mg/dl (0.70 promil) düzeyinden başlayarak gittikçe arttığı, alkol düzeyinin 30-50 mg/dl düzeyine ulaşmasından itibaren ise bireyin “denge bozukluğu” gösterdiği, somut olayda dosyada mevcut bulgular, trafik kazası tespit tutanağı ve sürücünün alkol düzeyinin nöroloji bilimi yönünden birlikte değerlendirilmesi sonucunda sürücü …’ın kazanın gerçekleştiği 15/01/2017 tarihinde kaza anında saat:2l.00 sıralarında 3.80 promil alkollü olması sonucu yasal düzeyinin çok üstünde alkollü olması nedeniyle kazanın oluş şekline göre dikkatsiz ve alkolün etkisiyle tedbirsiz seyrettiği, araç sürme koordinasyonunun bozulduğunun aşikar olduğu, alkollü araç kullandığı için belirgin kusurlu olduğu, alkollü sürücünün güvenli sürüş yeteneğini kaybederek ışıkta bekleyen duran araca alkol etkisi ile zamanında fren yapmayıp hızını ayarlayamayarak arkadan çarpmak suretiyle maddi hasarlı kazanın oluştuğu, nörolojik açıdan yapılan mütalaa sonucunda kazanın MÜNHASIRAN ALKOLÜN ETKİSİNDE meydana geldiği kanaatine varıldığı, diğer hususlarda kök rapordaki görüşlerde herhangi bir değişikliğin sözkonusu olmadığı, sigorta şirketinin araç işleteni/maliki/sigorta ettiren gerçek veya tüzel kişiye rücu edebilmesi için araç sürücüsünün kazada kasdi bir hareketi veya ağır kusurunun bulunması gerektiği, sigortacının düzenlediği poliçe ile üstlendiği yükümlülüğünü yerine getirdikten sonra sigortalının halefi şartları gereği gerçek hak sahibine ya da onun gösterdiği kişiye geçerli bir poliçe kapsamından ve “poliçe genel+özel şartları ile çelişmeyen” rizikonun gerçekleşmesi sonucunda ortaya çıkan zarar için ödeme yaptığı, Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet sigortacısının sigortalısından üçüncü kişilere ödemiş olduğu tazminatları rücu etme hakkını TTK.’nun 1472. maddesi gereği halefiyet hakkı ile kazanmış olduğu, ZMSS Genel Şartları’nın B.3 ve B4 maddelerinde belirtildiği üzere sigortacının sigorta zararı için sigortalısına karşı rücuen tazminat talebi hakkına sahip olduğu, takip talebinde konu hasar tutarının kadri maruf olduğunun takdirinin ve tüm diğer hususlardaki takdirin de mahkemeye ait olduğu belirtilerek görüş ve kanaat bildirilmiştir.
11/11/2019 tarihli bilirkişi ek raporu dosya taraflarına tebliğe çıkarılmış; ek rapor davalı asile bizzat 26/02/2020 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, ancak davalı tarafından rapora karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamıştır.
Dosyada alınan bilirkişi kök ve ek raporu mahkememizce incelenip denetlenmiş, raporun toplanan delillere dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere uygun olduğu görülmüş, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu saptanarak mahkememizce de benimsenmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09.04.2019 tarihli; 2017/17-1095 E. ve 2019/432 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK) kazanın meydana geldiği ve davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 48. maddesinde; alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.
Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin “Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı” başlıklı 97. maddesinde ise alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra, konu ile ilgili olan “b-2” bendinde “Alkollü içki almış olarak kandaki alkol miktarına göre araç sürme yasağı” kenar başlığı altında; alkollü içki almış olarak araç kullandığı tespit edilen araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promilin üstünde olanların araç kullanamayacakları açıklanmıştır.
Yine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 11/06/2013 tarihli; 2013/6925 Esas ve 2013/8892 Karar sayılı ilamında da; alkollü içki almış olarak araç kullandığı tesbit edilen araç sürücüsünün kanındaki alkol miktarının 0.50 promil üstünde olanması nedeniyle araç kullanamayacağı, ayrıca ZMSS Genel Şartları’nın B.4.d maddesinde tazminatı gerektiren olayın işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa, sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu belirtildiğinden ve somut olayda dava konusu kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana geldiği hususu ek bilirkişi raporu ile tespit edilmiş olduğundan, mahkememizce davacı … şirketinin davalı sigortalısına rücu hakkının bulunduğu, bunun için davalı aleyhine başlattığı icra takibinde haklı olduğu, bu durumda davalının itirazının ise haksız olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, dosyadaki bilgi ve belgeler ile dosyada alınan bilirkişi kök ve ek raporlarına göre; … plakalı aracın 12/03/2016-12/03/2017 tarihleri arasında davacı sigırta şirketi tarafından … numaralı poliçe ile ZMSS poliçesi ile sigortalandığı, 15/01/2017 tarihinde meydana gelen kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücü davalı …’ın kusurlu, … plakalı aracın sürücüsü …’nin ise kusursuz olduğu, davalı alkollü sürücünün güvenli sürüş yeteneğini kaybederek ışıkta bekleyen duran araca alkolün etkisi arkadan çarpmak suretiyle meydana gelen kazanın mühnasıran alkolün etkisiyle meydana geldiği, kaza nedeniyle diğer araçta meydana gelen hasarın davacı … tarafından karşılandığı, davacı … tarafından ödemeye esas hasar bedelinin hasar gören aracın markası, özellikleri, kazanın oluş şekli, aracın hasara uğradığı noktalar ile onarımda kullanılan parçalar dikkate alındığında kadri maruf olduğu, hasar nedeniyle ödenen hasar bedelinin davalıdan tahsili için açılan icra takibine yapılan itirazın haksız olduğu, davacı şirketçe davalıya takip konusu yapılan hasar bedelinin ödenmesi için gerekli ihtaratın yapıldığı, hükme esas alınmasında sakınca görülmeyen ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi kök ve ek raporlarında da tespit edildiği üzere davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 5.139,97-TL. asıl alacak ve 140,68-TL. işlemiş yasal faiz olmak üzere toplam 5.280,65-TL. tutarında alacaklı olduğu anlaşılmakla, ayrıca mahkememizce kabul edilen alacak miktarı likit ve belirlenebilir olmayıp, miktarı ve haklılığı yargılamayı ve hesaplamayı gerektirdiğinden, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin de reddine karar verilmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün…Esas sayılı dosyasındaki 5.139,97-TL. asıl alacak, 140,68-TL. işlemiş faiz olmak üzere TOPLAM 5.280,65-TL.’ye ilişkin itirazın iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına,
2-Alacak likit ve belirlenebilir olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 360,72-TL karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 90,19-TL. peşin harçtan mahsubu ile kalan 270,53-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yazılı olan toplam 2.468,10-TL. yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.400,0-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/2 vd. maddeleri uyarınca ve miktar itibarıyla kesin olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Yargılama Gideri Dökümü:
31,40-TL başvuru harcı
4,60-TL vekalet harcı
2.250,00-TL bilirkişi ücreti
182,10- TL tebligat ve posta ücreti
+_________________________
2.468,10- TL Toplam

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.