Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1061 E. 2021/288 K. 21.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/1061 Esas
KARAR NO:2021/288

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:23/11/2017
KARAR TARİHİ:21/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların …’da yaptıkları stadyum inşaatı işi için daha önce anlaştıkları dava dışı … … Ltd. Şti.’nin istenen işlemleri yapıp bitiremediğini, stadın açılışının Cumhurbaşkanı’nın gelişine yetiştirilebilmesi için davalılar ile dava dışı … … Ltd. Şti.’nin müvekkili şirkete başvurduğunu, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından 26 adet kabinet elektrik bağlantısının yapıldığını, 40 adet SM ile 24 adet MM gbic modüllerinin takıldığını, ana sistem odasında bulunan 3 adet omurga switchin devreye alındığını, gbic modüller ve fiber kabloların takıldığını, wireless kontrol cihazı montajının ve konfigürasyonunun yapıldığını, wireless (access point) cihazların ayarlarının yapıldığını, fiber kabloların test edildiğini, bunlar dışında daha önce bazı işleri yapmak üzere davalı ortaklık ile anlaşma yapan firmanın eksik bıraktığı işlerin tespit edilerek davalı tarafa bildirildiğini, tespit edilen eksiklikler haricinde stadın sisteminin devreye alındığını, müvekkili şirketçe işlemler yapıldıktan ve davalıların talebi ile eksiklikler tespit edildikten sonra, taraflarca 06/07/2017 tarihli “DATA SİSTEMİ DEVREYE ALMA TUTANAĞI”’nın düzenlenerek tüm bu hususların tutanak altına alındığını, söz konusu tutanağın müvekkili şirket adına… tarafından, dava dışı … … Ltd. Şti. adına … tarafından, davalı … İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. adına ise elektrik mühendisi… ve inşaat mühendisi … tarafından imzalandığını, yapılan işlerle ilgili olarak müvekkili tarafından 26/09/2017 tarihli, … sıra nolu faturanın düzenlediğini, anılan faturanın davalı şirket çalışanı olan ve müvekkili şirket ile davalı ortaklık arasındaki irtibatı sağlayan ve aynı zamanda 06/07/2017 tarihli tutanakta da imzası bulunan elektrik mühendisi…’e … Kargo’nun … takip numaralı kargosu ile gönderildiğini ve bu kişi tarafından 02/10/2017 tarihinde teslim alındığını, daha sonra kararlaştırılan hizmet ve malzeme bedeli müvekkiline ödenmeyince davalılar aleyhine…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak davalılarca icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, itirazlar üzerine takibin durduğunu belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; davalıların itirazların iptali ile takibin devamına, davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili ise cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça yapılan işlerle ilgili olarak davacı tarafından düzenlenen faturaların dava dışı … … San. Tic. Ltd. Şti. ile davacı arasında yapılan sözleşme gereğince dava dışı … … San. Tic. Ltd. Şti. adına düzenlenmesi gerektiğini, müvekkili şirketler adına fatura düzenlenmesinin hukuka aykırı olduğunu, alacaklı tarafından düzenlenen fatura ve içeriğinin gerçeklerle bağdaşmadığını, davaya konu icra takibinin yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılmış olduğunu belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin ise davacı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davacı şirketçe eser sözleşmesi kapsamında davalılara verildiği iddia edilen hizmet karşılığında düzenlenen fatura bedelinin tahsiline yönelik olarak…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile girişilen ilamsız icra takibine davalılar tarafından yapılan itirazın İİK.’nın 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, müvekkili şirket tarafından yapılan tüm işlemleri ve davalı şirketlerin talebi ile tespit edilen eksiklikleri içeren 06/07/2017 tarihli Data Sistemi Devreye Alma Tutanağı, müvekkili şirket tarafından düzenlenen 26/09/2017 tarihli ve … sıra numaralı fatura, faturanın tebliğ edildiğine dair belge, keşif, bilirkişi incelemesi ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır. Davalı taraf ise delil olarak; ticari defterler, bilirkişi incelemesi, tanık beyanı, yemin, keşif ve sair delillere dayanmıştır.
Mahkememizce…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası celbedilerek incelenmiştir. İcra takip dosyasının incelenmesinde; davacı şirket tarafından 16/10/2017 tarihinde davalılar aleyhine 33.748,37-TL. üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalılar vekili tarafından yasal süresi içerisinde 31/10/2017 tarihli dilekçe ile yetkiye, takibe ve borca itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu, daha sonra davacı tarafından 23/11/2017 tarihinde harca esas değer olarak 33.748,37-TL. gösterilmek suretiyle ve 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı tarafça yetki itirazında bulunularak, … İcra Daireleri’nin ve dolayısıyla İstanbul Mahkemeleri’nin yetkili olmadığı, … İcra Daireleri’nin ve … Mahkemeleri’nin davada yetkili olduğu ileri sürülmüş ise de; huzurdaki dava, faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla davalılar aleyhine başlatılan ilamsız icra takibinde yönelik itirazın iptaline ilişkin olduğundan, HMK.’nun 10. ve TBK.’nun 89. maddeleri gereğince para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilebileceğinden, davacı alacaklı şirketin yerleşim yeri adresi de …/…’de bulunduğundan, dolayısıyla … İcra Daireleri ile … Mahkemeleri yetkili bulunduğundan, mahkememizce 25/09/2019 tarihli duruşmada davalı tarafın yerinde görülmeyen yetki itirazının reddine karar verilerek işin esasına girilmiştir.
Davalılar vekili tarafından her ne kadar tanık listesi verilmiş ve tanıkların dinlenmesi talep edilmiş ise de, gerek davacı tarafın 05/11/2018 tarihli dilekçesi ile davalı yanın tanık dinlenmesine yönelik taleplerine muvafakat etmediklerini bildirmiş olması, gerekse uyuşmazlığın niteliği ve miktarı dikkate alınarak, mahkememizce tarafların tanık dinlenmesi yönündeki taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce davalı ve davacı şirketlerin ilişki dönemine ait BA ve BS formlarının celbi için ilgili vergi dairelerine ayrı ayrı müzekkere yazılmasına, ayrıca Sosyal Güvenlik Kurumu’na müzekkere yazılarak her iki davalı şirketin çalışanlarının isim ve T.C. Kimlik numaralarının bildirilmesine karar verilmiştir. Davalı şirketlere ayrı ayrı müzekkere yazılarak; davacı tarafça dosyaya sunulan 06/07/2017 tarihli “DATA SİSTEMİ DEVREYE ALMA TUTANAĞI” altında imzaları bulunan elektrik mühendisi… ve inşaat mühendisi …’ün şirketlerinin çalışanı olup olmadıkları hususu sorulmuştur.
Davalılar vekili tarafından dosyaya sunulan 07/10/2019 tarihli dilekçede özetle; dosya kapsamında mevcut 06/07/2017 tarihli “DATA SİSTEMİ DEVREYE ALMA TUTANAĞI” altında imzaları bulunan elektrik mühendisi…’in müvekkili şirketlerde 22/09/2016 ile 15/11/2017 tarihleri arasında, inşaat mühendisi …’ün ise müvekkili şirketlerde 25/02/2015 ile 15/11/2017 tarihleri arasında çalıştığı bildirilmiş ve buna ilişkin sigortalı hizmet listelerinin örneği sunulmuştur.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçluların icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereğince, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlama yükümlülüğü davacı tarafa ait olduğundan, bu kapsamda taraflarca bildirilen deliller toplanmış, mahkememizce icra takip dosyası getirilerek dosyaya kazandırılmıştır. Sonrasında mahkememizce 25/09/2019 tarihli duruşmada iddia, savunma, toplanan deliller, tarafların ilişki dönemine ait ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
SMMM bilirkişi tarafından 26/11/2019 tarihinde dosyaya sunulan raporda özetle; davacının dava ve takip konusu yaptığı 26/09/2017 tarihli, … nolu fatura alacağının içeriğini oluşturan işlerin davalı tarafa verilip verilmediği hususunun uzmanlık alanı dışında olduğu, bu durumun tespit edilmesi için teknik bilirkişiden görüş alınmasının dava dosyasına katkı sağlayacağı, davacının dava konusu 26/09/2017 tarihli, … nolu fatura alacağının içeriğini oluşturan işlerin davalı tarafa verildiği yönünde görüş oluşması halinde davacının davalılardan 9.204,00-USD (32.145,21-TL.) tutarında alacağı olabileceği şeklinde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce 05/02/2020 tarihli duruşmada; davalı şirketlerin bulunduğu … Nöbetçi Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi’ne talimat yazılarak, re’sen seçilecek mali müşavir bilirkişi marifetiyle davalıların tarafların ilişki dönemine ait ticari defter ve kayıtları üzerinde iddia ve savunma kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Talimat yolu ile alınan 14/05/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafın 26/09/2017 tarihinde kargo ile davalıya gönderdiği faturayı karşı tarafa ilettiğine dair kargo belgesini sunmuş olduğu, sonrasında bu faturadan dolayı karşı tarafa herhangi bir ihtarname göndermediği, davalı karşı tarafın ise bu faturaya istinaden davacı tarafa faturaya itiraz ettiğine dair herhangi bir ihtarname göndermediği, ancak 02/10/2017 tarihinde faturayı geri gönderdiğine dair kargo evrakını dosyaya sunduğu, dolayısıyla sunulan evraklara göre ilgili faturanın 26/09/2017 tarihinde davacı tarafından davalıya gönderildiği, bundan tam 7 gün sonrasında ise 02/10/2017 tarihinde davalı tarafından davacı taraf geri iade edilmiş olduğu, ancak her iki tarafın da birbirlerine resmi olarak bu faturadan dolayı ihtarname çekmediği, sadece kargo yolu ile birbirlerine gönderimler yaptıkları, kargoda gönderilen evrakların mahiyetinin incelenmesinin uzmanlık alanı dışında kaldığı, dava konusu faturanın davacı tarafından davalı tarafa gönderildiği ve sonrasında ise davalı taraf tarafından kanuni süresinde faturanın geri iade edildiğinin her iki tarafın ticari defter kayıtlarının incelenmesi sonucunda da ortaya çıkan bir durum olduğu ve birbirini teyit ettiği, davacı şirketin dava konusu faturasına dayanak teşkil ettirdiği 06/07/2017 tarihli Data Sistemi Devreye Alma Tutanağı’nda davacı şirket tarafından yapılan işlemlerin sayıldığı, hem davacı hem davalılar hem de dava dışı … … Ltd. Şti. tarafından yapılan bu işlemlerin imza edilerek onaylandığı, davalı şirketlerin ise dava konusu bu faturanın kendi adına değil de dava dışı şirket olan “… … Ltd. Şti.” adına düzenlenmesi gerektiğini belirttiği, bu manada söz konusu faturayı kabul etmediği ve geri iade ettiği, kayıtlarına da almamış olduğu, bu durumda netice itibarıyla geriye kalan irdelenmesi gereken sorunun söz konusu bu tutanaktaki davacı tarafın yaptığı görülen bu işlemlerin kim ya da kimleri bağladığı, yapılan işin davacının faturasındaki belirtilen işlemlerle ne kadar örtüşüp örtüşmediği yönünde olması gerektiği şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Talimat ile alınan bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalılar vekilince 29/06/2020 tarihli dilekçe ile rapora itiraz edilmiş ve davacı vekili tarafından ise 08/07/2020 tarihli dilekçe ile rapora karşı yazılı beyanda bulunulmuştur.
Mahkememizce 28/10/2020 tarihli duruşmada; davalı vekilinin rapora itirazları ile davacı vekilinin beyanları gözetilmek suretiyle ve ayrıca …. Asliye Hukuk Mahkemesince alınan talimat bilirkişi raporunda tespit edilen hususlar da dikkate alınarak ek rapor düzenlenmek üzere dosyanın kök raporu düzenleyen bilirkişiye tevdi edilerek ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
SMMM bilirkişi … tarafından düzenlenen 18/01/2021 tarihli ek bilirkişi raporunda ise özetle; davacının sunmuş olduğu data sistemi devreye alma tutanağında belirtilen işlemlerin … … Ltd. Şti. ile yapılan sözleşmenin içeriğinden de anlaşılacağı üzere bu anlaşma kapsamında olduğu, data sistemi devreye alma tutanağında … … Ltd. Şti. yetkilisinin de imzasının bulunduğu, davacı şirketin dava konusu faturada yer alan işi yaptığının açık olduğu, faturada yapılan işten dolayı davalının fayda sağlayacağının da açık olduğu, davalı tarafın dava konusu faturanın dava dışı … …. Ltd. Şti. adına tanzim edilmesi gerektiğini ifade etmiş ise de faturada yapılan işlerden bizzat kendisinin yararlandığının ortada olduğu, bu durumda davacının davalıdan takip tarihi itibariyle ticari defterlere göre tespit edilen tutar olan 32.145,21.-TL. kadar alacağı olabileceği, ancak davalıların mevcut tutarı dava dışı … Ltd. Şti.’ne rücu edebileceği şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi ek raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalılar vekilince 22/02/2021 tarihli dilekçe ile ek rapora itiraz edilerek yeni bir bilirkişiden rapor alınması talep edilmiştir.
Mahkememizce 21/04/2021 tarihli duruşmada; dosyada alınan bilirkişi kök ve ek raporları ile talimatla alınan bilirkişi raporunun yargısal denetime uygun, hüküm kurmaya elverişli ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu kanaatine varılarak davalılar vekilinin yeni bir bilirkişiden rapor alınması yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir.
TBK.’nun 470. maddesine göre eser sözleşmesi; yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanmıştır. Eser sözleşmesi; iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olup, sözleşmenin geçerliliği zorunlu şekil koşuluna yani yazılı olarak yapılmasına bağlı değildir. Sözleşmenin bir tarafında yüklenici, yani bir eser meydana getirme borcu altına giren, eser meydana getirmeyi yüklenen taraf, diğer tarafta ise yüklenicinin meydana getirdiği esere kararlaştırılan bedeli ödemeyi taahhüt eden iş sahibi vardır.  Eser sözleşmesinde edim sonucunun gerçekleşmesi yüklenicinin eseri tamamlaması ve iş sahibine teslimi ile gerçekleşmektedir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre; taraflar arasında davalı şirketlerin yüklenimindeki stadyum inşaatının, yapılacak açılış öncesinde önceki taşeronlarca yapılan ancak eksik kalan bir kısım elektrik ve elektronik sistemlerinin tamamlanarak devreye alınması ile sistemlerdeki eksikliklerin tespiti işlerine ilişkin olarak 6098 sayılı TBK.’nun 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisi mevcut olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı şirket çalışanlarının da imzalarının bulunduğu 06/07/2017 tarihli “DATA SİSTEMİ DEVREYE ALMA TUTANAĞI” başlıklı belgede; davacı … FİRMASI TARAFINDAN YAPILAN İŞLEMLER şeklinde hem davacı tarafça yapılan iş ve işlemler, hem de davacı şirketten tespitinin yapılması istenen ve dava dışı … … San. Tic. Ltd. Şti. (kısaca … … Ltd. Şti.) tarafından eksik bırakılan iş ve işlemlerin neler olduğunun tek tek yazılmak suretiyle listelendiği anlaşılmaktadır. Ayrıca, davaya (dolayısıyla takibe) konu faturanın, davalı şirketin sigortalı çalışanı olan… tarafından teslim alındığı anlaşılmaktadır.
Davalı taraf, 06/07/2017 tarihli “DATA SİSTEMİ DEVREYE ALMA TUTANAĞI” altında imzaları bulunan…’in ve … tutanak tarihi itibariyle şirketlerinde çalıştığını dosyaya sunduğu beyan dilekçesi ile açıkça kabul ve ikrar etmiştir. Ayrıca dosyaya SGK’dan gelen kayıtlar da bu hususu teyit etmektedir. Anılan tutanakta; davacı şirketçe sözleşme kapsamında yapıldığı belirtilen işlerin, davalıların yüklenimindeki stadyum inşaatı işine ait olduğu hususu tarafların dosyadaki beyanlarından açıkça görülmektedir. Mahkememizce davalı şirketlerin şantiyedeki yetkilileri olan ve mühendis vasfındaki sigortalı çalışanlarının tutanağı imzalamış olması dikkate alındığında, davaya konu faturadaki işlerin, davalı şirketlerin uhdesinde yapılan stadyuma işine ilişkin işler ve işlemler olduğu kanaatine varılmıştır.
Öte yandan 2004 sayılı İİK.’nun 67/2 maddesine göre; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun da itirazında haksız olması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine haksız olarak itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunların dışında alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli, 2019/4054 Esas ve 2019/7699 Karar ve 04/06/2020 tarihli, 2020/2083 Esas ve 2020/2727 Karar sayılı ilamları)
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dosyada alınan kök ve ek raporlar, talimatla alınan bilirkişi raporu ile toplanıp değerlendirilen delillere ve özellikle DATA SİSTEMİ DEVREYE ALINMA TUTANAĞI’na göre; davalı şirketler ile davacı şirketin 06/07/2017 tarihli “DATA SİSTEMİ DEVREYE ALMA TUTANAĞI” ile tutanak altına alınmış işlerin yapılması konusunda sözlü olarak anlaştıkları ve taraflar arasında eser sözleşmesine dayalı ticari bir ilişkinin mevcut olduğu, bu ticari ilişki çerçevesinde davalı şirketlerin yüklenimindeki stadyum inşaatındaki bir kısım teknik işlerin davacı şirketçe tamamlandığı (yapıldığı) ve müştereken hazırlanarak davalı şirketlerin şantiyedeki temsilcilerinin de imzaladıkları tutanakla davalı şirketlere teslim edildiği, böylece anlaşma çerçevesinde davacı şirket tarafından yapılan tüm iş ve işlemlerin davalı şirketlere teslim edildiği ve eser sözleşmesi gereği edim sonucunun gerçekleştiği, davacı şirketin böylelikle yaptığı işlerin karşılığında keşide ettiği dava konusu fatura bedeline hak kazandığı, yapılan işlere ilişkin olarak tanzim edilen dava ve takip konusu faturanın davacı şirketçe davalı şirkete kargo yolu ile gönderildiği, faturanın davalı çalışanı…’e 02/10/2017 tarihinde teslim edildiği, davalı tarafın dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde; davacı şirketin yaptığını iddia ettiği fatura konusu işlere ve bizzat kendi sigortalı personelinin imzasının bulunduğu tutanak içeriğine değil, faturanın kimin adına düzenlendiğine itiraz ettiği, bir başka ifade ile davalı tarafın tutanakta listelenen iş ve işlemlerin davacı tarafça yapılmadığı yönünde bir itirazının olmadığı, davalı tarafın dava dışı … … Ltd. Şti. ile aralarındaki anlaşmanın davacı şirketi bağlayıcı nitelikte olmadığı, bu durumun tamamen davalılar ile dava dışı … … Ltd. Şti. arasındaki iç ilişki olduğu, davalı şirketlerin stadyum işinin ana yüklenicisi olması nedeniyle davacı tarafça yapılan işlerin davalı tarafın işi bir an önce teslim etmesi için yapıldığı, böylece takibe konu fatura içeriğindeki hizmetin davacı şirket tarafından yerine getirildiğinin ve davalılara teslim edildiğinin kabulünün gerektiği, davacı tarafça dosyaya sunulan ticari defter, kayıt ve belgelere göre düzenlenerek hükme esas alınmasında sakınca görülmeyen ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi raporunda tespit edilen miktara göre taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı olarak davacı şirketin davalı şirketlerden takip tarihi itibariyle 32.145,21-TL. alacağı bulunduğu, böylece davalı şirketlerin bilirkişi raporu ile tespit edilen miktara yönelik itirazının haksız olduğu ve İİK.’nun 67. maddesi gereğince bu miktar (32.145,21-TL.) yönünden iptalinin gerektiği, davacı yanın talebi ile de bağlı kalınarak asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesinin uygun olacağı, ayrıca İİK.’nun 67/2 maddesinde düzenlenen icra inkar tazminatının amacı alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik haksız itirazları önlemek olduğundan, takip konusu fatura alacağı da likit ve itiraz da kısmen haksız olduğundan, davacı lehine kabul edilen alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatını kapsar şekilde, ancak reddedilen kısım yönünden ise yasal şartları oluşmadığından davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmeksizin davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin istemin ise reddine ilişkin olarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; davalıların…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 32.145,21-TL. asıl alacağa yönelik itirazının iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-İtirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 6.429,04-TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 2.195,84-TL karar ve ilam harcından 576,34-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 1.619,50-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili Maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 576,34-TL peşin harcın davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 gereğince hesap ve takdir olunan 4.821,78-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 4,60-TL vekalet harcı, 1.350,00-TL bilirkişi ücreti ve 325,90-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.711,90-TL yargılama giderinin, kabul ve red oranına göre 1.630,58-TL’sinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 gereğince hesap ve takdir olunan 1.603,16-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
8-Davalılar tarafından yapılan 9,20-TL vekalet harcı ve 22,80-TL posta masrafı olmak üzere toplam 32,00-TL yargılama giderinin, kabul ve red oranına göre 1,52-TL’sinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalan kısmın karar kesinleştikten sonra ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/04/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır