Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1012 E. 2019/649 K. 24.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1012 Esas
KARAR NO : 2019/649

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/10/2017
KARAR TARİHİ : 24/09/2019

Davacı vekili tarafından mahkememizde açılan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tacir olan taraflar arasında 15/04/2016 tarihinde 5 yıl süreli Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi akdedildiğini, ayrıca taraflar arasında bayilik sözleşmesine ek olarak ek protokolün tanzim ve imza edildiğini, davalı …. tarafından … Noterliği’nden keşide edilen 13/07/2016 tarihli – … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiğini, müvekkili şirket tarafından … Noterliği’nin 01/09/2016 tarih ve …yevmiye numaralı ihtarnamesi ile karşı yanın ihtarnamesine cevap verilerek bayilik sözleşmesinin haksız fesih edildiğinin bildirildiğini ve müvekkilin ticari kayıp ve zararların karşılanmasının talep edildiğini, davalının bayilik sözleşmesinin eki ve devamı olan protokolün 8. maddesinde ariyetler başlığı altında taahhüt ettiği halde “…mt büyük boy fiyat panosu, totem (dev amblem), kompresör, jenaratör…” verilmesine yönelik edimini yerine getirilmediği, EPDK kurul kararı gereği, dağıtıcı değişikliğinin lisansa derç tarihinden itibaren en geç 1 (bir) ay içerisinde kurumsal kimlik çalışmalarını tamamlar şeklinde düzenleme mevcutken davalı tarafından bunun yerine getirilmediğini, davalının ariyetleri süresinde teslim etmediği için sözleşmenin ifasını engellediğini, EPDK tarafından 02/09/2016 tarihli yazışma ile 15/11/2016 tarihine kadar VTM akaryakıt şirketinin tek taraflı bayilik sözleşmesini fesih ettiğini bildirdiğini belirtmesi nedeniyle 3 aylık süre içinde yeni bayilik sözleşmesinin ibrazını talep edildiği halde bunun yerine getirilmediğini, müvekkilinin haksız fesih nedeniyle çok büyük mağduriyet yaşadığını ve zarar gördüğünü, müvekkili firmanın bu nedenle uğradığı kaybın 75.000.- TL olduğunu belirterek ve manevi tazminat talepleri saklı kalmak kaydıyla, haksız fesih nedeniyle, oluşmuş olan menfi zararlarının, oluşan kar mahrumiyetinin bilirkişi marifetiyle tespiti temerrüt tarihinden itibaren en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın Türkiye genelinde akaryakıt dağıtım ve depolama faaliyeti gösterdiğini, Türkiye genelinde 200’e yakın akaryakıt istasyonu ve bayi ağına sahip olduğunu, müvekkili firmanın davacı firma ile 15/04/2016 tarihinde 5 yıllık akaryakıt bayilik sözleşmesi imzaladığını, müvekkil firmanın sözleşmeden ve eki niteliğindeki protokolden doğan tüm hak ve yükümlülüklerini yerine getirdiğini, müvekkili firmanın davacının 08/06/2016 tarihinde aldığı ürün karşılığında verdiği 63.228,91-TL tutarındaki çekin karşılıksız çıktığını, “Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi’nin 6-c maddesinde müvekkili şirketin çeklerden birinin karşılıksız çıkması halinde çek bedeli ile faizinin ödenmesine kadar mal teslimini kesebileceğine, bayilik sözleşmesini feshedebileceğine ve elindeki tüm teminatları nakde çevirebileceğine ilişkin hüküm bulunduğunu, davacı bayi tarafından ödemelerin süresiz tatil edilmesi üzerine … Noterliği’nden keşide ettikleri 13/07/2016 tarih – … yevmiye numaralı ihtarname ile müvekkili şirkete bayilik sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, davacının bayilik sözleşmesi sürecinde kötü niyetli bir şekilde hareket ettiğini, kendisinin borca batık bir şirket olduğunu gizlediğini, karşılıksız çekten dolayı yapılan icra takibinin halen devam ettiğini, müvekkili firmanın cari hesap ve ariyetlerinden dolayı olan davacıdan olan alacağını halen tahsil edemediğini, davacının 75.000-TL. civarında kayba uğradığına ilişkin iddiasının asılsız olduğunu, müvekkili firmanın bayilik sözleşmesinin devam etmemesi sebebi ile ticari kayba uğradığını, kar mahrumiyeti ve cezai şart alacağının doğduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında akdedilen akaryakıt bayilik sözleşmesinin davalı tarafça tek taraflı feshedilmesi nedeni ile uğranıldığı iddia edilen zararlar ile kar mahrumiyeti zararlarının tazmini istemli tazminat davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; ihtarname, karşı ihtarname, bayilik sözleşmesi, protokol, EPDK tutanağı, EPDK yazışması, EPDK kayıtları, ticaret sicil kayıtları, bilirkişi incelemesi delillerine dayanmıştır. Davalı taraf ise akaryakıt bayilik sözleşmesi, protokol, fatura ve sevk irsaliyesi, ihtarnameler ve bilirkişi incelemesi delillerine dayanmıştır.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, celbi gereken belgeler ilgili yerlerden müzekkere ile istenerek getirtilmiştir. İddia, savunma, dosya kapsamı ve taraflarca sunulan belgelere göre taraflar arasındaki akaryakıt bayilik sözleşmesinin davalı tarafça feshinin haklı nedenlere dayanıp dayanmadığının tespiti, feshin haklı nedenlere dayanmamasının belirlenmesi halinde davacının iddia ettiği zararının bulunup bulunmadığı, var ise miktarının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilerek dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.
Konusunda uzman bir akaryakıt ve LPG sektör bilirkişisi ile bir SMMM’den oluşan bilirkişi kurulu marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi kurulunca 18/02/2019 tarihli bilirkişi kurulu dosyaya sunulmuş ve dosya taraflarına tebliğ edilmiştir.
Davalı vekili tarafından bilirkişi kurulu raporuna karşı beyan dilekçesi sunmuştur. Davacı vekili tarafından ise bilirkişi kurulu raporuna itiraz edilmesi ve itirazlar doğrultusunda bilirkişilerden ek rapor alınmasının talep edilmesi üzerine davacı tarafın bilirkişi raporuna karşı itirazları, duruşmadaki beyanları ile davalı yanın beyanları dikkate alınarak ek rapor düzenlenmek üzere dosya önceki bilirkişi heyetine verilerek ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından dosyaya 12/07/2019 tarihinde sunulan ek bilirkişi raporuna karşı davalı vekili tarafından UYAP üzerinden haberdar olunarak 21/08/2019 tarihinde itiraz dilekçesi sunulduğu, yine davalı vekili tarafından UYAP üzerinden haberdar olunarak 18/09/2019 tarihinde rapora karşı beyanda bulunulduğu anlaşılmıştır. 24/09/2019 tarihli karar duruşmasında davacı vekili imzalı beyanında ek rapor içeriğinden UYAP üzerinden haberdar olduklarını, rapora itirazlarını yaptıklarını ve ek raporu kabul etmediklerini, ek rapora karşı ayrıca itiraz ve beyanda bulunmak üzere süre talep etmediklerini bildirmiştir. Yine aynı duruşmada davalı vekili imzalı beyanı ek rapor içeriğinden UYAP üzerinden haberdar olduklarını, yazılı beyanda bulunduklarını, ek rapora karşı ayrıca itiraz ve beyanda bulunmak üzere süre taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
Dosyada alınan dosyada alınan kök ve ek bilirkişi raporları incelenip denetlenmiş, kök ve ek bilirkişi raporları ile toplanan deliller; gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun, itirazları cevaplar nitelikte ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görülmüş, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Dosyada alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporlarında özetle; sektörel genel uygulamalar gereğince bayilik anlaşmasının imzalandığı 15/04/2016 tarihi ile EPDK lisans tadil tarihi olan 17/05/2016 tarihi arasında geçen 33 gün içerisinde davacı şirketin yükümlülüğünde bulunan kurumsal kimliğe ilişkin imalat ile ilgili istasyona montajının yapılabileceği, 33 günlük bu sürenin imalat ve montaj açısından yeterli bir süre olduğu, davacı şirketin kanunda ve yönetmeliklerde belirlenen EPDK’nın idari para cezaları uygulamaları kapsamındaki her türlü cezayı ödemeyi göze alarak ticari faaliyetlerine başladığı ve davalıdan ürün alarak istasyonda satış yaptığının EPDK denetimi ile tespit edilerek davcıya yaptırım uygulandığının dosya kapsamıyla sabit olduğu, davacı şirketin 2016 yılına ait ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırıldığı, ancak kapanış tasdiklerinin ise yasal süresinde yaptırılmadığı, davacı şirketin defter incelemesine konu muavin döküm ibraz etmediği, bu nedenle cari hesap ilişkisinin irdelenmediği, defter üzerindeki kayıtların incelenmesi sonucunda 320.01,50 cari hesap kodu ile toplamda 78.044,92-TL tutarında kayıtlarının mevcut olduğu ancak devir borç/alacak bakiyesinin bulunmadığı, davalı şirketin 2016 yılına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırıldığı, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, davacı şirket tarafından davacı şirkete düzenlenen 5 adet faturanın davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalı şirketin sahibi lehine delil niteliğine haiz ticari defterlerin incelenmesi suretiyle davacıdan 80.170,17-TL alacaklı olduğu, somut olarak bir satış gerçekleşmediği, bu nedenle talep edilen kar mahrumiyetine esas teşkil edecek bir hesaplamanın yapılamadığı, davalı dağıtım şirketi haricinde başka bir dağıtım şirketi ile bayilik sözleşmesi imzalanarak ve EPDK’ndan Lisans çıkartılarak ilgili istasyonun işletilmesi bakımından bir engel bulunmadığı, bununla birlikte, davalı haricinde başka bir dağıtım şirketinden bayilik alınarak istasyonun işletilmesi yönünde davalı şirketten kaynaklı bir engel varsa davacının bu noktada somut delil sunmadığı, dolayısıyla oluştuğu iddia edilen zararın davacı tarafından somut delillere dayalı ispatı gerektiği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları ile dosyada alınan ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi kurulu kök ve ek raporlarına, toplanıp değerlendirilen tüm delillere göre; taraflar arasında akdedilen Akaryakıt Bayilik sözleşmesinin 6(c) maddesinde açıkça yer alan “çeklerden birinin karşılıksız çıkması halinde şirket, çek bedeli ve faizinin ödenmesine kadar mal teslimini kesebileceği gibi, bayilik sözleşmesini fesih edebilir ve nezdindeki tüm teminatları nakde çevirebilir” şeklindeki sözleşme hükmü karşısında davacının 2016 tarihinde almış olduğu ürün karşılığında vermiş olduğu 63.228,91 TL. tutarındaki çekin karşılıksız çıkması üzerine davalı şirketin noter vasıtasıyla davacıya keşide ettiği ihtarname ile bayilik sözleşmesini feshetmede haklı olduğu, davalının akdi feshinin haklı nedene dayanması nedeniyle davacının davalıdan herhangi bir kar mahrumiyeti talebinde de bulunamayacağı, ayrıca dosya kapsamındaki delillere göre davacı tarafın oluştuğunu iddia ettiği zararlarını ve davalı taraftan alacaklı olduğunu ispat edemediği, aksine dosyada alınan bilirkişi raporuyla davalının davacıdan alacaklı olduğunun tespit edilmiş olduğu kanaatine varılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-Alınması gerekli 44,40-TL karar ve ilam harcından 170.78-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 126,38-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/1 maddesi uyarınca hesap ve takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Taraflarca yatırılan gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK’nun 343. maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK’nun 341/1. maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı