Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/873 E. 2018/352 K. 12.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/873 Esas
KARAR NO : 2018/352
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 19/08/2016
KARAR TARİHİ : 12/04/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle satılan mallar için 31.171,50 TL fatura ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibi ile davalı işyerinde haczedilen malların yediemine teslim edildiğini, davalının icra takibine ve borca itirazı olmadığı için resmi icra taahhüdü alındığını, taahhüt sonrasında borcun ilk taksidini ödediğini, borçlu vekilinin tebligatın usulsüz yapıldığı iddiası ile açtığı dava sonucunda tebliğ tarihinin 23/11/2015 olarak düzeltilmesine karar verildiği ve icra takibinin durduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle itirazın iptalini, davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında sözleşme bulunmadığını, mahkemenin görevsiz olduğunu, icra takibinin ve davanın yetkisiz icra müdürlüğünde açıldığını, davaya dayanak takibe konu fatura bedeline ilişkin herhangi borç bulunmadığını, davacının taahhütlerinden kaynaklanan edimini yerine getirmediğini, müvekkili şirkete herhangi bir mal teslimi gerçekleşmemesine rağmen davacı tarafından fatura kesildiğini, usulsüz tebligata dayalı olarak yapılan cebri icra tehdidi altında ve haciz sırasında alınan ödeme taahhüdünün geçerli olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Takibin başlatıldığı, İstanbul… İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası getirtilmiş, yapılan incelemede; davacı tarafça davalı borçlu hakkında davaya dayanak fatura bedelinin ödenmemesi üzerine alacağın fer’ileri ile birlikte tahsili amacıyla ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin usulsüz tebliği üzerine İstanbul …İcra Hukuk mahkemesinin 15/12/2015 tarih ve … E-… K sayılı kararıyla ödeme emri tebliğ tarihinin 23/11/2015 günü olarak düzeltilmesine karar verildiği, davalı tarafın ise bu tarihten itibaren yasal 7 günlük süre içerisinde 24/11/2015 tarihinde borca itiraz ederek takibin durduğu ve yasal 1 yıllık süre içerisinde davacı tarafça 19/08/2016 tarihinde itirazın bertarafına yönelik dilekçede ileri sürülen nedenlerle eldeki davanın açıldığı görülmüştür.
Dava; faturaya dayalı alacağın tahsili için girişilen ilamsız icra takibine yönelik itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
Davalı borçlunun, takip dosyasına sunduğu itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine itiraz etmediği, bu nedenle icra dairesinin yetkili hale geldiği anlaşılmıştır. İtirazın iptali davaları takip dosyalarının devamı niteliğinde olması nedeniyle icra dairesinin yetkisine itiraz etmeyen davalı tarafın mahkememizin yetkisine itirazının reddi gerekmiştir. Diğer yandan taraflar tacir olup, uyuşmazlığın ticari işletmeden kaynaklanması nedeniyle TTK’nun 4.ve 5.maddesi gereğince işbu davaya bakmaya mahkememiz görevlidir.
Taraflar arasındaki ticari ilişki her iki tarafın kabulündedir. Söz konusu ticari ilişki nedeni ile davacı taraf takibe dayanak fatura konusu malı teslim ettiğini iddia ve davalı taraf da faturalar konusu malı teslim almadığını savunduğuna göre, davacı bu iddiasını (malın teslimini) kanıtlamak zorundadır. Salt fatura düzenlenmesi malın teslim edildiği anlamına gelmez. Ancak, takibe konu edilen faturalar davalı defterine kaydedilmiş veya vergi dairesi müdürlüğüne … Formları ile davalı tarafından faturalar bildirilmiş ise faturalar kapsamındaki malların teslim alınmış olduğunun kabulü gerekir. Bu kapsamda yer almayan faturalar için ise kanıt yükü (yani mal teslimini kanıt yükü) yine takip alacaklısı davacıdadır. Diğer yandan, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin kanıtlanması konusunda kanıt yükü kendisine ait olan tarafa HMK’nun 200.md gereğince kesin kanıtlarla kanıtlama zorunludur.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlamak yükümlülüğü davacı tarafa aittir. Bu kapsamda, davacı tarafça bildirilen deliller toplanmış, faturanın dosya arasında olduğu görülmüştür. Uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden bilirkişi raporu alınmasına karar verilerek, taraf ticari defter ve kayıtları, getirtilen-sunulan belgelerle birlikte dosya konusunda uzman bilirkişi …’e tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi tarafından düzenlenen 09/06/2017 tarihli bilirkişi raporunun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan bilirkişi raporunda; davacı firmanın inceleme konusu yapılan 2013-2014 yıllarına ait ticari işletme defterlerinin yasal süreleri içerisinde açılış tasdiklerinin yapıldığı, davacının inceleme konusu yapılan ticari defterlerinde takip ve dava konusu 31.171,50 TL irsaliye faturanın kayıtlarında yer aldığı, ancak, takip konusu irsaliyeli faturası üzerinde teslim alan bilgilerinin yer almadığı, davalı tarafın bağlı olduğu Beyazıt Vergi Dairesi kayıtlarından davalının Ekim 2014 dönemine ait … formu dökümünde takip ve dava konusu faturanın araştırılabileceği bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi raporu gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, Mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, incelenen takip dosyası, alınan ve benimsenen bilirkişi raporu, toplanıp değerlendirilen delillere göre, takip ve dava konusu faturanın davacı defterinde kayıtlı olduğu, ancak, fatura içeriği mal teslimine ilişkin irsaliyeli faturada davalı teslim alan imzasının bulunmadığı, davalının, Beyazıt Vergi Dairesi’nin … form kayıtlarında takip ve dava konusu faturanın yer almadığı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle alacağın varlığı ile miktarı davacı tarafça ispatlanamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiş, takip alacaklısının kötüniyeti kanıtlanamadığından davalının tazminat isteminin reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın Reddine,
2-Koşulları oluşmadığından davalı tarafın tazminat isteminin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 163,17 TL peşin harçdan mahsubu ile bakiye 127,27 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.359,32 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzünde, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalı
Hakim …
¸e-imzalı
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.