Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1004 E. 2019/91 K. 07.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1004 Esas
KARAR NO : 2019/91
DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 07/11/2017
KARAR TARİHİ: 07/02/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı …A.Ş.’nin kurucusu olduğunu ve %74 pay oranı ile hakim hissedar davalı şirket ile yapılan sözleşmeler uyarınca yapılan hisse devirleri sonrasında dava dışı şirkette %24 oranında paya sahip hissedarı olduğunu, dilekçesinde bildirdiği nedenlerle dava dışı şirketin kontrol edilemez ve denetlenemez konuma geldiğini, yönetim kurulu üyeleri olan davalıların dava dışı şirkette çoğunluktan kaynaklanan tüm haklarını kötüye kullanması neticesinde dava dışı şirketin ve dolayısıyla azlık pay sahiplerini zarara uğrattığını, davalıların dava dışı şirketin malvarlığını ve karlılığını azaltacak eylemlerde bulunduğunu, kar payı dağıtımı teklifinin genel kurula sunulmadığını ve genel kurul gündemine bu konunun alınmadığını, bilançonun onaylanması amacıyla yapılmış bir yönetim kurulu toplantısı veya kararı olmadığını, finansal tabloların açık net, dürüst resim ilkelerine uygun olmadığını, ayrıca uluslararası muhasebe standartlarına ve ulusal muhasebe satandartlarına uygun mali tablolar olmadığını, davalı yönetim kurulu üyelerinin, şirkete, pay sahiplerine ve şirket alacaklarına karşı verdikleri zararlardan sorumlu olduklarını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle şimdilik 50.000 TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak dava dışı şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf iddiasına konu dönemde, davacının müvekkilleri ile birlikte dava dışı şirketin yönetim kurulu başkanı olarak yönetimin en üst kademesinde yer aldığını, dava dışı şirketin sınırsız şekilde yetkilisi olduğunu ve şirketin genel müdürlük görevini ifa ettiğini, bu nedenle şirket ve yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna ilişkin açılan davanın usule aykırılığından reddi gerektiğini, diğer yandan davacının yapılan işlemlere itirazının ve muhalefetinin bulunmadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
İddianın ileri sürülüş biçimine göre dava; davacının ortağı olduğu dava dışı …A.Ş.’nin, yönetim kurulu üyeleri olan davalılar tarafından, şirkete, pay sahiplerine ve şirket alacaklılarına karşı verilen zararın tazmini için TTK’nın 553.maddesi gereğince açılan sorumluluk davasıdır.
… Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına göre, dava dışı …A.Ş.’nin dava tarihi itibariyle davacı …’in yönetim kurulu üyesi, davalı …’nun müştereken Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olduğu görülmüştür.
Yönetim Kurulu Üyelerinin sorumluluğu; zarar verene yüklenebilecek ve onun hukuk düzenince onaylanmayan bir davranışından kaynaklanan zararların giderilmesidir.
6102 sayılı TTK’nun 553. maddesi; “Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirket hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar. Kanundan veya esas sözleşmeden doğan bir görevi veya yetkiyi, kanuna dayanarak, başkasına devreden organlar veya kişiler, bu görev ve yetkileri devralan kişilerin seçiminde makul derecede özen göstermediklerinin ispat edilmesi hali hariç, bu kişilerin fiil ve kararlarından sorumlu olmazlar. Hiç kimse kontrolü dışında kalan, kanuna veya esas sözleşmeye aykırılıklar veya yolsuzluklar sebebiyle sorumlu tutulamaz; bu sorumlu olmama durumu gözetim ve özen yükümü gerekçe gösterilerek geçersiz kılınamaz.” hükmünü içermektedir.
Yine aynı yasanın TTK’nın 369.maddesine göre; yönetim kurulu üyeleri ve yönetimle görevli üçüncü kişiler, görevlerini tedbirli bir yöneticinin özeniyle yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kurallarına uyarak gözetmek yükümlülüğü altındadır.
Yönetim Kurulu Üyelerinin TTK’na istinaden hukuki sorumluluklarına hükmedilebilmesi için zarar, kanuna veya esas sözleşmeye aykırılık, kusur ve illiyet bağı koşullarının gerçekleşmiş olması gerekir. Bu koşullarda zarar; kanuna veya esas sözleşmeye aykırılık ve illiyet bağı unsurlarının davacı tarafından; kusursuzluğun ise, davalı tarafından ispatı gerekir.
Somut olayda davacı; zarar verildiğini ileri sürdüğü dava dışı …A.Ş.’nin 07/11/2017 dava tarihine kadar yönetim kurulu üyesi olup, kendisinin de TTK’nın 369.maddesi gereğince şirketin yönetim ve işleyişi ile ilgili olarak tedbirli bir yöneticinin özenle dürüstlük kurallarına uygun biçimde şirketin menfaatlerini gözetmek yükümlülüğü altındadır.
Davacı taraf, şirketin zarara uğratıldığını ileri sürdüğü dönemde yönetim kurulu üyesi sıfatıyla, alınan kararlara yönelik bir muhalefet oyunun bulunduğu yönünde bir iddia da ileri sürmemiştir. Diğer yandan, yine bu döneme ilişkin davacının kendisinin de zarar gören şirket, ortaklar ve alacaklılarına karşı TTK 557.maddesi gereği müteselsil sorumluluğu bulunmaktadır.
Taraf iddia ve savunmaları, incelenen sicil kayıtları, toplanıp değerlendirilen tüm delillere göre, dava dışı şirketin zarara uğratıldığının ileri sürüldüğü dönemde davacının, 23/11/2016 tarihine kadar dava dışı şirketin Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Genel Müdürlük Görevini yürüttüğü, bu tarihten sonra davacının, 08/11/2017 (dava tarihinden bir gün sonrası) tarihine kadar yönetim kurulu üyesi olduğu dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davacının kendisinin de iddia ettiği zarara yönelik müteselsil sorumluluğu bulunmaktadır. Dolayısıyla davacı, yönetim kurulu başkan ve üyesi olduğu döneme ilişkin diğer şirket yönetiminde bulunan kişilere karşı sorumluluk davası açamaz. Diğer yandan davacı tarafça ileri sürülen tüm eylemler soyut nitelikte olup, hangi tarihleri kapsadığı da somut olarak belirtilmediği gibi somut delillerle ispatlanamamıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle davanın reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 44,40 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 853,88 TL peşin harçdan mahsubu ile bakiye 809,48 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 5.850 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.