Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/944 E. 2021/598 K. 12.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/411 Esas
KARAR NO:2021/142

DAVA:İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:05/07/2019
KARAR TARİHİ:24/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı arasında akdedilen sözleşmeler gereğince davalıya muhtelif krediler kullandırıldığını ve aynı zamanda kredi kartı verildiğini, davalı tarafından kredi kartı harcamalarından ve ticari nitelikteki kredilerden kaynaklanan aylık borç bedellerinin ödenmediğini, bunun üzerine davalıya her bir ürün için ayrı ayrı ihtarnameler gönderildiğini, buna rağmen alacakları karşılanmadığı için davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, davalı tarafından bu takibe haksız ve mesnetsiz olarak yasal süresinde itiraz edildiğini, davalıya ait kredi ve kredi kartı borçlarının gerek akdedilen kredi/kredi kartı sözleşmesi, gerek davalının yaptığı kart harcamalarını gösterir ekstreler, gerekse kredili mevduat hesabı harcamaları ile sabit olduğunu, müvekkili banka tarafından borçluya kullandırılan kredi kartı ve … numaralı kredinin tüketici işlemi mahiyetinde olduğunu, ancak 7827568 numaralı destek kredisinin ise ticari nitelikte olduğunu, davalı tarafından kullanılan kredi kartı ekstreleri incelendiğinde yaptığı harcamaların da ticari nitelikte olduğunu, dolayısıyla ticari nitelikli ürün nedeniyle işbu davaya bakmakla görevli mahkemenin Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davalı tarafından hiçbir şekilde ödeme yapılmadığı gibi başlatılan icra takibine haksız ve kötü niyetle itiraz edildiğini belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama harç ve masrafları ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … ise cevap dilekçesinde özetle; …. İcra Dairesi’nin … numaralı dosyası ile başlatılan takibe yasal itiraz süresi içerisinde itiraz ettiğini, davacı banka vekili Av….’ın icra takip dosyasına yaptığı itirazdan haberdar olmasına karşın huzurdaki davanın davacı tarafça yasada öngörülen 1 (bir) yıllık süre içerisinde açılmadığını, bu nedenle davanın öncelikle hak düşürücü süre nedeniyle reddinin gerektiğini, davacının dosyaya delil olarak sunduğu sözleşmelerin sadece borç-alacak ilişkisinin başlangıcını ifade ettiğini, herhangi bir borcun varlığının kanıtı olmadığını, davacı bankadan kullandığı banka ürünlerinin bireysel ürünler olduğunu, dolayısıyla işbu davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nin değil, Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğunu, icra takibi öncesinde gönderilmesi gereken ihbarnamelerin de kendisine ulaşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davalı …’ün davacı bankaya olan kredi ve kredi kartı borçlarını ödemediği iddiasıyla, davacı banka tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla davalı aleyhine giriştiği ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki ihtilafın; davalının kullandığı krediler ve kredi kartlarından kaynaklı olarak davacı bankanın davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, varsa takip ve dava tarihi itibariyle fer’ileri ile birlikte miktarı, alacağın likit olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi, Destek Kredisi Sözleşmesi, Kredi Kartı Sözleşmesi, hesap özetleri, ihbarnameler, ödeme planı, emsal mahkeme kararları, bilirkişi incelemesi, arabuluculuk tutanağı ve diğer tüm yasal delillere dayanmıştır. Davalı taraf ise herhangi bir delil bildirmemiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde; huzurdaki davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olmadığını, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunu ileri sürmüştür. Davacı banka ile davalı arasında birden fazla kredi ve kredi kartı sözleşmesi ilişkisi bulunduğu gerek tarafların beyanları, gerekse dosya kapsamı ile sabittir. Davacı bankanın … müşteri numaralı davalı … ile akdettiği … nolu Destek Kredisi Sözleşmesi’nde anılan sözleşme konusu kredilerin “…müşterinin ticari veya mesleki amaç ile satın aldığı / alacağı mal ve/veya hizmetlerin finansmanında kullanılmak üzere tesis edilmiş olduğu…” açıkça ifade edilmektedir. Taraflar arasındaki Destek Kredisi Sözleşmesi’nin ticari nitelikte bir kredi sözleşmesi olduğu açıktır. Davaya konu icra takip dosyasındaki alacak kalemlerinin; bir kısmının davacı banka ile davalı … arasında imzalanan ticari nitelikteki Destek Kredisi Sözleşmesi’nden, bir kısmının taksitli kredi sözleşmesinden, bir kısmının ise kredi kartından kaynaklandığı, davalı ile davacı banka arasındaki hukuki ilişkinin sunulan sözleşme örnekleri ve hesap kat ihtarından tüketici işlemi mahiyetinde bulunmadığı, buna göre TTK.’nun 4. maddesi uyarınca huzurdaki davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu kanaatine varılarak davalının görev itirazı mahkememizce yerinde görülmemiştir.
Davalı taraf cevabında ihtarnamelerin kendilerine ulaşmadığını iddia etmiş ise de; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 30/06/2011 tarihli, 2011/8472 E. ve 2011/7966 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere; alacağın muaccel hale gelebilmesi için kredi hesabının kat edilmesi yeterli olup, ayrıca hesabın katına ilişkin ihtarnamenin davalı borçluya tebliği zorunlu değildir. Dolayısıyla davalı banka tarafından hesap kat edilerek davalı borçluya ihtarname gönderildiğine göre, hesap katına dair ihtarının davalıya tebliğ edilmemiş olmasının huzurdaki davada esas bir etkisi olmadığı kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası aslı celbedilerek incelenmiştir. İcra takip dosyasının incelenmesinde; davacı banka tarafından davalı … aleyhine, borcun sebebi olarak “kredi sözleşmesi, ihtarname ve eki hesap özeti” gösterilmek suretiyle 03/08/2018 tarihinde, … nolu taksitli krediden kaynaklanan 8.496,58-TL. asıl alacak, 223,14-TL. işlemiş faiz, 11,16-TL faizin %5 gider vergisi olmak üzere toplam 8.730,88-TL., … nolu taksitli krediden kaynaklanan 2.322,86-TL. asıl alacak, 136,50-TL. işlemiş faiz, 2,40-TL. faizin %5 gider vergisi olmak üzere toplam 2.461,76-TL., … nolu kredi kartından kaynaklanan 28.482,87-TL. asıl alacak, 2,657,43-TL. işlemiş faiz, 26,31-TL. faizin %5 gider vergisi olmak üzere toplam 2.461,76-TL., genel toplamda ise 42.359,25-TL. üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, Örnek-7 nolu ödeme emrinin davalıya 10/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu asıl tarafından 17/09/2018 tarihinde ve yasal süresi içerisinde başta takibe konu asıl alacak olmak üzere ve tüm faiz masraflarına itiraz edildiği, davacı banka tarafından davalı aleyhine 05/07/2019 tarihinde ve 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.
Davalı …, her ne kadar davanın yasal süresi içerisinde açılmadığını iddia etmiş ise de; huzurdaki davanın davalının borca itiraz tarihi olan 17/09/2018 tarihinden itibaren 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre henüz dolmadan (05/07/2019 tarihinde) açıldığı anlaşılmakla, mahkememizce davalının bu yöndeki itirazına itibar edilmemiştir.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçluların icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereğince, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlama yükümlülüğü davacı bankaya ait olduğundan, bu kapsamda davacı tarafça bildirilen deliller toplanmış, mahkememizce icra takip dosyası celbedilerek dosyaya kazandırılmış, takibe ve davaya konu kredi sözleşmeleri, ihtarnameler, müşteri hesap özetleri, kredi ödeme planları, kredi yapılandırma planları, ve diğer tüm belgelerin dosya içerisinde olduğu görülmüştür. Sonrasında 16/01/2020 tarihli ara kararla; uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden davacı taraf iddiası, davalı taraf savunması, banka kayıt ve defterleri üzerinde bankacı bilirkişiden rapor alınmasına karar verilerek 14/02/2020 tarihi inceleme günü olarak belirlenmiştir.
Bankacı bilirkişi … tarafından düzenlenen 13/03/2020 tanzim tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalıya kullandırılan kredi kartı ve … numaralı kredinin tüketici kredisi mahiyetinde olduğu, 7827568 numaralı destek kredisinin ise ticari nitelikte kredi olduğu, davalı tarafından kullanılan kredi kartı ekstrelerinin incelenmesinde; yapılan harcamaların “ticari nitelikte olduğunun sabit olduğu”, davacı banka ile davalı arasında Destek Kredisi Sözleşmesi ve Tüketici Kredisi Sözleşmesi’nin imzalanmış olduğu, davacı banka tarafından davalı …’e 04/12/2014 tarihinde 36 ay vadeli 30.000,00-TL.’lik, 30/07/2015 tarihinde 15.000,00-TL.’lik taksitli krediler kullandırıldığı, daha sonra davalının başvurusu üzerine davacı banka tarafından davalıya kredi kartı tahsis edildiği ve kartın kendisine teslim edildiği, davacı bankanın davalı borçluya kullandırmış olduğu kredilerin aksaması üzerine sözleşme şartlarına göre hesapların 02/06/2018 tarihi itibarı ile kat edildiği, davacı bankanın takip tarihi itibariyle… numaralı kredi kartı yönünden 31.118,12-TL. alacaklı olduğu ve davalıdan borç tamamen ödeninceye kadar 28.482,87-TL. asıl alacak üzerinden %30,24 ve değişen oranlarda temerrüt faizi isteyebileceği, … numaralı taksitli kredi yönünden 8.687,05-TL. alacaklı olduğu ve borç tamamen ödeninceye kadar davalıdan 8.496,58-TL. asıl alacak üzerinden %36,36 ve değişen oranlarda temerrüt faizi isteyebileceği, … numaralı taksitli kredi yönünden de 2.384,30-TL. alacaklı olduğu ve borç tamamen ödeninceye kadar 2.322,86-TL. asıl alacak üzerinden %19,44 ve değişen oranlarda temerrüt faizi isteyebileceği belirtilerek görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Dosyada alınan bilirkişi raporu incelenip denetlenmiş, raporun bankacılık uygulamalarına, ilgili mevzuat hükümlerine uygun olarak tanzim edildiği, toplanan delillere, dosya kapsamına ve taraflar arasında akdedilen sözleşmelere uygun olduğu, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğu saptanarak mahkememizce de benimsenmiştir.
2004 sayılı İİK.’nun 67/2 maddesine göre; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun da itirazında haksız olması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine haksız olarak itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunların dışında alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli, 2019/4054 Esas ve 2019/7699 Karar ve 04/06/2020 tarihli, 2020/2083 Esas ve 2020/2727 Karar sayılı ilamları)
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, incelenen icra takip dosyası, dosyada alınan ve mahkememizce benimsenen bilirkişi raporu ile toplanıp değerlendirilen delillere göre; taraflar arasında akdedilmiş … nolu Destek Kredisi Sözleşmesi, … nolu Tüketici Kredisi Sözleşmesi ve Bankacılık Hizmet Sözleşmesi’nin mevcut olduğu, davalı …’ün anılan sözleşmelerde “müşteri” konumunda bulunduğu, davacı banka ile davalı … arasında imzalanan Destek Kredisi Sözleşmesi’nin ticari nitelikte bir kredi sözleşmesi olduğu, davalıya tahsis edilen kredi kartından yapılan harcama ve ödemelerin de ticari nitelikte olduğu, sonuç olarak davalı ile davacı banka arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi mahiyetinde değil ticari kredi ilişkisi mahiyetinde olduğu, davacı banka tarafından akdedilen sözleşmeler kapsamında davalıya kullandırılan ticari nitelikteki kredilerden ve verilen kredi kartının ticari olarak kullanımından kaynaklı ödenmeyen borçların tahsiline yönelik olarak …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile davalı aleyhine takip başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, huzurdaki davanın İİK.’nun 67. maddesi gereğince 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, dosyada alınan bilirkişi raporunda hesaplandığı üzere; davacı bankanın davalı borçludan takip tarihi itibariyle “… nolu taksitli krediden dolayı 8.496,58-TL. asıl alacak, 181,40-TL. işlemiş faiz, 9,07-TL. BSMV olmak üzere toplam 8.687,05-TL.”, “… nolu taksitli krediden dolayı; 2.322,86-TL. asıl alacak, 59,04-TL. işlemiş faiz, 2,40-TL. BSMV olmak üzere toplam 2.384,30-TL.” ve “… nolu kredi kartından dolayı; 28.482,87-TL. asıl alacak, 2.608,94-TL. işlemiş faiz, 26,31-TL. BSMV olmak üzere toplam 31.118,12-TL.”, genel olarak ise toplamda 42.189,47-TL. alacaklı olduğu, davalı bankanın ise takipte toplam 42.359,25-TL. talepte bulunduğu, sözleşmeleri imzalayan ve tahsis edilen kredileri kullanan davalı …’ün raporda hesaplanan bu miktara (42.189,47-TL.) yönelik itirazlarının haksız olduğu, bundan sorumlu tutulması gerektiği ve İİK.’nun 67.maddesi gereğince bu miktara yönelik itirazlarının iptalinin gerektiği, davacı bankanın bu miktarları aşan isteminin ise yerinde olmadığı ve reddinin gerektiği, ayrıca kredi sözleşmelerinden doğan alacak likit ve belirlenebilir nitelikte bir para alacağı olduğundan, kabul edilen alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatını da kapsar şekilde aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında;
a) … nolu taksitli krediden dolayı; 8.496,58-TL. asıl alacak, 181,40-TL. işlemiş faiz, 9,07-TL. BSMV olmak üzere toplam 8.687,05-TL. (asıl alacak olan 8.496,58-TL.’ye takip tarihinden itibaren yıllık %36,36 oranında temerrüt faizi uygulanmak suretiyle),
b) … nolu taksitli krediden dolayı; 2.322,86-TL. asıl alacak, 59,04-TL. işlemiş faiz, 2,40-TL. BSMV olmak üzere toplam 2.384,30-TL. (asıl alacak olan 2.322,86-TL.’ye takip tarihinden itibaren yıllık %19,44 oranında temerrüt faizi uygulanmak suretiyle),
c) … nolu kredi kartından dolayı; 28.482,87-TL. asıl alacak, 2.608,94-TL. işlemiş faiz, 26,31-TL. BSMV olmak üzere toplam 31.118,12-TL. (asıl alacak olan 28.482,87-TL.’ye takip tarihinden itibaren yıllık %30,24 oranında temerrüt faizi uygulanmak suretiyle), genel olarak ise toplam 42.189,47-TL.’ye yönelik itirazlarının ayrı ayrı iptali ile takibin talepnamedeki diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, davacı tarafın fazlaya ilişkin istemlerinin ise reddine,
2-Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan, itirazın iptaline karar verilen toplam 42.189,47-TL. üzerinden %20 oranında hesaplanan 8.437,89-TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli 2.881,96-TL karar ve ilam harcından, peşin harç ve icraya yatan harç toplamı 723,40-TL’nin mahsubu ile geriye kalan 2.158,56-TL’nin davalıdan tahsili ile Maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 723,40-TL peşin harç ve icraya yatan harç toplamının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 6.284,63-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 6,40-TL vekalet harcı, 850,00-TL bilirkişi ücreti ve 263,80-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.164,60-TL yargılama giderinin, kabul ve red oranına göre 1.159,93-TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/02/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır