Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1024 E. 2019/51 K. 31.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1024 Esas
KARAR NO : 2019/51
DAVA : Sıra Cetveline İtiraz
DAVA TARİHİ: 14/11/2017
KARAR TARİHİ: 31/01/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasından yapılan sıra cetvelinde, 2. sıradaki alacaklı davalı …’nın alacak miktarının sırada belirlenen alacaktan düşük olduğunu, 3.sıradaki alacaklı davalı bankanın alacağına yönelik ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ve kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan icra takiplerinden yapmış olduğu tahsilatların düşülerek alacak miktarının belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle sıra cetvelinin yeniden düzenlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı …A.Ş.ve…’den olan alacaklarının tahsili için tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla ve ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takiplerden bir kısım tahsilatlar yapıldığını ancak, müvekkilinin alacağının devam ettiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; sıra cetvelindeki alacağa yönelik müvekkili kurum ile yazışmanın devam ettiğini, bu konuda dosyaya ek açıklamada bulunacaklarını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Dava; İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı haciz yoluyla başlatılan takip dosyasında yapılan sıra cetvelinde 2. ve 3. sırada bulunan davalıların alacak miktarının tespiti ile gerçek alacak miktarı üzerinden sıra cetvelinin yeniden oluşturulması istemine ilişkindir.
Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce re’sen incelenir.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinin yürürlükte bulunduğu dönemde Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi iken, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5.maddesinde yapılan değişikle Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olarak değiştirilmiş ve bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’ya eklenen geçici 9.madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
Somut olayda dava, 6102 sayılı TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten sonra açılmış olup, 6102 sayılı TTK’nın 4/1.maddesine göre tarafların ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava niteliğindedir. Mezkur Yasa’nın 5/1.maddesi uyarınca aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ne var ki, İİK’nın 142/1.maddesinde “Cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel mündericatına itiraz edebilir.” hükmü düzenlenmiştir. Bu hükümde belirlenen mahal mahkemesinin hangi mahkeme olduğu konusunda bir açıklık bulunmamakla birlikte İİK’nın 235/1.maddesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3.maddesindeki gibi iflas davaları için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolundaki açık bir düzenleme bulunmadığından bu mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 04/06/2013 tarih ve 2013/3440 E-3763 K, 15/09/2014 tarih ve 2014/2019 E-5643 K, 15/10/2014 tarih ve 2014/1764 E-6313 K, 09/11/2015 tarih ve 2014/8014 E-2015/7134 K sayılı ilamlarında açıklandığı üzere; HMK’nın yürürlüğe girdiği 01/10/2011 tarihinde sonra açılan sıra cetveline itiraz davaları için görevli mahkeme HMK’nın 2/1.maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesidir (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, sh:738).
Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; taraflar tacir olmakla birlikte aralarında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı, dolayasıyla davanın mutlak veya nisbi ticari dava niteliğinde olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu nedenle uyuşmazlığın görüm ve çözüm yeri Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan mahkememiz davaya bakmakta görevsizdir. HMK’nın 114.maddesi gereğince görev dava şartı olup, aynı yasanın 115.maddesi gereğince dava şartlarının varlığı ileri sürülmese de yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılması gerekeceğinden HMK’nın 114/1-c ve 115/2.maddeleri gereği görev dava şartı yokluğu nedeniyle aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine, görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
2-Karar kesinleştikten sonra HMK’nın 20.maddesi gereğince 2 haftalık yasal sürede taraflardan biri tarafından başvuru halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi halde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3-Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, HMK 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde harç ve yargılama giderinin ve gider avansının harcanmayan kısmının mahkememizce karar altına alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.