Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1097 E. 2021/1030 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/1097 Esas
KARAR NO :2021/1030

DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:06/12/2017
KARAR TARİHİ:15/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …Ş. tarafından … …’ne ait, … seri nolu, 22/12/2016 keşide tarihli, 72.340,00-TL. Bedelli çek dayanak gösterilerek, müvekkili şirketin borçlu olduğundan bahisle … 26. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, takip ve dava konusu çekteki ciro ve imzanın müvekkili … ve yetkilisine ait olmadığını, müvekkilinin takip konusu çekten dolayı davalı bankaya ve çekte kendisinden sonra gelen cirantalara herhangi bir borcunun olmadığını, ayrıca müvekkili şirketin anılan firmalarla herhangi bir ticari ilişkisinin de bulunmadığın belirterek; öncelikle ihtiyati tedbir kararı verilerek … 26. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında takibin 6100 sayılı HMK.’nun 209. maddesi uyarınca ve teminatsız olarak durdurulmasına, bu talebin mahkemece uygun görülmemesi halinde teminat mukabilinde takibin durdurulmasına, yapılacak yargılama sonucunda ise takip dayanağı çekteki imzanın müvekkili şirkete ait olmadığının tespiti ile müvekkilinin dava konusu çek ve … 26. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası nedeni ile davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; davaya konu 1 (bir) adet çekin, müvekkili bankaya dava dışı müşterisi ve kredi borçlusu … Tic. A.Ş. tarafından ciro edilerek verildiğini, dava konusu çekin müşterinin kredi borcundan mahsup edilmek üzere ve tamamen iyi niyetli olarak ciro yoluyla teslim alındığını, müvekkili bankanın çekin iyi niyetli hamili konumunda olduğunu, çek bedelinin ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için … 26. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığını, davacı tarafın imza itirazının zaman kazanmaya yönelik olduğunu, çekteki imzanın davacı tarafa ait olup olmadığı hususunun müvekkili banka tarafından araştırılmasının ve önceden bilinmesinin söz konusu olmadığını, dolayısıyla müvekkilinin kötüniyetli olarak kabul edilmesinin de mümkün olmadığını, dava konusu çek üzerindeki imzaların bilirkişi marifeti ile incelenmesine muvafakatlerinin olmadığını belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle davanın reddine, davacı taraf aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; takibe ve davaya konu çekteki ciro imzasının inkarına dayalı olarak 2004 sayılı İİK.’nun 72/3. maddesine göre, icra takibinden sonra açılmış menfi tespit davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; … 12. Noterliği’nin 13/06/2016 tarihli, 18681 yevmiye numaralı vekaletnamesi, … 12. Noterliği’nin 13/06/2016 tarihli, … yevmiye numaralı imza sirküleri, müvekkili şirket yetkilisi …’den alınacak ıslak imza örnekleri, … 26. İcra müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, … …’ne ait … seri numaralı, 22/12/2016 keşide tarihli, 72.340,00-TL. bedelli çek aslı, banka kayıtları, ticaret sicil kayıtları, tanık beyanı, bilirkişi incelemesi ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Davalı taraf ise delil olarak; icra takip dosyası, bilirkişi incelemesi, tanık beyanı, yemin ve diğer yasal delillere dayanmıştır.
Mahkememizce … 26. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası celbedilerek dosyaya kazandırılmıştır. Anılan dosyanın incelenmesinde; dosya davalısı … vekili tarafından 24/11/2017 tarihinde davacı şirketin (… … Ltd. Şti.) de aralarında bulunduğu borçlular 1) … San. ve Tic. Ltd. Şti. 2) … … Ltd. Şti. aleyhine 71.050,00-TL. çek bedeli (asıl alacak), 7.105,00-TL. çek tazminatı, 213,15-TL. çek komisyonu olmak üzere toplam 78.368,15-TL. üzerinden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı görülmüştür.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “ispat yükü” başlıklı 6. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü tutulmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “ispat yükü” başlıklı 190. maddesinin 1. fıkrasında ise yukarıdaki düzenlemeye paralel olarak ispat yükünün kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olacağı belirtilmiştir. Her somut olaydaki maddi vakıaya göre lehine hak çıkaran taraf ve ispat yükü şekilleneceğinden, maddî hukuk kuralına ilişkin bu vakıaların doğru ve net bir şekilde belirlenerek ortaya konulması gerekmektedir. Maddede aksine düzenleme olmadıkça ibaresi eklendiğinden, kanunda ispat yükü ile ilgili özel bir düzenlemeye yer verildiğinde, ispat yükü genel kurala göre değil de kanunda belirtilen özel düzenlemeye göre belirlenecektir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenen menfi tespit davalarında ispat yükü, davacının iddiasının dayandığı nedenlerin niteliğine göre farklılık gösterir. Zira menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer. Ancak ispat yükünün davacıya (borçluya) düştüğü hâller de vardır.
İmza inkarına dayalı olarak İİK.’nun 72. maddesine göre menfi tespit davalarında imzanın davacı borçluya ait olup olmadığını ispat yükü de davacı borçlu hakkında takip başlatarak imzanın davacı borçluya ait olduğunu ileri süren davalıya yani alacaklıya düşmektedir. (Yargıtay HGK.’nun 26/04/2006 tarihli, 2006/12-259 E. ve 2006/231 K. sayılı kararı)
Huzurdaki davada davacı taraf, dava konusu kambiyo senedindeki (çekteki) imzanın arka yüzündeki ciro imzasının kendisine ait olmadığını iddia ederek yani çekteki imzayı inkar ederek eldeki davayı açmıştır. Dolayısıyla somut olayda ispat yükü davalı taraftadır.
Mahkememizce Yargıtay kararlarına uygun olarak dava konusu çekin tanzim tarihine yakın ve öncesindeki döneme ait davacı şirket yetkilisi davacı şirket yetkilisi …’nin mukayeseye yarar imzalarının bulunduğu belge asıllarının temini bakımından ilgili yerlere müzekkereler ve talimatlar yazılmıştır. Ayrıca 26/02/2020 tarihli duruşmada davacı şirket yetkilisi …’nin tatbiki imza örnekleri alınarak dosya içerisine konulmuştur.
Davacının ıslak imzalarının bulunduğu belge asılları dosyaya kazandırıldıktan ve başkaca bir eksiklik kalmadığı anlaşıldıktan sonra, dosyanın teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle mahkememizce iddia, savunma, icra dosyası kapsamı, takip konusu çek aslı, toplanan deliller ve celbedilen davacı şirket yetkilisine ait mukayeseye yarar imza örnekleri ile davacı şirket yetkilisinden mahkememiz huzurunda alınan imza örnekleri incelenerek, takibe ve davaya konu çekteki ciro imzasının davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olup olmadığının tespiti açısından dosya grafolog bilirkişiye tevdi edilerek bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Adli Tıp Kurumu – Fizik İnceleme İhtisas Dairesi’nden emekli belge inceleme uzmanı grafolog bilirkişi … tarafından tanzim edilerek 18/10/2021 tarihinde dosyaya sunulan raporda özetle; tetkik ve dava konusu …’a ait … sayılı 22/12/2016 tarihli (… … LTD. ŞTİ.) adına doldurulmuş, 72.340,00-TL. değerli çek aslının arka yüzünde bulunan davacı şirket kaşe izi üzerine atılmış imzanın, davacı şirket yetkilisi …’nin eli mahsulü olmadığı şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun tebliğ edildiği, davacı şirket vekili tarafından 28/10/2021 tarihli dilekçe ile rapora karşı yazılı beyanda bulunulduğu, davalı banka vekili tarafından ise grafolog bilirkişi raporuna karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamıştır.
6100 sayılı HMK.’nun 281/1 maddesine göre; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.” HMK.’nun 281. maddesinin gerekçesinde ise maddede rapora itiraz için taraflara tanınmış bulunan 2 haftalık sürenin kesin süre olduğu ve hak düşürücü bir nitelik taşıdığı ifade edilmektedir. Dolayısıyla, taraflar bu süre içerisinde bilirkişi raporuna karşı itirazlarını dile getirmezlerse bilirkişi raporu itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşir, yani itiraz etmeyen taraf artık rapora itiraz olanağını tümüyle kaybeder. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da bilirkişi raporuna yasal süresi içinde itiraz edilmemesi halinde diğer taraf yönünden usulü müktesep hakkın doğacağı belirtilmektedir.
Dosyada alınan grafolog bilirkişi raporunun yargısal denetime, hüküm kurmaya elverişli ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu anlaşılmıştır.
Davacı taraf davaya konu çekteki ciro imzasının kendisine ait olmadığı iddiasına dayanmıştır. Yukarıda detaylı olarak açıklandığı üzere, imza inkarı halinde imzanın ilgiliye (davacıya) ait olduğunu ispat yükü senedi elinde bulunduran hamile (davacıya) aittir.
Öte yandan yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere, kambiyo senetlerinde senet metninden anlaşılan def’iler, herkese karşı ileri sürülebilir. Bir başka ifade ile çekteki ciro imzasının sahte olduğuna ilişkin def’i (imza inkarı), senedin hükümsüzlüğüne yönelik mutlak bir def’i olduğundan herkese karşı ileri sürülebilir.
Mahkememizce dosyada alınan grafolog bilirkişi raporunun toplanan, celbedilen delillere ve dosya kapsamına uygun olduğu, yargısal denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğu saptanarak rapordaki tespitler benimsenmiştir. Rapora göre davaya konu çeklerdeki ciro imzasının davacı şirket yetkilisi …’ye ait olmadığı net olarak belirlenmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dosyadaki tüm bilgi ve belgeler, dava konusu çek aslı ile icra takip dosyası kapsamı, dosyada alınan ve benimsenen bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirilmiş, davaya ve takibe konusu senet (çek) üzerinde davacı şirket yetkilisi … adına atılan kaşe üzerine imzaların davacı şirket yetkilisine ait olmaması sebebiyle davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, sonuç olarak; … 26. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasında icra takibine konu edilen, … … Bankası, … …’ne ait, … çek nolu, 22/12/2016 keşide tarihli 72.340,00-TL. bedelli çek yönünden davacı şirtenin davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, her ne kadar davacı tarafça davalıdan tazminat talep edilmiş ise de; dava konusu çekin tahsiline yönelik olarak başlatılan icra takibinde davalı bankanın ağır kusurlu ve/veya kötü niyetli olduğu hususu davacı tarafça ispatlanamadığından, tazminat koşullarının oluşmadığı kanaatine varılarak, davacı yanın davalıdan tazminat isteminin reddini de kapsar şekilde aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; davacı şirketin … … Bankası A.Ş. … …’ne ait, … çek seri numaralı, 22/12/2016 keşide tarihli, 72.340,00 TL meblağlı çekten dolayı davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine,
2-Şartları oluşmadığından davacı tarafın kötü niyet tazminatına yönelik isteminin reddine,
3-Alınması gerekli 4.941,54-TL karar ve ilam harcından 1.217,00-TL. peşin yatırılan harcın mahsubu ile kalan 3.724,54-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 2.339,90-TL (31,40-TL başvuru harcı, 1.217,00-TL peşin harç, 4,60-TL vekalet harcı, 900,00-TL bilirkişi ücreti, 186,90-TL tebligat, posta ücreti) yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 10.204,20-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avanslarından geriye kalanın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır